TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MUSTAFA GENÇ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/12508)
|
|
Karar Tarihi: 11/12/2018
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör
|
:
|
Engin GÜNDÜZ
|
Başvurucu
|
:
|
Mustafa GENÇ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, evli olan mahpusun eşi ile mahrem görüşme yapamaması
nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 16/4/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
6. Türkiye 15 Temmuz 2016 gecesi silahlı bir darbe teşebbüsüyle
karşı karşıya kalmış ve Bakanlar Kurulu tarafından ülke genelinde 21/7/2016
tarihinden itibaren doksan gün süreyle olağanüstü hâl (OHAL) ilan edilmesine
karar verilmiştir. Darbe teşebbüsüne ilişkin süreç; OHAL ilanı, OHAL döneminin
gerektirdiği tedbirlere ilişkin detaylı açıklamalar Anayasa Mahkemesinin Aydın Yavuz ve diğerleri ([GK] B. No:
2016/22169, 20/06/2017, §§ 12-20, 47-66) kararında yer almaktadır.
7. Başvurucu, darbe teşebbüsü sonrasında terör örgütü (Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması,
FETÖ/PDY) üyesi olduğu gerekçesiyle Osmaniye 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin
31/5/2017 tarihli kararıyla tutuklanarak Osmaniye 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza
İnfaz Kurumuna (İnfaz Kurumu) konulmuştur.
8. Başvurucu, Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/10/2017
tarihli kararıyla silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis
cezasıyla cezalandırılmış; karara karşı yapılan istinaf başvurusu Adana Bölge
Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 12/12/2017 tarihli kararıyla
reddedilmiştir. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 4/7/2018 tarihli onama kararıyla
başvurucu hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleşmiştir.
9. Başvurucu, 8/2/2018 tarihli dilekçesiyle mahrem oda
uygulamasından yararlandırılması konusunda talepte bulunmuştur. Başvurucu,
dilekçesinde diğer hükümlü ve tutukluların mahrem oda uygulamasından
yararlandırılmasına rağmen kendisinin uygulamadan yararlandırılmadığını ileri
sürerek söz konusu uygulama ödül mahiyetinde ise ödül uygulamasına dâhil olma ve
mahrem oda hakkından faydalanma talebinde bulunmuştur.
10. Osmaniye İnfaz Hâkimliğinin (İnfaz Hâkimliği) 16/2/2018
tarihli kararıyla şikâyetin reddine karar verilmiştir. Kararda; ödüllendirmenin
bir hak olmayıp teşvik esaslı ayrıcalık olduğu, takdir yetkisinin İnfaz Kurumu
İdare ve Gözlem Kurulunda bulunduğu belirtilmiştir.
11. Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin (Ağır Ceza Mahkemesi)
2/4/2018 tarihli kararıyla İnfaz Hâkimliği kararının gerekçesi yerinde
görülerek anılan karara yapılan itiraz reddedilmiş, nihai karar 12/4/2018
tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
12. Başvurucu 16/4/2018 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
13. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un "Ödüllendirme"
kenar başlıklı 51. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Kurum içindeki veya dışındaki genel
durumları, iyileştirme etkinliklerine ilgileri ve uyumları, kurum düzenine
karşı tutumları, kendilerine verilen işlerdeki gayretleri gibi beklenen
davranış ve tutumları gösteren hükümlülere teşvik esaslı ayrıcalıklar tanınır.
...
(3) Ödüllendirme sisteminin esas ve usûlleri tüzükte gösterilir."
14. 6/4/2006 tarihli ve 26131 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve
Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'ün
(Tüzük) "Ödüllendirme" kenar
başlıklı 159. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Kurum içindeki veya dışındaki genel
durumları, iyileştirme etkinliklerine ilgileri ve uyumları, kurum düzenine
karşı tutumları, kendilerine verilen işlerdeki gayretleri gibi beklenen
davranış ve tutumları gösteren hükümlülere teşvik esaslı ayrıcalıklar
tanınır."
15. Tüzük'ün "Ödüllendirilecek tutum ve davranışlar" kenar
başlıklı 160. maddesi şöyledir:
"(1) Hükümlülerin ödüllendirilecek tutum
ve davranışları şunlardır:
a) Katılması gereken iş, eğitim, öğretim ve
benzeri faaliyetlerde devamsızlığı bulunmamak,
b) Davranışları ile arkadaşları ve çevresine
iyi örnek olmak,
c) Kurum içi ve dışındaki spor, sanat, kültür
ve sosyal faaliyetlerde veya yarışmalarda başarı göstermek,
d) İyileştirme faaliyetlerinde gösterdiği
davranışlarla bu çalışmalara katkı sağlamak,
e) Kurumun araç, gereç ve donanımlarını koruma
ve kullanmada örnek olmak,
f) Sağlık ve güvenlik konularında örnek tutum
ve davranışlar içerisinde olmak."
