TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MUSTAFA AKKUŞ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2017/33044)
|
|
Karar Tarihi: 29/9/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Selçuk KILIÇ
|
Başvurucu
|
:
|
Mustafa AKKUŞ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, Yargıtay üyeliğine ilişkin mevcut yetkilerin
kaldırılmasına ve Yargıtay Yüksek Disiplin Kurulu oluşturulmasına yönelik
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararına karşı yapılan itirazın Yargıtay
Başkanlar Kurulu kararı ile reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının
ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 25/8/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu, eski Yargıtay üyesidir. Başvurucunun da aralarında
bulunduğu 140 Yargıtay üyesinin üzerine atılı
cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının öngördüğü düzeni
ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzenin fiilen uygulanmasını
önlemeye teşebbüs suçları nedeniyle göreve devam etmesinin tehlike
arz edeceği belirtilerek Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 17/7/2016 tarihli
kararı ile mevcut yetkilerin kaldırılmasına ve Yargıtay Yüksek Disiplin Kurulu
oluşturulmasına karar verilmiştir.
10. Başvurucu tarafından Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun
17/7/2016 tarihli kararına karşı Yargıtay Başkanlar Kuruluna itiraz edilmiştir.
Yargıtay Başkanlar Kurulu 21/12/2016 tarihli karar ile başvurucunun
itirazlarını ve taleplerini reddetmiştir. Bu kapsamda, diğer hususların yanında
ağır cezalık ve suçüstü hükümlerinin uygulanarak soruşturmanın Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığınca yürütülmesinin usule uygun olduğu da belirtilmiştir.
11. Başvurucu, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 21/12/2016 tarihli
kararına karşı tekrar itirazda bulunmuş ve bu itirazı da yine Yargıtay
Başkanlar Kurulunun 9/6/2017 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
12. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 9/6/2017 tarihli kararının
1/8/2017 tarihinde tebellüğ edildiği beyan edilmiştir.
13. Başvurucu 25/8/2017 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
14. 4/2/1983 tarihli ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun "Başkanlar Kurullarının görevleri"
kenar başlıklı 17. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Başkanlar kurullarının görevleri şunlardır:
1. Başkanlar Kurulunun Görevleri:
...
d) Birinci Başkanlık Kurulu, Yüksek Disiplin
Kurulu ile Yönetim Kurulu kararlarına karşı yapılan itirazları kesin olarak
karara bağlamak. Bu itirazların incelenmesinde karara katılan kurul üyesi daire
başkanları Kurula katılamaz ve eksiklikler o dairenin kıdemli üyeleriyle
tamamlanır.
...
Başkanlar kurullarının itiraz üzerine veya
doğrudan doğruya verdikleri bütün kararlar kesin olup, bu kararlar aleyhine
başka bir yargı merciine başvurulamaz."
15. 2797 sayılı Kanun'un "Birinci
Başkanlık Kurulunun görevleri" kenar başlıklı 18. maddesinin
ilgili kısmı şöyledir:
“Birinci Başkanlık Kurulunun görevleri
şunlardır:
...
4. Yargıtay Birinci Başkanı, birinci
başkanvekilleri daire başkanları ve üyeleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinin hakimlik vakar ve onuruna ve kişisel
haysiyetlerine dokunan veya görev gereklerine uygun düşmeyen davranışlarından,
kişisel ve görevle ilgili suçlardan dolayı ön veya ilk soruşturma yapmak ve bu
soruşturmanın, bir daire başkanı veya üye tarafından yapılması gerektiği
takdirde, hakkında soruşturma yapılacak olandan kıdemli olması koşulu ile bu
görevliyi belli etmek, bu mümkün olmadığı takdirde eşit kıdemli, o da yok ise
en yakın kıdemli başkan veya üyeyi görevlendirmek,
...
6. Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine
getirmek."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 29/9/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
17. Başvurucu; aleyhinde olduğu dile getirilen bilgi ve
belgelere erişimi engellenerek savunma yapma imkânının kısıtlandığını, masum
olduğunun ispatının tarafından istenildiğini ve ispat külfetinin tersine
çevrildiğini, Yargıtay Başkanlığınca yapılması gerekirken soruşturmanın
yetkisiz ve görevsiz adli birimlerce yapıldığını, hakkında kesinleşmiş bir
yargı kararı hatta tanzim edilmiş iddianame dahi yokken söz konusu kararların
tesis edildiğini, kararlarda gösterilen gerekçelerin keyfî ve ciddiyetten uzak
olduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu
kararı ile Yargıtay Başkanlar Kurulu kararlarında yapılan işlem ve alınan
kararlara karşı hangi kanun yolları ve mercilere başvurulması gerektiğinin ve
bu başvuruların sürelerinin gösterilmediğini belirterek Anayasa'nın 10., 13.,
19., 36., 38. ve 40. maddelerinde yer alan haklarının ihlal edildiğini iddia
etmiştir.
18. Bakanlık görüşünde, öncelikli olarak uyuşmazlığın
Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının koruma alanı
dışında olduğu belirtilmiştir. Ayrıca Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel
Kurulunun 24/8/2016 tarihli kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilmesi
nedeniyle başvurucunun mağdur sıfatının bulunmadığı değerlendirmesine yer
verilmiştir. Görüş yazısında esas yönünden ise başvurucu hakkında tesis edilen
görevden çekilmeye davet işleminin ilgili mevzuattaki usul ve yasal güvencelere
riayet edilerek yapıldığı, başvurucunun Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi kapsamında korunan haklarını etkileyen bir unsurun bulunmadığı ifade
edilmiştir.
B. Değerlendirme
19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun ileri sürdüğü şikâyetlerinin
ileri sürülüş tarzı ve mahiyeti gözetilerek belirtilen ihlal iddiaları adil
yargılanma hakkı kapsamında incelenmiştir.
20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı
fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası
gereği bireysel başvurunun başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu
öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde
yapılması gerekir.
21. 2797 sayılı Kanun'un 17. maddesinde, Yargıtay Birinci
Başkanlık Kurulu kararına karşı yapılan itirazları kesin olarak karara bağlamak Yargıtay Başkanlar Kurulunun
görevleri arasında sayılmış, ayrıca anılan maddenin son fıkrasında Başkanlar
Kurulunun itiraz üzerine veya doğrudan doğruya verdiği bütün kararların kesin olduğu ve bu kararlar aleyhine başka
bir yargı merciine başvurulamayacağı açıkça düzenlenmiştir.
22. Yukarıda belirtilen açıklamalar ile mevzuat hükümleri
uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulunun itiraz üzerine verdiği kararların kesin
nitelikte olduğu ve itiraz üzerine verilen kararlara karşı tekrar itirazda
bulunmaya mevzuatın imkân vermediği anlaşılmaktadır.
23. Buna göre bireysel başvuru açısından başvurucunun Yargıtay
Başkanlar Kurulunun itiraz üzerine verdiği kesin nitelikteki karara karşı bu
kararı öğrenmesinden itibaren otuz günlük başvuru süresi içinde Anayasa
Mahkemesine başvurması gerektiği açıktır.
24. Somut olayda Yargıtay eski üyesi olan başvurucunun Yargıtay
Birinci Başkanlık Kurulunun 17/7/2016 tarihli kararına karşı yaptığı itiraz
Yargıtay Başkanlar Kurulunun 21/12/2016 tarihli kararı ile reddedilmiştir. Bu
karardan sonra başvurucu tarafından mevzuatta öngörülmeyen Yargıtay Başkanlar
Kuruluna ikinci itirazının bireysel başvuru süresinin işleyişi bakımından bir
etkisi ve işlevi olmayacaktır. Bu itibarla söz konusu karara karşı bireysel
başvurunun Yargıtay Başkanlar Kurulunun 21/12/2016 tarihli kararının
başvurucuya tebliğ edildiği -en geç ikinci itiraz tarihi olan 16/1/2017 tarihi
kabul edilmiştir- tarihten itibaren otuz gün içinde yapılmış olması gerekirken
25/8/2017 tarihinde yapılması nedeniyle başvuruda süre aşımı bulunduğu sonucuna
varılmıştır.
25. Öte yandan başvurucu tarafından Yargıtay Birinci Başkanlık
Kurulu kararı ile Yargıtay Başkanlar Kurulu kararlarında yapılan işlem ve
alınan kararlara karşı hangi kanun yolları ve mercilere başvurulması
gerektiğinin ve bu başvurulara ilişkin sürelerin gösterilmediği iddiasında da
bulunulmuş ise de Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararlarına karşı yapılacak
itiraz başvurusu ve bu başvurular karşısında verilecek Yargıtay Başkanlar
Kurulu kararlarının niteliği hakkındaki kanun hükmünün sarih, anlaşılabilir ve
ulaşılabilir nitelikte olduğu değerlendirilmiştir.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin süre
aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 29/9/2020
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.