logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Garip Anaçar [1.B.], B. No: 2019/11814, 1/11/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GARİP ANAÇAR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/11814)

 

Karar Tarihi: 1/11/2023

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Muzaffer KORKMAZ

Başvurucu

:

Garip ANAÇAR

Vekili

:

Av. Kadir GÜNDOĞAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, görevin icrası sırasında uğranılan maddi zararın tazmin edilmemesi nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu Van Jandarma Komando Özel Harekat Tabur Komutanlığı emrinde jandarma uzman çavuş olarak hizmet etmekte iken geçici görevlendirme kapsamında Abalı Kayak Tesislerinin korunmasıyla vazifelendirilmiştir. Başvurucu, görevin icrası sırasında 24/2/2013 tarihinde kar motorundan düşerek boynundan yaralanmıştır. Boynunda kırık meydana gelen başvurucu hakkında Gülhane Askerî Tıp Fakültesi Eğitim Hastanesince 4/1/2014 tarihli rapor düzenlenmiş ve başvurucunun Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev yapamayacağı tespitinde bulunulmuştur. Ayrıca Hatay Kırıkhan Devlet Hastanesinde yapılan muayene sonrasında başvurucu hakkında "özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı %21" tespitini içeren engelli raporu tanzim edilmiştir. Bunun üzerine başvurucu vazife malulü olarak emekliye ayrılmıştır.

3. Başvurucu 14/7/2014 tarihinde Van 3. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) Jandarma Genel Komutanlığı (İdare) aleyhine 1.000 TL maddi, 75.000 TL manevi tazminat istemini içeren tam yargı davası açmıştır. Mahkeme 26/5/2017 tarihinde verdiği ara kararlıya başvurucunun zararına ilişkin bilirkişi raporu alınmasına karar vermiştir.

4. Yargılamanın devamında Mahkeme 4/1/2018 tarihinde dava konusu uyuşmazlığın çözümünün teknik bilgi ve uzmanlık gerektirmediği gerekçesiyle bilirkişi incelemesi yaptırılması kararından sarfınazar ettiğini belirtmiş ve maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine, manevi tazminat talebinin 10.000 TL tutarındaki kısmı yönünden ise davanın kabulüne karar vermiştir. Maddi tazminat talebine ilişkin karar gerekçesinde; başvurucunun görevini yaparken yaralanması nedeniyle uğramış olduğu maddi zararın kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca karşılanması gerekmekle birlikte başvurucuya Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ordu vazife malullüğü aylığının bağlandığı ve tütün ikramiyesi adı verilen ödemenin tahakkuk ettirildiği, ayrıca Jandarma Genel Komutanlığı Nakdi Tazminat Komisyonunun başvurucuya 18.1287 TL tazminat ödenmesini kararlaştırdığı belirtilmiştir. Mahkeme bu tespitlerin ardından başvurucunun ömrünün sonuna kadar vazife malullüğü aylığı ile tütün ikramiyesi alacağı gerekçesiyle aktif ve pasif dönemde maddi bir zararının bulunmadığı sonucuna varmıştır.

5. Başvurucu karara karşı istinaf kanun yoluna müracaat etmiştir. Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 21/2/2019 tarihli kesin kararıyla istinaf başvurusunu reddetmiştir.

6. Başvurucu, nihai hükmü 18/3/2019 tarihinde öğrendikten sonra 17/4/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Başvurucu; meydana gelen kaza sonucunda boynunda kalıcı hasar oluştuğunu, kaza ile birlikte efor kaybına (iş gücü kaybı) uğradığını, günlük yaşantısı ve işini devam ettirmek için daha çok enerji sarf etmek zorunda kaldığını, açtığı tam yargı davasında bu hususun gözetilmediğini ve efor kaybına bağlı maddi zararına ilişkin herhangi bir bilirkişi raporu alınmadan maddi tazminat isteminin reddedildiğini, verilen kararın Danıştayın içtihadına aykırı olduğunu belirterek Anayasa'nın 10., 17. ve 36. maddelerinde güvence altına alınan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

9. Başvurucunun dava konusu olay neticesinde boynundaki kalıcı hasara bağlı %21 oranında vücut fonksiyonlarında meydana gelen kaybının, vücut bütünlüğünün yanı sıra mesleki ve gündelik yaşamı üzerinde de önemli sonuçlar doğuracağı açıktır. Bu nedenle başvurucunun değişik haklar temelinde ileri sürdüğü ihlal iddiaları Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.

10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

11. Maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı kapsamında hukuki sorumluluğu ortaya koymak adına adli ve idari yargıda açılacak tazminat davalarının makul derecede dikkatli ve özenli inceleme şartını yerine getirmesi gerekmektedir. Derece mahkemelerinin bu tür olaylara ilişkin yürüttükleri yargılamalarda Anayasa’nın 17. maddesinin gerektirdiği seviyede derinlik ve özenle bir inceleme yapıp yapmadıklarının ya da ne ölçüde yaptıklarının da Anayasa Mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira derece mahkemeleri tarafından bu konuda gösterilecek hassasiyet, yürürlükteki yargı sisteminin daha sonra ortaya çıkabilecek benzer hak ihlallerinin önlenmesinde sahip olduğu önemli rolün zarar görmesine engel olacaktır (Yasin Çıldır, B. No: 2013/8147, 14/4/2016, § 57; Tevfik Gayretli, B. No: 2014/18266, 25/1/2018, § 32).

12. Diğer taraftan belirtmek gerekir ki olayların oluşumuna ilişkin delillerin değerlendirilmesi öncelikle idari ve yargısal makamların ödevidir. Aynı şekilde başvuru dosyasında bulunan tıbbi bilgi ve belgelerden hareketle bilirkişilerin vardığı sonuçların doğruluğu hakkında fikir yürütmek Anayasa Mahkemesinin görevi değildir (Mehmet Çolakoğlu, B. No: 2014/15355, 21/2/2018). Ancak kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı kapsamında yerine getirmek zorunda olduğu usul yükümlülüklerinin somut olayda yerine getirilip getirilmediğinin nesnel bir şekilde değerlendirilmesi için ilgili anayasal kurallar bağlamında derece mahkemelerinin kendilerine tanınmış takdir yetkileri çerçevesinde hareket edip etmediklerinin denetlenmesi gerekir. Bu bağlamda müdahaleyi haklı göstermek için öne sürülen gerekçelerin ilgili ve yeterli olup olmadığı incelenmelidir (Murat Atılgan, B. No: 2013/9047, 7/5/2015, § 44).

13. Somut olayda Mahkemenin, başvurucunun görevini yaparken yaralanması nedeniyle uğramış olduğu maddi zararının kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca karşılanması gerektiğini belirtmekle birlikte başvurucunun ömrünün sonuna kadar vazife malullüğü aylığı ve tütün ikramiyesi alacağı gerekçesiyle aktif ve pasif dönemde maddi bir zararının bulunmadığı sonucuna vardığı görülmüştür. Diğer yandan bu sonuca ulaşılırken iş gücü kaybına dair herhangi bir bilirkişi raporu alınmamıştır.

14. Başvurucu boynundaki kalıcı hasar nedeniyle mesleki ve gündelik işleri için daha fazla efor sarf etmek zorunda kaldığını belirterek maddi zararının tespitinde bu hususun gözetilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de iş gücü kaybına yönelik bilirkişi raporu alınmadan başvurucunun ileriye dönük vazife malullüğü aylıklarının ve tütün ikramiyelerinin tazmin açısından yeterli olacağı şeklindeki dava ret kararı gerekçesinin başvurucunun anılan iddia ve itirazlarının karşılanması açısından yeterli olmadığı değerlendirilmiştir. Bu yönüyle Mahkeme tarafından ulaşılan sonucun başvurucunun fiziksel bütünlüğünü korumak bakımından etkisiz kaldığı, ihlalin tespiti ve giderilmesi için devletin etkin yargılama mekanizması kurma ve adil bir şekilde yargılamayı yürütmeye ilişkin pozitif yükümlülüğü kapsamında mezkûr hakka dair Anayasa'da öngörülen standartlara uygun bir denge sağlanmadığı sonucuna varılmıştır.

15. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

16. Başvurucu; ihlalin tespiti, yargılamanın yenilenmesi ile 500.000 TL maddi ve 500.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

17. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır.

18. Başvuruda maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği tespit edilmiştir.

19. Maddi ve manevi varlığının korunması hakkına yönelik tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

20. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Van 3. İdare Mahkemesine (E.2015/30, K.2018/6) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminata ilişkin taleplerinin REDDİNE,

E. 364,60 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.164,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 1/11/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Garip Anaçar [1.B.], B. No: 2019/11814, 1/11/2023, § …)
   
Başvuru Adı GARİP ANAÇAR
Başvuru No 2019/11814
Başvuru Tarihi 17/4/2019
Karar Tarihi 1/11/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, görevin icrası sırasında uğranılan maddi zararın tazmin edilmemesi nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Maddi ve manevi varlığın korunması hakkı Fiziksel ve ruhsal bütünlük (şiddet, kazalar vs) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi