TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
YUSUF KARAKAYA BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/36865)
|
|
Karar Tarihi: 20/10/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Tuğba YILDIZ
|
Başvurucu
|
:
|
Yusuf KARAKAYA
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, gazi aylığı alındığı hâlde tütün
ikramiyesinin ödenmediğinden bahisle açılan iptal davasında hukuka aykırı karar
verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 12/12/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonunca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, askerlik hizmetini yapmaktayken Kıbrıs
Barış Harekâtı'na katılmış; 7/4/1975 tarihinde terhis edilmiştir.
7. Başvurucu 29/7/1974 tarihinde yapılan harekât
sırasında sağ elinden yaralandığını, tam iyileşmeden askerlik süresi dolduğu
için terhis edildiğini ve kendisine gazi aylığı bağlandığını belirterek
8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun
ek 79. maddesi gereğince harp malullerine yapılan ödemeden yararlanmak için
Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) başvurmuştur.
8. SGK, başvurucunun askerî harekât sırasında yaralanmış
olduğunu ancak Adana Asker Hastanesinde tedavisinin yapılarak birliğine iade
edildiğini ve normal askerlik süresi sonunda da terhis edildiğini belirtmiştir.
Ayrıca başvurucu, tütün ikramiyesi olarak bilinen ek ödemeleri talep etmişse de
5434 sayılı Kanun'un ek 79. maddesi gereğince askerlikten sağlam olarak terhis
edilen başvurucuya ek ödeme yapılmasına imkân bulunmadığı ifade edilerek talebi
reddedilmiştir. Başvurucu, talebinin reddi üzerine Ankara İdare Mahkemesinde
iptal davası açmıştır.
9. Ankara 11. İdare Mahkemesi 2/6/2017 tarihinde iptal
kararı vermiştir. Karar gerekçesinde; başvurucunun askerlik sırasında
yaralanması üzerine İzmir Devlet Hastanesinden 7/7/1975 tarihli rapor
alındığına ve raporda sağ el kurşun yaralanması sebebiyle hareket zayıflığı,
kekemelik ve sakatlığın sürekli olduğunun belirtildiğine yer verilmiştir. Bu
nedenle başvurucu hakkında vazife malullüğü hükümleri uygulanmak suretiyle 5434
sayılı Kanun'un ek 79. maddesi uyarınca ek ödeme yapılması gerektiği ifade
edilerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
10. SGK'nın istinaf talebi üzerine Ankara Bölge İdare
Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi (Bölge İdare Mahkemesi) 14/9/2018 tarihinde
İdare Mahkemesi kararını kaldırarak davanın reddine karar vermiştir. Karar
gerekçesinde SGK'nın ret gerekçesine yer verilmiş ve bu kapsamda 5434 sayılı
Kanun'un ek 79. maddesi uyarınca ek ödeme yapılabilmesi için ilgililere bu
maddenin birinci fıkrasında sayılan kanun hükümleri uyarınca harp veya vazife
malulü aylığı bağlanmış olmasının gerektiği belirtilmiştir. 24/2/1968 tarihli
ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet
Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun'a göre aylık almakta
olanlara ek 79. madde uyarınca ek ödeme yapılmasının mümkün bulunmadığı
vurgulanmıştır. Ayrıca 22/6/2018 tarihli ara kararla başvurucu hakkında SGK'dan
bilgi istendiği, verilen cevapta da başvurucuya Kıbrıs Barış Harekâtı'na
katılmasından dolayı 1/11/1992 tarihinden itibaren 1005 sayılı Kanun'a göre
aylık bağlandığı, istinafa konu idare mahkemesi kararı uyarınca vazife
malullüğü işlemlerinin yapılabilmesi ve maluliyet derecesinin tespiti için tam
teşekküllü bir hastaneye başvurması, askerliğe elverişli olmadığına dair sağlık
kurulu raporunun getirilmesinin başvurucuya bildirildiği ancak başvurucu
tarafından herhangi bir belgenin sunulmadığı ifade edilmiştir. Nihayetinde
askerlik görevini yapmakta iken katıldığı Kıbrıs Barış Harekâtı'nda yaralanması
sonrasında yapılan tedavi üzerine birliğine katılarak normal askerlik süresi
sonunda sağlam olarak terhis edilen ve hakkında vazife malulü hükümleri
uyarınca aylık bağlanmadığı anlaşılan başvurucunun 1005 sayılı Kanun uyarınca
almakta olduğu aylık dolayısıyla 5434 sayılı Kanun'un ek 79. maddesi uyarınca
ek ödemeden yararlandırılmasına olanak bulunmadığı belirtilmiştir. Karar
başvurucuya 27/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
11. Başvurucu 12/12/2018 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ
HUKUK
12. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanun'un 47. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Subay (yedek subay dahil),
astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş ile Türk Silâhlı Kuvvetlerince
görevlendirilen ve bu Kanun kapsamında bulunan sigortalılardan;
a) Harpte fiilen ateş altında,
b) Harpte, harp bölgelerindeki harp
harekât ve hizmetleri sırasında, bu harekât ve hizmetlerin sebep ve
etkileriyle,
c) Harpte veya harbe hazırlık devresinde
her çeşit düşman silâhlarının etkisiyle,
d) Askerî harekâtı gerektiren iç tedip
ve sınır hareketleri sırasında, bu hareketlerin sebep ve etkisiyle,
e) Barışta veya olağanüstü hallerde,
emir veya görev ile uçuş yapan uçucularla hangi meslek ve sınıftan olursa olsun
emirle görevli olarak uçakta bulunanlardan uçuşun havadaki ve yerdeki
sebepleriyle ve yine emir ve görev ile dalış yapan dalgıçlarla, hangi meslek ve
sınıftan olursa olsun emirle görevli olarak denizaltı gemisinde veya dalgıç
kıtasında bulunanlardan denizaltıcılığın veya dalgıçlığın çeşitli sebep ve
tesirleriyle,
f) Anayasanın 92 nci maddesi veya
Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca yabancı ülkelere
Türk Silâhlı Kuvvetleri gönderilmesini gerektiren durumlarda, birliklerin
bulundukları yerlerden hareketlerinden itibaren yurt içinde, yurt dışında,
yabancı ülkelerde veya yurda dönüş sırasında,
bu Kanunun 19 uncu maddesinde
belirtildiği şekilde sürekli iş göremezlik gelirine esas olacak şekilde
meslekte kazanma gücünü kaybeden veya bu Kanunun 25 inci maddesine göre malûl
sayılmayı gerektirecek derecede malûl olanlara, harp malûlü denir."
13. 5434 sayılı Kanun'un 56. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
"Muvazzaf, yedek ve gönüllü erlerin
silah altında bulundukları esnada veya celp ve terhislerinde (Serbest sevkler
dahil) sevkleri sırasında, yedek subay ve yedek astsubay okulu öğrencilerinin
gerek okulda, gerek okuldan evvelki hazırlık kıtasında vazife malulü olmaları
halinde, kendilerine, öğrenim durumlarına göre, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 36 ncı maddesinde tespit edilen giriş derece ve kademe tutarlarının,
daha önce Devlet Memuriyetinde bulunmuş olanlardan kazanılmış hak aylıkları
veya emekli keseneğine esas aylıkları, sözü edilen giriş derece ve kademe
tutarının üzerinde olanlara bu aylıkları emeklilik gösterge tablosunda
karşılığı olan derece ve kademe tutarının,% 70'i üzerinden aylık
bağlanır."
14. 5434 sayılı Kanun'un ek 79. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
"Bu Kanunun 56 ncı maddesi ile
mülga 45 inci ve 64 üncü maddeleri, 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesi, 2330
sayılı Kanun veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını
gerektiren kanunlara göre harp veya vazife malullüğü aylığı üzerinden aylık
bağlananlara, bu madde uyarınca ek ödeme verilir.
Hak sahiplerine, yukarıda yazılı
durumlar sebebiyle, sosyal güvenlik kurumlarınca aylık bağlanmasına esas olan
tarihten geçerli olmak üzere müracaat tarihini izleyen yılın en geç ilk üç ayı
içinde T.C. Emekli Sandığı tarafından ek ödeme yapılır. Ay farkları yıllık
miktarın onikiye bölünmesi suretiyle hesaplanır..."
15. 1005 sayılı Kanun'un 1. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
"Milli mücadeleye iştirak eden ve
bu sebeple kendilerine İstiklal Madalyası verilmiş bulunan Türk vatandaşları
ile 1950 yılında Türk Tugayının Kore'ye ayak bastığı Ekim ayında başlamak ve
1953 yılı Pan-Munjon Ateşkes Anlaşmasına kadar Kore'de fiilen savaşa katılmış
olan Türk Vatandaşlarına ve 1974 yılında Temmuz 1 inci ve Ağustos 2 nci Barış
Harekatına Kıbrıs'ta fiilen görev alarak katılmış olan Türk Vatandaşlarına,
hayatta bulundukları sürece, vatani hizmet tertibinden 5750 gösterge rakamının
her yıl Bütçe Kanunu ile tespit edilen memur maaş katsayısı ile çarpılmasından
bulunacak miktarda aylık bağlanır."
