logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Gökhan Çapat [2.B.], B. No: 2018/18887, 22/9/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GÖKHAN ÇAPAT BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/18887)

 

Karar Tarihi: 22/9/2022

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Ayhan KILIÇ

Başvurucu

:

Gökhan ÇAPAT

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, suçla bağlantılı görülen paranın müsaderesine karar verilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. 1992 doğumlu olan başvurucu hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına üye olma suçlamasıyla Elâzığ Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) başlatılan soruşturma kapsamında 31/10/2017 tarihinde başvurucunun ikametgâhında arama yapılmıştır. Aramada bulunan 10.000 Amerikan dolarına (dolar) el konulmuştur.

3. Başvurucu hakkındaki soruşturma, Başsavcılığın 14/11/2017 tarihli iddianamesinin kabulüyle kovuşturmaya dönüşmüştür. İddianamede, başvurucunun ikametgâhında yapılan aramada ele geçirilen dövizin örgütsel faaliyette kullanılması amacıyla başvurucuya verildiği belirtilmiş ve müsaderesine karar verilmesi talep edilmiştir.

4. Yargılamayı Elâzığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) yürütmüştür. Başvurucu 20/3/2018 tarihli duruşmadaki savunmasında 10.000 doların kendisine ait olduğunu, önceki çalışmalarından biriktirdiği parayla söz konusu dövizi satın aldığını belirtmiştir. Başvurucu ayrıca 10.000 doları Elâzığ İ. Camisi'nin altındaki döviz bürosundan ya da Karakoçan veya Elâzığ isimli döviz bürolarından 2017 Ağustos ayı içinde aldığını, her ne kadar soruşturma evresinde yapılan araştırmada anılan döviz büroları kendisine döviz satmadıklarını belirtmiş iseler de döviz bürolarının bunu tespit edememesinin soyadının yanlış şekilde yazılmış olmasından kaynaklanabileceğini ifade etmiş, bu sebeple bu konunun anılan döviz bürolarından yeniden sorulmasını talep etmiştir. Ağır Ceza Mahkemesi başvurucunun talebini, davaya yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddetmiştir.

5. Ağır Ceza Mahkemesi 6/4/2018 tarihinde başvurucunun örgüt üyeliğinden neticeten 10 yıl 6 ay, örgüt propagandasından ise neticeten 4 yıl 6 ay hapis cezasıyla mahkûmiyetine karar vermiştir. Ağır Ceza Mahkemesi ayrıca 10.000 doların müsaderesine hükmetmiştir.

6. Kararda başvurucunun terör örgütü üyeliği suçunu işlediği sonucuna ulaşılırken telefon dinleme kayıtlarının içeriğine, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişiminden hemen önce yaptığı "bir bakmışsınız bir şafak vakti her şey tersine dönmüş" ve "bir şafak vakti, her şeyin ters döndüğünü hep birlikte göreceğiz" biçimindeki sosyal medya paylaşımları ile sosyal medyadaki diğer paylaşım ve beğenilerine, örgütün talimatıyla yapıldığı değerlendirilen toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılmasına, ayrıca bir işi olmadığı hâlde evinde 10.000 dolar nakit para bulunmasına dayanılmıştır.

7. Kararda, başvurucunun evinde yapılan aramada bulunan 10.000 dolar nakit paraya yönelik olarak bir işi bulunmayan başvurucunun önceden biriktirmiş olduğu Türk lirası cinsinden parayı dövize çevirdiği yolundaki savunmasına itibar edilmediği belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun savunmasının doğruluğunun tespiti amacıyla çevrede bulunan döviz bürolarında yapılan araştırmada bunun teyit edilmediği ifade edilmiştir. Kararda, bu paranın sosyal medya kanalıyla algı operasyonu yapılmasına yönelik faaliyetlerde kullanılmak üzere örgüt tarafından başvurucuya verildiği kanaatine varıldığı açıklanmıştır. Ağır Ceza Mahkemesi, örgüt tarafından örgütsel faaliyette kullanılmak üzere başvurucuya verildiği sonucuna ulaştığı 10.000 doların müsaderesine karar vermiştir.

