TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
YUSUF ERDOĞAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/33158)
|
|
Karar Tarihi: 10/5/2022
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Recai AKYEL
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
İrfan FİDAN
|
Raportör
|
:
|
Tuğçe TAKCI
|
Başvurucu
|
:
|
Yusuf ERDOĞAN
|
Vekilleri
|
:
|
1. Av. Ahmet HARMANCI
|
|
|
2. Av. Velid ABA
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, öldürme olayı hakkında etkili bir ceza
soruşturması yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 5/11/2018 tarihinde yapılmıştır. Komisyon
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelere
göre ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. 27/6/2018 tarihi saat 01.00 sıralarında evlerinde
oturmakta iken gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucunda başvurucu ve eşi F.E.
hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmış, başvurucunun oğlu H.İ.E. hayatını
kaybetmiş, başvurucunun diğer oğlu Me.E. ise saldırıdan yara almadan
kurtulmuştur. Birecik Devlet Hastanesi Acil Servisinin başvurucu hakkında
düzenlediği 27/6/2018 tarihli raporda başvurucunun sağ dirseğinden yaralandığı,
atardamar kanamasının ve hayati tehlikesinin olduğu, ameliyat için sevkinin
yapıldığı tespitlerine yer verilmiştir.
A. Olay
Hakkında Yürütülen Ceza Soruşturması
6. Olay hakkında Birecik Cumhuriyet Başsavcılığınca
(Cumhuriyet Başsavcılığı) resen ve derhâl soruşturma başlatılmıştır. Cumhuriyet
savcısı aynı gece saat 02.45 sıralarında olay yeri inceleme işlemi
gerçekleştirmiştir.
7. Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün ölü muayene işlemi
gerçekleştirmiştir. Aynı gün Şanlıurfa Adli Tıp Şube Müdürlüğünde
gerçekleştirilen otopsi işlemi sonucunda H.İ.E.nin 1 adet ateşli silah
yaralanmasına bağlı büyük damar yaralanmasıyla gelişen iç ve dış kanamadan
öldüğü tespit edilmiştir. Müteveffadan alınan kan ve vücut sıvı örnekleri
üzerinde Adana Adli Tıp Grup Başkanlığınca gerekli analiz ve incelemeler
yapılmıştır.
8. Birecik İlçe Jandarma Komutanlığı Olay Yeri İnceleme
Tim Komutanlığınca aynı gece saat 02.00 sıralarında olay yeri incelemesi
yapılmış, olay yerinin fotoğrafları çekilmiş ve krokisi çizilmiştir. Olay yeri
incelemesi sonucunda olay yerinden beş kovan, bir kısmen deforme mermi
çekirdeği (evin içinden bulunmuş), bir mermi çekirdeği nüvesi ile bir deforme
mermi çekirdeği gömlek parçası temin edilmiştir. Bunlar dışında başvurucunun
eşi F.E.nin hastanedeki müdahale sırasında üzerinden çıkan bir mermi çekirdeği
gömlek parçası ile bir mermi çekirdeği nüvesi de olay yeri inceleme
görevlilerine teslim edilmiştir. Olay yeri krokisine göre evin içinde dokuz
ateşli silah atışı sonucu oluşan delinme tespit edilmiş, ayrıca evin
bahçesinde, mutfak balkon kapısının karşı köşe kısmında, dört kovan bulunmuş;
bahçenin diğer tarafındaki bekçi evinin önündeki buğday yığının olduğu alanın
önünde ise bir kovan bulunmuş olup bu kısımda yerde kan lekesi tespit
edilmiştir.
9. Böğürtlen Jandarma Karakol Komutanlığı tarafından iletilen
fezleke ekindeki 27/6/2018 tarihli tutanağa göre olay yerine dair görüntülerin
temin edilebileceği herhangi bir kamera bulunamamıştır. Ekteki bir diğer
tutanakta; olaya karıştığı iddia edilen E.E., G.E., Me.Er., Mü.E. ve Mer.E.nin
yakalanmaları için arandıkları belirtilmiş ve şahısların cep telefon numaraları
bildirilmiştir.
10. Olaya karışan A.E.nin avukatı huzurunda, kollukta
alınan 27/6/2018 tarihli şüpheli ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...Bizim aramızda yirmi yıldır
kardeşim olan Yusuf ERDOĞAN ile arazi anlaşmazlığından dolayı husumet vardır...
süreklide beni tehdit ederdi, köyün tapusunun kendisinde olduğunu yazın tatil
olduğunda bile köye gidemezdik. En son geçen yıl oğluna benim kızım olan [Me.yi] istedi, kızımda istemediği
için bende olmaz dedim. O günden bu güne kadarda tehditleri bize karşı daha çok
arttı... ben ve eşim [G.] araca binerek... hareket ettik, bizim
arkamızdan da bir başka araçla oğlum [E.E.], [Me.Er.], [Mü.] ve
[Me.] ile birlikte bizi takip ettiler. Saat 23:30 sıralarında... Yusuf
ERDOĞAN'ın evine 200-300 Metre mesafede bulunan evime geldim, daha sonra içeri
geçtik, o esnada Yusuf ERDOĞAN'ın evinden bizim eve doğru küfür ederek ve
ellerinde bulunan silahlar ile bizim üstümüze doğru geldiler, silahların
kimlerin elinde olduğunu karanlıktan dolayı göremedim, hatta 2,3 el de
Kaleşnikof diye tabir ettiğimiz silah ile havaya ateş ettiler. Daha sonra onlar
kendi evine gittiler. Bende evimde bulunan Ruhsatsız, rahmetlik babamdan kalan
Kaleşnikof Marka silah ile ateş ede ede Yusuf ERDOĞAN'ın evine gittim. Hepsine
rast gele elimde bulunan silah ile ateş ettim. Yusuf ERDOĞAN'ın çocuklarından
bir tanesinin vurulması sonucu yere düştüğünü gördüm ve ateş etmeyi bıraktım.
Oğlum [E.] de arkamdan geldi yalnız kendisinde herhangi bir silah yoktu
daha sonra oradan kendim tek olarak arabama binerek köyden uzaklaştım, eşime de
can güvenlikleri tehlikede olabilir diye Halfeti ilçesine bağlı... köyündeki
akrabalarımın yanına gidin dedim. Daha sonra biraz oyalandıktan sonra
Jandarmaya olayda kullandığım kaleşnikof silah ile kendim teslim oldum...
...
...Silah ile ateş ede ede evlerine doğru
giderken evin girişinde akrabamız olan ve o esnada orda bulunan [M.V.yi] gördüm, kendisine silah
sıkmadım çünkü benim onunla bir işim yoktu, ateş ede ede geldikten sonra
oturmuş oldukları balkonun mutfak kapısı istikametine tam karşıdan hatırladığım
kadarı ile 3 el daha ateş ettim..."
11.A.E.nin avukatı huzurunda, Cumhuriyet Başsavcılığı
nezdinde alınan 28/6/2018 tarihli şüpheli ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...[kızı] kaçıracağını ve köye yakın bir
yerde olduğunu söyledi. Ben 26/06/2018 günü saat 22:00 sularında Nizip
ilçesindeki ikametimde bulunuyordum. Bunları duymam üzerine Kural Mahallesinde
bulunan evime gittim. Araçtan indiğim sırada Yusuf ERDOĞAN ve çocukları tehdit
ve hakaretlerde bulundular. ... Yusuf ERDOĞAN ve çocuklarının bana hakaret
ederek tehdit etmeleri sonrasında bana 50-60 [metre] mesafeden ateş
etmeleri üzerine ben de evin içerisinde bulunan kaleşnikof marka silahımı
alarak onların evinin önüne ateş ede ede gittim. Bu sırada eşim ve çocuklarım
silahı alarak o tarafa doğru gittiğimi gördüler. Yusuf ERDOĞAN'ın evinde
mutfağın önünde bulunan balkona doğru giderek kaç el ateş ettiğimi
hatırlamayarak elimdeki silah ile ateş ettim. Ateş ederken hedefim Yusuf
ERDOĞAN'dı. Ateş ettiğim esnada evin balkonunda kimse bulunmuyordu. O sırada [M.V.yi]
gördüm. [M.V.nin] elinde kaleşnikof silah olduğunu gördüm. Ancak
[M.V.nin] ateş ettiğini görmedim. Mutfağın içerisinde bulunan Yusuf
ERDOĞAN'a doğru ateş ederken hangisi olduğunu bilmediğim oğlunun yere düştüğünü
görmem üzerine ateş etmeyi kestim ve eve doğru giderek çocuklarımın olay
yerinden uzaklaşmasını söyledim. Ben de giderek jandarmaya teslim oldum.
SORULDU: Oğlunuz [E.nin] sizinle birlikte elinde tabanca
ile Yusuf ERDOĞAN'ın evinin önüne gelerek ateş ettiği hususu ile alakalı
ifadenizi veriniz.
CEVABEN: Oğlum [E.] arkamdan gelmiş olabilir fakat
elinde herhangi bir ateşli silah görmedim. Onun için ateş etmemiştir. [E.]
arkamdan gelmiş olabilir şeklindeki ifademi açıklamak istiyorum. Ben ateş
ettikten sonra evime doğru gittiğimde bu sırada [E.yi] gördüm. [E.]
kesinlikle benimle birlikte gelerek tabanca ile kimseye ile ateş etmemiştir.
Biz Nizip ilçesinden Kural Mahallesindeki evimize gittiğimizde geldiğimiz her
iki aracı evimizin yanına park ettik. Araçlarımızı evimizin önüne park etmedik.
Yusuf ERDOĞAN'ın evinin önünde durarak araçtan inmedik. Ben ailemle birlikte
olay yerinden ayrıldıktan sonra arkamdan otomatik tüfeklerle ateş edildi. Fakat
ben gecenin karanlığından dolayı ateş edeni görmedim. Tahminen 100 metreden
ateş edildiğini düşünüyorum ve ben ateş edenin [M.V.] olduğunu
düşünüyorum..."
12. Başvurucunun kollukta alınan 27/6/2018 tarihli
şüpheli ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...Araçlardan [A.E., E.E. ve Mü.E.] ellerinde
Kalaşnikof marka tüfeklerle indiler. O sırada araçlar çalışır vaziyetteydi ve
şoförleri geri kaçmak için arabaları çevirdi. Sonra [A.E., E.E. ve Mü.E.]
'seni öldürmeye geldik' diyerek direkt oturduğumuz balkona ateş ettiler. Sonra [M.V.],
[A.E.] ve oğullarına 'yapmayın ateş etmeyin ben aradayım beni de
vuracaksınız' dedi. [A.E.] de 'sen aradan çekil seni de vururuz' dedi.
Sonra biz ateş etmeye devam edince evin içine kaçtık... Sonra [A.E.] ve
oğulları [E.E. ve Mü.E.] evin balkonuna yaklaştı ve mutfak kapısını
nişan alarak seri şekilde ateş ettiler..."
13. Olaya dair M.S.A., A.A., B.A., Ab.A.nın da 27/6/2018
tarihinde kolluk nezdinde beyanları alınmıştır. Şahıslar özetle olay anına dair
bilgileri bulunmadığını beyan etmiştir. M.S.A.nın Cumhuriyet Başsavcılığı
nezdindeki beyanı da benzer şekildedir.
14. Olay anında olay yerinde bulunan M.V.nin 27/6/2018
tarihinde kolluk nezdinde alınan müşteki beyanının ilgili kısmı şöyledir:
"... Silah sesi duydum. O sırada
Yusuf ERDOĞAN ayağa kalktı. Evin kuzey batı istikametine doğru yürüdü... [A.E.nin]
elinde kalaşnikof uzun namlulu silah ve belinde tabanca gördüm. [E. de]
küfürler savuruyordu. Arkalarından gelen erkek ve kadınların yüzlerini
görmediğim için bir de havanın karanlık olmasından dolayı tanıyamadım. Ben
[A.E.ya]... yapma dedim...çekil oradan sana da sıkarım dedi. Ben o sırada
doğuya doğru yöneldim. Bana çekil oradan dedikten sonra balkonda oturanlara
karşı kalaşnikofla sıkmaya başladı. Aynı anda bir de tabanca sesi duydum... [A.E.]
ve oğlu [E.E.] silahlarla ateş ettikten sonra koşarak arabalarına doğru
gittiler..."
15. Olay anında olay yerinde bulunan başvurucunun oğlu
M.E.nin 27/6/2018 tarihinde kolluk nezdinde alınan müşteki beyanının ilgili
kısmı şöyledir:
"...[A.E.] ve oğlu [E.E.] eve
doğru ateş ede ede geldiler ve balkona gelip ardından balkona çıkarak ateş
etmeye devam ediyorlardı. Bir anda evin mutfağının balkona bakan kapısının
önünde durarak içeri doğru ateş etmeye devam ediyordu mutfağın kapısından içeri
girmediler o anda ise hepimiz mutfaktaydık... olayı planlayarak yaptıklarını
düşünüyorum planlayanların ise [G.E.], [Me.Er.], [A.E.] ve [E.E.] olduğunu
düşünüyorum..."
16. E.E.nin olay anında silah kullandığına yönelik
ifadeler olması nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı üzerine 2/7/2018
tarihinde E.E.nin evinde arama yapılmış, herhangi bir silah ya da suç unsuruna
rastlanmadığına dair tutanak tutulmuştur. M.V.nin de elinde silah bulunduğuna
dair Ab.A.nın ifadesi olması nedeniyle bu şahsın evinde de 3/9/2018 tarihinde
arama yapılmış, herhangi bir silah ya da suç unsuruna rastlanmadığına dair
tutanak tutulmuştur.
17. 17/7/2018 tarihinde başvurucunun oğlu Ah.E.
tarafından olay yerinden temin edilen 1 adet kalaşnikof kovanı Cumhuriyet
Başsavcılığına teslim edilmiştir.
18. Cumhuriyet Başsavcılığınca talep edilmesi üzerine Van
Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğinin (Kriminal Laboratuvarı) 28/8/2018
tarihli raporunda A.E.nin yüz ve elbise svapları üzerinde, başvurucunun oğlu
Me.E.nin ise sağ el ve yüz bölgesi svapları üzerinde atış artığı tespit
edildiği bildirilmiştir.
19. G.E., Me.Er., Mer.E., Mü.E. ve E.E.nin 27/6/2018
tarihinde saat 10.20 sıralarında Şereflikoçhisar'da yakalanması sonrasında aynı
gün saat 19.30'da E.E.nin her iki elin ve yüzün svapları alınmış, üzerindeki
tişört muhafaza altına alınmıştır. E.E.nin olay sonrası ellerini ve yüzünü
yıkadığını beyan ettiği atış artığı transfer formuna not edilmiştir. Kriminal
Laboratuvarı tarafından düzenlenen 8/8/2016 tarihli raporda E.E.ye ait svaplar
ve tişört üzerinde atış artığına rastlanmadığı bildirilmiştir.
20. Kriminal Laboratuvarı tarafından düzenlenen 3/8/2016
tarihli raporda A.E.nin olayda kullandığı Kalaşnikof marka tüfek üzerinde
herhangi bir ize rastlanmadığı belirtilmiştir.
21. Kriminal Laboratuvarı tarafından düzenlenen 2/8/2016
tarihli raporda, olay yerinden temin edilen (dördü bir yerden, biri bir yerden
toplanan) beş kovandan dörtlü grubun A.E.ye ait silahtan atıldığı, birinin ise
bu silahtan atılmadığı tespitine yer verilmiştir.
22. Mü.E., Mer.E, G.E. ve Me.Er.in Cumhuriyet
Başsavcılığı nezdinde 28/6/2018 tarihinde şüpheli sıfatıyla ifadeleri
alınmıştır. Şahıslar benzer anlatımlarda bulunmuş olup Mü.E.nin beyanının
ilgili kısmı şöyledir:
"...
