TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
YUSUF ERDOĞAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2018/33158)
Karar Tarihi: 10/5/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Hicabi DURSUN
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Raportör
Tuğçe TAKCI
Başvurucu
Yusuf ERDOĞAN
Vekilleri
1. Av. Ahmet HARMANCI
2. Av. Velid ABA
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, öldürme olayı hakkında etkili bir ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/11/2018 tarihinde yapılmıştır. Komisyon başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. 27/6/2018 tarihi saat 01.00 sıralarında evlerinde oturmakta iken gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucunda başvurucu ve eşi F.E. hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmış, başvurucunun oğlu H.İ.E. hayatını kaybetmiş, başvurucunun diğer oğlu Me.E. ise saldırıdan yara almadan kurtulmuştur. Birecik Devlet Hastanesi Acil Servisinin başvurucu hakkında düzenlediği 27/6/2018 tarihli raporda başvurucunun sağ dirseğinden yaralandığı, atardamar kanamasının ve hayati tehlikesinin olduğu, ameliyat için sevkinin yapıldığı tespitlerine yer verilmiştir.
A. Olay Hakkında Yürütülen Ceza Soruşturması
6. Olay hakkında Birecik Cumhuriyet Başsavcılığınca (Cumhuriyet Başsavcılığı) resen ve derhâl soruşturma başlatılmıştır. Cumhuriyet savcısı aynı gece saat 02.45 sıralarında olay yeri inceleme işlemi gerçekleştirmiştir.
7. Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün ölü muayene işlemi gerçekleştirmiştir. Aynı gün Şanlıurfa Adli Tıp Şube Müdürlüğünde gerçekleştirilen otopsi işlemi sonucunda H.İ.E.nin 1 adet ateşli silah yaralanmasına bağlı büyük damar yaralanmasıyla gelişen iç ve dış kanamadan öldüğü tespit edilmiştir. Müteveffadan alınan kan ve vücut sıvı örnekleri üzerinde Adana Adli Tıp Grup Başkanlığınca gerekli analiz ve incelemeler yapılmıştır.
8. Birecik İlçe Jandarma Komutanlığı Olay Yeri İnceleme Tim Komutanlığınca aynı gece saat 02.00 sıralarında olay yeri incelemesi yapılmış, olay yerinin fotoğrafları çekilmiş ve krokisi çizilmiştir. Olay yeri incelemesi sonucunda olay yerinden beş kovan, bir kısmen deforme mermi çekirdeği (evin içinden bulunmuş), bir mermi çekirdeği nüvesi ile bir deforme mermi çekirdeği gömlek parçası temin edilmiştir. Bunlar dışında başvurucunun eşi F.E.nin hastanedeki müdahale sırasında üzerinden çıkan bir mermi çekirdeği gömlek parçası ile bir mermi çekirdeği nüvesi de olay yeri inceleme görevlilerine teslim edilmiştir. Olay yeri krokisine göre evin içinde dokuz ateşli silah atışı sonucu oluşan delinme tespit edilmiş, ayrıca evin bahçesinde, mutfak balkon kapısının karşı köşe kısmında, dört kovan bulunmuş; bahçenin diğer tarafındaki bekçi evinin önündeki buğday yığının olduğu alanın önünde ise bir kovan bulunmuş olup bu kısımda yerde kan lekesi tespit edilmiştir.
9. Böğürtlen Jandarma Karakol Komutanlığı tarafından iletilen fezleke ekindeki 27/6/2018 tarihli tutanağa göre olay yerine dair görüntülerin temin edilebileceği herhangi bir kamera bulunamamıştır. Ekteki bir diğer tutanakta; olaya karıştığı iddia edilen E.E., G.E., Me.Er., Mü.E. ve Mer.E.nin yakalanmaları için arandıkları belirtilmiş ve şahısların cep telefon numaraları bildirilmiştir.
10. Olaya karışan A.E.nin avukatı huzurunda, kollukta alınan 27/6/2018 tarihli şüpheli ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...Bizim aramızda yirmi yıldır kardeşim olan Yusuf ERDOĞAN ile arazi anlaşmazlığından dolayı husumet vardır... süreklide beni tehdit ederdi, köyün tapusunun kendisinde olduğunu yazın tatil olduğunda bile köye gidemezdik. En son geçen yıl oğluna benim kızım olan [Me.yi] istedi, kızımda istemediği için bende olmaz dedim. O günden bu güne kadarda tehditleri bize karşı daha çok arttı... ben ve eşim [G.] araca binerek... hareket ettik, bizim arkamızdan da bir başka araçla oğlum [E.E.], [Me.Er.], [Mü.] ve [Me.] ile birlikte bizi takip ettiler. Saat 23:30 sıralarında... Yusuf ERDOĞAN'ın evine 200-300 Metre mesafede bulunan evime geldim, daha sonra içeri geçtik, o esnada Yusuf ERDOĞAN'ın evinden bizim eve doğru küfür ederek ve ellerinde bulunan silahlar ile bizim üstümüze doğru geldiler, silahların kimlerin elinde olduğunu karanlıktan dolayı göremedim, hatta 2,3 el de Kaleşnikof diye tabir ettiğimiz silah ile havaya ateş ettiler. Daha sonra onlar kendi evine gittiler. Bende evimde bulunan Ruhsatsız, rahmetlik babamdan kalan Kaleşnikof Marka silah ile ateş ede ede Yusuf ERDOĞAN'ın evine gittim. Hepsine rast gele elimde bulunan silah ile ateş ettim. Yusuf ERDOĞAN'ın çocuklarından bir tanesinin vurulması sonucu yere düştüğünü gördüm ve ateş etmeyi bıraktım. Oğlum [E.] de arkamdan geldi yalnız kendisinde herhangi bir silah yoktu daha sonra oradan kendim tek olarak arabama binerek köyden uzaklaştım, eşime de can güvenlikleri tehlikede olabilir diye Halfeti ilçesine bağlı... köyündeki akrabalarımın yanına gidin dedim. Daha sonra biraz oyalandıktan sonra Jandarmaya olayda kullandığım kaleşnikof silah ile kendim teslim oldum...
...
...Silah ile ateş ede ede evlerine doğru giderken evin girişinde akrabamız olan ve o esnada orda bulunan [M.V.yi] gördüm, kendisine silah sıkmadım çünkü benim onunla bir işim yoktu, ateş ede ede geldikten sonra oturmuş oldukları balkonun mutfak kapısı istikametine tam karşıdan hatırladığım kadarı ile 3 el daha ateş ettim..."
11.A.E.nin avukatı huzurunda, Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde alınan 28/6/2018 tarihli şüpheli ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...[kızı] kaçıracağını ve köye yakın bir yerde olduğunu söyledi. Ben 26/06/2018 günü saat 22:00 sularında Nizip ilçesindeki ikametimde bulunuyordum. Bunları duymam üzerine Kural Mahallesinde bulunan evime gittim. Araçtan indiğim sırada Yusuf ERDOĞAN ve çocukları tehdit ve hakaretlerde bulundular. ... Yusuf ERDOĞAN ve çocuklarının bana hakaret ederek tehdit etmeleri sonrasında bana 50-60 [metre] mesafeden ateş etmeleri üzerine ben de evin içerisinde bulunan kaleşnikof marka silahımı alarak onların evinin önüne ateş ede ede gittim. Bu sırada eşim ve çocuklarım silahı alarak o tarafa doğru gittiğimi gördüler. Yusuf ERDOĞAN'ın evinde mutfağın önünde bulunan balkona doğru giderek kaç el ateş ettiğimi hatırlamayarak elimdeki silah ile ateş ettim. Ateş ederken hedefim Yusuf ERDOĞAN'dı. Ateş ettiğim esnada evin balkonunda kimse bulunmuyordu. O sırada [M.V.yi] gördüm. [M.V.nin] elinde kaleşnikof silah olduğunu gördüm. Ancak [M.V.nin] ateş ettiğini görmedim. Mutfağın içerisinde bulunan Yusuf ERDOĞAN'a doğru ateş ederken hangisi olduğunu bilmediğim oğlunun yere düştüğünü görmem üzerine ateş etmeyi kestim ve eve doğru giderek çocuklarımın olay yerinden uzaklaşmasını söyledim. Ben de giderek jandarmaya teslim oldum.