8. Başvurucu 14/6/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Başvurucu aynı zamanda istinaf yoluna da başvurmuştur. Başvurucu, dövizi aldığı döviz bürosunun unvanını ve dövizin alındığı tarih aralığını Ağır Ceza Mahkemesine bildirmesine rağmen bu hususun hiç araştırılmadığını belirtmiştir. Başvurucu, soyadının son harfinin yaygın bir biçimde karıştırılması sebebiyle son harf olarak "R, K, N" alternatifleri yazılarak yeniden sorulması talebinin reddedilmesinden yakınmıştır. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi (Bölge Adliye Mahkemesi) 20/9/2018 tarihinde, başvurucunun istinaf istemini kararın yerinde olduğunu belirterek esastan ve kesin olarak reddetmiştir.

10. Başvurucu, benzer iddialarla bu karara karşı temyiz yoluna başvurmuştur. Yargıtay 16. Ceza Dairesi 23/2/2021 tarihinde Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamıştır. Nihai karar 8/6/2021 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu 2/7/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. 2021/32109 numaralı başvuru, eldeki başvuru ile birleştirilmiştir. Komisyonca diğer tüm şikâyetler yönünden kısmi kabul edilemezlik kararı verilmiş, müsadereye yönelik şikâyete ilişkin iddianın ise kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

12. Başvurucu, gerekçesi ortaya konulmadan 10.000 doların müsaderesine karar verilmesinden yakınmış; bunun mülkiyet hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

13. Anayasa'nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:

"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."

14. Müsadere edilen 10.000 doların başvurucuya ait olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır.

15. Anayasa Mahkemesi müsadere veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi tedbirlerinin uygulanmasının mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiğini daha önce kabul etmiştir. Bu kararlarda bu türden müdahalelerin mülkten yoksun bırakma sonucuna yol açmakla birlikte mülkiyetin kamu yararına kullanımının kontrol edilmesi amacını gözettiği dikkate alınmıştır (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Bekir Yazıcı [GK], B. No: 2013/3044, 17/12/2015, §§ 54-58; Arif Güven, B. No: 2014/13966, 15/2/2017, §§ 42-48; Torsan Orman San. ve Tic. Ltd. Şti., B. No: 2014/13677, 20/9/2017, §§ 50, 51).

16. Anayasa'nın 35. maddesinde mülkiyet hakkı sınırsız bir hak olarak düzenlenmemiş, bu hakkın kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlandırılabileceği öngörülmüştür. Mülkiyet hakkına müdahalede bulunulurken temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin genel ilkeleri düzenleyen Anayasa'nın 13. maddesinin de gözönünde bulundurulması gerekmektedir. Dolayısıyla mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin Anayasa'ya uygun olabilmesi için müdahalenin kanuna dayanması, kamu yararı amacı taşıması ve ayrıca ölçülülük ilkesi gözetilerek yapılması gerekmektedir (Recep Tarhan ve Afife Tarhan, B. No: 2014/1546, 2/2/2017, § 62).

17. Somut olayda başvurucu hakkında yürütülen ceza soruşturması kapsamında başvurucunun evinde bulunan 10.000 dolara el konulmuş, ardından da bu paranın müsadere edilmesine karar verilmiştir. Müsadere kararı, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanun'un 54. maddesine dayandırılmıştır. Anılan maddenin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde -iyi niyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla- kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmedileceği belirtilmiştir. Dolayısıyla suçta kullanılan ya da suçtan elde edilen bir eşyanın müsaderesine karar verilmesinin kanuni dayandığının bulunduğu anlaşılmıştır.

18. Anayasa Mahkemesinin daha önceki kararlarında elkoyma ve müsadere gibi tedbirlerin çeşitli kamu yararı amaçlarını taşıdığı açıklanmıştır. Buna göre söz konusu tedbirlerle suçta kullanılan, kullanılmak üzere hazırlanan veya suçtan meydana gelen eşyanın mahkûmiyete rağmen suçlunun elinde bırakılmaması, suçtan gelir elde edilmemesi, ayrıca suçla ilgili veya bizatihi suç teşkil eden eşyanın ülke ekonomisi, kamu düzeni ve güvenliği ile toplum ve çevre sağlığı bakımından arz ettiği tehlikelerin önlenmesi amaçlanmıştır. Böylece suçla mücadelede caydırıcılığın sağlanması, yeni suçların işlenmesinin önüne geçilmesi ve tehlikelilik arz eden suça konu mülkün kullanılmasının ve dolaşımının engellenmesi hedeflenmektedir (Bekir Yazıcı [GK], B. No: 2013/3044, 17/12/2015, § 64; Mahmut Üçüncü, B. No: 2014/1017, 13/7/2016, 76; Fatma Çavuşoğlu ve Bilal Çavuşoğlu, B. No: 2014/5167, 28/9/2016, § 69; Hanife Ensaroğlu, § 60). Somut olayda anılan kararlardan ayrılmayı gerektiren bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenle müdahalenin kamu yararına dayalı meşru bir amacının mevcut olduğu anlaşılmaktadır.

