logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Özgür Suat Sökmen [2.B.], B. No: 2017/22577, 30/9/2020, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ÖZGÜR SUAT SÖKMEN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2017/22577)

 

Karar Tarihi: 30/9/2020

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

Muzaffer KORKMAZ

Başvurucu

:

Özgür Suat SÖKMEN

Vekili

:

Av. Hasan Önder SULU

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, tutuklama tedbirinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; kovuşturmanın makul bir sürede başlamaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 26/4/2017 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına ve başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

6. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne (PKK) üye olma suçundan soruşturma başlatılmıştır.

9. Başsavcılığın talimatıyla başvurucu 22/2/2017 tarihinde gözaltına alınmıştır.

10. Başsavcılık başvurucuyu silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanması talebiyle aynı tarihte sulh ceza hâkimliğine sevk etmiştir.

11. Gaziantep 4. Sulh Ceza Hâkimliği 22/2/2017 tarihinde, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmasına karar vermiştir.

12. Başvurucunun tutuklama kararına yaptığı itiraz, Gaziantep 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/3/2017 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

13. Başvurucu anılan kararın tebliğ edilmediğini, kararı 24/4/2017 tarihinde haricen öğrendiğini bildirmiştir.

14. Başvurucu 26/4/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

15. Başsavcılık 20/4/2017 tarihli iddianame ile başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması istemiyle aynı yer ağır ceza mahkemesinde kamu davası açmıştır.

16. Gaziantep 8. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) iddianameyi kabul etmiş ve Mahkemenin E.2017/116 sayılı dosyası üzerinden kovuşturma aşaması başlamıştır.

17. Mahkeme 10/7/2017 tarihinde yaptığı ilk duruşmada başvurucunun beraatine ve tahliye edilmesine karar vermiştir.

18. Anılan karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamış ve karar 18/7/2017 tarihinde kesinleşmiştir.

19. Başvurucu, kararın kesinleşmesi üzerine Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 141. maddesine dayanarak 8/9/2017 tarihinde tazminat davası açmıştır. Başvurucu dava dilekçesinde hakkında uygulanan gözaltı ve tutuklama tedbirlerinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek oluşan zararı için toplam 100.000 TL tazminat talep etmiştir.

20. Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesi 18/9/2018 tarihinde başvurucuya 6.787 TL maddi tazminat ve 11.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...davacının beraatine karar verilmesi sonucu, haksız olarak göz altına alınıp tutuklandığının ve bu haksız göz altı ve tutuklanmasından ötürü iş ve gücünden geri kaldığı, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi 6786,24 TL maddi zararının olduğu kabul edilerek, maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 6787 TL maddi tazminatın haksız göz altına alınma tarihi olan 13.02.2017 gününden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, maddi tazminat hususundaki fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmesi gerektiği inancına varıldığı gibi, bu haksız göz altı ve tutuklanmasından ötürü acı ve üzüntü duyduğunun doğal olarak kabul edilmesi gerektiği kanısına varıldığından, duyduğu acı ve üzüntünün derecesi tutuklu ve göz altında kaldığı süre, ekonomik ve sosyal durumu, günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, manevi tazminatın davacıyı zenginleştirme aracı olarak kullanılamaması ve hakseverlik ve denkserlik ilkesi göz önünde bulundurularak manevi tazminat isteminin de kısmen kabulü ile takdiren 11.000 (on bir bin) TL. manevi tazminatın haksız tutuklanma tarihi olan 13.02.2017 gününden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine... [karar verilmiştir.]"

21. Anılan karara karşı başvurucu ve davalı taraf istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesini yapan Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi 7/1/2019 tarihinde maddi tazminat miktarının 6.879,89 TL şeklinde düzeltilmesine ve istinaf başvurularının esastan reddine kesin olmak üzere karar vermiştir.

22. Başvurucu, belirtilen yargılama sürecine ilişkin bilgi ve belgeleri 6/12/2019 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

23. İlgili hukuk için bkz. Mustafa Öcal ve diğerleri, B. No: 2013/8196, 2/12/2015, §§ 32, 38-40.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

24. Mahkemenin 30/9/2020 tarihinde yaptığı toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

25. Başvurucu, tutuklanmasını gerektirecek somut bir delil olmadığı hâlde tutuklandığını, tutuklama kararının ve tutuklamaya itiraz üzerine verilen kararın gerekçesiz olduğunu ve daha hafif sonuçlar doğuran adli kontrol tedbirleri yerine tutuklama tedbiri uygulanmasının ölçülü olmadığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu tutuklanmasına bağlı olarak lise öğrenimine devam edemediğini ve bu nedenle eğitim hakkının ihlal edildiğini de ifade etmiştir.

26. Bakanlık görüşünde; başvurucu yönünden suç şüphesinin varlığını doğrulayan belirtilerin soruşturma dosyası kapsamında bulunduğu, tutuklama nedenlerinin varlığı ve tutuklamanın ölçülü olduğu yönündeki değerlendirmelerin de temelsiz olmadığı belirtilmiştir.

27. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formundaki açıklamalarını tekrarlamış ve çocuk olduğu gözetilmeden verilen tutuklama kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

28. Anayasa'nın "Kişi hürriyeti ve güvenliği" kenar başlıklı 19. maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:

"Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.

...

 Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir."

29. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu itibarla başvurucunun bu bölümdeki iddialarının kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.

30. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 46. maddesinde kimlerin bireysel başvuru yapabileceği sayılmış olup anılan maddenin (1) numaralı fıkrasına göre bir kişinin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmesi için üç temel ön koşulun birlikte bulunması gerekmektedir. Bu ön koşullar; başvuruya konu edilen ve ihlale yol açtığı ileri sürülen kamu gücü eylem veya işleminden ya da ihmalinden dolayı başvurucunun güncel bir hakkının ihlal edilmesi, bu ihlalden dolayı kişinin kişisel olarak ve doğrudan etkilenmiş olması ve bunların sonucunda başvurucunun kendisinin mağdur olduğunu da ileri sürmesi gerekir (Fetih Ahmet Özer, B. No: 2013/6179, 20/3/2014, § 24).

31. Anayasa Mahkemesi açısından, idari makamlar ve derece mahkemeleri tarafından başvurucu lehine bir tedbir ya da kararın alınması suretiyle ihlalin tespit edilmesi ve verilen karar ile bu ihlalin uygun ve yeterli biçimde giderilmesi hâlinde ilgili tarafın artık mağdur olduğu ileri sürülemeyecektir (Mustafa Öcal ve diğerleri, § 37).

32. Somut olayda başvurucu; hukuka aykırı bir şekilde tutuklandığını, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini sürmüştür. Başvurucu, haksız tutukluluk nedeniyle açmış olduğu davada ise lehine tazminata hükmedildiğini ve bu davanın sona erdiğini belirtmiştir.

33. Başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılandığı davada verilen beraat kararının 18/7/2017 tarihinde kesinleşmesi üzerine CMK'nın 141. maddesine dayanarak tazminat davası açtığı, dava dilekçesinde hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin hukuka aykırı (haksız) olduğunu ileri sürdüğü, istinaf aşamasını da içeren yargılama sürecinin sonucunda ise haksız tutuklanmaya bağlı olarak başvurucunun 6.879,89 TL maddi tazminat, 11.000 TL manevi tazminat almasına karar verildiği ve davanın 7/1/2019 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.

34. Tazminat davasında Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan tespitler ve başvurucu lehine hükmedilen toplam 17.879,89 TL tazminat gözetildiğinde, başvurucunun mağduriyetinin Anayasa Mahkemesinin benimsediği ölçüler çerçevesinde -açıkça ve orantısız olmayacak şekilde- giderildiği ve inceleme tarihi itibarıyla başvurucunun mağdur statüsünün bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

35. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

36. Başvurucu, kovuşturmanın makul bir sürede başlamaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

37. Bakanlık görüşünde, başvurucunun bu bölümdeki iddialarına ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiştir.

2. Değerlendirme

38. Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018) kararında Anayasa Mahkemesi yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği veya hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonuna (Tazminat Komisyonu) başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek bu yolun etkililiğini tartışmıştır.

39. Ferat Yüksel kararında özetle anılan başvuru yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı vetazminat ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).

40. Mevcut başvuruda, söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

41. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 30/9/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Özgür Suat Sökmen [2.B.], B. No: 2017/22577, 30/9/2020, § …)
   
Başvuru Adı ÖZGÜR SUAT SÖKMEN
Başvuru No 2017/22577
Başvuru Tarihi 26/4/2017
Karar Tarihi 30/9/2020

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutuklama tedbirinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; kovuşturmanın makul bir sürede başlamaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) Kişi Bakımından Yetkisizlik

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 6216 Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun 46
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi