TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ESKİŞEHİR IŞIK YAPI DENETİM LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2017/31770)
Karar Tarihi: 11/3/2020
Başkan
:
Recep KÖMÜRCÜ
Üyeler
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Raportör
Tuğba TUNA IŞIK
Başvurucu
Eskişehir Işık Yapı Denetim Ltd. Şti.
Vekili
Av. Muhammet Halit YENEN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, imar para cezasının iptali talebiyle açılan davanın aynı maddi olaya dayanılarak açılan başka bir davada verilen karardan aksi bir sonuca ulaşılarak reddedilmesi nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 15/8/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu Şirket, Eskişehir'in Tepebaşı ilçesinde bulunan bir inşaatın yapı denetim görevini üstlenmiştir. Eskişehir Tepebaşı Belediyesi (İdare) tarafından, anılan inşaatta görevli şantiye şefinin istifa ettiği 30/4/2012 tarihinde %10 olan inşaat seviyesinin 6/6/2016 tarihinde %95 seviyesine ilerletildiği tespit edilmiştir. İdare tarafından 21/7/2016 tarihli işlem ile %10-%95 arasındaki seviyenin ruhsatsız olarak çalışıldığı gerekçesiyle 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi gereğince yapı sahibi İ.A.ya, yapı müteahhidine ve yapı denetim şirketi olan başvurucu Şirkete ayrı ayrı olmak üzere 15.554,20 TL idari para cezası uygulanmıştır.
A. Başvurucu Tarafından Açılan İptal Davası Süreci
7. Başvurucu Şirket, idari para cezasının iptali talebiyle Eskişehir 2. İdare Mahkemesinde (2. İdare Mahkemesi) iptal davası açmıştır. Dava dilekçesinde yapının mevzuata uygun yapıldığı, Belediyenin inşaatı mühürlemediği, ceza verilecekse bile 3194 sayılı Kanun'un 28. maddesine aykırılık sebebiyle anılan Kanun'un 42. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen maktu cezanın verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
8. 2. İdare Mahkemesi davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, istifa eden şantiye şefi yerine yeni bir şantiye şefinin görevlendirilmesine kadar inşai faaliyetin durdurulması gerekirken durdurulmadığı, inşaatta %10-%95 seviyeler arasında ruhsatsız çalışıldığı hususunun sabit olduğu, fennî mesul olan başvurucu Şirketin şantiye şefi bulundurulmaksızın yapım işinin sürdürülmesi hâlinde bu durumu altı iş günü içinde Belediyeye yazılı olarak bildirmesi gerekmesine rağmen bildirmediği, bu sebeple dava konusu işlemin hukuka aykırı olmadığı belirtilmiştir.
9. Başvurucu Şirket, karara karşı Ankara Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesine (Bölge İdare Mahkemesi) istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf dilekçesinde yapının ruhsatsız olmadığı, fiilen bir şantiye şefinin bulundurulduğu ancak bu durumun Belediyeye geç bildirildiği, idari para cezası hesaplama yönteminin hukuka aykırı olduğu, Belediyenin mevzuata göre mühürleme görevini yerine getirmediği, 3194 sayılı Kanun'un 28. maddesine aykırılık sebebiyle maktu cezanın uygulanması gerektiği belirtilmiştir. İstinaf başvurusu Bölge İdare Mahkemesi tarafından kesin olmak üzere reddedilmiştir.
10. Nihai karar 17/7/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir.
11. Başvurucu 15/8/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Yapı Sahibi İ. A. Tarafından Açılan İptal Davası Süreci
12. Yapı sahibi İ.A. tarafından, hakkında uygulanan 15.554,20 TL idari para cezasının iptali talebiyle açılan davanın Eskişehir 1. İdare Mahkemesince (1. İdare Mahkemesi) kabulüne karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde, dava konusu idari yaptırıma konu para cezasının 3194 sayılı Kanun'un 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenleme gereğince maktu olması gerektiği belirtilmiştir.
13. İdarenin 1. İdare Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusu Bölge İdare Mahkemesinin 8/11/2017 tarihli kararıyla kabul edilerek davanın kesin olmak üzere reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...yapı işleri yürüten şantiyede, istifa eden şantiye şefinin yerine yeni bir şantiye şefi görevlendirilinceye kadar, Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinin 9. maddesinin 4. fıkrası uyarınca yapı müteahhidi tarafından inşai faaliyetin durdurulması gerekirken durdurulmadığı, ruhsat hükümsüz hale gelmesine karşın inşaatta %10-%95 seviyeler arasında ruhsatsız çalışıldığı hususunun sabit olduğu, yapı maliki olan davacının şantiye şefi bulundurmaksızın yapım işini sürdürdüğü anlaşıldığından, davacıya 3194 sayılı İmar Yasası'nın 42/2. maddesi uyarınca 15.554,20-TL idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır."
IV. İLGİLİ HUKUK
14. 3194 sayılı Kanun'un "Müelliflik, fenni mesuliyet, şantiye şefliği, yapı müteahhitliği ve kayıtlar" kenar başlıklı 28. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...Yapı sahibine ve idareye karşı sorumlu olan fenni mesuller, uzmanlık alanına uygun olarak yapıda yetki belgesi olmayan usta çalıştırılması veya şantiye şefi bulundurulmaksızın yapım işinin sürdürülmesi veya yapının mevzuata aykırı yapılması veya istifaları halinde, bu durumları altı iş günü içinde ilgili idareye yazılı olarak bildirmek zorundadır. Aksi takdirde, fenni mesuller kanuni mesuliyetten kurtulamaz. Bildirim üzerine, en geç üç iş günü içinde 32 nci maddeye göre işlem yapılır.
..."
15. 3194 sayılı Kanun'un "Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlanan yapılar" kenar başlıklı 32. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Bu Kanun hükümlerine göre; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine veya ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılarda projelerine ve ilgili mevzuatına aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce ...tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur.
16. 3194 sayılı Kanun'un "İdari müeyyideler" kenar başlıklı 42. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idari müeyyideler uygulanır.
Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, aşağıdaki şekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanır:
...
18, 28, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 40 ve 41 inci maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu maddelere aykırı davranan yapı veya parsel sahibine, harita, plan, etüt ve proje müelliflerine, fenni mesullere, yapı müteahhidine ve şantiye şefine, ilgisine göre ayrı ayrı olmak üzere ikibin Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal emniyetini tehdit etmesi halinde altıbin Türk Lirası idari para cezası verilir.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 11/3/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
18. Başvurucu Şirket, aynı olay sebebiyle yapı sahibi İ.A.ya uygulanan idari para cezasının iptali talebiyle açılan davanın kabulüne karar verildiği hâlde kendi davasının reddedildiğini, uygulanması gereken ceza miktarının nispi değil maktu olması gerektiğini, bu nedenlerle hukuki belirlilik ilkesinin ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetlerinin özünün aynı maddi olaya ilişkin olarak iki farklı mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda verilen kararların birbirinden farklı olması iddiası olduğu, bu sebeple yargılamanın sonucuna yönelik iddiaların bir bütün olarak hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
20. Bireysel başvuruya konu davadaki olayların kanıtlanması, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması, yargılama sırasında delillerin kabul edilebilirliği ve değerlendirilmesi ile kişisel bir uyuşmazlığa derece mahkemeleri veya temyiz mercileri tarafından getirilen çözümün esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesinde değerlendirmeye tabi tutulamaz. Anayasa’da yer alan hak ve özgürlükler ihlal edilmediği sürece ya da açıkça keyfîlik içermedikçe derece mahkemelerinin veya temyiz mercilerinin kararlarındaki maddi ve hukuki hatalar bireysel başvuru incelemesinde ele alınamaz. Bu çerçevede derece mahkemelerinin ve temyiz mercilerinin delilleri takdirinde açıkça keyfîlik bulunmadıkça Anayasa Mahkemesinin bu takdire müdahalesi söz konusu olamaz (Miraş Mümessillik İnş. Taah. Reklam. Paz. Bas. Yay. San. Tic. A.Ş., B. No: 2012/1056, 16/4/2013, § 35).
21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
22. 3194 sayılı Kanun'un 42. maddesinin ikinci fıkrasında, ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapılar sebebiyle sorumlular hakkında nispi idari para cezası uygulanacağı; üçüncü fıkrasında ise anılan Kanun'un ilgili maddelerinde belirtilen mükellefiyetlerin yerine getirilmemesi nedeniyle sorumlular hakkında maktu idari para cezası uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda başvurucu Şirketin idari para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemin sebebi olarak mevzuat gereği şantiye şefinin istifası ile ruhsatsız hâle gelen inşaatın %10 oranından %95 oranına kadar ilerlemiş olması gösterilmiştir. Başvurucu, idari para cezasının nispi olarak değil maktu olarak uygulanması gerektiğini ileri sürmüş; bu iddiasına, aynı sebeple yapı sahibine uygulanan idari para cezasına karşı açılan davada verilen ilk derece mahkemesi kararını da dayanak olarak göstermiştir.
23. Hukuk kurallarının yorumu derece mahkemelerinin takdirindedir. Bariz takdir hatası veya keyfîlik bulunmadığı müddetçe Anayasa Mahkemesinin derece mahkemelerinin hukuk kurallarına ilişkin yorumuna müdahale etmesi bireysel başvurunun amacıyla bağdaşmaz. Somu olayda derece mahkemesi başvurucunun fiilinin 3194 sayılı Kanun'un 42. maddesinin ikinci fıkrasına girdiğini değerlendirmiş ve idari para cezasının nispi olarak uygulanmasının hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşmıştır. Derece mahkemesinin bu yorumunda bariz takdir hatası veya keyfîlik görülmemiştir.
24. Öte yandan başvurucunun emsal gösterdiği ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda Bölge İdare Mahkemesi tarafından kaldırılarak davanın reddine karar verildiği anlaşıldığından aynı olaya ilişkin farklı kararların verildiği de söylenemez.
25. Somut olayda başvurucunun iddialarının dosya kapsamında değerlendirilmesi sonucunda hakkaniyete uygun yargılanma hakkına yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 11/3/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.