Ben Lise son sınıf öğrencisiyim. Olay
günü ben, babam [A.E.],
ablam [Me.E.], annem [G.E.], erkek kardeşlerim [E.E.] ve
[Me.Er.] ile birlikte Nizip ilçesinden iki ayrı araç ile bir araç içerisinde
şoförlüğünü babam [A.E.nin] yaptığı ablam [Mer.E.] ve annem [G.E.nin]
içerisinde bulunduğu, diğer aracın ise abim [E.E.nin] sürücülüğünü
yaptığı, içerisinde ben ve kardeşim [Me.E.nin] bulunduğu araçlar ile
Kural Mahallesinde bulunan evimize gittik. Biz araçtan inip hepimiz evin
içerisine girdik ancak babam [A.E.] bizimle eve gelmedi. Babamın nereye
gittiğini bilmiyorum. Evin içerisinde bulunduğum sırada küfürleşme ve silah
sesleri duydum. Bunun üzerine babam koşarak bize doğru geliyordu ve bize
hitaben 'buradan uzaklaşın gidin ben havaya doğru ateş ettim ancak birini
vurmuş olabilirim. Gidip teslim olacağım eğer vurmuş isem gidip teslim
olacağım' şeklinde sözler söyledi. Babam bize doğru geldiğinde arkasından ateş
edildiğini duydum. Ancak hangi mesafeden ateş edildiğini bilmemekle birlikte
bizim ev ile amcam Yusuf ERDOĞAN'ın evinin arasında galiba 200 metre mesafe
bulunmaktadır. Ben, babam bize koşarken kimin bize ateş ettiğini görmedim. Daha
sonra biz araca binerek olay yerinden ayrıldık. Biz araç ile olay yerinden
ayrılırken ateş edilip edilmediğini bilmiyorum. Çünkü şoktaydım. Ben kimseye
ateş etmedim. Ben silah kullanmadım... Hakkımda ateş edildiğine dair beyan var
ise de ben bunu kesinlikle reddediyorum. Dediğim gibi abim [E.E.]
bizimle ikametin içerisinde bulunuyordu. Onun için kesinlikle silah ile ateş
etmemiştir..."
23. E.E.nin Cumhuriyet Başsavcılığı nezdindeki 28/6/2018
tarihili şüpheli ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:
"... iki ayrı araç ile bir araç
içerisinde şoförlüğünü babam [A.E.nin] yaptığı ablam [Me.E.] ve annem [G.E.nin]
içerisinde bulunduğu, diğer aracın ise benim sürücülüğünü yaptığım, içerisinde
kardeşlerim [Mü.E.] ve [Me.Er.nin] bulunduğu araçlar ile Kural
Mahallesinde bulunan evimize gittik... Biz eve girdikten çok kısa bir süre
sonra bir an da tartışma ve bağırışma sesi ile silah sesleri duyduk. Bu sırada
babam bize doğru koşarak geliyordu. Babam bize doğru gelirken de silah sesleri
geliyordu. Babam bize hitaben 'biz karşılıklı birbirimize silahla ateş ettik
dedi, siz buradan uzaklaşarak ayrılın' demesi üzerine, ben annem ve kardeşlerim
benim sürücülüğünü yaptığım araç ile olay yerinden ayrıldık. Babam yanıma
geldiğinde elinde herhangi bir silah görmedim. Babam yanımıza gelirken de
arkadan ateş ediliyordu. Fakat kimin ateş ettiğini ve hangi mesafeden ateş
ettiğini görmemekle birlikte bize ateş edilen mermilerden bir tanesinin
yakınımızdan geçtiğini gördüm. Ben meydana gelen olayda herhangi bir şekilde
ateşli silah kullanmadım..."
24. Başvurucu 31/7/2018 tarihli ve kriminal raporun temin
edilmesinin ardından Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu 11/9/2018 tarihli
dilekçelerle saldırı olayında birden fazla silah kullanıldığının tespit
edildiğini, dolayısıyla iddiasının teyit edilmiş olduğunu, A.E.nin diğer aile
üyelerinin iştirak hâlinde hareket etmesi nedeniyle tutuklanmaları gerektiğini,
A.E.nin oğulları E.E. ile Mü.E.nin de silahlı saldırıda bulunduklarını,
anneleri G.E.nin de bu şahısların kendisi ve ailesini öldürmeleri yönünde
şahıslara azmettirici sözler söylediğini, Me.Er., Mü.E. ve E.E.nin olay sonrası
boş kovanları topladıklarını, şahısların telefon kayıtlarının incelenmesi
hâlinde olayı önceden planladıklarının anlaşılacağını belirterek bu şahısların
telefon kayıtlarının ve baz istasyonu bilgilerinin incelenmesini talep
etmiştir.
25. M.V.nin Cumhuriyet Başsavcılığı nezdindeki 3/9/2018
tarihli müşteki/şüpheli ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:
"... İkamete gittiğimde Yusuf
ERDOĞAN, eşi [F.E.]
ve [M.S.A.], Yusuf ERDOĞAN'a ait evin balkonunda oturup çay içiyorlardı.
Görmemek ile birlikte evin içerisinde [A.E.nin] eşi de bulunuyordu. Daha
sonra Yusuf ERDOĞAN'ın oğulları [Me.E.] ile [İ.H.E.] da geldiler
ve birlikte balkonda oturup çay içmeye başladık. Bir müddet oturduktan sonra...
[M.S.A.] yanımızdan kalkarak ayrıldı. Ben Yusuf ERDOĞAN ile [A.E.den]
kız isteme meselesi ve aralarındaki tarlaya ait tapu meselesi hakkında kendisi
ile biraz hasbihal ederek tavsiyelerde bulundum. Bu sırada iki tane araç
süratli bir şekilde gelerek Yusuf ERDOĞAN'a ait evin kuzey giriş tarafındaki
tel örgülerin olduğu yerdeki kapı önünde durdu. Aracın içerisinden [A.E.] ile
oğlu [E.E.nin] hızlı bir şekilde eve doğru geldiklerini görünce ben
Yusuf ERDOĞAN'a dayı içeriye girin şeklinde telkinde bulundum. Ben balkonda
oturduğum yerde ayağa kalkarak [A.E.] ve [E.E.nin] geldiğini
görünce onlara doğru yöneldim ve arkamdan Yusuf ERDOĞAN da gelerek Allah Allah
bu nasıl bir iştir diyerek önüme geçti. [A.E.nin] elinde kaleşnikof
marka tüfek vardı, belinde ise tabanca bulunuyordu. [E.E.nin] elinde ise
tabanca vardı ve her ikisi de araçtan indikten sonra ateş ettiler. Bu sırada
ben sadece silah sesi duydum. Ben [A.E.ye] Hacı yapma şeklinde telkinde
bulundum ancak kendisi bana aradan çekil yoksa sana da sıkarım deyince ben de
bir iki adım atarak yerimde durdum ve [A.E.] elindeki kaleşnikof ile
ateş etmeye devam ediyordu. Diğer taraftan oğlu [E.E.] da elinde bulunan
tabanca ile ateş ediyordu. [E.E.nin] elinde tabanca olduğunu net bir
şekilde gördüm. [E.E.nin] elinde kaleşnikof marka tüfek yoktu. [A.E.]
ile [E.E.] ellerindeki silahlar ile ateş ettiklerinde arkalarında [G.E.,
Mer.E., Mü.E.] ve [A.E.nin] diğer oğlu olan fakat ismini bilmediğim
diğer oğlu da bulunuyordu. [Mü.E.] ile ismini bilmediğim kişinin elinde
herhangi bir ateşli silah olup olmadığını bilmiyorum, hatırlamıyorum. Evin
içerisinden çığlık sesi gelince [A.E.] ile birlikte [E.E.] ve
diğer kişiler apar topar araçlarına binerek olay yerinden uzaklaştılar.
[A.E.] ve ailesi olay yerinden ayrıldıktan sonra arkalarından kaleşnikof ile
veya başka bir silah ile ateş eden hiç kimse olmadı. Ben de herhangi bir
şekilde arkalarından ateş etmedim. Bana ait kaleşnikof veya başka bir ateşli
silah bulunmamaktadır...
SORULDU: [A.E.nin] benim elimde kaleşnikof
marka tüfek olduğunu, kendilerinin olay yerinden ayrıldıktan sonra arkalarından
ateş etmiş olabileceğiniz hususunda ifadenizi veriniz.
CEVABEN:Benim elimde kesinlikle
kaleşnikof veya herhangi bir ateşli silah bulunmuyordu ... [A.E.] olaya ilişkin doğru ifade
verdiğim için bana karşı husumet beslemektedir...
SORULDU:Olay yerinde bulunan tüfek kime
aitti ve olay esnasında bunu kim kullandı veya kim kullanmaya çalıştı. Bu konu
hakkındaki ifadenizi veriniz.
CEVABEN: Bana sormuş olduğunuz tüfek
rahmetli [İ.H.E.ye]
aitti. Eve geldiğinde elinde bulunuyordu ve tüfek ile evin içerisine girdi.
Hatta tüfeğin kime ait olduğunu annesi kendisine sorduğunda boşver sorma
şeklinde cevap verdi. Hatta [İ.H.E.] bu tüfeği hiç kullanmadı.
..."
