TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
FATMA AYDIN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2017/36763)
|
|
Karar Tarihi: 15/1/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Fatma Burcu NACAR YÜCE
|
Başvurucular
|
:
|
1. Fatma AYDIN
|
|
|
2. Hasan AYDIN
|
|
|
3. Leyla YILDIRIM
|
|
|
4. Meryemana AYDIN
|
|
|
5. Nigari ASAL
|
|
|
6. Sabri AYDIN
|
|
|
7. Sadık AYDIN
|
|
|
8. Sadi AYDIN
|
|
|
9. Sami AYDIN
|
Vekili
|
:
|
Av. Abdulkerim YENİL
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; yargılama aşamasında yürürlüğe giren kanun hükmünün
aleyhe sonuç doğuracak şekilde uygulanması nedeniyle mülkiyet hakkının, lehe
nispi vekâlet ücreti yerine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi nedeniyle de
mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 31/10/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
7. Dağıtım tarifeleri içinde yer alan, teknik olan ve teknik
olmayan kayıp maliyeti şeklinde ifade edilen kayıp
kaçak elektrik; dağıtım sistemine giren toplam enerji ile
tüketicilere fatura edilen enerji arasındaki farkı oluşturan elektrik
enerjisidir. Bu kayıp, elektriğin dağıtımı sırasındaki teknik sorunlardan
meydana gelebileceği gibi elektriğin mevzuata aykırı kullanılmasından da
kaynaklanabilmektedir (AYM, E.2016/150, K.2017/179, 28/12/2017). Dağıtım
faaliyetinin yürütülmesi sırasında kaçınılmaz olarak ortaya çıkan bu kayıp
kaçak elektrik maliyetinin tüketicilere yansıtılmasından oluşan bedel de kayıp
kaçak bedeli olarak adlandırılmaktadır. Yargıtay, kayıp kaçak bedeli ile bu
bedel üzerinden tahsil edilen bedellerin kurallara uygun davranan abonelerden
tahsilinin hukuk devleti ile bağdaşmayacağını kabul etmekte iken Danıştay, söz
konusu bedelin tahsilinin dayanağı olan idari işlemin iptaline dair açılan
davaları anılan bedelin elektrik piyasası faaliyetlerinin düzgün yürütülmesi,
kaliteli ve sürekli bir elektrik hizmeti sağlanmasının teminini amaçladığı
gerekçesiyle reddetmektedir.
8. Başvurucuların murisi zirai faaliyetleri kapsamında 7/1/2005
tarihinde elektrik abonesi olmuştur. Başvurucuların murisinin kullandığı
elektriğe ilişkin olarak adına düzenlenen faturalara kayıp kaçak bedeli de
yansıtılmıştır.
9. Başvurucular 7/1/2015 tarihinde Aksaray 2. Asliye Hukuk
Mahkemesinde (Mahkeme) abonelik tarihinden itibaren tahsil edilen kayıp kaçak
bedeli ve bu bedel üzerinden çeşitli adlar altında yapılan tahsilatlar
nedeniyle tazminat davası açmışlardır.Başvurucular, Yargıtay Hukuk Genel
Kurulunun (HGK) Yargıtay 3. Hukuk Dairesi (Daire) tarafından da benimsenen
21/5/2014 tarihli kararına dayanmıştır.
10. Başvurucular 21/4/2015 tarihli dilekçesiyle dava değerini
4.985,06 TL artırarak toplam 5.485,06 TL olarak
bildirmiş ve gerekli olan harçları yatırmıştır.
11. Mahkeme 14/5/2015 tarihli kararla davayı kabul etmiş ve
kabul edilen alacak miktarı üzerinden hesaplanan 1.500,00 TL vekâlet ücretinin
de davalı şirketten alınarak başvuruculara ödenmesine karar vermiştir.
12. Hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Yargıtay 3. Hukuk
Dairesi 1/12/2016 tarihli kararla Yargıtay içtihatlarında kayıp kaçak bedeli
adı altında ve bu bedele bağlı olarak başka adlarla bedel tahsilinin mümkün
olmadığını belirtmişse de daha önceden açılan ve görülmekte olan davalarda
uygulanması hükmünü de içeren 4/6/2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanun'un 21.
maddesi ile yapılan değişiklikler karşısında hukuki durumun yeniden
değerlendirilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur.
13. Mahkeme, bozma ilamına uyarak yapmış olduğu yargılama
sonunda 6/4/2017 tarihli kararla başvurucuların davanın açıldığı tarihteki
içtihatlara göre davayı açmakta haklı olmakla birlikte dava tarihinden sonra
yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik
Piyasası Kanunu'na eklenen geçici 20. madde uyarınca Türkiye Cumhuriyeti Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından onaylanan tarifelerin
uygulanmasının zorunlu olduğu ve mahkemelerin denetim yetkisinin bedelin
Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğu ile sınırlı olduğu gerekçesiyle
davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ve
başvurucular lehine 1.980 TL maktu vekâlet ücretine karar vermiştir.
14. Hüküm, başvurucular tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay
6/9/2017 tarihinde ilk derece mahkemesi kararını onamıştır.
15. Nihai karar 29/9/2017 tarihinde başvuruculara tebliğ
edilmiş, başvurucular 31/10/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. Konu hakkında ilgili hukuk için bkz. Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti.,
(B. No: 2017/36736, 1/9/2018, §§ 17-46) başvurusu hakkında verilen karar.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 15/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Mülkiyet Hakkının
İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların
İddiaları
18. Başvurucular, Yargıtay HGK'nın 21/5/2014 tarihli kararı ve
bu kararı benimseyen Daire kararları uyarınca elektrik abonelerinden kayıp
kaçak bedeli altında para tahsil edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürmüştür.
Başvurucular; anılan kararlara dayanarak dava açtıklarını ve ilk derece
mahkemesince davanın kabulüne karar verildiğini ancak temyiz aşamasında yapılan
kanun değişikliği sonucunda konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer
olmadığına karar verildiğini, böylece zarara uğradıklarını belirterek mülkiyet
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
2. Değerlendirme
19. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa’nın
35. maddesi şöyledir:
“Herkes, mülkiyet ve miras haklarına
sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla
sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına
aykırı olamaz.”
20. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).Başvurucuların kayıp kaçak bedeli altında
yapmış oldukları ödemelerin istirdadı amacıyla açmış oldukları davanın kanun
değişikliği nedeniyle sonuçsuz kalmasına ilişkin tüm iddialarının mülkiyet
hakkı, lehine nispi vekâlet yerine maktu vekâlet ücretine karar verilmesi ile
ilgili iddialarının ise adil yargılanma hakkı başlıkları altında incelenmesi
uygun görülmüştür.
21. Anayasa Mahkemesi daha önce benzeri şikâyetleri Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti. başvurusunda
incelemiş ve sonuca bağlamıştır. Buna göre elektrik abonelerinden kayıp kaçak
bedeli adı altında tahsilat yapılmasının mülkiyet hakkına yönelik bir müdahale
olduğunu kabul etmiş ve müdahaleyi mülkiyetin kullanımının kontrolüne veya
düzenlenmesine ilişkin üçüncü kural çerçevesinde incelemiştir (Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti., §
55).Kanunilik ölçütü yönünden uyuşmazlığa uygulanacak olan 6446 sayılı Kanun'un
17. maddesi adli ve idari yargı mercileri tarafından farklı olarak
yorumlanmakta iken kanun koyucunun çelişkiyi ortadan kaldırmak amacıyla 6446
sayılı Kanun'a ek bir düzenleme yaptığına ve anılan düzenlemenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla henüz sonuçlanmamış uyuşmazlıklara da uygulanmasının
öngörüldüğüne vurgu yapılmıştır (Aksaray Tır
Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti., § 64).
22. Anayasa Mahkemesi müdahalenin elektriğin yeterli, kaliteli,
sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin
kullanımına sunulması ve yargı kolları arasındaki farklılıkların giderilerek
hukuki güvenliğin sağlanması bakımından meşru bir amaca yönelik olduğunu tespit
etmiştir (Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic.
Ltd. Şti., § 68). Son olarak ölçülülük bağlamında ise elektrik
abonelerinden kayıp kaçak bedeli adı altında bedel tahsil edilip
edilemeyeceğine ilişkin uygulamanın çelişkili olduğu dikkate alındığında kanun
koyucunun amacının yargı kolları arasındaki farklılığı gidermeye ve dolayısıyla
hukuki güvenliği sağlamaya yönelik olduğu belirtilmiştir. Ayrıca tahsil edilen
bedelin hangi nedenle ölçüsüz olduğu hususunda da bir açıklama yapılmadığına da
işaret edilerek müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet
yüklemediği kanaatine varılmıştır (Aksaray
Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti., §§ 72-75).
23. Başvuru konusu olayda da bu ilkelerden ayrılmayı gerektirir
bir durum bulunmadığından müdahalenin meşru amacının dayandığı kamu yararı ile
başvurucuların mülkiyet hakkının korunması arasındaki adil dengenin bozulmadığı
sonucuna varılmıştır.
24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
Hasan Tahsin GÖKCAN bu görüşe katılmamıştır.
B. Adil Yargılanma
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların
İddiaları
25. Başvurucular, ilk derece mahkemesince verilen 14/5/2015
tarihli ilk kararda da lehlerine nispi vekâlet ücretine hükmedilmiş ve davanın
açıldığı tarihte haklı olduğu belirtilmişken mevzuata aykırı şekilde nispi
yerine maktu vekâlet ücretine karar verilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal
ettiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
26. Anayasa Mahkemesi daha önce benzeri şikâyetleri Aksaray Tır Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti. başvurusunda
incelemiş ve sonuca bağlamıştır (Aksaray Tır
Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti. §§ 78-87). Buna göre Anayasa'nın 36.
maddesinde medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıklarda lehe hükmedilen
vekâlet ücretinin oranına ilişkin bir güvence bulunmadığı gibi lehe vekâlet
ücretine hükmedilmemesinin mahkemeye erişim hakkıyla da bir ilgisi yoktur.
Ayrıca başvurucular, kamu tüzel kişisi aleyhine açmış oldukları davada
lehlerine nispi vekâlet ücretine hükmedilmemesinin adil yargılanma hakkı
kapsamındaki diğer güvencelere tesir ettiğini de ortaya koyabilmiş değildir
(Benzer yönde bkz. Aksaray Tır Nakliyat San.
ve Tic. Ltd. Şti. § 86).
27. Bu nedenle adil yargılanma hakkına yönelik bir müdahalenin
bulunulmadığı açık olduğundan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olduğu
sonucuna ulaşılmıştır.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Hasan Tahsin Gökcan'ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA,
C. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
15/1/2020 tarihinde karar verildi.
KARŞIOY GEREKÇESİ
Mahkememiz Birinci Bölüm çoğunluğu tarafından Anayasanın 35.
maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasının açıkça
dayanaktan yoksun bulunduğu yönündeki gerekçeye ve sonuca, aynı konudaki
Aksaray Tır Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. (B. No: 2017/3636)
başvurusunda yazdığım Karşıoyumdaki gerekçelerle katılmamaktayım.
|
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
Başkanvekili
|