SORULDU: Oğlunuz [E.nin] sizinle birlikte elinde tabanca ile Yusuf ERDOĞAN'ın evinin önüne gelerek ateş ettiği hususu ile alakalı ifadenizi veriniz.
CEVABEN: Oğlum [E.] arkamdan gelmiş olabilir fakat elinde herhangi bir ateşli silah görmedim. Onun için ateş etmemiştir. [E.] arkamdan gelmiş olabilir şeklindeki ifademi açıklamak istiyorum. Ben ateş ettikten sonra evime doğru gittiğimde bu sırada [E.yi] gördüm. [E.] kesinlikle benimle birlikte gelerek tabanca ile kimseye ile ateş etmemiştir. Biz Nizip ilçesinden Kural Mahallesindeki evimize gittiğimizde geldiğimiz her iki aracı evimizin yanına park ettik. Araçlarımızı evimizin önüne park etmedik. Yusuf ERDOĞAN'ın evinin önünde durarak araçtan inmedik. Ben ailemle birlikte olay yerinden ayrıldıktan sonra arkamdan otomatik tüfeklerle ateş edildi. Fakat ben gecenin karanlığından dolayı ateş edeni görmedim. Tahminen 100 metreden ateş edildiğini düşünüyorum ve ben ateş edenin [M.V.] olduğunu düşünüyorum..."
12. Başvurucunun kollukta alınan 27/6/2018 tarihli şüpheli ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...Araçlardan [A.E., E.E. ve Mü.E.] ellerinde Kalaşnikof marka tüfeklerle indiler. O sırada araçlar çalışır vaziyetteydi ve şoförleri geri kaçmak için arabaları çevirdi. Sonra [A.E., E.E. ve Mü.E.] 'seni öldürmeye geldik' diyerek direkt oturduğumuz balkona ateş ettiler. Sonra [M.V.], [A.E.] ve oğullarına 'yapmayın ateş etmeyin ben aradayım beni de vuracaksınız' dedi. [A.E.] de 'sen aradan çekil seni de vururuz' dedi. Sonra biz ateş etmeye devam edince evin içine kaçtık... Sonra [A.E.] ve oğulları [E.E. ve Mü.E.] evin balkonuna yaklaştı ve mutfak kapısını nişan alarak seri şekilde ateş ettiler..."
13. Olaya dair M.S.A., A.A., B.A., Ab.A.nın da 27/6/2018 tarihinde kolluk nezdinde beyanları alınmıştır. Şahıslar özetle olay anına dair bilgileri bulunmadığını beyan etmiştir. M.S.A.nın Cumhuriyet Başsavcılığı nezdindeki beyanı da benzer şekildedir.
14. Olay anında olay yerinde bulunan M.V.nin 27/6/2018 tarihinde kolluk nezdinde alınan müşteki beyanının ilgili kısmı şöyledir:
"... Silah sesi duydum. O sırada Yusuf ERDOĞAN ayağa kalktı. Evin kuzey batı istikametine doğru yürüdü... [A.E.nin] elinde kalaşnikof uzun namlulu silah ve belinde tabanca gördüm. [E. de] küfürler savuruyordu. Arkalarından gelen erkek ve kadınların yüzlerini görmediğim için bir de havanın karanlık olmasından dolayı tanıyamadım. Ben [A.E.ya]... yapma dedim...çekil oradan sana da sıkarım dedi. Ben o sırada doğuya doğru yöneldim. Bana çekil oradan dedikten sonra balkonda oturanlara karşı kalaşnikofla sıkmaya başladı. Aynı anda bir de tabanca sesi duydum... [A.E.] ve oğlu [E.E.] silahlarla ateş ettikten sonra koşarak arabalarına doğru gittiler..."
15. Olay anında olay yerinde bulunan başvurucunun oğlu M.E.nin 27/6/2018 tarihinde kolluk nezdinde alınan müşteki beyanının ilgili kısmı şöyledir:
"...[A.E.] ve oğlu [E.E.] eve doğru ateş ede ede geldiler ve balkona gelip ardından balkona çıkarak ateş etmeye devam ediyorlardı. Bir anda evin mutfağının balkona bakan kapısının önünde durarak içeri doğru ateş etmeye devam ediyordu mutfağın kapısından içeri girmediler o anda ise hepimiz mutfaktaydık... olayı planlayarak yaptıklarını düşünüyorum planlayanların ise [G.E.], [Me.Er.], [A.E.] ve [E.E.] olduğunu düşünüyorum..."
16. E.E.nin olay anında silah kullandığına yönelik ifadeler olması nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı üzerine 2/7/2018 tarihinde E.E.nin evinde arama yapılmış, herhangi bir silah ya da suç unsuruna rastlanmadığına dair tutanak tutulmuştur. M.V.nin de elinde silah bulunduğuna dair Ab.A.nın ifadesi olması nedeniyle bu şahsın evinde de 3/9/2018 tarihinde arama yapılmış, herhangi bir silah ya da suç unsuruna rastlanmadığına dair tutanak tutulmuştur.
17. 17/7/2018 tarihinde başvurucunun oğlu Ah.E. tarafından olay yerinden temin edilen 1 adet kalaşnikof kovanı Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmiştir.
18. Cumhuriyet Başsavcılığınca talep edilmesi üzerine Van Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğinin (Kriminal Laboratuvarı) 28/8/2018 tarihli raporunda A.E.nin yüz ve elbise svapları üzerinde, başvurucunun oğlu Me.E.nin ise sağ el ve yüz bölgesi svapları üzerinde atış artığı tespit edildiği bildirilmiştir.
19. G.E., Me.Er., Mer.E., Mü.E. ve E.E.nin 27/6/2018 tarihinde saat 10.20 sıralarında Şereflikoçhisar'da yakalanması sonrasında aynı gün saat 19.30'da E.E.nin her iki elin ve yüzün svapları alınmış, üzerindeki tişört muhafaza altına alınmıştır. E.E.nin olay sonrası ellerini ve yüzünü yıkadığını beyan ettiği atış artığı transfer formuna not edilmiştir. Kriminal Laboratuvarı tarafından düzenlenen 8/8/2016 tarihli raporda E.E.ye ait svaplar ve tişört üzerinde atış artığına rastlanmadığı bildirilmiştir.
20. Kriminal Laboratuvarı tarafından düzenlenen 3/8/2016 tarihli raporda A.E.nin olayda kullandığı Kalaşnikof marka tüfek üzerinde herhangi bir ize rastlanmadığı belirtilmiştir.
21. Kriminal Laboratuvarı tarafından düzenlenen 2/8/2016 tarihli raporda, olay yerinden temin edilen (dördü bir yerden, biri bir yerden toplanan) beş kovandan dörtlü grubun A.E.ye ait silahtan atıldığı, birinin ise bu silahtan atılmadığı tespitine yer verilmiştir.
22. Mü.E., Mer.E, G.E. ve Me.Er.in Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 28/6/2018 tarihinde şüpheli sıfatıyla ifadeleri alınmıştır. Şahıslar benzer anlatımlarda bulunmuş olup Mü.E.nin beyanının ilgili kısmı şöyledir:
"...