16. 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe giren Hükümlü ve Tutukluların Ödüllendirilmesi Hakkında
Yönetmelik'in (Ödül Yönetmeliği) "Tanımlar"
kenar başlıklı 4. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Bu Yönetmelikte geçen;
...
ç) Kurul: İdare ve Gözlem Kurulunu,
...
ifade eder."
17. Ödül Yönetmeliği'nin "Temel
ilkeler" kenar başlıklı 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...
c) Hükümlü ve tutuklulara ödül verilirken
bunların bir hak değil, teşvik esaslı ayrıcalık olarak verilebileceği göz ardı
edilemez."
18. Ödül Yönetmeliği'nin "Ödül
türleri" kenar başlıklı 7. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Hükümlü ve tutuklulara;
a) Kapalı ceza infaz kurumlarındaki evli
hükümlü ve tutuklulara, kurum personelinin yakın nezareti olmaksızın eşleri ile
mahrem görüşme,
...
ödülü verilebilir."
19. Ödül Yönetmeliği'nin "Ödüllendirmede
yetkili merci" kenar başlıklı 9. maddesi şöyledir:
"(1) Hükümlü ve tutukluların
ödüllendirilmesi ile verilecek ödülün türüne, sayısına, süresine veya geri
alınmasına Kurul tarafından Ek-1’de yer alan form doldurulmak suretiyle karar
verilir."
20. Ödül Yönetmeliği'nin "Ödüllendirme
usulü" kenar başlıklı 10. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Kurul, resen veya kurumda görev
yapan servislerin teklifi üzerine ilgililerin ödüllendirilmesine karar
verebilir.
(2) Kurul, ödül verilecek hükümlü ve
tutukluları ayda en az bir kez yapacağı toplantıda oy çokluğuyla kararlaştırır
ve ödülün niteliğine göre uygun şekilde ilgililere bildirir.
..."
21. Ödül Yönetmeliği'nin "Eş
görüşmesi ödülü" kenar başlıklı 11. maddesi şöyledir:
"(1) Kapalı ceza infaz kurumundaki
hükümlü ve tutuklulara, en geç üç ayda bir kez olmak üzere, üç saatten yirmi
dört saate kadar eşleriyle kurumun bu tür ziyaretler için ayrılan bölümünde ve
personelin yakın nezareti olmaksızın mahrem şekilde eş görüşmesi ödülü verilebilir."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
22. Mahkemenin 11/12/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi
Yönünden
23. Başvurucu, tutuklu olması nedeniyle başvuru harç ve
giderlerini ödeyecek gelirinin bulunmadığını belirterek adli yardımdan
faydalandırılma talebinde bulunmuştur.
24. Anayasa Mahkemesinin Mehmet
Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013, §§ 22-27) kararında
belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin
yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun
açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi
gerekir.
B. Aile Hayatına Saygı
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
25. Başvurucu, tutuklu olarak bulunduğu Ceza İnfaz Kurumunda
diğer mahkûmlara tanınan mahrem görüşme uygulamasından ödüllendirmeye esas
alınan faaliyetlere tabi olarak yararlanmak istediğini belirtmiştir. Başvurucu;
FETÖ/PDY kapsamındaki suçlardan dolayı tutuklananlara eğitim ve iyileştirme
faaliyetlerinin yasaklandığını, bu nedenle ödül uygulamasına dâhil olmasının
engellendiğini, oysa ödül sistemine girmenin tüm hükümlü ve tutuklular için bir
hak olduğunu, eğitim ve iyileştirme faaliyetlerine katılma hakkının ortadan
kaldırılmasının ona bağlı diğer bir hakkın da ortadan kalkmasına sebep
olduğunu, neslin devamı ve korunması adına söz konusu hakkın verilmesi
gerekirken getirilen kısıtlama nedeniyle kanun önünde eşitlik ilkesi ile
ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
26. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, ödüllendirmeye esas alınan
faaliyetlerden yoksun bırakılmasından dolayı eş görüşmesi değerlendirmesine
giremediğini ifade etmiş ise de Tüzük'te ''spor, sanat, kültür ve sosyal faaliyetlerde veya
yarışmalarda başarı göstermek'' dışında birçok ölçütün
ödüllendirilebilecek tutum ve davranışlar arasında sayıldığı ve başvurucunun
esas talebinin eşi ile mahrem görüşme yapmak olduğu dikkate alındığında
başvurunun özü itibarıyla sosyal faaliyetlere katılmaktan yoksun bırakılma
kapsamında değil aile hayatına saygı hakkı kapsamında ele alınması
gerekmektedir.
27. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa'nın
20. maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
"Herkes ... aile hayatına saygı
gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. ... aile hayatının gizliliğine
dokunulamaz."
28. Anayasa’nın 41. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Aile, Türk toplumunun temelidir ...
Devlet, ailenin huzur ve refahı ... için
gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.
Her çocuk, ... yüksek yararına açıkça aykırı
olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme
hakkına sahiptir...”
29. Anayasa'nın 19. maddesi gereğince hükümlü ve tutukluların
özel ve aile hayatının sınırlanması hukuka uygun olarak ceza infaz kurumunda
tutulmanın kaçınılmaz ve doğal bir sonucudur. Öte yandan hükümlü ve
tutukluların özel ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı, ceza infaz kurumu
idaresinin hükümlü ve tutukluların ailesi ve yakınlarıyla temasını devam
ettirecek önlemleri almasını zorunlu kılmaktadır. Nitekim Avrupa Konseyi
Bakanlar Komitesinin Üye Devletlere Avrupa Cezaevleri Kuralları Hakkında REC
(2006) 2 sayılı tavsiye kararlarında da hükümlü ve tutukluların aileleri, başka
kişiler ve dışarıdaki kuruluşların temsilcileri tarafından ziyaret edilmelerine
izin verilmesi gerektiği belirtilmiştir (Mehmet
Zahit Şahin, B. No: 2013/4708, 20/4/2016, § 36). Söz konusu tavsiye
kararında, koşulların oluşması ve gerekli görülmesi hâlinde ziyaretlere
kısıtlamalar konulabileceği ancak bu tür kısıtlamaların kabul edilebilir asgari
bir iletişime imkân tanıyacak nitelikte olması gerektiği ifade edilmiştir.
30. Eşle mahrem görüşme uygulaması, Ödül Yönetmeliği'nde
mahpusların ceza infaz kurumundaki tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi
sonucunda tanınan teşvik esaslı bir ayrıcalık (ödül) olarak düzenlenmiş;
ödüllendirmede yetkili merci ise İdare ve Gözlem Kurulu olarak belirlenmiştir.
İdare ve Gözlem Kurulu resen veya kurumda görev yapan servislerin teklifi
üzerine ayda en az bir kez yapacağı toplantıda ilgililerin ödüllendirilmesine
karar vermekte, kararlara karşı infaz hâkimliğine şikâyet yoluna başvuru hakkı
bulunmaktadır.
31. Ceza infaz kurumlarında ödül uygulaması mahpusların kurum
içindeki veya dışındaki genel durumları, iyileştirme etkinliklerine ilgileri ve
uyumları, kurum düzenine karşı tutumları, kendilerine verilen işlerdeki
gayretleri gibi beklenen davranış ve tutumlarının değerlendirilmesi sonucu
edinilen kanaate dayalı olarak yürütülmektedir. Türüne göre bazı ödüller İdare
ve Gözlem Kurulu tarafından resen verilebilmekte ise de eş görüşmesi de dâhil
olmak üzere bazı ödül türlerinde mahpusun ödülden yararlanmayı talep etmesi,
bir başka deyişle hakkında değerlendirme yapacak olan İdare ve Gözlem Kurulunu
harekete geçirmesi gerekmektedir.
32. Bu itibarla ödüllendirme sisteminin işleyişi ile eş
görüşmesi ödülünün mahiyeti dikkate alındığında ödüllendirme hususunda
öncelikli olarak değerlendirme yapmaya ve karar almaya yetkili olan İdare ve
Gözlem Kuruluna başvuruda bulunulmadan infaz hâkimliğine başvuru olanağı
bulunmamaktadır.
33. Bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmek
için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere
saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi
nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal
makamların görevidir. Bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine
ilişkin iddiaların öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu
makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve Cennet
Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).
34. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak
ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek
ikincil nitelikte bir başvuru yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil
niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için
öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca
başvurucunun şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal
mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve
kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması, aynı zamanda bu süreçte dava ve
başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet
Yeşilyurt, § 17).
35. Somut olayda başvurucu, eş görüşmesi ödülünden yararlanmak
amacıyla doğrudan İnfaz Hâkimliğine başvurduğunu beyan etmiş; İnfaz Kurumu
İdare ve Gözlem Kuruluna başvurduğuna dair bir iddia ileri sürmemiştir.
Dolayısıyla başvurucunun hukuk sisteminde mevcut idari ve yargısal yolları
tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmaktadır.
36. Açıklanan gerekçelerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi
mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten
TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 11/12/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.