TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
HAYDAR YILMAZ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2017/4597)
|
|
Karar Tarihi: 21/7/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
|
|
Basri BAĞCI
|
Raportör
|
:
|
Gülsüm Gizem GÜRSOY
|
Başvurucu
|
:
|
Haydar YILMAZ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, başvurucunun mensup olduğu siyasi partiden ihraç
edilmesi nedeniyle örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 13/1/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
7. Başvurucu, olayların meydana geldiği tarihte Özgürlük ve
Dayanışma Partisi (ÖDP) Ankara ili Yenimahalle ilçesi örgütü üyesidir.
A. Arka Plan Bilgisi
8. Başvurucunun gönül ilişkisi yaşadığı D.Ş., başvurucunun
kendisine hakaret ve tehditte bulunduğu iddiasıyla başvurucu hakkında 8/3/2012
tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine
Dair Kanun kapsamında koruma tedbirleri uygulanmasını talep etmiş; bunun yanı
sıra aynı gerekçelerle suç duyurusunda da bulunmuştur.
9. Ankara 10. Aile Mahkemesi 9/10/2015 tarihli kararıyla 6284
sayılı Kanun gereğince başvurucunun 1 ay süreyle;
i. Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret,
aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına,
ii. Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl
uzaklaştırılmasına ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesine,
iii. Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula
ve işyerine yaklaşmamasına,
iv. Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin şiddete uğramamış
olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller
saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmamasına karar vermiştir.
10. Başvurucu yukarıda verilen tedbir kararına itiraz etmiştir.
İtirazı inceleyen Ankara 11. Aile Mahkemesi 3/11/2015 tarihli kararıyla "mağdur beyanı dışında başka bir delil
bulunmadığı ancak birbirini istemeyen iki kişinin görüşmesine de gerek
bulunmadığı" gerekçesiyle (a) ve (c) bentleri ile ilgili
itirazın reddine, (b) ve (d) bentleri yönünden yapılan itirazın kabulüne ve bu
tedbirlerin kaldırılmasına karar vermiştir.
11. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 11/12/2015 tarihli kararıyla
başvurucu hakkında soyut iddia dışında yeterli delil olmadığından kovuşturmaya
yer olmadığına dair karar vermiştir.
B. Somut Başvuruya İlişkin Olaylar
12. D.Ş, ÖDP Yenimahalle İlçe Örgütüne verdiği 7/12/2015 tarihli
dilekçede başvurucunun evine zorla girdiği, kendisini taciz ve tehdit ettiği,
kendisine fiziksel şiddet uyguladığı, yakınlarını ve arkadaş çevresini de
rahatsız ettiğini iddia etmiştir.
13. İlgili dilekçe üzerine başvurucu, İlçe Yönetim Kurulu
tarafından Ankara İl Disiplin Kuruluna sevk edilmiştir. Ankara İl Disiplin
Kurulu 16/1/2016 tarihinde başvurucunun partiden kesin çıkarma cezası ile
cezalandırılmasına oybirliğiyle karar vermiştir.
14. Merkez Disiplin Kurulu 4/3/2016 tarihli kararıyla
başvurucunun itirazını reddetmiştir.
15. Başvurucunun itirazı üzerine Ankara 15. Asliye Hukuk
Mahkemesi 10/11/2016 tarihli kararıyla davanın reddine kesin olarak karar
vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:
"disiplin soruşturmalarının şekli anlamda
usule uygun yapılıp yapılmadığı, soruşturmanın mevzuat düzenlemesine uygun
şekilde devam edip etmediği, sürelere riayet edilip edilmediği yönünde inceleme
yapılması gerektiği, dosyanın bilirkişi incelemesine verildiği; bilirkişi
raporunda; 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunun 57. maddesine aykırı durum
bulunmadığının belirlendiği, cezanın esasının incelenmesinin mümkün olmadığı...
Siyasi Partiler Kanunu'nun 57. maddesine göre şeklen incelenen kararda mevzuata
aykırılık görülmediği, bu sebeplerle davacının itirazının reddi gerektiği
değerlendirilmiştir."
16. Nihai karar başvurucuya 13/12/2016 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
17. Başvurucu 13/1/2017 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
18. 22/4/1983 tarihli ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun
"Disiplin cezalarına itiraz" kenar başlıklı 57. maddesi şöyledir:
"Hakkında partiden veya gruptan geçici
veya kesin çıkarma cezası verilen parti üyesi, bu cezaya karşı disiplin
kuruluna sevkeden organ veya merci veya disiplin kurulunun görev ve
yetkisizliği veya alınan kararların kanuna, parti tüzüğüne ve iç yönetmeliğe
şekil ve usul bakımından aykırı bulunduğu iddiasıyla, parti itiraz yollarını
kullandıktan sonra nihai karar niteliğindeki son karara karşı otuz gün içinde
nihai kararı veren merciin bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine itiraz
edebilir. Mahkeme bu itirazları, diğer işlerden önce ve en geç otuz gün içinde
basit muhakeme usulüne göre inceleyerek karara bağlar, bu karar kesindir."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Mahkemenin 21/7/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
20. Başvurucu; ÖDP üyesi olarak faaliyette bulunmakta iken
Partiden çıkarılmasına gerekçe gösterilen eylemleri nedeniyle hakkında
kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, ayrıca aynı şikâyetlere
dayalı olarak hakkında 6284 sayılı Kanun hükümlerine göre verilen tedbir
kararının da kaldırıldığını, hakkında gerçeğe aykırı olarak ileri sürülen
iddialar dayanak yapılarak Partiden ihraç edildiğini ve derece mahkemesinin
sadece şekil yönünden inceleme yaparak davanın reddine karar verdiğini, bu
nedenlerle bir siyasi parti içinde faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (3) numaralı,
48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
(İçtüzük) 59. maddesinin (2), (3) ve (4) numaralı fıkraları uyarınca Anayasa
Mahkemesine başvuru konusu olaylarla ilgili delilleri sunmak suretiyle olaylar
hakkındaki iddialarını ve dayanılan Anayasa hükmünün kendilerine göre ihlal
edildiğine dair açıklamalarda bulunarak hukuki iddialarını kanıtlamak
başvurucuya düşer. Zikredilen kurallara göre başvurucunun kamu gücünün işlem,
eylem ya da ihmali nedeniyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü hak ve özgürlük ile
dayanılan Anayasa hükümlerini, ihlal gerekçelerini, dayanılan deliller ile
ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem veya kararların aslı ya da örneğini
başvuru dilekçesine eklemesi şarttır. Başvuru dilekçesinde kamu gücünün ihlale
neden olduğu iddia edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih
sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki haklardan
hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller
açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B.
No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20; Ünal
Yiğit, B. No: 2013/1075, 30/6/2014, §§ 18, 19; Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim
Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, [GK], B. No: 2014/12727,
25/5/2017, § 19).
22. Yukarıda belirtilen koşullar yerine getirilmediği takdirde
Anayasa Mahkemesi, başvuruyu açıkça dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle kabul
edilemez bulabilir. İddiaların dayanaktan yoksun olmadığı konusunda Anayasa
Mahkemesinin ikna edilmesi, başvurucu tarafından ortaya konulan somut bilgi ve
belgelerin niteliğine bağlıdır. Başvurucunun başlangıçta, başvuru hakkında
kabul edilemezlik kararı verilmesini önlemek için başvuru formu ve eklerinde
iddialarını destekleyici belgeleri sunması ve gerekli açıklamaları yapması
zorunludur (Veli Özdemir, § 23; Ünal Yiğit, § 22).
23. Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurularda,
başvurucuların başvurularını titizlikle hazırlama ve takip etme yükümlülükleri
vardır. Anayasa Mahkemesi, başvurucunun soyut şekilde Anayasa hükümlerine
atıfta bulunmasının iddiaların ispatlandığı anlamına gelmeyeceğini birçok kez
vurgulamıştır. Başvurucu; başvuru formunu özenle doldurmak, ihlal iddiasının
dayanağı olan tüm olayları göstermek, başvuruyu aydınlatacak ve hükmün esasını
etkileyecek argümanları destekleyici tüm belgeleri başvuru dilekçesine eklemek,
bir bilgi veya belge elde edememişse bunun da nedenlerini açıklamak zorundadır
(şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiği iddiasının
kanıtlanamadığına ilişkin bir karar için bkz. Ünal
Yiğit, §§ 25, 26; ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasının kanıtlanamadığına
ilişkin bir karar için bkz. Sabah Yıldızı
Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, §§
22-26).
24. İlk derece mahkemesi 2820 sayılı Kanun'un 57. maddesi
kapsamında şeklen yaptığı inceleme sonucunda başvurucu hakkında verilen kararda
mevzuata bir aykırılık olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
25. Başvurucu verilen karar nedeniyle bir siyasi parti içinde
faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ise de ihlal
iddiasını kanıtlama konusunda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirebilmiş
değildir. Başvurucu başvuru formunda yalnızca derece mahkemesince yapılan şekil
incelemesi sonucunda davanın reddine karar verilmesi nedeniyle siyasi parti
içinde faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiğini soyut bir şekilde ileri
sürmekle yetinmiştir. Başvurucu, örgütlenme özgürlüğü çerçevesinde seçme ve
seçilme hakları kapsamında bir açıklamada bulunmamış; Parti yönetimince verilen
kararın neden ve sonuçlarını, anayasal haklarına etkisini detaylandırmamıştır.
Başvurucu ilgili karara karşı açtığı davada mahkemece yapılan şekil
incelemesinin yanlış olduğunu düşünüyorsa da bunun anayasal nedenlerini ve
dayanaklarını, hangi anayasal haklarının neden üstün olduğunu izah etmemiştir.
26. Sonuç olarak başvurucu, ihlal iddiasına ilişkin delillerini
sunma ve bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenle ihlal
edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunma yönündeki yükümlülüğünü yerine
getirmemiş; bu bağlamda ileri sürdüğü ihlal iddialarını temellendirememiştir
(benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Sabah
Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim
Şirketi, § 25).
27. Önemle belirtilmelidir ki bireysel başvuru incelemesinde
Anayasa Mahkemesinin görevi başvurucunun başvuru formunda ileri sürdüğü
gerekçelerle sınırlı bir incelemeyi kapsamaktadır. Başvurucunun bireysel
başvuru formunda mağduriyetini gösteren açıklamaları yapmaması ve/veya
mağduriyetine dayanak olarak ileri sürdüğü hususları delillendirmemesi durumunda
Anayasa Mahkemesi, başvurucu yerine geçerek delil toplama ve ihlal iddialarını
gerekçelendirme görev ve yükümlülüğüne sahip değildir (Mustafa Akaydın, B. No: 2015/14800,
8/1/2020, §27).
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
21/7/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.