TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET EMİN YAPAR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/10739)
|
|
Karar Tarihi: 27/2/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Murat GÜVEN
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet Emin YAPAR
|
Vekili
|
:
|
Av. Hüseyin YEŞİLYURT
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, tutukluluğun makul süreyi aşması nedeniyle kişi
hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 24/4/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Anayasa Mahkemesi Birinci Bölüm İkinci Komisyon tarafından
başvurucunun tutukluluğunun makul süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve
güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiası dışındaki diğer temel hak ve
özgürlüklerin ihlal edildiğine yönelik iddiaların kabul edilemez olduğuna,
tutuklamanın hukuki olmadığı iddiası bakımından başvurunun Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.
6. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda
bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
A. Genel Bilgiler
8. Türkiye 15/7/2016 tarihinde askerî darbe teşebbüsüyle karşı
karşıya kalmış ve bu nedenle 21/7/2016 tarihinde ülke genelinde olağanüstü hâl
ilan edilmiştir. Olağanüstü hâl 19/7/2018 tarihinde son bulmuştur. Kamu
makamları ve yargı organları -olgusal temellere dayanarak- bu teşebbüsün
arkasında Türkiye'de çok uzun yıllardır faaliyetlerine devam eden ve son
yıllarda Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve/veya Paralel Devlet Yapılanması
(PDY) olarak isimlendirilen bir yapılanmanın olduğunu değerlendirmişlerdir (Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No:
2016/22169, 20/6/2017, §§ 12-25).
9. Darbe teşebbüsü sırasında ve sonrasında ülke genelinde darbe
girişimiyle bağlantılı ya da doğrudan darbe girişimiyle bağlantılı olmasa bile
FETÖ/PDY'nin kamu kurumlarındaki örgütlenmesinin yanı sıra eğitim, sağlık,
ticaret, sivil toplum ve medya gibi farklı alanlardaki yapılanmasına yönelik
olarak Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından soruşturmalar yürütülmüş; çok
sayıda kişi hakkında gözaltı ve tutuklama tedbirleri uygulanmıştır (Aydın Yavuz ve diğerleri, § 51; Mehmet Hasan Altan (2) [GK], B. No:
2016/23672, 11/1/2018, § 12).
B. Başvurucuya İlişkin
Süreç
10. Askerî hâkim olarak görev yapmakta olan başvurucu, Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) FETÖ/PDY'ye üye olma suçundan hakkında
yürütülen bir soruşturma kapsamında 21/7/2016 tarihinde gözaltına alınmıştır.
11. Başvurucunun ifadesi 24/7/2016 tarihinde Başsavcılıkta
alınmıştır. Başvurucu ifadesinde özetle eğitim hayatı boyunca ve meslek
hayatına başladıktan sonra FETÖ/PDY ile hiçbir bağının olmadığını, görev
yaptığı sürece örgütle ilgili bir karar vermediğini ve darbe teşebbüsü ile
hiçbir ilgisi olmadığını beyan etmiştir.
12. Başsavcılık 24/7/2016 tarihinde tutuklanması istemiyle
başvurucuyu Ankara 6. Sulh Ceza Hâkimliğine (Hâkimlik) sevk etmiştir.
Başvurucunun sorgusu Hâkimlik tarafından aynı gün yapılmıştır. Sorgu sırasında
başvurucunun müdafii de hazır bulunmuştur. Başvurucu sorguda Savcılıkta verdiği
ifadeye benzer beyanlarda bulunmuştur.
13. Hâkimlik 24/7/2016 tarihli sorgu sonucunda başvurucunun
silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmasına karar vermiştir.
Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"... şüphelinin üzerine atılı silahlı
terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin
gösteren; somut delillere göre soruşturmanın henüz tamamlanmadığı şüphelinin
üzerine atılı suçun temadi eder nitelikte suçlarda olduğu, şüpheli hakkında
delillerin henüz toplanmadığı, şüphelinin kaçma ve delilleri karartma ihtimalinin
mevcut olduğu , açıklanan nedenlerle adli kontrol uygulanmasının da yetersiz
kalacağı, şüphelinin üzerine atılı suçun CMK 100/2-11 maddesi hükmündeki
suçlardan olması da değerlendirilerek CMK 161/9, 357 Sayılı yasanın 28/2
maddesi hükümlerine göre CMK'nın 100. Maddesi ile ilgili düzenlemeler ile AİHS
5. Maddesindeki tutuklama şartları kapsamında isnat olunan suç ile orantılı
olarak tedbir kapsamında şüphelinin CMK'nın 101. maddeleri uyarınca
tutuklanmasına ... [karar verildi.]"
14. Başvurucu tutuklama kararına itiraz etmiş, itirazı inceleyen
Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği 1/8/2016 tarihli kararıyla itirazı reddetmiştir.
15. Başsavcılığın 22/8/2017 tarihli iddianamesi ile başvurucunun
silahlı terör örgütü üyesi olma ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs
etme suçlarını işlediğinden
bahisle cezalandırılması istemiyle aynı yer ağır ceza mahkemesinde dava
açılmıştır.
16. Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 15/9/2017 tarihinde
iddianamenin kabulüne karar vermiş ve E.2017/95 sayılı dosya üzerinden
kovuşturma başlamıştır.
17. Mahkeme 19/3/2018 tarihinde yaptığı duruşmada başvurucunun
tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir.
18. Başvurucunun anılan karara yaptığı itiraz Ankara 26. Ağır
Ceza Mahkemesince 27/3/2018 tarihinde reddedilmiş ve karar 18/4/2018 tarihinde
başvurucuya tebliğ edilmiştir.
19. Başvurucu 24/4/2018 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
20. Mahkeme 24/1/2020 tarihinde, anayasal düzeni ortadan
kaldırmaya teşebbüs etme suçundan başvurucuyu müebbet hapis cezasına mahkûm
etmiştir.
21. Dava, bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla
istinaf aşamasında derdesttir. Başvurucunun hükmen tutukluluğu devam
etmektedir.
IV. İLGİLİ HUKUK
22. İlgili hukuk için bkz. Erkam Abdurrahman Ak, B. No:
2014/8515, 28/9/2016, §§19-31.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
23. Mahkemenin 27/2/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
24. Başvurucu; uzun süredir tutuklu olduğunu, tahliye
taleplerinin ve itirazlarının -tutukluluğun devamını meşru kılacak- ilgili ve
yeterli gerekçe olmadan reddedildiğini belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği
hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
25. Bakanlık görüşünde, başvuru konusu soruşturmanın
karmaşıklığının da değerlendirmede dikkate alınması gerektiği vurgulanmış ve
tutukluluğun devamına ilişkin kararlarda ilgili ve yeterli gerekçe bulunduğu
belirtilmiştir.
26. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı cevabında başvuru
formundakine benzer beyanlarda bulunmuştur.
B. Değerlendirme
27. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak
ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek
ikincil nitelikte bir hak arama yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil
niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için
öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No:
2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17).
28. Anayasa Mahkemesi, tutukluluğun kanunda öngörülen azami
süreyi veya makul süreyi aştığı iddiasıyla yapılan bireysel başvurular
bakımından bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla ilk derece
mahkemesince mahkûmiyet hükmü verilmiş ise hüküm kesinleşmemiş olsa da
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinde
öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk
yolu olduğu sonucuna varmıştır (Ahmet Kubilay
Tezcan, B. No: 2014/3473, 25/1/2018, §§ 24-27; Ekrem Atıcı, B. No: 2014/15609, 8/3/2018,
§§ 27-30).
29. Bireysel başvuruda bulunduktan sonra 24/1/2020 tarihinde
mahkûmiyetine karar verilen başvurucunun tutukluluğun makul süreyi aştığına
ilişkin iddiası, 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesi kapsamında açılacak davada
incelenebilir. Bu madde kapsamında açılacak dava sonucuna göre başvurucunun
tutukluluğunun makul süreyi aştığının tespiti hâlinde görevli mahkemece
başvurucu lehine tazminata da hükmedilebilecektir. Buna göre 5271 sayılı
Kanun'un 141. maddesinde belirtilen dava yolu başvurucunun durumuna uygun, telafi
kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yoludur ve bu olağan başvuru yolu
tüketilmeden yapılan bireysel başvurunun incelenmesi bireysel başvurunun ikincillik niteliği ile bağdaşmamaktadır.
30. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle,
A. Tutukluluğun makul süreyi aşması dolayısıyla kişi hürriyeti
ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
27/2/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.