logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Hüseyin Ayyayla (2) [1.B.], B. No: 2019/6335, 1/11/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HÜSEYİN AYYAYLA BAŞVURUSU (2)

(Başvuru Numarası: 2019/6335)

 

Karar Tarihi: 1/11/2023

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Ayşenur TUNCER

Başvurucu

:

Hüseyin AYYAYLA

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun ailesinden uzak bir ceza infaz kurumuna nakledilmesi uygulamasına yönelik infaz hâkimliğinde ve idare mahkemesinde açılan davalarda verilen görevsizlik kararları nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçu isnadıyla yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanarak 20/7/2016 tarihinde Ordu E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna yerleştirilen başvurucu, 22/9/2016 tarihinde Kırıkkale/Keskin T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna, 10/3/2017 tarihinde ise Sincan F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmiştir.

3. Başvurucu vekili 8/5/2017 tarihinde başvurucunun Sincan F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmesine ilişkin Adalet Bakanlığının (Bakanlık) 10/3/2017 tarihli işleminin iptali için Ankara 14. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açmıştır. Mahkeme 26/5/2017 tarihinde davanın görev yönünden reddine karar vermiştir. Kararda; dava konusunun, başvurucunun Sincan F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmesine ilişkin işlemden kaynaklandığı ve 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun 4. maddesi gereğince infaz hâkimliğince çözümlenmesi gerektiği ifade edilmiştir.

4. Başvurucu 21/6/2017 tarihinde Adalet Bakanlığının 10/3/2017 tarihli nakil işleminin iptal edilmesi ve Samsun Merkez Ceza İnfaz Kurumuna naklinin yapılmasına karar verilmesi talebiyle Ankara Batı İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) başvurmuştur. İnfaz Hâkimliği 21/6/2017 tarihinde talebin reddine karar vermiştir. Kararda Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 18/6/2012 tarih ve ceza infaz kurumlarının tahsisi ve nakil işlemleri başlıklı 151 sayılı Genelgesi (Genelge) gereğince hükümlü veya tutukluların başka ceza infaz kurumlarına sevklerinde ceza infaz kurumunun bağlı bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığının veya Bakanlığın yetkili olduğundan talebin 4675 sayılı Kanun'un 6. maddesinin birinci fıkrası gereğince reddi gerektiği belirtilmiştir.

5. Başvurucunun anılan karara itirazı üzerine Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi 12/7/2017 tarihinde itirazın reddine kesin olarak karar vermiştir.

6. Başvurucu vekili İnfaz Hâkimliğine verdiği dilekçe ile İnfaz Hâkimliği ile İdare Mahkemesi (Mahkeme) tarafından verilen kararlar arasında olumsuz görev uyuşmazlığı ortaya çıktığını ileri sürerek uyuşmazlığın çözümü için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği 19/7/2018 tarihli ek kararıyla, dosyanın mercii tayini amacıyla Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

7. Uyuşmazlık Mahkemesi 22/10/2018 tarihinde başvurunun reddine karar vermiştir. Kararda İnfaz Hâkimliği kararının, nakil taleplerinde yetkinin Cumhuriyet Başsavcılığı ve Bakanlığa ait olduğuna, İnfaz Hâkimliklerinin bu konuda yetkilerinin bulunmadığına ilişkin olduğu, "yargı yolunu değiştiren ve idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığından" adli ve idari yargı yerleri arasında 12/6/1979 tarihli ve 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un aradığı biçimde görev uyuşmazlığı oluşturmadığı vurgulanmıştır.

8. Başvurucu, nihai hükmü 18/1/2019 tarihinde tebellüğ ettikten sonra 15/2/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

11. Başvurucu, nakil işleminin iptali talebi hakkında mahkemelerce görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle mağduriyetinin giderilmesi için etkin bir başvuru yolu bulamadığını, idarenin hukuka aykırı eylem ve işlemlerine karşı yapılan başvuruların etkisiz kaldığını belirterek adil yargılanma ve etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

12. Adalet Bakanlığı görüşünde, başvurucunun idare mahkemesinin görevsizlik kararına karşı bölge idare mahkemesi nezdinde istinaf başvurusunda bulunmaksızın infaz hâkimliğine başvurması nedeniyle başvurucunun etkili başvuru yollarını tüketip tüketmediği konusunun incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Bakanlık ayrıca inceleme yapılırken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiğini ifade etmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı verdiği beyanında önceki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca Uyuşmazlık Mahkemesine başvuru için yargı yollarının tüketilmiş olma şartı bulunmadığını, 2247 sayılı Kanun'un 47. maddesi gereğince olumsuz görev uyuşmazlığının ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya istinaf/temyiz süresinin geçmiş olması nedeniyle kesinleşmiş olmasının yeterli olduğunu belirtmiştir.