Ben Lise son sınıf öğrencisiyim. Olay günü ben, babam [A.E.], ablam [Me.E.], annem [G.E.], erkek kardeşlerim [E.E.] ve [Me.Er.] ile birlikte Nizip ilçesinden iki ayrı araç ile bir araç içerisinde şoförlüğünü babam [A.E.nin] yaptığı ablam [Mer.E.] ve annem [G.E.nin] içerisinde bulunduğu, diğer aracın ise abim [E.E.nin] sürücülüğünü yaptığı, içerisinde ben ve kardeşim [Me.E.nin] bulunduğu araçlar ile Kural Mahallesinde bulunan evimize gittik. Biz araçtan inip hepimiz evin içerisine girdik ancak babam [A.E.] bizimle eve gelmedi. Babamın nereye gittiğini bilmiyorum. Evin içerisinde bulunduğum sırada küfürleşme ve silah sesleri duydum. Bunun üzerine babam koşarak bize doğru geliyordu ve bize hitaben 'buradan uzaklaşın gidin ben havaya doğru ateş ettim ancak birini vurmuş olabilirim. Gidip teslim olacağım eğer vurmuş isem gidip teslim olacağım' şeklinde sözler söyledi. Babam bize doğru geldiğinde arkasından ateş edildiğini duydum. Ancak hangi mesafeden ateş edildiğini bilmemekle birlikte bizim ev ile amcam Yusuf ERDOĞAN'ın evinin arasında galiba 200 metre mesafe bulunmaktadır. Ben, babam bize koşarken kimin bize ateş ettiğini görmedim. Daha sonra biz araca binerek olay yerinden ayrıldık. Biz araç ile olay yerinden ayrılırken ateş edilip edilmediğini bilmiyorum. Çünkü şoktaydım. Ben kimseye ateş etmedim. Ben silah kullanmadım... Hakkımda ateş edildiğine dair beyan var ise de ben bunu kesinlikle reddediyorum. Dediğim gibi abim [E.E.] bizimle ikametin içerisinde bulunuyordu. Onun için kesinlikle silah ile ateş etmemiştir..."
23. E.E.nin Cumhuriyet Başsavcılığı nezdindeki 28/6/2018 tarihili şüpheli ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:
"... iki ayrı araç ile bir araç içerisinde şoförlüğünü babam [A.E.nin] yaptığı ablam [Me.E.] ve annem [G.E.nin] içerisinde bulunduğu, diğer aracın ise benim sürücülüğünü yaptığım, içerisinde kardeşlerim [Mü.E.] ve [Me.Er.nin] bulunduğu araçlar ile Kural Mahallesinde bulunan evimize gittik... Biz eve girdikten çok kısa bir süre sonra bir an da tartışma ve bağırışma sesi ile silah sesleri duyduk. Bu sırada babam bize doğru koşarak geliyordu. Babam bize doğru gelirken de silah sesleri geliyordu. Babam bize hitaben 'biz karşılıklı birbirimize silahla ateş ettik dedi, siz buradan uzaklaşarak ayrılın' demesi üzerine, ben annem ve kardeşlerim benim sürücülüğünü yaptığım araç ile olay yerinden ayrıldık. Babam yanıma geldiğinde elinde herhangi bir silah görmedim. Babam yanımıza gelirken de arkadan ateş ediliyordu. Fakat kimin ateş ettiğini ve hangi mesafeden ateş ettiğini görmemekle birlikte bize ateş edilen mermilerden bir tanesinin yakınımızdan geçtiğini gördüm. Ben meydana gelen olayda herhangi bir şekilde ateşli silah kullanmadım..."
24. Başvurucu 31/7/2018 tarihli ve kriminal raporun temin edilmesinin ardından Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu 11/9/2018 tarihli dilekçelerle saldırı olayında birden fazla silah kullanıldığının tespit edildiğini, dolayısıyla iddiasının teyit edilmiş olduğunu, A.E.nin diğer aile üyelerinin iştirak hâlinde hareket etmesi nedeniyle tutuklanmaları gerektiğini, A.E.nin oğulları E.E. ile Mü.E.nin de silahlı saldırıda bulunduklarını, anneleri G.E.nin de bu şahısların kendisi ve ailesini öldürmeleri yönünde şahıslara azmettirici sözler söylediğini, Me.Er., Mü.E. ve E.E.nin olay sonrası boş kovanları topladıklarını, şahısların telefon kayıtlarının incelenmesi hâlinde olayı önceden planladıklarının anlaşılacağını belirterek bu şahısların telefon kayıtlarının ve baz istasyonu bilgilerinin incelenmesini talep etmiştir.
25. M.V.nin Cumhuriyet Başsavcılığı nezdindeki 3/9/2018 tarihli müşteki/şüpheli ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:
"... İkamete gittiğimde Yusuf ERDOĞAN, eşi [F.E.] ve [M.S.A.], Yusuf ERDOĞAN'a ait evin balkonunda oturup çay içiyorlardı. Görmemek ile birlikte evin içerisinde [A.E.nin] eşi de bulunuyordu. Daha sonra Yusuf ERDOĞAN'ın oğulları [Me.E.] ile [İ.H.E.] da geldiler ve birlikte balkonda oturup çay içmeye başladık. Bir müddet oturduktan sonra... [M.S.A.] yanımızdan kalkarak ayrıldı. Ben Yusuf ERDOĞAN ile [A.E.den] kız isteme meselesi ve aralarındaki tarlaya ait tapu meselesi hakkında kendisi ile biraz hasbihal ederek tavsiyelerde bulundum. Bu sırada iki tane araç süratli bir şekilde gelerek Yusuf ERDOĞAN'a ait evin kuzey giriş tarafındaki tel örgülerin olduğu yerdeki kapı önünde durdu. Aracın içerisinden [A.E.] ile oğlu [E.E.nin] hızlı bir şekilde eve doğru geldiklerini görünce ben Yusuf ERDOĞAN'a dayı içeriye girin şeklinde telkinde bulundum. Ben balkonda oturduğum yerde ayağa kalkarak [A.E.] ve [E.E.nin] geldiğini görünce onlara doğru yöneldim ve arkamdan Yusuf ERDOĞAN da gelerek Allah Allah bu nasıl bir iştir diyerek önüme geçti. [A.E.nin] elinde kaleşnikof marka tüfek vardı, belinde ise tabanca bulunuyordu. [E.E.nin] elinde ise tabanca vardı ve her ikisi de araçtan indikten sonra ateş ettiler. Bu sırada ben sadece silah sesi duydum. Ben [A.E.ye] Hacı yapma şeklinde telkinde bulundum ancak kendisi bana aradan çekil yoksa sana da sıkarım deyince ben de bir iki adım atarak yerimde durdum ve [A.E.] elindeki kaleşnikof ile ateş etmeye devam ediyordu. Diğer taraftan oğlu [E.E.] da elinde bulunan tabanca ile ateş ediyordu. [E.E.nin] elinde tabanca olduğunu net bir şekilde gördüm. [E.E.nin] elinde kaleşnikof marka tüfek yoktu. [A.E.] ile [E.E.] ellerindeki silahlar ile ateş ettiklerinde arkalarında [G.E., Mer.E., Mü.E.] ve [A.E.nin] diğer oğlu olan fakat ismini bilmediğim diğer oğlu da bulunuyordu. [Mü.E.] ile ismini bilmediğim kişinin elinde herhangi bir ateşli silah olup olmadığını bilmiyorum, hatırlamıyorum. Evin içerisinden çığlık sesi gelince [A.E.] ile birlikte [E.E.] ve diğer kişiler apar topar araçlarına binerek olay yerinden uzaklaştılar. [A.E.] ve ailesi olay yerinden ayrıldıktan sonra arkalarından kaleşnikof ile veya başka bir silah ile ateş eden hiç kimse olmadı. Ben de herhangi bir şekilde arkalarından ateş etmedim. Bana ait kaleşnikof veya başka bir ateşli silah bulunmamaktadır...
SORULDU: [A.E.nin] benim elimde kaleşnikof marka tüfek olduğunu, kendilerinin olay yerinden ayrıldıktan sonra arkalarından ateş etmiş olabileceğiniz hususunda ifadenizi veriniz.
CEVABEN:Benim elimde kesinlikle kaleşnikof veya herhangi bir ateşli silah bulunmuyordu ... [A.E.] olaya ilişkin doğru ifade verdiğim için bana karşı husumet beslemektedir...
SORULDU:Olay yerinde bulunan tüfek kime aitti ve olay esnasında bunu kim kullandı veya kim kullanmaya çalıştı. Bu konu hakkındaki ifadenizi veriniz.
CEVABEN: Bana sormuş olduğunuz tüfek rahmetli [İ.H.E.ye] aitti. Eve geldiğinde elinde bulunuyordu ve tüfek ile evin içerisine girdi. Hatta tüfeğin kime ait olduğunu annesi kendisine sorduğunda boşver sorma şeklinde cevap verdi. Hatta [İ.H.E.] bu tüfeği hiç kullanmadı.
..."
26. Cumhuriyet Başsavcılığı 8/9/2018 tarihinde Me.Er., Mü.E., G.E. ve E.E., Ab.A., B.A. hakkında başvurucu, oğlu Me.E. ve eşi F.E.ye karşı kasten öldürmeye veya kasten öldürmeye teşebbüs etmeye iştirak etme ya da yardım etme suçlarından, Me.Er. ve M.V. hakkında ise A.E.ye karşı silahla tehdit suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...Meydana gelen olayda müştekilerin alınan ifadeleri arasında açık ve bariz bir şekilde çelişkilerin bulunması, şüpheli [E.E.nin] olayda ateşli silah kullanıp kullanmadığına dair yürütülen soruşturmada şüphelinin ikamet ettiği Nizip ilçesi ve Birecik ilçesindeki ikametlerinde yapılan aramalarda herhangi bir suç aletine raslanmadığının dosya arasında yer alan arama tutanaklarından anlaşılması, şüphelininalınan svaplarında atış artıklarına rastlanmadığının yapılan kriminal inceleme sonucunda anlaşılması, olayın meydana geldiği yerde olay yeri inceleme ekibince yapılan etraflıca araştırma ve incelemelerde müştekilerin bir kısmı tarafından iddia edildiği gibi tabanca ateşli silaha ait herhangi bir kovana rastlanmadığının olay yeri inceleme raporu ile ilgili tutanaklardan anlaşılması, şüpheli [E.E.nin] alınan ifadesinde meydana gelen olayda ateşli silah kullanmadığını beyan etmesi, SSÇ [Mü.E.nin] alınan ifadesinde olayda ateşli silah kullanmadığını beyan etmesi, şüpheliler [G.E., Mer.E. ve Me.E.nin] alınan ifadelerinde olay günü Nizip'te bulunan ikametlerinden Birecik ilçesi Kural mahallesinde bulunan ikametlerine geldiklerini, olay ile bir ilgilerinin bulunmadığını beyan etmeleri karşısında her ne kadar olay yerinde bulunan ve 2 numaralı bulgu numarası ile numaralandırılan bir adet 7.62x39 mm kovanın [A.E.] tarafından olayda kullanılan kaleşnikof marka silahtan atılmadığı tespit edilmiş ise de, bahse konu kovanın olayda [A.E.nin] kullandığı otomatik silaha ait 4 kovana uzaklığının yaklaşık 20-25 metre olması ile olayda başka otomatik bir silahın kullanıldığını gösterir yeter delil elde edilememesi karşısında bahse konu kovanın olayda kullanılan bir ateşli silaha ait kovan olduğuna dair somut delil elde edilmediği, yürütülen soruşturmada toplanan ve karar yerinde incelenen delilerden ve mevcut delilerden yola çıkarak şüpheliler [E.E., G.E., Mer.E. Ab.A., B.A.] ile SSÇ'ler [Me.Er.] ve [Mü.E.nin] üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak somut ve yeterli delil bulunmadığı,şüpheliler [E.E., G.E., Mer.E. Ab.A., B.A.] ile SSÇ'ler [Me.Er.] ve [Mü.E.nin] üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair soyut beyanlar haricinde haklarında kamu davası açmasını haklı kılacak nitelik ve yeterlilikte delil elde edilemediğinden... hakkında takipsizlik kararı verilmesi gerektiği,
Müşteki [A.E.nin] alınan ifadesinde müşteki şüpheli [M.V.nin] elinde kaleşnikof gördüğünü, olay yerinden uzaklaştıktan sonra arkalarından ateş edildiği beyanı ile olay yeri olan kasten öldürmeye teşebbüs etme suçu mağdurları müştekiler Yusuf, Yusuf oğlu [Me.Er.] ile [F.E.nin] ikametinde yerde bulunan [H.] marka yarı otomatik av tüfeğinin mevcut olayda kullanılıp kullanılmadığına dair yürütülen soruşturmada müşteki şüpheli [M.V.nin] ikametinde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığının dosya arasında yer alan arama tutanağında yer aldığı, her ne kadar müşteki şüpheli Yusuf oğlu [Me.E.nin] alınan svaplarında atış artıklarında rastlanmış ise de,
Olay yerinde yapılan incelemede suça konu yarı otomatik tüfekten ateş edildiğine dair herhangi bir tüfek kartuşuna rastlanmaması ile müşteki şüpheli Yusuf oğlu [Me.E.nin] olayda yaralanan annesi [F.E.], babası Yusuf Erdoğan ve abisi maktul [İ.H.E.ye] yardım etmek amacıyla elbiselerine dokunabileceği, bu nedenle elbiselerde yer alan atış artıklarının müşteki şüpheli Yusuf oğlu [Me.E.ye] bulaşma ihtimalinin bulunduğu zira müşteki [F.E.nin] ateşli silah mermisine hedef olan eteği üzerinde atış artıklarına rastlandığının dosya arasında yer alan kriminal raporunda yer aldığı, bu suretle olay yerinde bulunan yarı otomatik av tüfeğinin kullanıldığına dair somut bir delil bulunmadığı ve müşteki şüpheli [M.V.nin] üzerine atılı suçu işlediğine dair soyut beyan haricinde herhangi somut bir delil bulunmadığı görülmekle açıklanan nedenler ile müşteki şüphelilerin üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair haklarında kamu davası açmayı haklı kılacak nitelik ve yeterlilikte somut ve yeterli delil elde edilmediğinden haklarında takipsizlik kararı verilmesi gerektiği anlaşılmakla;..."
27. Başvurucu 24/9/2018 ve 26/9/2018 tarihli dilekçelerle, ailesinin beyanları arasında çelişki olmadığını, gece vakti gerçekleşen ani saldırı sırasında hayatlarını kurtarmaya çalışırken görebildiklerini dile getirdiklerini iki aracın eve yaklaşıp A.E. ve E.E.nin araçlardan indikten sonra silahla ateş ettiklerini beyanlarında tutarlı olarak ifade ettiklerini, bu hususun kriminal inceleme sonucunda iki ayrı silah kullanıldığının tespiti ile teyit edildiğini belirtmiştir. Başvurucu ayrıca A.E.nin evinden silah alıp çıktığını söylediği hâlde aile bireylerinin hiçbirinin bunu görmemiş olmasının asıl çelişkili beyan oluşturduğunu, G.E.nin eve girip yorgan serdiğini beyan etmesine rağmen evlerinde serili yorgan olmadığını yani direkt kendisinin evini hedef alarak yola çıktıklarının belli olduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu; A.E.nin oğulları E.E. ile Mü.E.nin de silahlı saldırıda bulunduklarını, anneleri G.E.nin de bu şahısların kendisi ve ailesini öldürmeleri yönünde şahıslara azmettirici sözler söylediğini, E.E.nin olay sonrası alınan ilk ifadesinde olayı görmediğini beyan ettiği hâlde A.E.nin olay anında oğlu E.E.nin arkasında durduğunu beyan etmesinin çelişki oluşturduğunu, Me.Er., Mü.E. ve E.E.nin olay sonrası boş kovanları topladıklarını, şahısların telefon kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, diğer şahısların olay sonrası kaçarak üstlerindeki atış artıklarını temizlediklerini, olay yeri krokisinde gösterilenevdeki mermi çekirdeklerinin ve mermi isabet yerleri ile mermi izlerinin yönüne bakıldığında eve iki ayrı noktadan atış yapıldığının anlaşılacağını belirterek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz etmiştir.
28. Başvurucunun itirazları Şanlıurfa 2. Sulh Ceza Hâkimliğince (Hâkimlik) 11/10/2018 tarihinde "Cumhuriyet Başsavcılığınca ulaşılan sonuç dosya ve deliller kapsamı ile uyumlu olduğu, şüphelilerin atılı suçları işlediği hususunda dava açmaya yeter bilgi, belge ve delil temin edilemediği, bu itibar ile kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı" gerekçesiyle reddedilmiştir.
29. Başvurucu, ret kararını 1/11/2018 tarihinde öğrendiğini bildirmiş olup 5/11/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Olay Hakkında Yürütülen Ceza Kovuşturması
30. Cumhuriyet Başsavcılığı 8/9/2018 tarihinde şüpheli A.E. hakkında kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs etme suçlarından fezleke düzenleyerek Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir.
31. Şanlıurfa 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen yargılamadaki 1/11/2018 tarihli duruşmada başvurucu vekilleri, olay yerine gittiklerinde hâlâ olay yeri olan evin içinde Kalaşnikof marka tüfekten atılan mermi çekirdekleri olduğunu gördüklerini, evin yanındaki bekçi evinde de mermi çekirdeği bulunduğunu, iki çekirdeğin soruşturma kapsamında toplanıp incelenmediğini tespit ettiklerini, E.E., G.E., Mer.E., Me.Er. ve Mü.E.nin de suça iştirak ettiğini, bu kişilerin de mahkeme huzurunda dinlenilmesini talep ettiklerini, HTS kayıtlarının temin edilmediğini, olay yerinde bulunan mermi çekirdeklerinin tespiti için keşif yapılmasını talep ettiklerini belirtmiştir.
32. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma sonunda İlçe Jandarma Komutanlığından Olay Yeri İnceleme ekiplerince olay yerine gidilerek -önceki olay yeri inceleme raporları da gözönüne alınmak suretiyle- başvurucu vekillerince iddia edilen hususların daha önceden incelenip incelenmediğinin ve bu delillerin sonradan oluşturulup oluşturulamayacağının bildirilmesine, mukayeseli fotoğrafların çekilerek iletilmesine karar vermiştir.
33. A.E.nin Ağır Ceza Mahkemesindeki 29/11/2018 tarihli savunmasının bulunduğu duruşma tutanağı'nın ilgili kısmı şöyledir:
"...Köyündeki evime geldim, 2 araba ile gitmiştik, ... Yusuf Erdoğan'ın köydeki evinin ışıkları yanıyordu, aramızda 100 metre kadar mesafe vardı, çocuklar içeri geçti, ben dışarıdaydım, baktım küfürleşmeler bağrışmalar vardı, Yusuf çocuklarıma bağırıyordu, [M.V.nin, Me.E.] veölen [İ.H.E.nin] elinde av tüfeği vardı, bunlar bahçedelerdi, ... kendimi o an bir çaresizlik içinde hissettim, bahçeden Yusuf Erdoğan ve çocukları bana ve kızıma küfürler ediyordu,... bu sözler üzerine ben eve girdim, kaleşnikof marka silahımı aldım, onların evine doğru gittim, bahçeden girer girmez 1-2 el havaya ateş ettim, ben bahçeden girdiğimde [M.V. ve Me.E.] kayboldu, nereye gittiklerini görmedim, Yusuf'un evi tek katlıdır, balkonu var, bahçenin içindedir, aramızda 7-8 metre mesafe vardı, ben havaya ateş edince bunlar balkondan içeriye girdiler, ... [M.V.] sol taraftan bağırdı, ne dediğini tam hatırlamıyorum, kayıp olan 2 kişide silah olduğunu biliyordum, [İ.H.E.] de av tüfeği vardı içeri girmişti, ben silahım ve yönüm onlara doğruydu, o esnada silahım serideydi, bir bastım 3-5 tane gitti, kendimi kaybetmişim,... kimseyi hedef almadım, ... ben [M.V.ye] sen çekil, karışma seni vururum demedim, o esnada silah ateş aldı [İ.H.E.] yere düştü, diğerleri ayaktaydı, ben hemen ordan kaçtım, ... gittim çocuklarım da dışarı çıkmıştı, ne oldu dediler, ben de olayı anlattım hemen uzaklaşıp kaçalım dedik, arabalara bindik arkamızdan ateş edildi, ordan kaçtık, pişmanım,dedi.
Kısmi mübayenet sebebiyle sanığa hazırlıktaki ifadesi okundu: Benim jandarmadaki ifademde müşteki tarafın bize doğru geldiler şeklindeki beyanım balkondan inip çıkış kapısına doğru gelmiş olmalarıdır, ancak ellerindeki silahları ben gördüm, 2-3 el kaleşnikof ile ateş ettiklerini az önce söylemeyi unuttum...
Kısmi mübayenet sebebiyle savcılıktaki ifadesi okundu: Ben kendi evimin önünden Yusuf Erdoğan'ın evine doğru ateş ede ede gitmedim, savcılıkta yanlış yazılmış, ayrıca ilk aşamada onlar havaya 50-60 metreden ateş ettiler, Yusuf Erdoğan'ı ben hedef almadım, beyanlarımı düzeltiyorum, ben ateş ederken oğlum [E.E.] evdeydi, elinde silah yoktu, benim peşimden de gelmedi, arkamızdan da otomatik tüfekler ile ateş edildi, kimin ateş ettiğini görmedim, [M.V.nin] elinde kısa bir keleş vardı, onun sesi de geliyordu, o yüzden [M.V.] ateş etti demiştim ancak şu anda emin değilim, o zaman da emin değildim, dedi.
Kısmi mübayenet sebebiyle sorgudaki ifadesi okundu: Ben sorgudaki savunmamda Yusuf Erdoğan'ı hedef alarak ateş ettiğimi söylemişim ancak bu doğru değildir kimseyi hedef almadım rastgele elim tetiğe değdi, silah serideydi, şimdiki savunmam doğrudur, öldürme kastı ile hareket etsem şarjörümde 19 mermi daha vardı, toplam şarjörde kaç mermi olduğunu bilemiyorum, dedi.
Mübayenet giderilemedi..."
34. Başvurucunun Ağır Ceza Mahkemesindeki 29/11/2018 tarihli müşteki beyanının bulunduğu duruşma tutanağı'nın ilgili kısmı şöyledir:
"...3:45'te 2 tane araba ile uzun farları yakmışlar yan yana bizim evin orda durdular, evlerimiz arasındaki mesafe 100 metre kadardır, evlerinin önünde durmadılar bizim evin önüne geldiler, ben o arada ben [M.V.], Eşim [F.] çocuklarım balkonda oturuyorduk... zaten bahçenin içindeyiz, uzun farları yaktılar, sanık ve çocukları eşi arabadan indiler, uzun far yakıldığı gözümüzü aldığı için fark edemedik, [E.E.]de tabanca vardı, sanığın oğlu [Mü.E.de] keleş vardı, sanıkta da keleş vardı, far yanıyordu göremiyordum ancak geldiler bunlar bize doğru 3'ü de silah sıkmaya başladılar ben de hele bir öğrenelim niye silah sıkıyorlar dedim, bizim bahçenin içine girince 10 metre mesafe kaldı, çocuklar kaçalım dedi balkon kapısına yöneldik, [Mü.E.] keleşle, sanık Keleşle [E.E.] tabanca ile bize doğru sıktılar, ben vurulduğumda balkondaydım, ... [M.V.] bizim yanımızdaydı, bunlar geldiğinde [M.V.ye] 'Bunlar bizi öldürecek' dedim, o da bir şey olmaz dedi, [M.V.] bunların önüne çıktı Haci yapma yapma dedi, sanık çekil lan dedi, seni de vururum dedi, keleşi [M.V.ye] de doğrulttu, [M.V.] o tarafa doğru 5 metre kadar çekildi, biz o sırada içeri doğru kaçmaya çalıştık, bize ateş edenler sanık ile oğlu [E.E.] ve oğlu [Mü.E.dir]...
Hazırlıktaki ifadesi okundu: [E.E.nin] elinde kaleşnikof değil tabanca vardı beyanımı düzeltiyorum, ben sanıktan küfür duydum ancak seni öldürmeye geldik diye bağırdıklarını duymadım, beyanlarımı bu şekilde düzeltiyorum,dedi..."
