TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MESUT TEMİZKAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2017/4764)
Karar Tarihi: 15/1/2020
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Hicabi DURSUN
Kadir ÖZKAYA
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Raportör
Cafiye Ece YALIM
Başvurucu
Mesut TEMİZKAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, uyarlama yargılamasında gerekçesiz olarak hüküm kurulması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 22/8/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) 22/10/2013 tarihli kararıyla başvurucunun 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 103. maddesinin (2) numaralı fıkrasında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 13 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 9/3/2015 tarihli kararı ile hüküm onanmıştır.
7. Başvurucunun cezasının infazı devam ederken 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanun'un 59. maddesiyle değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 103. maddesinin (2) numaralı fıkrası Anayasa Mahkemesinin 12/11/2015 tarihli kararıyla iptal edilerek iptal kararının Resmî Gazete'de yayımlanmasından itibaren bir yıl sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
8. Başvurucu,Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda Mahkemeden uyarlama talebinde bulunmuştur. Mahkeme 11/7/2016 tarihli ek kararıyla başvurucunun talebini, mahkûmiyet kararına konu olan Kanun maddesinin 6545 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki hâlinin başvurucunun lehine olduğu, Anayasa Mahkemesince iptal edilen ve hâlen yürürlükte olan 5237 sayılı Kanun'un 103. maddesinin (2) numaralı fıkrasının aleyhe olduğu gerekçesiyle reddetmiştir.
9. Bu karara yapılan itiraz Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/7/2016 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
10. Başvurucu anılan karardan 18/8/2016 tarihinde haberdar olmuştur.
11. Başvurucu 22/8/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 15/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
13. Başvurucu; uyarlama yargılaması sonucunda gerekçesiz olarak talebinin reddedildiğini, aynı durumda bulunan hükümlülerin infazlarının durdurulması üzerine uyarlama yargılaması ve infazın durdurulmasını talep ettiğini belirterek eşitlik ilkesi ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
14. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun ihlal iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
15. Kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünde değişiklik (uyarlama) yargılaması; asıl ceza yargılamasının bütünüyle sonuçlanıp hükmün kesinleşmesinden sonra ancak infazın tamamlanmasından önce yürürlüğe giren bir ceza yasasının kesinleşmiş mahkûmiyet hükmüne, dolayısıyla infaza etkisi bulunup bulunmadığının saptanmasına ilişkin ve esas itibarıyla infazı ilgilendiren ve etkileyen bir yargılama faaliyetidir. Bu tali yargılamada, asli ceza yargılaması sürecinde kesinleşmiş bulunan önceki kararın dışına çıkılamayacak; oradaki suça konu sabit eyleme uygulanması olanağı bulunan yeni yasadaki hükümler bütünüyle tatbik olunduktan sonra yeni yasanın lehe sonuç doğurduğunun saptanması hâlinde hükümlünün bu sonuçtan faydalanması için infaza konu olabilecek nitelikte bir hüküm kurulmasıyla yetinilecektir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E.2013/8-604, K.2015/204, 9/6/2015).
16. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
17. Sözleşme’nin 6. maddesinde, adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular, Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz (Onurhan Solmaz, § 23).
18. Somut olayda başvurucu, hakkında verilen mahkûmiyet kararının kesinleşip infazının yapıldığı bir aşamada, kesinleşmiş mahkûmiyet hükmüne esas alınan kuralın Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi üzerine yapılan kanun maddesi değişikliği nedeniyle uyarlama yapılarak infazın durdurulması talebinde bulunmuştur. Başvurucu anılan talebinin reddedilmesi kararına karşı bireysel başvuru yoluna başvurmuştur. Bir başka deyişle uyarlama yargılamasıyla ilgili olarak şikâyetlerini dile getirmektedir. Başvurucunun bu kapsamda dile getirdiği ihlal iddiasının suç isnadı altında olduğu bir aşamaya ilişkin olmadığı, dolayısıyla başvurunun adil yargılanma hakkı kapsamına girmediği anlaşılmaktadır (benzer yöndeki bir karar için bkz. İnan Çoban, B. No: 2014/15208, 19/12/2017).
19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 15/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.