13. Somut olayın koşullarında; başvurucunun İdare Mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine istinaf başvurusunda bulunmaksızın İnfaz Hâkimliğine başvurduğu tespit edilmişse de İdare Mahkemesi kararında görevli merci olarak İnfaz Hâkimliği gösterildiğinden başvurucunun istinaf yolunu tüketmeksizin İnfaz Hâkimliğine başvurmuş olması nedeniyle başvuru yollarının tüketilmediği sonucuna ulaşılamayacağı değerlendirilmiştir. Ayrıca İnfaz Hâkimliğince idari yargı mercinin görevinde bulunan talebe ilişkin olarak İdare Mahkemesine gönderme kararı verilmemesi üzerine başvurucunun İdare Mahkemesi ve İnfaz Hâkimliği kararlarından sonra görevli yargı mercinin tayin edilebilmesi amacıyla Uyuşmazlık Mahkemesine başvurmasının da kabul edilebilir olduğu değerlendirildiğinden başvurunun süresinde olduğu kanaatiyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasının incelenmesi gerekmiştir.

14. Başvurucunun başka ceza infaz kurumuna nakline ilişkin şikâyetinin idare mahkemesi ve infaz hâkimliği tarafından esastan incelenmesi gerektiği hâlde mahkemelerce bu konuda değerlendirme yapılmadığına yönelik iddiası, mahkemelerin verdiği görevsizlik kararları ve bu kapsamda mahkemeye erişim hakkının ihlal edilip edilmediği hususuyla doğrudan ilgilidir. Başvurunun esasına ilişkin söz konusu iddia mahkemeye erişim hakkı kapsamında değerlendirileceğinden bu aşamada başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru kapsamında yaptığı değerlendirmelerde mahkemeye erişim hakkının bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına geldiğini ifade etmiştir (Özkan Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 52).

16. Somut olayda ceza soruşturması kapsamında tutuklanan başvurucunun bulunduğu ceza infaz kurumundan başka bir ceza infaz kurumuna nakledilmesinden dolayı açılan davanın görev yönünden reddedilerek başvurunun esasının incelenmemesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkına yönelik bir müdahalede bulunulduğu anlaşılmaktadır.

17. Anayasa Mahkemesi Aydın Akgül kararında ceza infaz kurumu nakil işlemlerine karşı açılacak davalarda idari yargı mercilerinin görevli ve yetkili olduğu sonucuna varmıştır. Mahkeme kararda ceza infaz kurumuna nakil işlemine karşı açılacak davaların idare mahkemesinin bakmakla görevli ve yetkili olduğu açık olmasına rağmen başvuru konusu davada Mahkemece başvurucu hakkında tesis edilen işleme karşı açılacak davada infaz hâkimliğinin görevli ve yetkili olduğuna ilişkin değerlendirmenin öngörülemez nitelikte olduğu, bu şekilde karar verilmek suretiyle başvurucunun mahkemeye erişimine yapılan müdahalenin kanunilik unsurunu taşımadığı sonucuna varılmıştır (Aydın Akgül, B. No: 2019/22397, 29/6/2022, § 59).

18. Somut olayda da anılan ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Sonuç olarak başvuruya konu müdahalenin kanunilik şartını sağlamadığı anlaşıldığından söz konusu müdahale açısından diğer güvence ölçütlerine riayet edilip edilmediğinin ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.

19. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Diğer İhlal İddiaları

20. Başvurucunun adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının yanı sıra Anayasa'da güvence altına alınan diğer hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucuların iddiaları Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru inceleme yetkisine girdiği ölçüde ve sunulan belgeler çerçevesinde değerlendirildiğinde başvurucunun temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin iddialarının 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'da düzenlenen diğer kabul edilebilirlik kriterlerini karşılamadığı anlaşılmıştır. Açıklanan gerekçeyle başvurunun bu kısmının kabul edilebilirlik kriterlerini karşılamaması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

21. Başvurucu, ihlalin tespiti ve 1.500.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

22. Başvurucunun 1/6/2023 tarihinde Espiye L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan tahliye edilmesi nedeniyle tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.

23. Öte yandan eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin bütün sonuçlarıyla giderilmesi için başvurucuya net 18.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Başvurucuya net 18.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Ankara 14. İdare Mahkemesi (E.2017/1198, K.2017/1740) ve Ankara Batı İnfaz Hâkimliği (E.2017/3222, K.2017/3181) ile Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 1/11/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Hüseyin Ayyayla (2) [1.B.], B. No: 2019/6335, 1/11/2023, § …)
   
Başvuru Adı HÜSEYİN AYYAYLA (2)
Başvuru No 2019/6335
Başvuru Tarihi 15/2/2019
Karar Tarihi 1/11/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun ailesinden uzak bir ceza infaz kurumuna nakledilmesi uygulamasına yönelik infaz hâkimliğinde ve idare mahkemesinde açılan davalarda verilen görevsizlik kararları nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Mahkemeye erişim hakkı (idare) İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi