TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SAAT VE SAAT TEKNİK SERVİS HİZMETLERİ TİC.
LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2017/25089)
|
|
Karar Tarihi: 8/9/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Umut FIRTINA
|
Başvurucu
|
:
|
Saat ve Saat Teknik Servis Hizmetleri
Tic. Ltd. Şti.
|
Vekili
|
:
|
Av. Ahmet Cem AKÇAY
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, işyeri denetimi neticesinde mevzuata aykırılık
gerekçesine dayalı olarak idari para cezası verilmesi nedeniyle mülkiyet
hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 26/5/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca (Kurum), saat ve takı
satışı işiyle uğraşan başvurucuya Kuruma eksik bildirimde bulunması nedeniyle
3.294 TL idari para cezası verilmiştir.
9. Başvurucu, anılan idari para cezasına itiraz etmiş; itiraz
İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 27/2/2017 tarihli kararıyla kesin olarak
reddedilmiştir.
10. Nihai karar, başvurucu vekiline 28/4/2017 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
11. Başvurucu 26/5/2017 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 8/9/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
13. Başvurucu; haksız yere idari para cezası uygulanması, Hazine
teşviklerinden yararlanamayacak olması ve ek prim ödemek zorunda kalması
nedenleriyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini öne sürmektedir. Diğer taraftan
başvurucu Şirket, davasını ispat edecek belgeleri Mahkemeye sunmasına rağmen
davanın aksini ispatlayacak bir bilgi veya belge sunmadığı gerekçesiyle
davasının reddedilmesinden yakınmaktadır. Başvurucuya göre Mahkeme eksik
inceleme ve araştırma suretiyle hüküm tesis etmiştir. Davanın duruşmalı
görülmesi talebinin değerlendirilmediğini belirten başvurucu, resmî kurum
kayıtları toplanmadan ve Kurum cevap dilekçesi tebliğ edilmeden kesin nitelikte
karar verilmesinden şikâyet etmektedir. Başvurucu son olarak emsal olarak
sunulan dava dosyalarında mahkemelerce idari işlemin iptaline karar
verildiğini, başvuru konusu davanın reddedilmesinin adalete olan güvenini
sarstığını belirtmiştir.
B. Değerlendirme
14. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu idari para cezası uygulanması
nedeniyle Hazine teşviklerinden yararlanamayacak olmasından yakınmakta ise de
bu iddiasına ilişkin yeterli açıklamada bulunmamıştır. Başvurucunun diğer
iddialarının ise mülkiyet hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği
değerlendirilmiştir.
15. Başvurucunun ileri sürdüğü ihlal iddialarının niteliği
nazara alınarak başvurunun kabul edilebilirlik kriterlerinden olan anayasal ve
kişisel önemden yoksun olma kriteri yönünden incelenmesi gerekir.
16. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasında anayasal açıdan önem taşımayan ve başvurucunun önemli bir zarara
uğramadığı başvuruların esastan incelenmeksizin reddedilebileceği hüküm altına
alınmıştır.
17. Anılan hükümle anayasal ve kişisel önemden yoksun
başvuruların esastan incelenmemesine imkân tanıyan ek bir kabul edilebilirlik
kriteri getirilmiştir. Dolayısıyla diğer tüm kabul edilebilirlik kriterlerini
taşısa hatta esas hakkında incelemeye geçildiğinde ihlal kararı verilebilecek
özellikte olsa bile 6216 sayılı Kanun’da belirtilen nitelikteki bir başvuru
kabul edilemez bulunabilecektir (K.V.
[GK], B. No: 2014/2293,
1/12/2016, § 55).
18. 6216 sayılı Kanun’da anayasal ve kişisel önemden yoksun
başvuruların kabul edilemez bulunabilmesi için iki koşul öngörülmüştür. Anayasal önem olarak adlandırılabilecek
olan birinci koşul başvurunun Anayasa’nın
uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının
belirlenmesi açısından önem taşımaması, kişisel önem olarak adlandırılabilecek olan ikinci koşul ise
başvurucunun önemli bir zarara uğramamasıdır
(K.V., § 57).
19. Anayasa hükümlerinin yorumlanması açısından önem taşıma
unsurunun başta Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru yoluyla daha önce
yorumlamadığı meseleleri kapsadığında kuşku bulunmamaktadır. Bununla birlikte
Anayasa Mahkemesi, bir meseleyle ilgili olarak daha önce Anayasa’nın ilgili
hükümlerini yorumlamış olsa bile değişen durumları dikkate alarak yeniden yorumlama
ihtiyacı duyabilir. Bu durumda da o meseleye ilişkin başvurunun anayasal
öneminin bulunduğunu kabul etmek gerekir (K.V.,
§ 63).
20. Anayasa hükümlerinin uygulanması açısından başvurunun önem
taşıdığının söylenebilmesi için kamu makamları ve derece mahkemelerinin belli
bir meseleye ilişkin uygulamalarının Anayasa Mahkemesi yorumlarından farklı
olması ve bu farklılığın da önemli olması gerekir (K.V., § 64).
21. Kişisel önemin bulunmaması koşulu ise -başvurucunun içinde
bulunduğu koşullar da dâhil olmak üzere- her olayın kendine özgü koşulları
dikkate alınarak ve objektif verilerden hareket edilerek Anayasa Mahkemesi
tarafından değerlendirilir (K.V.,
§§ 66, 67).
22. Anayasa Mahkemesi, önüne gelen iddialara ilişkin birçok
başvuruda mülkiyet hakkının kapsam ve içeriğini belirlemiştir. Bu kapsamda
somut başvuruda dile getirilen şikâyetlere benzer şekildeki ihlal iddialarına
ilişkin başvurularda (Orhan Gürel, B. No: 2015/15358, 24/5/2018, §§ 58-64; Mars
Sinema Turizm ve Sportif Tesisler İşletmeciliği A.Ş., B. No: 2017/23849,
10/10/2018, §§ 70-76; Mustafa Taş, B. No: 2017/23968, 31/10/2018, §§ 54-61)
ilgili Anayasa kurallarının yorumlandığı anlaşılmaktadır.
23. Buna göre Anayasa Mahkemesinin sıklıkla uygulanmış açık bir
içtihadının bulunduğu mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvuru genel
bir soruna işaret etmediği gibi başvurunun Anayasa'nın uygulanması ve
yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi
açısından da önem taşıdığının ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır.
24. Başvurucu, aleyhine uygulanan idari para cezası miktarının
3.294 TL olduğunu ifade etmektedir. Anılan miktarın saat ve takı satışı işiyle
iştigal eden başvurucunun mali durumuna ciddi anlamda zarar verdiği ve kendisi
için ne denli önemli olduğu hususunda herhangi bir açıklamasının olmadığı da
gözetildiğinde başvuru konusu miktarın başvurucu açısından önemli bir zarar
oluşturduğu kanaatine ulaşılamamıştır.
25. Sonuç olarak somut olayda başvuru Anayasa'nın yorumlanması
ve uygulanması açısından önem taşımadığı gibi başvurucunun da önemli bir zarara
uğramadığı kanısına varılmıştır.
26. Açıklanan gerekçelerle anayasal ve kişisel önemden yoksun
olduğu anlaşılan başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden
incelenmeksizin kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun anayasal ve
kişisel önemden yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
8/9/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.