V. İNCELEME VE
GEREKÇE
16. Mahkemenin 20/10/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
17. Başvurucu; savaş sırasında yaralandığını, Adana Asker
Hastanesinde tedavi gördüğünü, henüz iyileşmeden askerlik hizmet süresi dolduğu
için 7/4/1975 tarihinde terhis edildiğini, tedavisine İzmir Devlet Hastanesinde
devam ettiğini ve devlet hastanesi tarafından kendisine engelli olduğuna dair
rapor verildiğini belirtmiştir. Başvurucu, savaş malulü olmasına rağmen ek
ödemeden yararlandırılmaması ve aynı konumdaki kişilere ödeme yapılması
nedeniyle eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca,
mahkeme karar gerekçesindeki ara karara karşı idare tarafından verilen cevap
yazısında kendisinden maluliyet derecesinin tespiti için tam teşekküllü
hastaneye başvurması, askerliğe elverişli olmadığına dair sağlık kurulu raporu
getirmesi istendiğini ve böyle bir raporun getirilmediği ileri sürülmüşse de
tarafına böyle bir bildirimin yapılmadığını, bu nedenle davanın reddedilmesi
dolayısıyla adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
B. Değerlendirme
18. Somut olaydaki uyuşmazlık konusu başvurucunun vazife
malulü sayılıp sayılmama meselesi değil 5434 sayılı Kanun'un ek 79. maddesi
gereğince ek ödemeden faydalanıp faydalanmayacağıdır. Başvurucu dava açarken ek
ödemenin kendisine ödenmemesine ilişkin işlemin iptalini ve ek ödemenin
yapılmasını talep etmiştir. Mahkeme ise dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak
başvurucunun hem vazife malulü sayılmasına hem de buna bağlı olarak ek ödemenin
yapılmasına karar vermiştir (bkz. § 9). Ancak istinaf incelemesinde Bölge İdare
Mahkemesi, mahkeme kararının kaldırılmasına ve 5434 sayılı Kanun'un ek 79.
maddesinde belirtilen kanunlar uyarınca vazife malulü aylığı almayan, 1005
sayılı Kanun'a göre aylık alan başvurucunun belirtilen ek ödemeden
faydalanmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşmıştır (bkz. § 10).
19. 5434 sayılı Kanun'un ek 79. maddesinde, ilgili
kanunlara (bkz. § 14) göre harp veya vazife malullüğü aylığı üzerinden aylık
bağlananlara bu madde uyarınca ek ödeme yapılacağı belirtilmiştir. Bölge İdare
Mahkemesinin yorumuna göre de ancak harp veya vazife malullüğü aylığı
kapsamında olanlar ek ödemeden yararlanabilir.
20. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında,
kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel
başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler
önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla
ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak
bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz
takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum, uygulama ve sonuçlar Anayasa
Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B. No:
2013/3351, 18/9/2013, § 42).
21. Somut olayda uyuşmazlığın esasının 1005 sayılı
Kanun'a göre malullük aylığı alanların 5434 sayılı Kanun'un ek 79. maddesinde
düzenlenen ek ödemeden yararlanıp yararlanmayacağı meselesi oluşturmaktadır.
5434 sayılı Kanun'un ek 79. maddesini yorumlamak ve ek ödemenin kimleri
kapsadığını tespit etmek derece mahkemelerinin yetkisindedir. Bölge İdare
Mahkemesinin 1005 sayılı Kanun'a göre malullük aylığı alanların ek ödemeden yararlanamayacağına
ilişkin yorumunun bariz takdir hatası veya keyfîlik içerdiği tespit
edilememiştir.
22. Ayrıca başvurucu, SGK'nın askerliğe elverişli
olmadığına dair sağlık kurulu raporu getirilmesine ilişkin talebinin kendisine
tebliğ yapılmadığını ileri sürmüşse de belirtilen raporun idari işlemin
iptaline karar verilen kesinleşmemiş mahkeme kararının (bkz. § 9) uygulanmasına
yönelik alındığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla Bölge İdare Mahkemesi tarafından
mahkeme kararı kaldırıldığı için tebliğin yapılıp yapılmadığının yargılama
sonucuna bir etkisi bulunmayacaktır.
23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
BIRAKILMASINA 20/10/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.