35. Başvurucunun eşi F.E. Ağır Ceza Mahkemesindeki 29/11/2018 tarihli müşteki beyanında, A.E. ve oğlu E.E.nin önce geldiklerini ve ikisinin ateş ettiklerini, sonra diğer oğlu Mü.E.nin ateş ettiğini, Mü.E.nin elinde büyük bir silah olduğunu, E.E.nin ise elinde ne tür bir silah olduğunu hatırlamadığını ama silah olduğunu gördüğünü, A.E.nin diğer oğlu Me.Er.in ise yerdeki kovanları topladığını, G.E.nin de kendilerinin öldürülmesi yönünde bağırdığını ifade etmiştir.
36. Başvurucunun oğlu Me.E. Ağır Ceza Mahkemesindeki 29/11/2018 tarihli müşteki beyanında ilk önce kimin ateş ettiğini göremediğini, sonra eve 10 metre kalana kadar yaklaştıklarında A.E.nin ve Mü.E.nin elindeki Kalaşnikof marka silahla, E.E.nin ise elindeki tabanca ile ateş ettiklerini gördüğünü, kolluk nezdinde acele ifade vermek zorunda kaldığı için Mü.E.nin ateş ettiğini söylemeyi unuttuğunu, kendisinin elindeki atış artıklarının ise yaralı anne ve babasını taşırken bulaşmış olabileceğini beyan etmiştir.
37. M.V.nin Ağır Ceza Mahkemesinde alınan 29/11/2018 tarihli müşteki beyanının ilgili kısmı şöyledir:
" ...çay içiyorduk, hızlı bir şekilde 2 araç geldi, ... ışıkları bize balkona doğru tuttular, ... kalesnikof ve tabanca sesleri duydum, ... [A.E.nin] bahçeden eve doğru yaklaştığını gördüm, arkasında oğlu [E.E.] vardı, ... [A.E.nin] önüne çıktım, benim hacı yapma dedim, o da çekil şimdi sana da bir tane sıkarım dedi, elinde keleş vardı, belinin sol tarafında tabanca vardı, o anda [E.E.] de arkasındaydı, elinde tabanca vardı; ben [A.E.] ile konuşurken [E.E.] tabanca ile benim sol tarafıma doğru, havaya doğru ateş ediyordu, ... o esnada [E.E.] de ateş etti, benim soluma geçti ... ben [Mü.E.nin] elinde silah görmedim, [Mü.E.nin] bahçeye girdiğini de görmedim sadece kaçarken gördüm..."
38. Başvurucu vekilleri 29/11/2018 tarihli celsede, müzekkere yazılmasından beri 28 gün geçtiği hâlde İlçe Jandarma Komutanlığının hâlâ olay yerinde kaldığını bildirdiği delillerin toplanmadığını, olay yerinde bulunan ve silah kullanan diğer şahıslar hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesinin bu kişiler hakkında mahkemece suç duyurusunda bulunulmasına engel olmayacağını, evde ve bekçi evinde kalan mermi çekirdeklerinin hangi silahtan çıktığına dair yeni bir kriminal inceleme yapılmasını talep ettiklerini bildirmiştir.
39. İlçe Jandarma Komutanlığı, başvurucu vekilinin de hazır bulunmasıyla 14/12/2018 tarihinde olay yeri incelemesi yapmış ve yeni bulgular elde etmiştir.
40. Ağır Ceza Mahkemesinin talebi üzerine Kriminal Laboratuvarınca düzenlenen 1/2/2019 tarihli raporda, yeni elde edilen mermi çekirdeğinin deforme olması nedeniyle teşhis ve karşılaştırma yapılamadığı belirtilmiştir.
41. 21/3/2019 tarihli duruşmada başvurucu vekili; olayda iki Kalaşnikof marka silah kullanıldığının açık olduğunu, tanık beyanlarında A.E.nin çocuklarının da olaya karıştığının söylendiğini, dosyanın yeniden Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmak suretiyle gönderilip hakkında ek takipsizlik verilen kişiler hakkında daha fazla araştırma yapılmasının talep edilmesinin gerektiğini belirterek Ağır Ceza Mahkemesinden suç duyurusunda bulunulmasını talep etmiştir. Ağır Ceza Mahkemesi "...dosyanın gelmiş olduğu aşama, mütalaanın verilmiş olması, dosyanın karar aşamasında bulunması, ayrıca sanık haricindeki diğer şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verilmiş olması, alınan uzmanlık raporları dikkate alınarak dosyanın yeniden Cumhuriyet Savcılığına gönderilmesi hususundaki müdahil Yusuf Erdoğan vekilinin talebinin reddine..." karar vermiştir.
42. Ağır Ceza Mahkemesi 18/4/2019 tarihli kararla A.E.nin İ.H.E.ye karşı işlediği kasten öldürme suçundan neticeten 25 yıl hapis cezasıyla, başvurucuyu kasten öldürmeye teşebbüs suçundan neticeten 7 yıl 6 ay hapis cezasıyla, F.E.yi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan neticeten 10 yıl hapis cezasıyla, Me.E.yi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan neticeten 8 yıl 4 ay hapis cezasıyla, M.V.ye karşı işlediği silahla tehdit suçundan neticten 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve bu suç yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a aykırılık suçundan neticeten 4 yıl 2 ay hapis cezasına ve bu cezanın 8.320 TL adli para cezasına çevrilmesine karar vermiştir. Gerekçenin ilgili kısmı şöyledir:
sanık [A.E.] ile müşteki Yusuf Erdoğan'ın kardeş oldukları, müşteki Yusuf Erdoğan'ın, sanığın kızı olan [Mer.E.yi] oğlu müşteki [Me.E.] ile evlenmesi için istediği, sanığın kızı [Mer.E.nin] ... evlenmek istememesi üzerine sanık [A.E.nin], abisi olan Yusuf Erdoğan'a olumsuz cevap verdiği...
... sanığın bu durumu abisi Yusuf Erdoğan ile konuşmak için 26/06/2018 günü Nizip ilçesindeki ikametinden Birecik ilçesi Kural mahallesinde bulunan ikametine haklarında ek takipsizlik kararı verilen eşi [G.E.], kızı [Mer.E.] ile oğulları [E.E., Mü.E. ve Me.Er.] ile birlikte geldiği, olay günü olan 26/06/2018 günü gece 23:30 sularında ... kaleşnikov silahı evden alarak bir anlık kızgınlıkla müştekiler [F., Yusuf, Me. ve M.V.] ile maktul [İ.H.E.nin] balkonda oturdukları yere doğru yöneldiği ... kaleşnikof silahla ateş ederek balkona doğru gittiği, bu esnada maktul ve müştekilerin de hemen balkon kapısından mutfağa doğru kaçmaya başladıkları sırada müşteki [M.V.nin] sanığa ateş etmemesi için çağrıda bulunmasına karşılık sanığın müşteki [M.V.ye] yönelik olarak 'aradan çekil yoksa seni de vururum' şeklinde silah ile tehdit ettiği,.. öldürme kastı ile birden fazla kez ateş ettiği, ...
Her ne kadar müdahil Yusuf Erdoğan vekilleri tarafından olayda birçok silah kullanıldığının, sanığın oğlu [Me.Er.] eşi ve diğer çocuklarının da sanık olması gerektiği, [Me.Er.] ve [G.E.nin] tabanca ile ateş ettikleri iddia edilmiş ise de bu hususun Birecik CBS tarafından ayrıntılı şekilde araştırıldığı, bu şahısların maktul ve müştekilere yönelik tabanca veya kaleşnikof tüfek ile ateş ettiklerine dair herhangi bir delil elde edilememiş olması sebebiyle Birecik CBS'nin 08.09.2018 tarih,... kararı ile sanığın eşi [G.E.] ile çocukları [E.E., Mer.E., Mü.E. ve Me.Er.] haklarında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, karara yapılan itirazın da reddolunarak kesinleştiği, olay yerinde iddia edildiği gibi 7.65mm veya 9.00mm çapında herhangi bir kovan veya mermi çekirdeği veya fişek ele geçirilemediği, şayet [Me.Er.] ile diğer şahitler iddia edildiği gibi bu şekilde tabanca ile ateş etmiş olsaydılar zaten şahitlerin olaydan hemen sonra sanık ile birlikte arabaya atlayarak kaçtıkları, olay yerinde mermi, kovan, mermi çekirdeği topladıklarına dair olayın heyecanı ve içinde bulundukları durum da dikkate alındığında ve bu konuda bir iddiada da bulunulmadığından ve bunu gören kimse de bulunmadığından bu durumun lehlerine kabul edilmesi gerektiği, olayın Yusuf Erdoğan'ın evinin bahçesinde meydana geldiği, tabanca, mermi ve kovanlarının da burda olması gerektiği kanaatine varılmakla müşteki Yusuf Erdoğan vekillerinin bu hususlardaki taleplerinin inandırıcılıktan uzak olduğu kanaatine varılmıştır.
... Her ne kadar müşteki Yusuf Erdoğan'ın evinin bahçesinde hangi silahtan atıldığı tespit edilemeyen bir adet 7.62mm çapında boş kovan ele geçirilmiş ise de sanığın hazırlıktaki beyanlarında mağdur [M.V.nin] elinde kaleşnikof tüfek olduğunu ve havaya ateş etmiş olabileceğini söylediği, olayın meydana geldiği mevkii, köy şartları dikkate alındığında herkesin evinde kaleşnikof marka ruhsatsız bir silahın bulunabileceği, daha önceden de herhangi bir şahıs tarafından olay mahalinde atışyapılmış ve boş kovanının da evin bahçesinde kalmış olabileceği, bu boş kovanın sanık veya ailesi tarafından kaleşnikof marka silahla atıldığına dair herhangi bir delil de bulunmadığı, zaten sanığın samimi beyanlarında bir adet ruhsatsız kaleşnikof marka silahının olduğunu ve atışları da bu silahla yaptığını başından beri ikrar ettiği kanaatine varılmakla sanığın sadece bir adet kaleşnikof marka silahla en az dört kez maktul ve müştekilere yönelik ateş ettiği kanaatine varılmıştır..."
43. Başvurucu; dosyanın bütün olarak incelenmesi hâlinde suçu birden fazla kişinin işlediğinin açık olduğunun anlaşıldığını, tek sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, iki ayrı silah kullanıldığının olay yeri inceleme raporundaki mermi izlerinin trajesinden ve Kriminal Laboratuvarının raporundan açıkça anlaşıldığını, maddi deliller gözardı edilerek ek takipsizlik kararı verildiğini, Mahkemenin çelişkileri gidermeden karar verdiğini, bir kişinin diğerlerini kurtarmak için suç üstlendiği iddia edilerek, suç duyurusunda bulunulmadan ve diğer faillerin eylemleri dosyaya katılmadan yapılan yargılamanın eksik olması nedeniyle kararın kaldırılmasını talep ederek karara karşı istinaf talebinde bulunmuştur.
44. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 2/6/2021 tarihli kararı ile istinaf talebinin reddedilmesi üzerine başvurucu özetle maddi gerçeğin tam olarak ortaya çıkarılmadığını, etkili bir soruşturma yapılmadığını, suçun birden fazla kişi tarafından işlendiğini, A.E.nin eşi ve çocuklarıyla birlikte iştirak hâlinde suçu işlediklerini, olayda iki ayrı silah kullanıldığının açık olduğunu, birtakım delillerin eksik toplandığını, istinaf mahkemesinin de netleştirilmeyen çelişkili durumları dikkate almadan karar verdiğini, diğer failler hakkında suç duyurusunda bulunulması taleplerinin haksız olarak reddedildiğini belirterek kararı temyiz etmiştir. Temyiz incelemesi Yargıtayda devam etmektedir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
45. Anayasa Mahkemesinin 10/5/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
46. Başvurucu; suç birden fazla kişi tarafından işlendiği hâlde yeterli araştırma yapılmadan, birtakım deliller toplanmadan, iştirak iradesi araştırılmadan hatalı delil değerlendirmesiyle diğer şüpheliler hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini, olayda iki ayrı silah kullanıldığının raporlar ve olay yeri incelemesi sonucu açık olduğunu, delillerin karartıldığını, karara yapılan itirazın Hâkimlik tarafından duruşmasız olarak avukat yokluğunda incelendiğini, Cumhuriyet savcısının görüşü tebliğ edilmeden ve yetersiz gerekçe ile karar verildiğini, bu nedenle adil yargılanma hakkı ile yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvurucu ayrıca kovuşturmazsızlık kararı ve bu karara karşı yapılan itiraz bakımından gerçeğe ulaşılmasının mümkün olamaması nedeniyle etkili başvuru hakkının, ön yargılı olarak kovuşturmazsızlık kararı verilmesi nedeniyle de ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
47. Bakanlık görüşünde, olay hakkında yürütülen soruşturma kapsamında gerçekleştirilen işlemlere değinildikten sonra A.E. dışındaki diğer şüpheliler hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, A.E. hakkında kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından Ağır Ceza Mahkemesince verilen mahkûmiyet hükmünün ise Yargıtayda derdest olduğu bildirilerek bu hususların değerlendirmede dikkate alınması gerektiği bildirilmiştir.
B. Değerlendirme
48. Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”
49. Anayasa’nın 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Devletin temel amaç ve görevleri, (...) kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”
50. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun Anayasa’da güvence altına alınan diğer haklar ile bağlantı kurularak ileri sürdüğü iddiaların Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğü kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Ayrımcılık yasağı bağlamındaki iddianın kanun yolu aşamalarında ileri sürülmediği görülmekle inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
51. Yaşam hakkının doğal niteliği gereği, yaşamını kaybeden kişi açısından bu hakka yönelik bir başvuru ancak yaşanan ölüm olayı nedeniyle ölen kişinin mağdur olan yakınları tarafından yapılabilecektir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, B. No: 2012/752, 17/9/2013, § 41). Başvuru konusu olayda başvurucu müteveffanın babasıdır. Bu nedenle başvuruda başvuru ehliyeti açısından bir eksiklik bulunmamaktadır.
52. Diğer taraftan bir olayda yaşam hakkına ilişkin ilkelerin uygulanabilmesi için gerekli şartlardan biri doğal olmayan bir ölümün gerçekleşmesi olmakla birlikte ölümle sonuçlanmayan bir olaya ilişkin başvuru da mağdura karşı gerçekleştirilen eylemin niteliği ve failin amacı gibi somut olayın koşulları dikkate alınarak yaşam hakkı kapsamında incelenebilir. Bu değerlendirme yapılırken eylemin potansiyel olarak öldürücü niteliği olup olmadığı ile maruz kalınan eylemin mağdurun fiziki bütünlüğü üzerindeki sonuçları önem taşımaktadır (Mustafa Çelik ve Siyahmet Şeran, B. No: 2014/7227, 12/1/2017, § 69; Yasin Ağca, B. No: 2014/13163, 11/5/2017, §§ 109, 110).
53. Somut olayda başvurucunun yaralanmasına sebep olan olay ateşli silahla birden fazla ateş edilmesidir. Dolayısıyla iddia edilen eylemin potansiyel olarak öldürücü bir niteliği olduğu açıktır. Eylemin bu niteliği ve başvurucunun yaşamasının tesadüfe bağlı olma olasılığı birlikte değerlendirildiğinde başvurunun yaralanan başvurucu açısından da yaşam hakkı çerçevesinde incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
54. Bir devlet görevlisi ya da üçüncü kişi tarafından hukuka aykırı olarak ve Anayasa’nın 17. maddesini ihlal eder biçimde bir muameleye tabi tutulduğuna ilişkin savunulabilir bir iddiasının bulunması hâlinde Anayasa’nın 17. maddesi -“Devletin temel amaç ve görevleri” kenar başlıklı 5. maddedeki genel yükümlülükle birlikte yorumlandığında- etkili resmî bir soruşturmanın yapılmasını gerektirmektedir (Tahir Canan, § 25).
55. Ancak yürütülen bu soruşturma, belirli bir kişinin sorumlu olup olmadığıyla sınırlı olmamalı; olayın tüm yönlerini ortaya koyacak kapsamda ve nitelikte olmalıdır. Nitekim soruşturmanın etkili olup olmadığına ilişkin değerlendirme -somut olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak- belirli bir kişi hakkında verilen kararla sınırlı olarak değil yürütülen soruşturma bir bütün olarak incelendikten sonra yapılabilecektir (Gülcan Keleş ve diğerleri, B. No: 2014/797, 22/03/2017, § 30).
56. Bir ceza soruşturması veya yargılaması sürecinde kovuşturmasızlık, beraat, mahkûmiyet veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları ile farklı zamanlarda neticelenmiş aşamalar bulunması durumunda -bu aşamaların tek bir olay için farklı kişilerin sorumluluklarına yönelik olduğu gözetildiğinde- soruşturmaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekebileceğinden (S.D. B. No: 2013/3017, 16/12/2015, § 69) hareket eden Anayasa Mahkemesi, aynı olaya ilişkin sorumluluğu bulunduğu iddia edilen, birden fazla kişi hakkında yürütülen adli süreçlerin bir kısmı devam ederken bazı şüpheli/sanık bakımından sürecin sona ermesi üzerine yapılan bireysel başvurularda somut olayın ve tüm adli sürecin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiylebaşvuru yollarının tüketilmediği sonucuna ulaşmıştır (Bilal Turan ve diğerleri (3), B. No: 2013/7418, 31/3/2016, § 72; Bülent Kurt, B. No: 2013/7408, 20/1/2016, § 40; Gülcan Keleş ve diğerleri, §§ 30, 31).
57. Başvuru yollarının tüketilmesi meselesine ilişkin anılan içtihadın ortaya çıkışında, ihlal iddiasına konu olaya dair sorumluluğu bulunduğu iddia edilen kişilerden her birine atfedilebilecek kusur durumu ile her bir kişi için adli süreçte elde edilecek delil durumunun farklı değerlendirilebileceğinin ve soruşturmanın etkililiği araştırılırken olayın tüm boyutlarıyla ele alınarak bir bütün olarak irdelenmesi gerekliliğinin gözönünde bulundurulduğu anlaşılmıştır (Dilek Genç ve diğerleri [GK], B. No: 2014/3944, 1/2/2018, §55).
58. Bu bakımdan somut başvurunun başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin kabul edilebilirlik kriteri yönünden de incelenmesi gerekir.
59. Başvurucu her ne kadar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından diğer bazı şüpheliler hakkında kamu davası açılması gerekirken haksız olarak ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini ileri sürerek bireysel başvuruda bulunmuşsa da olay ilgili olarak görülen yargılama sonucu verilen gerekçeli kararda, sanık A.E.nin aile bireylerinin de olaya karıştıkları iddiasının Ağır Ceza Mahkemesince incelenip değerlendirildiği görülmüştür.
60. Ağır Ceza Mahkemesinin "...olayda birçok silah kullanıldığının, sanığın oğlu [Me.Er.] eşi ve diğer çocuklarının da sanık olması gerektiği, [Me.Er.] ve [G.E.nin] tabanca ileateş ettikleri iddia edilmiş ise de bu hususun Birecik CBS tarafından ayrıntılı şekilde araştırıldığı, olay yerinde ... herhangi bir kovan veya mermi çekirdeği veya fişek ele geçirilemediği,... olaydan hemen sonra sanık ile birlikte arabaya atlayarak kaçtıkları, olay yerinde mermi, kovan, mermi çekirdeği topladıklarına dair olayın heyecanı ve içinde bulundukları durum da dikkate alındığında ve bu konuda bir iddiada da bulunulmadığından ve bunu gören kimse de bulunmadığından bu durumun lehlerine kabul edilmesi gerektiği, olayın... evinin bahçesinde meydana geldiği, tabanca, mermi ve kovanlarının da burda olması gerektiği... bu hususlardaki taleplerinin inandırıcılıktan uzak olduğu...evinin bahçesinde hangi silahtan atıldığı tespit edilemeyen bir adet...boş kovan ele geçirilmiş ise de ... [M.V.nin] elinde kaleşnikof tüfek olduğunu ve havaya ateş etmiş olabileceğini söylediği, olayın meydana geldiği mevkii, köy şartları dikkate alındığında herkesin evinde kaleşnikof marka ruhsatsız bir silahın bulunabileceği, daha önceden de herhangi bir şahıs tarafından olay mahalinde atışyapılmış ve boş kovanının da evin bahçesinde kalmış olabileceği, bu boş kovanın sanık veya ailesi tarafından kaleşnikof marka silahla atıldığına dair herhangi bir delil de bulunmadığı, zaten sanığın samimi beyanlarında bir adet ruhsatsız kaleşnikof marka silahının olduğunu ve atışları da bu silahla yaptığını başından beri ikrar ettiği kanaatine varılmakla sanığın sadece bir adet kaleşnikof marka silahla en az dört kez maktul ve müştekilere yönelik ateş ettiği..." şeklindeki ayrı gerekçe ile diğer aile bireylerinin olayda iştirak iradeleri olduğunu kabul etmediği anlaşılmıştır.
61. Başvurucu da bu husustaki iddia ve itirazlarını ileri sürerek, olayda diğer aile bireylerinin de iştirak iradelerinin bulunduğunu belirtip kararı temyiz etmiştir (bkz. § 44).
62. Bu durumda maddi olayın koşullarını belirleyebilecek, sorumluların tespitini ve cezalandırılmalarını sağlayabilecek nitelikte olmadığına ilişkin bir veri yahut iddia bulunmayan ve temyiz incelemesi aşamasında olan yargılamada, olayla ilgili olarak haklarında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen kişilerin de olayda sorumluluğunun bulunduğunun tespit edilmesi hâlinde bu kişiler hakkında da kamu davasının açılmasının sağlanmasının her zaman mümkün olduğu değerlendirilmiştir.
63. Bu bağlamda başvurucunun iddialarının ve olayla ilgili soruşturmanın etkili yürütülüp yürütülmediğinin ölüm olayının sebep ve koşulları yani gerçekleşme şartları adli makamlarca netleştirilmeden Anayasa Mahkemesince bir bütün olarak değerlendirilmesinin bu aşamada mümkün olmadığı, bu hususların olay hakkında görülen yargılama sürecinin kesin olarak tamamlanması sonrasında elde edilen veriler bir bütün olarak incelenmek suretiyle değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
64. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
Selahaddin MENTEŞ bu görüşe katılmamıştır.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Selahaddin MENTEŞ'in karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 10/5/2022 tarihinde karar verildi.
KARŞIOY
Anayasa Mahkemesi 1. Bölüm 2018/33158 esas sayılı dosyada, sayın çoğunluk başvurucunun yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. Aşağıda açıkladığım sebeplerle başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilerek somut olay incelenip etkili soruşturma yükümlülüğü yerine getirilmesi amacıyla ihlal kararı verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmadım.
Olay ve olgular mahkememizin gerekçeli kararında özetlenmiştir.
Başvuruya konu olay nedeniyle cumhuriyet başsavcılığı 8/9/2018 tarihinde bazı şahıslar hakkında kasten öldürmeye veya kasten yaralamaya iştirak etme ve yardım etme suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Bu karara başvurucu Şanlıurfa Sulh Ceza Hakimliği nezdinde itirazda bulunmuş, başvurucunun itirazı reddedilmiştir.
Başvurucu Sulh Ceza Hakimliğinin bu ret kararından sonra süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
CMK 160 ve devamı maddelerinde soruşturma işlemlerinin Cumhuriyet savcılığınca yapılacağı, kamu davasının cumhuriyet savcısınca açıklanacağı, kanunda düzenlenmiştir.
Anayasanın 17. Maddesi uyarınca “devletin temel amaç ve görevleri kenar başlıklı 5. Maddesi genel yükümlülükle birlikte yorumlandığında etkili bir soruşturma yapılması gerektiği mahkememizin Tahir Canan kararında da ifade edilmiştir.
Başvuru konusu olay nedeniyle Cumhuriyet Savcılığınca verilmiş kovuşturmasızlık kararı bulunduğundan Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru yoluyla önüne gelen somut olayda olayın esasını inceleyerek bir karar vermesi gerekir.
Yukarıda belirttiğim gerekçelerle Sayın çoğunluğun görüşüne katılmadım.
Üye