26. Cumhuriyet Başsavcılığı 8/9/2018 tarihinde Me.Er.,
Mü.E., G.E. ve E.E., Ab.A., B.A. hakkında başvurucu, oğlu Me.E. ve eşi F.E.ye
karşı kasten öldürmeye veya kasten öldürmeye teşebbüs etmeye iştirak etme ya da
yardım etme suçlarından, Me.Er. ve M.V. hakkında ise A.E.ye karşı silahla
tehdit suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Kararın
gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...Meydana gelen olayda
müştekilerin alınan ifadeleri arasında açık ve bariz bir şekilde çelişkilerin
bulunması, şüpheli [E.E.nin]
olayda ateşli silah kullanıp kullanmadığına dair yürütülen soruşturmada
şüphelinin ikamet ettiği Nizip ilçesi ve Birecik ilçesindeki ikametlerinde
yapılan aramalarda herhangi bir suç aletine raslanmadığının dosya arasında yer
alan arama tutanaklarından anlaşılması, şüphelininalınan svaplarında atış
artıklarına rastlanmadığının yapılan kriminal inceleme sonucunda anlaşılması,
olayın meydana geldiği yerde olay yeri inceleme ekibince yapılan etraflıca araştırma
ve incelemelerde müştekilerin bir kısmı tarafından iddia edildiği gibi tabanca
ateşli silaha ait herhangi bir kovana rastlanmadığının olay yeri inceleme
raporu ile ilgili tutanaklardan anlaşılması, şüpheli [E.E.nin] alınan
ifadesinde meydana gelen olayda ateşli silah kullanmadığını beyan etmesi, SSÇ
[Mü.E.nin] alınan ifadesinde olayda ateşli silah kullanmadığını beyan
etmesi, şüpheliler [G.E., Mer.E. ve Me.E.nin] alınan ifadelerinde olay
günü Nizip'te bulunan ikametlerinden Birecik ilçesi Kural mahallesinde bulunan
ikametlerine geldiklerini, olay ile bir ilgilerinin bulunmadığını beyan
etmeleri karşısında her ne kadar olay yerinde bulunan ve 2 numaralı bulgu
numarası ile numaralandırılan bir adet 7.62x39 mm kovanın [A.E.]
tarafından olayda kullanılan kaleşnikof marka silahtan atılmadığı tespit
edilmiş ise de, bahse konu kovanın olayda [A.E.nin] kullandığı otomatik
silaha ait 4 kovana uzaklığının yaklaşık 20-25 metre olması ile olayda başka
otomatik bir silahın kullanıldığını gösterir yeter delil elde edilememesi
karşısında bahse konu kovanın olayda kullanılan bir ateşli silaha ait kovan
olduğuna dair somut delil elde edilmediği, yürütülen soruşturmada toplanan ve
karar yerinde incelenen delilerden ve mevcut delilerden yola çıkarak şüpheliler
[E.E., G.E., Mer.E. Ab.A., B.A.] ile SSÇ'ler [Me.Er.] ve
[Mü.E.nin] üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak
somut ve yeterli delil bulunmadığı,şüpheliler [E.E., G.E., Mer.E. Ab.A.,
B.A.] ile SSÇ'ler [Me.Er.] ve [Mü.E.nin] üzerlerine atılı suçu
işlediklerine dair soyut beyanlar haricinde haklarında kamu davası açmasını
haklı kılacak nitelik ve yeterlilikte delil elde edilemediğinden... hakkında
takipsizlik kararı verilmesi gerektiği,
Müşteki [A.E.nin] alınan ifadesinde müşteki
şüpheli [M.V.nin] elinde kaleşnikof gördüğünü, olay yerinden
uzaklaştıktan sonra arkalarından ateş edildiği beyanı ile olay yeri olan kasten
öldürmeye teşebbüs etme suçu mağdurları müştekiler Yusuf, Yusuf oğlu
[Me.Er.] ile [F.E.nin] ikametinde yerde bulunan [H.] marka
yarı otomatik av tüfeğinin mevcut olayda kullanılıp kullanılmadığına dair
yürütülen soruşturmada müşteki şüpheli [M.V.nin] ikametinde yapılan
aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığının dosya arasında yer alan
arama tutanağında yer aldığı, her ne kadar müşteki şüpheli Yusuf oğlu
[Me.E.nin] alınan svaplarında atış artıklarında rastlanmış ise de,
Olay yerinde yapılan incelemede suça
konu yarı otomatik tüfekten ateş edildiğine dair herhangi bir tüfek kartuşuna
rastlanmaması ile müşteki şüpheli Yusuf oğlu [Me.E.nin] olayda yaralanan annesi [F.E.],
babası Yusuf Erdoğan ve abisi maktul [İ.H.E.ye] yardım etmek amacıyla
elbiselerine dokunabileceği, bu nedenle elbiselerde yer alan atış artıklarının
müşteki şüpheli Yusuf oğlu [Me.E.ye] bulaşma ihtimalinin bulunduğu zira
müşteki [F.E.nin] ateşli silah mermisine hedef olan eteği üzerinde atış
artıklarına rastlandığının dosya arasında yer alan kriminal raporunda yer
aldığı, bu suretle olay yerinde bulunan yarı otomatik av tüfeğinin
kullanıldığına dair somut bir delil bulunmadığı ve müşteki şüpheli [M.V.nin]
üzerine atılı suçu işlediğine dair soyut beyan haricinde herhangi somut bir
delil bulunmadığı görülmekle açıklanan nedenler ile müşteki şüphelilerin
üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair haklarında kamu davası açmayı haklı
kılacak nitelik ve yeterlilikte somut ve yeterli delil elde edilmediğinden
haklarında takipsizlik kararı verilmesi gerektiği anlaşılmakla;..."
27. Başvurucu 24/9/2018 ve 26/9/2018 tarihli
dilekçelerle, ailesinin beyanları arasında çelişki olmadığını, gece vakti
gerçekleşen ani saldırı sırasında hayatlarını kurtarmaya çalışırken
görebildiklerini dile getirdiklerini iki aracın eve yaklaşıp A.E. ve E.E.nin
araçlardan indikten sonra silahla ateş ettiklerini beyanlarında tutarlı olarak
ifade ettiklerini, bu hususun kriminal inceleme sonucunda iki ayrı silah
kullanıldığının tespiti ile teyit edildiğini belirtmiştir. Başvurucu ayrıca
A.E.nin evinden silah alıp çıktığını söylediği hâlde aile bireylerinin
hiçbirinin bunu görmemiş olmasının asıl çelişkili beyan oluşturduğunu, G.E.nin
eve girip yorgan serdiğini beyan etmesine rağmen evlerinde serili yorgan
olmadığını yani direkt kendisinin evini hedef alarak yola çıktıklarının belli
olduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu; A.E.nin oğulları E.E. ile Mü.E.nin de
silahlı saldırıda bulunduklarını, anneleri G.E.nin de bu şahısların kendisi ve
ailesini öldürmeleri yönünde şahıslara azmettirici sözler söylediğini, E.E.nin
olay sonrası alınan ilk ifadesinde olayı görmediğini beyan ettiği hâlde A.E.nin
olay anında oğlu E.E.nin arkasında durduğunu beyan etmesinin çelişki
oluşturduğunu, Me.Er., Mü.E. ve E.E.nin olay sonrası boş kovanları
topladıklarını, şahısların telefon kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, diğer
şahısların olay sonrası kaçarak üstlerindeki atış artıklarını temizlediklerini,
olay yeri krokisinde gösterilenevdeki mermi çekirdeklerinin ve mermi isabet
yerleri ile mermi izlerinin yönüne bakıldığında eve iki ayrı noktadan atış
yapıldığının anlaşılacağını belirterek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara
itiraz etmiştir.
28. Başvurucunun itirazları Şanlıurfa 2. Sulh Ceza
Hâkimliğince (Hâkimlik) 11/10/2018 tarihinde "Cumhuriyet
Başsavcılığınca ulaşılan sonuç dosya ve deliller kapsamı ile uyumlu olduğu,
şüphelilerin atılı suçları işlediği hususunda dava açmaya yeter bilgi, belge ve
delil temin edilemediği, bu itibar ile kararda usul ve yasaya aykırı bir yön
bulunmadığı" gerekçesiyle reddedilmiştir.
29. Başvurucu, ret kararını 1/11/2018 tarihinde
öğrendiğini bildirmiş olup 5/11/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Olay
Hakkında Yürütülen Ceza Kovuşturması
30. Cumhuriyet Başsavcılığı 8/9/2018 tarihinde şüpheli
A.E. hakkında kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs etme suçlarından
fezleke düzenleyerek Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir.
31. Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen
yargılamadaki 1/11/2018 tarihli duruşmada başvurucu vekilleri, olay yerine
gittiklerinde hâlâ olay yeri olan evin içinde Kalaşnikof marka tüfekten atılan
mermi çekirdekleri olduğunu gördüklerini, evin yanındaki bekçi evinde de mermi
çekirdeği bulunduğunu, iki çekirdeğin soruşturma kapsamında toplanıp
incelenmediğini tespit ettiklerini, E.E., G.E., Mer.E., Me.Er. ve Mü.E.nin
de suça iştirak ettiğini, bu kişilerin de mahkeme huzurunda dinlenilmesini
talep ettiklerini, HTS kayıtlarının temin edilmediğini, olay yerinde bulunan
mermi çekirdeklerinin tespiti için keşif yapılmasını talep ettiklerini
belirtmiştir.
32. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma sonunda İlçe Jandarma
Komutanlığından Olay Yeri İnceleme ekiplerince olay yerine gidilerek -önceki
olay yeri inceleme raporları da gözönüne alınmak suretiyle- başvurucu
vekillerince iddia edilen hususların daha önceden incelenip incelenmediğinin ve
bu delillerin sonradan oluşturulup oluşturulamayacağının bildirilmesine,
mukayeseli fotoğrafların çekilerek iletilmesine karar vermiştir.
33. A.E.nin Ağır Ceza Mahkemesindeki 29/11/2018 tarihli
savunmasının bulunduğu duruşma tutanağı'nın ilgili kısmı şöyledir:
"...Köyündeki evime geldim, 2 araba
ile gitmiştik, ... Yusuf Erdoğan'ın köydeki evinin ışıkları yanıyordu, aramızda
100 metre kadar mesafe vardı, çocuklar içeri geçti, ben dışarıdaydım, baktım
küfürleşmeler bağrışmalar vardı, Yusuf çocuklarıma bağırıyordu, [M.V.nin, Me.E.] veölen [İ.H.E.nin]
elinde av tüfeği vardı, bunlar bahçedelerdi, ... kendimi o an bir çaresizlik
içinde hissettim, bahçeden Yusuf Erdoğan ve çocukları bana ve kızıma küfürler
ediyordu,... bu sözler üzerine ben eve girdim, kaleşnikof marka silahımı aldım,
onların evine doğru gittim, bahçeden girer girmez 1-2 el havaya ateş ettim, ben
bahçeden girdiğimde [M.V. ve Me.E.] kayboldu, nereye gittiklerini
görmedim, Yusuf'un evi tek katlıdır, balkonu var, bahçenin içindedir, aramızda
7-8 metre mesafe vardı, ben havaya ateş edince bunlar balkondan içeriye
girdiler, ... [M.V.] sol taraftan bağırdı, ne dediğini tam
hatırlamıyorum, kayıp olan 2 kişide silah olduğunu biliyordum, [İ.H.E.]
de av tüfeği vardı içeri girmişti, ben silahım ve yönüm onlara doğruydu, o
esnada silahım serideydi, bir bastım 3-5 tane gitti, kendimi kaybetmişim,...
kimseyi hedef almadım, ... ben [M.V.ye] sen çekil, karışma seni vururum
demedim, o esnada silah ateş aldı [İ.H.E.] yere düştü, diğerleri
ayaktaydı, ben hemen ordan kaçtım, ... gittim çocuklarım da dışarı çıkmıştı, ne
oldu dediler, ben de olayı anlattım hemen uzaklaşıp kaçalım dedik, arabalara
bindik arkamızdan ateş edildi, ordan kaçtık, pişmanım,dedi.
Kısmi mübayenet sebebiyle sanığa
hazırlıktaki ifadesi okundu: Benim jandarmadaki ifademde müşteki tarafın bize
doğru geldiler şeklindeki beyanım balkondan inip çıkış kapısına doğru gelmiş
olmalarıdır, ancak ellerindeki silahları ben gördüm, 2-3 el kaleşnikof ile ateş
ettiklerini az önce söylemeyi unuttum...
Kısmi mübayenet sebebiyle savcılıktaki
ifadesi okundu: Ben kendi evimin önünden Yusuf Erdoğan'ın evine doğru ateş ede
ede gitmedim, savcılıkta yanlış yazılmış, ayrıca ilk aşamada onlar havaya 50-60
metreden ateş ettiler, Yusuf Erdoğan'ı ben hedef almadım, beyanlarımı
düzeltiyorum, ben ateş ederken oğlum [E.E.] evdeydi, elinde silah yoktu, benim peşimden de
gelmedi, arkamızdan da otomatik tüfekler ile ateş edildi, kimin ateş ettiğini
görmedim, [M.V.nin] elinde kısa bir keleş vardı, onun sesi de geliyordu,
o yüzden [M.V.] ateş etti demiştim ancak şu anda emin değilim, o zaman
da emin değildim, dedi.
Kısmi mübayenet sebebiyle sorgudaki
ifadesi okundu: Ben sorgudaki savunmamda Yusuf Erdoğan'ı hedef alarak ateş
ettiğimi söylemişim ancak bu doğru değildir kimseyi hedef almadım rastgele elim
tetiğe değdi, silah serideydi, şimdiki savunmam doğrudur, öldürme kastı ile
hareket etsem şarjörümde 19 mermi daha vardı, toplam şarjörde kaç mermi
olduğunu bilemiyorum, dedi.
Mübayenet giderilemedi..."
34. Başvurucunun Ağır Ceza Mahkemesindeki 29/11/2018
tarihli müşteki beyanının bulunduğu duruşma tutanağı'nın ilgili kısmı şöyledir:
"...3:45'te 2 tane araba ile uzun
farları yakmışlar yan yana bizim evin orda durdular, evlerimiz arasındaki
mesafe 100 metre kadardır, evlerinin önünde durmadılar bizim evin önüne
geldiler, ben o arada ben [M.V.],
Eşim [F.] çocuklarım balkonda oturuyorduk... zaten bahçenin içindeyiz,
uzun farları yaktılar, sanık ve çocukları eşi arabadan indiler, uzun far
yakıldığı gözümüzü aldığı için fark edemedik, [E.E.]de tabanca vardı,
sanığın oğlu [Mü.E.de] keleş vardı, sanıkta da keleş vardı, far
yanıyordu göremiyordum ancak geldiler bunlar bize doğru 3'ü de silah sıkmaya
başladılar ben de hele bir öğrenelim niye silah sıkıyorlar dedim, bizim
bahçenin içine girince 10 metre mesafe kaldı, çocuklar kaçalım dedi balkon
kapısına yöneldik, [Mü.E.] keleşle, sanık Keleşle [E.E.] tabanca
ile bize doğru sıktılar, ben vurulduğumda balkondaydım, ... [M.V.] bizim
yanımızdaydı, bunlar geldiğinde [M.V.ye] 'Bunlar bizi öldürecek' dedim,
o da bir şey olmaz dedi, [M.V.] bunların önüne çıktı Haci yapma yapma
dedi, sanık çekil lan dedi, seni de vururum dedi, keleşi [M.V.ye] de
doğrulttu, [M.V.] o tarafa doğru 5 metre kadar çekildi, biz o sırada
içeri doğru kaçmaya çalıştık, bize ateş edenler sanık ile oğlu [E.E.] ve
oğlu [Mü.E.dir]...
Hazırlıktaki ifadesi okundu: [E.E.nin] elinde kaleşnikof değil
tabanca vardı beyanımı düzeltiyorum, ben sanıktan küfür duydum ancak seni
öldürmeye geldik diye bağırdıklarını duymadım, beyanlarımı bu şekilde
düzeltiyorum,dedi..."
35. Başvurucunun eşi F.E. Ağır Ceza Mahkemesindeki
29/11/2018 tarihli müşteki beyanında, A.E. ve oğlu E.E.nin önce geldiklerini ve
ikisinin ateş ettiklerini, sonra diğer oğlu Mü.E.nin ateş ettiğini, Mü.E.nin
elinde büyük bir silah olduğunu, E.E.nin ise elinde ne tür bir silah olduğunu
hatırlamadığını ama silah olduğunu gördüğünü, A.E.nin diğer oğlu Me.Er.in ise
yerdeki kovanları topladığını, G.E.nin de kendilerinin öldürülmesi yönünde
bağırdığını ifade etmiştir.
36. Başvurucunun oğlu Me.E. Ağır Ceza Mahkemesindeki
29/11/2018 tarihli müşteki beyanında ilk önce kimin ateş ettiğini göremediğini,
sonra eve 10 metre kalana kadar yaklaştıklarında A.E.nin ve Mü.E.nin elindeki
Kalaşnikof marka silahla, E.E.nin ise elindeki tabanca ile ateş ettiklerini
gördüğünü, kolluk nezdinde acele ifade vermek zorunda kaldığı için Mü.E.nin
ateş ettiğini söylemeyi unuttuğunu, kendisinin elindeki atış artıklarının ise
yaralı anne ve babasını taşırken bulaşmış olabileceğini beyan etmiştir.
37. M.V.nin Ağır Ceza Mahkemesinde alınan 29/11/2018
tarihli müşteki beyanının ilgili kısmı şöyledir:
" ...çay içiyorduk, hızlı bir
şekilde 2 araç geldi, ... ışıkları bize balkona doğru tuttular, ... kalesnikof
ve tabanca sesleri duydum, ... [A.E.nin] bahçeden eve doğru yaklaştığını gördüm, arkasında
oğlu [E.E.] vardı, ... [A.E.nin] önüne çıktım, benim hacı yapma
dedim, o da çekil şimdi sana da bir tane sıkarım dedi, elinde keleş vardı,
belinin sol tarafında tabanca vardı, o anda [E.E.] de arkasındaydı,
elinde tabanca vardı; ben [A.E.] ile konuşurken [E.E.] tabanca
ile benim sol tarafıma doğru, havaya doğru ateş ediyordu, ... o esnada [E.E.]
de ateş etti, benim soluma geçti ... ben [Mü.E.nin] elinde silah
görmedim, [Mü.E.nin] bahçeye girdiğini de görmedim sadece kaçarken
gördüm..."
38. Başvurucu vekilleri 29/11/2018 tarihli celsede, müzekkere
yazılmasından beri 28 gün geçtiği hâlde İlçe Jandarma Komutanlığının hâlâ olay
yerinde kaldığını bildirdiği delillerin toplanmadığını, olay yerinde bulunan ve
silah kullanan diğer şahıslar hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı
verilmesinin bu kişiler hakkında mahkemece suç duyurusunda bulunulmasına engel
olmayacağını, evde ve bekçi evinde kalan mermi çekirdeklerinin hangi silahtan
çıktığına dair yeni bir kriminal inceleme yapılmasını talep ettiklerini
bildirmiştir.
39. İlçe Jandarma Komutanlığı, başvurucu vekilinin de
hazır bulunmasıyla 14/12/2018 tarihinde olay yeri incelemesi yapmış ve yeni
bulgular elde etmiştir.
40. Ağır Ceza Mahkemesinin talebi üzerine Kriminal
Laboratuvarınca düzenlenen 1/2/2019 tarihli raporda, yeni elde edilen mermi
çekirdeğinin deforme olması nedeniyle teşhis ve karşılaştırma yapılamadığı
belirtilmiştir.
41. 21/3/2019 tarihli duruşmada başvurucu vekili; olayda
iki Kalaşnikof marka silah kullanıldığının açık olduğunu, tanık beyanlarında
A.E.nin çocuklarının da olaya karıştığının söylendiğini, dosyanın yeniden
Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmak suretiyle gönderilip
hakkında ek takipsizlik verilen kişiler hakkında daha fazla araştırma
yapılmasının talep edilmesinin gerektiğini belirterek Ağır Ceza Mahkemesinden
suç duyurusunda bulunulmasını talep etmiştir. Ağır Ceza Mahkemesi "...dosyanın
gelmiş olduğu aşama, mütalaanın verilmiş olması, dosyanın karar aşamasında
bulunması, ayrıca sanık haricindeki diğer şüpheliler hakkında takipsizlik
kararı verilmiş olması, alınan uzmanlık raporları dikkate alınarak dosyanın
yeniden Cumhuriyet Savcılığına gönderilmesi hususundaki müdahil Yusuf Erdoğan
vekilinin talebinin reddine..." karar vermiştir.
42. Ağır Ceza Mahkemesi 18/4/2019 tarihli kararla A.E.nin
İ.H.E.ye karşı işlediği kasten öldürme suçundan neticeten 25 yıl hapis
cezasıyla, başvurucuyu kasten öldürmeye teşebbüs suçundan neticeten 7 yıl 6 ay
hapis cezasıyla, F.E.yi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan neticeten 10 yıl
hapis cezasıyla, Me.E.yi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan neticeten 8 yıl 4
ay hapis cezasıyla, M.V.ye karşı işlediği silahla tehdit suçundan neticten 1
yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve bu suç yönünden hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına, 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli
Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a aykırılık suçundan
neticeten 4 yıl 2 ay hapis cezasına ve bu cezanın 8.320 TL adli para cezasına
çevrilmesine karar vermiştir. Gerekçenin ilgili kısmı şöyledir:
"...
sanık [A.E.] ile müşteki Yusuf Erdoğan'ın kardeş oldukları,
müşteki Yusuf Erdoğan'ın, sanığın kızı olan [Mer.E.yi] oğlu müşteki [Me.E.]
ile evlenmesi için istediği, sanığın kızı [Mer.E.nin] ... evlenmek
istememesi üzerine sanık [A.E.nin], abisi olan Yusuf Erdoğan'a olumsuz
cevap verdiği...
...
... sanığın bu durumu abisi Yusuf
Erdoğan ile konuşmak için 26/06/2018 günü Nizip ilçesindeki ikametinden Birecik
ilçesi Kural mahallesinde bulunan ikametine haklarında ek takipsizlik kararı
verilen eşi [G.E.],
kızı [Mer.E.] ile oğulları [E.E., Mü.E. ve Me.Er.] ile birlikte
geldiği, olay günü olan 26/06/2018 günü gece 23:30 sularında ... kaleşnikov
silahı evden alarak bir anlık kızgınlıkla müştekiler [F., Yusuf, Me. ve
M.V.] ile maktul [İ.H.E.nin] balkonda oturdukları yere doğru
yöneldiği ... kaleşnikof silahla ateş ederek balkona doğru gittiği, bu esnada
maktul ve müştekilerin de hemen balkon kapısından mutfağa doğru kaçmaya
başladıkları sırada müşteki [M.V.nin] sanığa ateş etmemesi için çağrıda
bulunmasına karşılık sanığın müşteki [M.V.ye] yönelik olarak 'aradan
çekil yoksa seni de vururum' şeklinde silah ile tehdit ettiği,.. öldürme kastı
ile birden fazla kez ateş ettiği, ...
...
Her ne kadar müdahil Yusuf Erdoğan
vekilleri tarafından olayda birçok silah kullanıldığının, sanığın oğlu [Me.Er.] eşi ve diğer çocuklarının da
sanık olması gerektiği, [Me.Er.] ve [G.E.nin] tabanca ile ateş
ettikleri iddia edilmiş ise de bu hususun Birecik CBS tarafından ayrıntılı
şekilde araştırıldığı, bu şahısların maktul ve müştekilere yönelik tabanca veya
kaleşnikof tüfek ile ateş ettiklerine dair herhangi bir delil elde edilememiş
olması sebebiyle Birecik CBS'nin 08.09.2018 tarih,... kararı ile sanığın eşi
[G.E.] ile çocukları [E.E., Mer.E., Mü.E. ve Me.Er.] haklarında
kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, karara yapılan itirazın
da reddolunarak kesinleştiği, olay yerinde iddia edildiği gibi 7.65mm veya
9.00mm çapında herhangi bir kovan veya mermi çekirdeği veya fişek ele
geçirilemediği, şayet [Me.Er.] ile diğer şahitler iddia edildiği gibi bu
şekilde tabanca ile ateş etmiş olsaydılar zaten şahitlerin olaydan hemen sonra
sanık ile birlikte arabaya atlayarak kaçtıkları, olay yerinde mermi, kovan,
mermi çekirdeği topladıklarına dair olayın heyecanı ve içinde bulundukları
durum da dikkate alındığında ve bu konuda bir iddiada da bulunulmadığından ve
bunu gören kimse de bulunmadığından bu durumun lehlerine kabul edilmesi
gerektiği, olayın Yusuf Erdoğan'ın evinin bahçesinde meydana geldiği, tabanca,
mermi ve kovanlarının da burda olması gerektiği kanaatine varılmakla müşteki
Yusuf Erdoğan vekillerinin bu hususlardaki taleplerinin inandırıcılıktan uzak
olduğu kanaatine varılmıştır.
... Her ne kadar müşteki Yusuf
Erdoğan'ın evinin bahçesinde hangi silahtan atıldığı tespit edilemeyen bir adet
7.62mm çapında boş kovan ele geçirilmiş ise de sanığın hazırlıktaki
beyanlarında mağdur
[M.V.nin] elinde kaleşnikof tüfek olduğunu ve havaya ateş etmiş
olabileceğini söylediği, olayın meydana geldiği mevkii, köy şartları dikkate
alındığında herkesin evinde kaleşnikof marka ruhsatsız bir silahın
bulunabileceği, daha önceden de herhangi bir şahıs tarafından olay mahalinde
atışyapılmış ve boş kovanının da evin bahçesinde kalmış olabileceği, bu boş
kovanın sanık veya ailesi tarafından kaleşnikof marka silahla atıldığına dair herhangi
bir delil de bulunmadığı, zaten sanığın samimi beyanlarında bir adet ruhsatsız
kaleşnikof marka silahının olduğunu ve atışları da bu silahla yaptığını
başından beri ikrar ettiği kanaatine varılmakla sanığın sadece bir adet
kaleşnikof marka silahla en az dört kez maktul ve müştekilere yönelik ateş
ettiği kanaatine varılmıştır..."
43. Başvurucu; dosyanın bütün olarak incelenmesi hâlinde
suçu birden fazla kişinin işlediğinin açık olduğunun anlaşıldığını, tek sanık
hakkında mahkûmiyet kararı verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, iki ayrı
silah kullanıldığının olay yeri inceleme raporundaki mermi izlerinin
trajesinden ve Kriminal Laboratuvarının raporundan açıkça anlaşıldığını, maddi
deliller gözardı edilerek ek takipsizlik kararı verildiğini, Mahkemenin
çelişkileri gidermeden karar verdiğini, bir kişinin diğerlerini kurtarmak için
suç üstlendiği iddia edilerek, suç duyurusunda bulunulmadan ve diğer faillerin
eylemleri dosyaya katılmadan yapılan yargılamanın eksik olması nedeniyle
kararın kaldırılmasını talep ederek karara karşı istinaf talebinde bulunmuştur.
44. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin
2/6/2021 tarihli kararı ile istinaf talebinin reddedilmesi üzerine başvurucu
özetle maddi gerçeğin tam olarak ortaya çıkarılmadığını, etkili bir soruşturma
yapılmadığını, suçun birden fazla kişi tarafından işlendiğini, A.E.nin eşi ve
çocuklarıyla birlikte iştirak hâlinde suçu işlediklerini, olayda iki ayrı silah
kullanıldığının açık olduğunu, birtakım delillerin eksik toplandığını, istinaf
mahkemesinin de netleştirilmeyen çelişkili durumları dikkate almadan karar
verdiğini, diğer failler hakkında suç duyurusunda bulunulması taleplerinin
haksız olarak reddedildiğini belirterek kararı temyiz etmiştir. Temyiz
incelemesi Yargıtayda devam etmektedir.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
45. Anayasa Mahkemesinin 10/5/2022 tarihinde yapmış
olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları ve Bakanlık Görüşü
46. Başvurucu; suç birden fazla kişi tarafından işlendiği
hâlde yeterli araştırma yapılmadan, birtakım deliller toplanmadan, iştirak
iradesi araştırılmadan hatalı delil değerlendirmesiyle diğer şüpheliler
hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini, olayda iki ayrı silah
kullanıldığının raporlar ve olay yeri incelemesi sonucu açık olduğunu,
delillerin karartıldığını, karara yapılan itirazın Hâkimlik tarafından
duruşmasız olarak avukat yokluğunda incelendiğini, Cumhuriyet savcısının görüşü
tebliğ edilmeden ve yetersiz gerekçe ile karar verildiğini, bu nedenle adil yargılanma
hakkı ile yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiğini
iddia etmiştir. Başvurucu ayrıca kovuşturmazsızlık kararı ve bu karara karşı
yapılan itiraz bakımından gerçeğe ulaşılmasının mümkün olamaması nedeniyle
etkili başvuru hakkının, ön yargılı olarak kovuşturmazsızlık kararı verilmesi
nedeniyle de ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
47. Bakanlık görüşünde, olay hakkında yürütülen
soruşturma kapsamında gerçekleştirilen işlemlere değinildikten sonra A.E.
dışındaki diğer şüpheliler hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar
verildiği, A.E. hakkında kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs
suçlarından Ağır Ceza Mahkemesince verilen mahkûmiyet hükmünün ise Yargıtayda
derdest olduğu bildirilerek bu hususların değerlendirmede dikkate alınması
gerektiği bildirilmiştir.
B. Değerlendirme
48. Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes, yaşama, maddî ve manevî
varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”
49. Anayasa’nın 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Devletin temel amaç ve görevleri,
(...) kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet
ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal
engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli
şartları hazırlamaya çalışmaktır.”
50. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucunun Anayasa’da güvence altına alınan diğer haklar ile bağlantı
kurularak ileri sürdüğü iddiaların Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına
alınan yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğü kapsamında incelenmesi
gerektiği değerlendirilmiştir. Ayrımcılık yasağı bağlamındaki iddianın kanun
yolu aşamalarında ileri sürülmediği görülmekle inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
51. Yaşam hakkının doğal niteliği gereği, yaşamını
kaybeden kişi açısından bu hakka yönelik bir başvuru ancak yaşanan ölüm olayı
nedeniyle ölen kişinin mağdur olan yakınları tarafından yapılabilecektir (Serpil
Kerimoğlu ve diğerleri, B. No: 2012/752, 17/9/2013, § 41). Başvuru konusu
olayda başvurucu müteveffanın babasıdır. Bu nedenle başvuruda başvuru ehliyeti
açısından bir eksiklik bulunmamaktadır.
52. Diğer taraftan bir olayda yaşam hakkına ilişkin
ilkelerin uygulanabilmesi için gerekli şartlardan biri doğal olmayan bir ölümün
gerçekleşmesi olmakla birlikte ölümle sonuçlanmayan bir olaya ilişkin başvuru
da mağdura karşı gerçekleştirilen eylemin niteliği ve failin amacı gibi somut
olayın koşulları dikkate alınarak yaşam hakkı kapsamında incelenebilir. Bu
değerlendirme yapılırken eylemin potansiyel olarak öldürücü niteliği olup
olmadığı ile maruz kalınan eylemin mağdurun fiziki bütünlüğü üzerindeki
sonuçları önem taşımaktadır (Mustafa Çelik ve Siyahmet Şeran, B. No:
2014/7227, 12/1/2017, § 69; Yasin Ağca, B. No: 2014/13163, 11/5/2017, §§
109, 110).
53. Somut olayda başvurucunun yaralanmasına sebep olan
olay ateşli silahla birden fazla ateş edilmesidir. Dolayısıyla iddia edilen
eylemin potansiyel olarak öldürücü bir niteliği olduğu açıktır. Eylemin bu
niteliği ve başvurucunun yaşamasının tesadüfe bağlı olma olasılığı birlikte
değerlendirildiğinde başvurunun yaralanan başvurucu açısından da yaşam hakkı
çerçevesinde incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
54. Bir devlet görevlisi ya da üçüncü kişi tarafından
hukuka aykırı olarak ve Anayasa’nın 17. maddesini ihlal eder biçimde bir
muameleye tabi tutulduğuna ilişkin savunulabilir bir iddiasının bulunması
hâlinde Anayasa’nın 17. maddesi -“Devletin temel amaç ve görevleri”
kenar başlıklı 5. maddedeki genel yükümlülükle birlikte yorumlandığında- etkili
resmî bir soruşturmanın yapılmasını gerektirmektedir (Tahir Canan, § 25).
55. Ancak yürütülen bu soruşturma, belirli bir kişinin
sorumlu olup olmadığıyla sınırlı olmamalı; olayın tüm yönlerini ortaya koyacak
kapsamda ve nitelikte olmalıdır. Nitekim soruşturmanın etkili olup olmadığına
ilişkin değerlendirme -somut olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak-
belirli bir kişi hakkında verilen kararla sınırlı olarak değil yürütülen
soruşturma bir bütün olarak incelendikten sonra yapılabilecektir (Gülcan
Keleş ve diğerleri, B. No: 2014/797, 22/03/2017, § 30).
56. Bir ceza soruşturması veya yargılaması sürecinde
kovuşturmasızlık, beraat, mahkûmiyet veya hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararları ile farklı zamanlarda neticelenmiş aşamalar bulunması
durumunda -bu aşamaların tek bir olay için farklı kişilerin sorumluluklarına
yönelik olduğu gözetildiğinde- soruşturmaların bir bütün olarak
değerlendirilmesi gerekebileceğinden (S.D. B. No: 2013/3017, 16/12/2015,
§ 69) hareket eden Anayasa Mahkemesi, aynı olaya ilişkin sorumluluğu bulunduğu
iddia edilen, birden fazla kişi hakkında yürütülen adli süreçlerin bir kısmı
devam ederken bazı şüpheli/sanık bakımından sürecin sona ermesi üzerine yapılan
bireysel başvurularda somut olayın ve tüm adli sürecin bir bütün olarak
değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiylebaşvuru yollarının tüketilmediği
sonucuna ulaşmıştır (Bilal Turan ve diğerleri (3), B. No: 2013/7418,
31/3/2016, § 72; Bülent Kurt, B. No: 2013/7408, 20/1/2016, § 40; Gülcan
Keleş ve diğerleri, §§ 30, 31).
57. Başvuru yollarının tüketilmesi meselesine ilişkin
anılan içtihadın ortaya çıkışında, ihlal iddiasına konu olaya dair sorumluluğu
bulunduğu iddia edilen kişilerden her birine atfedilebilecek kusur durumu ile
her bir kişi için adli süreçte elde edilecek delil durumunun farklı
değerlendirilebileceğinin ve soruşturmanın etkililiği araştırılırken olayın tüm
boyutlarıyla ele alınarak bir bütün olarak irdelenmesi gerekliliğinin gözönünde
bulundurulduğu anlaşılmıştır (Dilek Genç ve diğerleri [GK], B.
No: 2014/3944, 1/2/2018, §55).
58. Bu bakımdan somut başvurunun başvuru yollarının
tüketilmesine ilişkin kabul edilebilirlik kriteri yönünden de incelenmesi
gerekir.
59. Başvurucu her ne kadar Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından diğer bazı şüpheliler hakkında kamu davası açılması gerekirken
haksız olarak ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini ileri sürerek
bireysel başvuruda bulunmuşsa da olay ilgili olarak görülen yargılama sonucu
verilen gerekçeli kararda, sanık A.E.nin aile bireylerinin de olaya
karıştıkları iddiasının Ağır Ceza Mahkemesince incelenip değerlendirildiği görülmüştür.
60. Ağır Ceza Mahkemesinin "...olayda birçok
silah kullanıldığının, sanığın oğlu [Me.Er.] eşi ve diğer çocuklarının
da sanık olması gerektiği, [Me.Er.] ve [G.E.nin] tabanca ileateş
ettikleri iddia edilmiş ise de bu hususun Birecik CBS tarafından ayrıntılı
şekilde araştırıldığı, olay yerinde ... herhangi bir kovan veya mermi çekirdeği
veya fişek ele geçirilemediği,... olaydan hemen sonra sanık ile birlikte
arabaya atlayarak kaçtıkları, olay yerinde mermi, kovan, mermi çekirdeği
topladıklarına dair olayın heyecanı ve içinde bulundukları durum da dikkate
alındığında ve bu konuda bir iddiada da bulunulmadığından ve bunu gören kimse
de bulunmadığından bu durumun lehlerine kabul edilmesi gerektiği, olayın...
evinin bahçesinde meydana geldiği, tabanca, mermi ve kovanlarının da burda
olması gerektiği... bu hususlardaki taleplerinin inandırıcılıktan uzak
olduğu...evinin bahçesinde hangi silahtan atıldığı tespit edilemeyen bir
adet...boş kovan ele geçirilmiş ise de ... [M.V.nin] elinde kaleşnikof
tüfek olduğunu ve havaya ateş etmiş olabileceğini söylediği, olayın meydana
geldiği mevkii, köy şartları dikkate alındığında herkesin evinde kaleşnikof
marka ruhsatsız bir silahın bulunabileceği, daha önceden de herhangi bir şahıs
tarafından olay mahalinde atışyapılmış ve boş kovanının da evin bahçesinde
kalmış olabileceği, bu boş kovanın sanık veya ailesi tarafından kaleşnikof
marka silahla atıldığına dair herhangi bir delil de bulunmadığı, zaten sanığın
samimi beyanlarında bir adet ruhsatsız kaleşnikof marka silahının olduğunu ve
atışları da bu silahla yaptığını başından beri ikrar ettiği kanaatine
varılmakla sanığın sadece bir adet kaleşnikof marka silahla en az dört kez
maktul ve müştekilere yönelik ateş ettiği..." şeklindeki ayrı gerekçe
ile diğer aile bireylerinin olayda iştirak iradeleri olduğunu kabul etmediği
anlaşılmıştır.
61. Başvurucu da bu husustaki iddia ve itirazlarını ileri
sürerek, olayda diğer aile bireylerinin de iştirak iradelerinin bulunduğunu
belirtip kararı temyiz etmiştir (bkz. § 44).
62. Bu durumda maddi olayın koşullarını belirleyebilecek,
sorumluların tespitini ve cezalandırılmalarını sağlayabilecek nitelikte
olmadığına ilişkin bir veri yahut iddia bulunmayan ve temyiz incelemesi
aşamasında olan yargılamada, olayla ilgili olarak haklarında ek kovuşturmaya
yer olmadığına karar verilen kişilerin de olayda sorumluluğunun bulunduğunun
tespit edilmesi hâlinde bu kişiler hakkında da kamu davasının açılmasının
sağlanmasının her zaman mümkün olduğu değerlendirilmiştir.
63. Bu bağlamda başvurucunun iddialarının ve olayla
ilgili soruşturmanın etkili yürütülüp yürütülmediğinin ölüm olayının sebep ve
koşulları yani gerçekleşme şartları adli makamlarca netleştirilmeden Anayasa
Mahkemesince bir bütün olarak değerlendirilmesinin bu aşamada mümkün olmadığı, bu
hususların olay hakkında görülen yargılama sürecinin kesin olarak tamamlanması
sonrasında elde edilen veriler bir bütün olarak incelenmek suretiyle
değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
64. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
Selahaddin MENTEŞ bu görüşe katılmamıştır.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Selahaddin
MENTEŞ'in karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
BIRAKILMASINA 10/5/2022 tarihinde karar verildi.
KARŞIOY
Anayasa Mahkemesi 1. Bölüm 2018/33158 esas sayılı
dosyada, sayın çoğunluk başvurucunun yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna
karar vermiştir. Aşağıda açıkladığım sebeplerle başvurunun kabul edilebilir
olduğuna karar verilerek somut olay incelenip etkili soruşturma yükümlülüğü
yerine getirilmesi amacıyla ihlal kararı verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın
çoğunluğun görüşüne katılmadım.
Olay ve olgular mahkememizin gerekçeli kararında
özetlenmiştir.
Başvuruya konu olay nedeniyle cumhuriyet başsavcılığı
8/9/2018 tarihinde bazı şahıslar hakkında kasten öldürmeye veya kasten
yaralamaya iştirak etme ve yardım etme suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına
karar vermiştir. Bu karara başvurucu Şanlıurfa Sulh Ceza Hakimliği nezdinde
itirazda bulunmuş, başvurucunun itirazı reddedilmiştir.
Başvurucu Sulh Ceza Hakimliğinin bu ret kararından sonra
süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
CMK 160 ve devamı maddelerinde soruşturma işlemlerinin
Cumhuriyet savcılığınca yapılacağı, kamu davasının cumhuriyet savcısınca
açıklanacağı, kanunda düzenlenmiştir.
Anayasanın 17. Maddesi uyarınca “devletin temel amaç ve
görevleri kenar başlıklı 5. Maddesi genel yükümlülükle birlikte yorumlandığında
etkili bir soruşturma yapılması gerektiği mahkememizin Tahir Canan kararında da
ifade edilmiştir.
Başvuru konusu olay nedeniyle Cumhuriyet Savcılığınca
verilmiş kovuşturmasızlık kararı bulunduğundan Anayasa Mahkemesinin bireysel
başvuru yoluyla önüne gelen somut olayda olayın esasını inceleyerek bir karar
vermesi gerekir.
Yukarıda belirttiğim gerekçelerle Sayın çoğunluğun
görüşüne katılmadım.