19. Son olarak kamu makamlarınca başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahaleyle gerçekleştirilmek istenen amaç ile bu amacı gerçekleştirmek için kullanılan araçlar arasında makul bir ölçülülük ilişkisinin olup olmadığı değerlendirilmelidir.

20. Şikâyet edilen müsadere tedbirinin belirtilen kamu yararı amacını gerçekleştirmeye elverişli olduğu açıktır. Müdahalenin gerekliliği yönünden ise kamu makamlarının özellikle mülkiyetin kamu yararına kullanımının düzenlenmesinin söz konusu olduğu suçla mücadele gibi alanlarda geniş bir takdir yetkisinin bulunduğu kabul edilmekte olup başvurucu bu amacı gerçekleştirmeye daha uygun bir aracın varlığını da gösterememiştir.

21. Orantılılık yönünden ise ilk olarak müsadere kararının Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verildiğine ve başvurucunun ise bu karara karşı etkin bir biçimde itiraz imkânı bulamadığına dair açık bir şikâyetinin olmadığına değinmek gerekir. Bunun yanında müsadere tedbirine yönelik olarak yargısal makamların kararlarının makul bir değerlendirme içermediği veya keyfî olduğu da başvurucu tarafından ortaya konulamamıştır.

22. Somut olayda, müsadere kararı verilen ceza yargılamasında başvurucu, sanık olarak yer almış ve yargılama sonucunda suçu işlediği sabit görülerek hapis cezasına mahkûm edilmiştir. Ayrıca Ağır Ceza Mahkemesinin müsadere kararına ilişkin gerekçesinde, 10.000 dolar ile başvurucunun mahkûm edildiği suç arasında makul bir illiyet bağı ortaya konulmuştur. Bu bağlamda soruşturma makamlarınca başvurucunun 10.000 doları önceden biriktirmiş olduğu Türk lirası cinsinden parayı dövize çevirmek suretiyle elde ettiğine yönelik savunmasına ciddiyetle yaklaşıldığını, başvurucunun unvanını bildirdiği döviz bürolarında araştırma yapıldığını not etmek gerekir. Söz konusu döviz bürosu yetkililerinin başvurucunun savunmasını teyit etmediğini tespit eden Ağır Ceza Mahkemesi, başvurucunun bir işinin bulunmamasını ve örgüt üyeliğinden mahkûmiyet hükmüne ulaştıran olguları da gözeterek 10.000 doların sosyal medya kanalıyla algı operasyonu yapmasına yönelik faaliyetlerde kullanmak üzere örgüt tarafından başvurucuya verildiği kanaatine varmıştır. Ağır Ceza Mahkemesinin bu değerlendirmesinin keyfî ve temelsiz olmadığı kabul edilmiştir.

23. Sonuç olarak ceza yargılaması sonucunda suçta kullanıldığı değerlendirilen eşya hakkındaki müsadere tedbirinin uygulandığı olayda, mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin başvurucunun tutum ve davranışları ile kusurunun ağırlığı dikkate alındığında Anayasa'nın 35. maddesinde öngörülen güvenceler sağlandığından kamu yararı ile karşılaştırıldığında başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği değerlendirilmiştir. Buna göre başvurucunun mülkiyet hakkının korunması ile müdahalenin kamu yararı arasında olması gereken adil denge bozulmamış olup mülkiyet hakkına yapılan müdahale ölçülüdür. Bu durumda başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edilmediği açıktır.

24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 22/9/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Gökhan Çapat [2.B.], B. No: 2018/18887, 22/9/2022, § …)
   
Başvuru Adı GÖKHAN ÇAPAT
Başvuru No 2018/18887
Başvuru Tarihi 14/6/2018
Karar Tarihi 22/9/2022
Birleşen Başvurular 2021/32109

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, suçla bağlantılı görülen paranın müsaderesine karar verilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Müsadere ve Elkoyma Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi