TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İBRAHİM KILIÇ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/24896)
|
|
Karar Tarihi: 16/1/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Zehra GAYRETLİ
|
Başvurucular
|
:
|
İbrahim KILIÇ ve diğerleri(bkz. ekli
tablo)
|
Vekili
|
:
|
bkz. ekli tablonun (F) sütunu
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, hukuk davasında delillerin değerlendirilmesinde ve
hukuk kurallarının uygulanmasında hata yapılarak adil olmayan karar verilmesi
ve uzun yargılama nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Ekli tabloda sıralanan başvurulara ait başvuru formu ve
eklerinin idari yönden yapılan ön incelemelerinden sonra başvurular
Komisyonlara sunulmuştur.
3. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Ekli tablonun (B) sütununun 2., 3. ve 4. sıralarında yer
verilen başvuru dosyalarının konu bakımından hukuki irtibat nedeniyle
2018/24896 numaralı başvuru dosyası ile birleştirilmesine, incelemenin
2018/24896 numaralı dosya üzerinden yapılmasına ve diğer dosyaların
kapatılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 71.
maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana
ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden incelenmesine
karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucular, hukuk mahkemelerinde açtıkları davalarda
delillerin değerlendirilmesinde ve hukuk kurallarının uygulanmasında hata
yapılarak adil olmayan karar verilmesi ve yargılamanın uzun sürmesi
nedenleriyle adil yargılanma haklarının ihlal edildiği iddiasıyla çeşitli
tarihlerde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
9. Mahkemenin 16/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
10. Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle makul sürede
yargılanma hakları ile diğer anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
2. Değerlendirme
11. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların iddialarının bir bütün olarak
Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkı
kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
a. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas Yönünden
13. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın
ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması
devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas
alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B.
No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50-52).
14.
Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin
makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç
dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu
ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin
niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher
Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
15. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında ekli tablonun (G) sütununda belirtilen
yargılama sürelerinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
16. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
17. Başvurucular, delillerin değerlendirilmesinde ve hukuk
kurallarının uygulanmasında hata yapılarak adil olmayan karar verilmesi
nedeniyle adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
18. Başvurular, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru inceleme
yetkisi kapsamında ve sunulan bilgi ve belgeler çerçevesinde
değerlendirilmiştir. Başvurularda ileri sürülen iddialar, mahkemelerce
delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup
mahkeme kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir
hususun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu
şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır (Necati
Gündüz, Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 26).
19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının ilgili kısmı ile (2) numaralı fıkrasışöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme
kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama
yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata
hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir.”
21. Başvurucular ihlalin tespiti ile maddi ve manevi tazminata
karar verilmesi talebinde bulunmuşlardır.
22. Somut olayda, makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği sonucuna varılmıştır.
23. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında ekli tablonun (H) sütununda belirtilen net tutarlarda manevi
tazminatın başvuruculara ayrı ayrı ödenmesine karar verilmesi gerekir.
24. Diğer ihlal iddialarına ilişkin şikâyetler, açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez bulunduğundan bunlara yönelik maddi tazminat isteminin reddi
gerekir.
25. Avukatla temsil edilen başvuruculara 3.000 TL vekâlet
ücretinin ayrı ayrı ödenmesine karar verilmesi gerekir.
26. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 294,70 TL harçtan oluşan
yargılama giderinin başvuruculara ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Ekli tablonun (H) sütununda belirtilen net tutarlarda manevi
tazminatın başvuruculara AYRI AYRI ÖDENMESİNE, maddi tazminat taleplerinin
REDDİNE,
D. Ekli tabloda belirtilen başvuru harçlarının BAŞVURUCULARA
ÖDENMESİNE, ekli tablonun (F) sütununda vekilleri belirtilen başvuruculara
3.000 TL vekâlet ücretinin AYRI AYRI ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine
ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihlerinden itibaren dört ay içinde
yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten
ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için ilgili mahkemelere
GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
16/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.