TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
H.Y. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2017/7439)
|
|
Karar Tarihi: 11/12/2019
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
|
:
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üyeler
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M.Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Fatih
HATİPOĞLU
|
Başvurucu
|
:
|
H.Y.
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, tutuklamanın hukuki olmaması ve tutukluluğun makul
süreyi aşması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/1/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyon tarafından başvurudaki diğer şikâyetlerin kabul
edilemez olduğuna; bu kararda incelenen şikâyetler yönünden ise başvurunun
kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir. Başvurunun niteliği
ve başvuruda varılan sonuç dikkate alınarak Bakanlık görüşünün beklenmesine
gerek görülmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu Eruh Cumhuriyet savcısı olarak görev yaparken 15
Temmuz darbe teşebbüsünden sonra hakkında -kamu makamlarınca ve yargı
organlarınca darbe teşebbüsünü gerçekleştiren örgüt olduğu belirtilen- Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve/veya Paralel Devlet
Yapılanması (PDY) hiyerarşik yapılanmasında yer aldığı iddiasıyla soruşturma
başlatılmıştır.
8. Başvurucu, Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından
başlatılan soruşturma kapsamında 11/8/2016 tarihinde gözaltına alınmıştır.
9. Siirt Sulh Ceza Hâkimliği 14/8/2016 tarihinde başvurucunun
terör örgütüne üye olma suçundan
tutuklanmasına karar vermiştir.
10. Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı yetkisizlik kararı vererek
dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir.
11. Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliği 7/11/2016 tarihinde
başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiş; Ankara 5. Sulh Ceza
Hâkimliği de başvurucunun anılan karara yaptığı itirazı 6/12/2016 tarihinde
kesin olarak reddetmiştir.
12. Başvurucu 5/1/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
13. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kanun değişikliği nedeniyle
yetkisizlik kararı vererek dosyayı Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına
göndermiştir.
14. Gaziantep 1. Sulh Ceza Hâkimliği 20/6/2017 tarihinde delil
durumunu dikkate alarak başvurucunun tahliyesine karar vermiştir.
15. Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı 1/12/2017 tarihli
iddianame ile başvurucunun terör
örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması istemiyle aynı yer ağır ceza
mahkemesinde kamu davası açmıştır.
16. Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) iddianameyi
kabul etmiş ve E.2017/530 sayılı dosya üzerinden kovuşturma aşaması
başlamıştır.
17. Mahkeme 13/4/2018 tarihinde yaptığı duruşmada başvurucunun beraatine karar vermiştir. Anılan karar istinaf kanun
yoluna başvurulmadan 24/4/2018 tarihinde kesinleşmiştir.
18. UYAP'ta yapılan incelemeden
başvurucunun 18/7/2018 tarihinde Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinde başvuru
konusu tutuklama nedeniyle uğradığı zararın tazmini için maddi ve manevi
tazminat davası açtığı anlaşılmıştır. Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi 19/9/2019
tarihli kararıyla başvurucunun maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen
kabulü ile 14.113,12 TL maddi ve 12.000 TL
manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir.
19. Anılan karara karşı başvurucu istinaf kanun yoluna
başvurmuştur.
20. Dava, bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla
istinaf kanun yolunda derdesttir.
IV. İLGİLİ HUKUK
21. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Tazminat istemi" kenar başlıklı
141. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
" (1) Suç soruşturması veya kovuşturması
sırasında;
...
a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında
yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,
...
e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya
tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,
...
Kişiler, maddî ve manevî her türlü
zararlarını, Devletten isteyebilirler.
(2)
Birinci fıkranın (e) ve (f) bentlerinde belirtilen kararları veren merciler,
ilgiliye tazminat hakları bulunduğunu bildirirler ve bu husus verilen karara
geçirilir.
..."
22. 5271 sayılı Kanun'un "Tazminat
isteminin koşulları" kenar başlıklı 142. maddesinin (1)
numaralı fıkrası şöyledir:
"Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin
ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde
karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat
isteminde bulunulabilir."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
23. Mahkemenin 11/12/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
24. Başvurucu; kuvvetli suç şüphesi olmadan ve gerekçe
gösterilmeden tutuklandığını, yeterli gerekçe gösterilmeden tutukluluk hâlinin
devamına karar verildiğini, tahliye taleplerinin ve tutukluluğa itirazlarının
gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini, uzun süredir tutuklu olduğunu belirterek
kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
25. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının kişi hürriyeti ve
güvenliği hakkı çerçevesinde, Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü ve yedinci
fıkraları kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Başvuru hakkının kötüye kullanılması" kenar
başlıklı 51. maddesi şöyledir:
"Bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye
kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine, yargılama giderlerinin dışında,
ayrıca ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere
disiplin para cezasına hükmedilebilir."
27. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
(İçtüzük) "Başvuru hakkının kötüye
kullanılması" kenar başlıklı 83. maddesi şöyledir:
"Başvurucunun istismar edici, yanıltıcı
ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye
kullandığının tespit edilmesi hâlinde incelemenin her aşamasında başvuru
reddedilir ve yargılama giderleri dışında, ilgilinin ikibin
Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına
karar verilebilir."
28. İçtüzük'ün "Bireysel başvuru formu ve ekleri"
kenar başlıklı 59. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Başvuru formunda belirtilen bilgilerde
ve başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik olduğunda bunun
Mahkemeye bildirilmesi zorunludur."
29. Genel olarak bir hakkın öngörüldüğü amaç dışında ve
başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye
edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru
alanında özel olarak ele alındığı açıkça görülmektedir. Bu bağlamda bireysel
başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve Anayasa Mahkemesinin başvuruyu
gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye
kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31; S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28).
30. Bu kapsamda özellikle Anayasa Mahkemesini yanıltmak amacıyla
gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya Anayasa Mahkemesine bu
nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesinde esaslı olan
bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde
vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli
gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesinin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru
hakkında doğru bir kanaat oluşmasının engellenmesi durumunda başvuru hakkının
kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (Mehmet
Güven Ulusoy, § 32; S.Ö.,
§ 29).
31. Somut olayda başvurucunun, hakkındaki beraat kararından
sonra 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesi kapsamında 18/7/2018 tarihinde, başvuru
konusu tutuklama nedeniyle uğradığı zararın tazmini için maddi ve manevi
tazminat davası açtığı anlaşılmaktadır. Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi
19/9/2019 tarihli kararıyla başvurucunun maddi ve manevi tazminat taleplerinin
kısmen kabulü ile 14.113,12 TL maddi ve 12.000
TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir. Anılan karara karşı
başvurucunun, istinaf kanun yoluna başvurduğu ve davanın bireysel başvurunun
incelendiği tarih itibarıyla istinaf kanun yolunda derdest olduğu
anlaşılmıştır.
32. Başvurucu, bireysel başvuru formunda başvuruyla ilgili
koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde bunu Anayasa Mahkemesine
bildireceğini beyan etmesine rağmen İçtüzük'ün 59.
maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüklere aykırı olarak
tazminat davası açtığına ilişkin herhangi bir bildirimde bulunmamıştır. Koruma
tedbiri nedeniyle tazminat davası açılması, başvurunun değerlendirilmesini
önemli ölçüde etkileyebilecek nitelikte bir husustur. Başvurucu tazminat davası
sonucunda tazminat kazanmışsa ve karar kesinleşmişse tutuklamanın hukuki
olmadığı, tutukluluğun makul süreyi aştığı iddiaları açısından ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kalkmış olduğu gerekçesiyle başvurunun düşmesi sonucuna
ulaşılabilir. Öte yandan tazminat davasının devam ediyor olması hâlinde de
başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğu
sonucuna ulaşılması söz konusu olabilecektir. Dolayısıyla başvurucunun
başvurunun sonucunu etkileyecek böyle bir davayı açtığı hususunda -dava
kesinleşmese bile- Anayasa Mahkemesini bilgilendirmesi gerekir (Engin Çırakoğlu, B. No: 2014/8520,
10/10/2018, § 27; Bayram Türk, B.
No: 2014/15613, 18/4/2018, § 29).
33. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun başvurunun
değerlendirilmesinde esaslı olan bir unsur hakkında bilgi vermediği, bu süreçte
vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli
gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemek suretiyle başvuru
hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasını engellediği anlaşıldığından
başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanımı
nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
34. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve İçtüzük’ün
83. maddesi uyarınca başvurucu aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesine
gerek görülmemiştir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli
tutulması talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun başvuru
hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
11/12/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.