TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
KIZILCAHAMAM AKAYA YATIRIM İNŞ. TUR. A.Ş. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2017/36478)
Karar Tarihi:28/1/2020
Başkan
:
Recep KÖMÜRCÜ
Üyeler
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Recai AKYEL
Raportör
Fatma Burcu NACAR YÜCE
Başvurucu
Kızılcahamam Akaya Yatırım İnş. Tur. A.Ş.
Vekili
Av. Cemalettin GÜRLER
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, vekâlet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 27/10/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvurucu tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipte borçlu, Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) borca itirazda bulunmuştur.
6. Mahkeme; davacı borçlunun 8/9/2016 tarihli duruşmaya katılmaması nedeniyle, yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına, üç aylık süre içinde yenilenmemesi nedeniyle de davanın açılmamış sayılmasına (istinaf yolu açık olmak üzere) karar vermiştir.
7. Başvurucu, davanın açılmamış sayılmasına dair kararda lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini belirterek Mahkemeden hükmün tavzihini talep etmiştir.
8. Mahkeme 17/1/2017 tarihli ek kararında, 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre tavzih yoluyla taraflara tanınan hak ve borçların değiştirilip genişletilemeyeceğini ve sınırlandırılamayacağını, bu hususun ancak istinaf sebebi olabileceğini belirterek tavzih talebini reddetmiştir.
9. Başvurucu 15/12/2016 tarihli karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 21/9/2017 tarihli kararında; takip konusu miktarın 4.350,38 TL olduğunu, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 363. maddesinin değişik birinci fıkrasında öngörülen miktar dikkate alındığında uyuşmazlık konusu takipte talep edilen değerin 7.000 TL'yi geçmediğini, bu nedenle incelenmesi istenen kısmın miktar itibarıyla kesin olduğunu belirterek istinaf dilekçesinin kesin olarak reddine karar vermiştir.
10. Nihai karar 9/10/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ve başvurucu 27/10/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
11. Mahkemenin 28/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
12. Başvurucu; kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlattığını, borçlu tarafından takibin iptali için açılan davada borçlunun ön inceleme duruşmasına katılmayarak davasını takipsiz bıraktığını ve üç ay içinde davayı yenilemediği için davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği hâlde lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
13. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özü, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkindir (Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti, B. No: 2017/36736, 19/9/2018, § 78).
14. Anayasa Mahkemesi daha önce benzeri şikâyetleri Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti. başvurusunda incelemiş ve sonuca bağlamıştır (Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti. §§ 78-87). Buna göre Anayasa'nın 36. maddesinde medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıklarda lehe hükmedilen vekâlet ücretinin oranına ilişkin bir güvence bulunmadığı gibi lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesinin mahkemeye erişim hakkıyla da bir ilgisi yoktur. Ayrıca başvurucular, kamu tüzel kişisi aleyhine açmış oldukları davada lehlerine nispi vekâlet ücretine hükmedilmemesinin adil yargılanma hakkı kapsamındaki diğer güvencelere tesir ettiğini de ortaya koyabilmiş değildir (bkz. Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti. § 86).
15. İncelenen bu başvuruda da anılan kararda açıklanan ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir durumun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
16. Bu nedenle adil yargılanma hakkına yönelik bir müdahalenin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 28/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.