TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
YILMAZ EKİNCİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/16428)
|
|
Karar Tarihi: 28/1/2021
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Recai AKYEL
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Hüseyin Özgür SEVİMLİ
|
Başvurucu
|
:
|
Yılmaz EKİNCİ
|
Vekili
|
:
|
Av. Ahmet DOKUCU
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, başvurucu müdafiinin ceza mahkemesi kararına
karşı yaptığı istinaf başvurusunun müdafiin başvuru hakkı bulunmadığı
gerekçesiyle reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 13/6/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan
ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
A. Bireysel
Başvuruya İlişkin Süreç
8. Bir ticari işletme bünyesinde tır şoförü olarak
çalışan başvurucu hakkında gemiyle yurt dışına taşınmak üzere Çeşme hudut
kapısı liman sahasına getirdiği araçta kaçak göçmenler taşıdığı iddiasıyla
Çeşme Cumhuriyet Başsavcılığının 5/6/2017 tarihli iddianamesiyle göçmen
kaçakçılığı suçundan kamu davası açılmıştır.
9. Emniyette alınan ifadesinde ve yargılama sırasında
istinabe yoluyla yapılan sorgusunda müdafi hazır edilmesini talep etmediğinden
başvurucunun savunmaları müdafi hazır bulunmaksızın alınmıştır.
10. Çeşme 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 8/2/2018 tarihli
kararıyla başvurucunun 2 yıl 6 ay hapis ve 80 TL adli para cezasıyla
cezalandırılmasına karar verilmiştir. Anılan karar başvurucunun yokluğunda
verilmiştir.
11. Gerekçeli karar, başvurucunun aynı konutta yaşadığı
eşine [N.E.ye] 3/3/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
12. Avukatlar Ahmet Dokucu ve [E.K.] İzmir Nöbetçi Asliye
Ceza Mahkemesi aracılığıyla gönderdikleri 8/3/2018 havale tarihli dilekçe ile
başvurucunun kendilerinin müvekkili olup yurt dışında bulunduğunu, yurt
dışından döndüğünde vekâletname sunacaklarını beyan ederek anılan hükme yönelik
istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.
13. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesince
(Bölge Adliye Mahkemesi) 29/3/2018 tarihinde itiraz kanun yolu açık olmak üzere
istinaf istemi reddedilmiştir. Kararda, başvurucunun aşamalarda müdafi
yardımından faydalanmadığı, gerekçeli kararın aynı konutta yaşayan eşine
usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, eşinin de kanun yoluna başvuru hakkı
olduğu hâlde başvuruda bulunmadığı, istinaf başvuru dilekçesi ekinde
başvurucunun yurt dışında olduğuna dair belge sunulmadığı, başvurucu tarafından
eski hâle getirme talebinde bulunulabileceği ancak vekâletname ibraz edilmemesi
nedeniyle vekillerin istinaf kanun yoluna başvuru haklarının bulunmadığı
belirtilmiştir.
14. Başvurucu vekili Avukat Ahmet Dokucu,
vekâletname olmaksızın dahi başvurucu lehine kanun yoluna başvurabileceğinden
bahisle anılan karara yönelik itiraz başvurusunda bulunmuştur. Ayrıca başvuru
dilekçesi ekinde kendisi ve [E.K.] ile diğer iki avukatın daha başvurucu
tarafından vekil olarak tayin edildiklerine dair Düsseldorf Başkonsolosluğu
tarafından 12/4/2018 tarihinde düzenlenen vekâletnameyi ibraz etmiştir. İtiraz
başvurusu İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesince 18/4/2018 tarihinde
reddedilmiştir. Bu karar başvurucu müdafii Avukat Ahmet Dokucu'ya 18/5/2018
tarihinde tebliğ edilmiştir.
15. Başvurucu vekili Avukat Ahmet Dokucu bu karar üzerine
13/6/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Bireysel
Başvuru Sonrasına İlişkin Süreç
16. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden
yapılan araştırmaya göre başvurucu vekili, benzer yöndeki beyanlarına ek olarak
başvurucu ile eşi arasında geçimsizlik bulunduğunu ve tebligatı alan eş
tarafından başvurucu lehine kanun yoluna başvurulmasının beklenemeyeceğini
ileri sürerek 30/7/2018 tarihinde kanun yararına bozma talebinde bulunmuştur.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 3/12/2018 tarihli yazısıyla bu
talep eski hâle getirme istemi olarak değerlendirilerek dosya, gereği için
Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.
17. Bölge Adliye Mahkemesi, bu talebin
değerlendirilebilmesi açısından tespit ettiği eksikliklerin tamamlanması için
1/2/2019 tarihinde dosyanın Mahkemeye iadesine karar vermiştir. Kararda,
dilekçe ekinde bulunan pasaport suretinden başvurucunun ülkeye giriş çıkış
kayıtlarının okunamadığı belirtilerek gerekçeli kararın tebliğ edildiği
3/3/2018 tarihinden itibaren yapılan giriş ve çıkışlara dair kayıtların ilgili
makamlardan getirtilerek dosyaya konulması istenmiştir.
18. Anılan kayıtların getirtilerek dosyaya konulması
üzerine inceleme yapan Bölge Adliye Mahkemesi 14/3/2019 tarihinde eski hâle
getirme talebini kabul etmiştir. Kararda; temin edilen kayıtlara göre
başvurucunun ülkeye 18/4/2018 tarihinde giriş yaptığı, gerekçeli kararın tebliğ
edildiği 3/3/2018 tarihinde ve istinaf kanun yoluna başvuru süresi boyunca yurt
dışında bulunduğu, başvurucu ile eşi arasındaki geçimsizlik nedeniyle eşinin
kanun yoluna başvurmayacağının belirtildiği, bu nedenle yapılan tebligatın
usule uygun olmadığı ve başvuru süresinin geçirilmesinde başvurucunun kusurunun
bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
19. Bölge Adliye Mahkemesi aynı kararında, mahkûmiyet
hükmüne yönelik istinaf başvurusunu kesin olmak üzere esastan reddetmiştir.
Başvurucu müdafii, bu karara karşı 25/3/2019 tarihli dilekçeyle Bölge Adliye
Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yetkisinin kullanılması için
talepte bulunmuştur.
20. İtiraz yetkisinin kullanılmayacağına dair Bölge
Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 5/4/2019 tarihli görüş
yazısı, başvurucu vekiline elektronik tebligat yoluyla 13/4/2019 tarihinde
tebliğ edilmiştir.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
21. Mahkemenin 28/1/2021 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
22. Başvurucu; gerekçeli kararın tebliğ edildiği ve
sonrasındaki tarihlerde yurt dışında bulunduğunu, tebligatı alan eşiyle
arasında geçimsizlik olması nedeniyle kendisi adına kanun yoluna başvurmasının
eşinden beklenemeyeceğini, yurt dışında bulunması nedeniyle vekâletname
düzenlenemese de vekili (müdafii) tarafından kanun yollarına
başvurulabileceğini, sonradan yurt dışında düzenlenen vekâletname ile hem
kendisinin yurt dışında bulunduğunun hem de vekili ile arasındaki hukuki
ilişkinin kanıtlandığını, vekâletname sunulması için Bölge Adliye Mahkemesince
süre verilmesi gerektiği hâlde doğrudan istinaf başvurusunun reddedilmesi
nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, ihlalin
tespiti ve tazminat talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Başvuru hakkının
kötüye kullanılması" kenar başlıklı 51. maddesi şöyledir:
"Bireysel başvuru hakkını açıkça
kötüye kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine, yargılama giderlerinin
dışında, ayrıca ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para
cezasına hükmedilebilir."
24. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) "Başvuru
hakkının kötüye kullanılması" kenar başlıklı 83. maddesi şöyledir:
"Başvurucunun istismar edici,
yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını
açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve
yargılama giderleri dışında, ilgilinin ikibin Türk Lirasından fazla olmamak
üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir."
25. İçtüzük'ün "Bireysel başvuru formu ve ekleri"
kenar başlıklı 59. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Başvurucuların, adreslerinde
veya başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde
bunu Mahkemeye bildirmeleri zorunludur."
26. Anılan düzenlemelerde, genel olarak bir hakkın
öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının
hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının
bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı açıkça görülmektedir. Bu
bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve Anayasa
Mahkemesinin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların
başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (S.Ö.,
B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No:
2013/1013, 2/7/2015, § 31).
27. Bu kapsamda başvurunun değerlendirilmesi sürecinde
vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli
gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesinin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru
hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi durumunda başvuru
hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29; Mehmet
Güven Ulusoy, § 32).
28. Somut olayda Anayasa Mahkemesinin incelemesini
tamamlamadan önce Bölge Adliye Mahkemesi başvurucu hakkındaki eski hâle getirme
talebini kabul ederek istinaf başvurusunu esastan incelemiş ve ret kararı
vermiştir (bkz. §§ 18, 19). UYAP'ta bu kararın başvurucuya ya da müdafiine
tebliğ edildiğine dair belge bulunmamakta ise de başvurucu vekili en geç bu
karara karşı Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz
yetkisinin kullanılmasını talep ettiği 25/3/2019 tarihinde kararı öğrenmiş
durumdadır. Ayrıca talebin reddine dair görüş yazısı da başvurucu müdafiine
13/4/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Buna karşın, İçtüzük'ün 59. maddesinin
(5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüğe açıkça aykırı olarak istinaf
başvurusunun esastan incelenerek reddedildiğine dair herhangi bir bildirimde
bulunulmamıştır.
29. Bu itibarla başvurudan sonra vuku bulan ve Anayasa
Mahkemesinin değerlendirmesini etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler
hakkında Anayasa Mahkemesinin bilgilendirilmemesi suretiyle Anayasa Mahkemesini
yanıltıcı, öte yandan yeniden yargılamayla ilgili işlemlerin başlatılmasına yol
açabilecek bir davranışın ortaya konduğu anlaşılmaktadır (benzer yöndeki bir
karar için bkz. Ş.K., B. No: 2014/1312, 8/6/2017, §§ 17-24).
30. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru hakkının
kötüye kullanılması nedeniyle reddine ve 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi
uyarınca başvurucu aleyhine takdiren 1.000 TL disiplin para cezasına
hükmedilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması
nedeniyle REDDİNE,
B. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca başvurucunun
1.000 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,
D. Kararın bir örneğinin İzmir Barosuna GÖNDERİLMESİNE
28/1/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.