logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(K. B. A. [1.B.], B. No: 2019/12879, 16/11/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

K. B. A. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/12879)

 

Karar Tarihi: 16/11/2022

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Dr.Berrak YILMAZ

Başvurucu

:

K.B.A

Vekili

:

Av. Hatice AYDIN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, zorlama hapsi uygulanması talebinin reddi nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, yaşadığı evinin bulunduğu apartman yöneticisinin tehdit ve hakaretlerine maruz kaldığı gerekçesiyle 8/3/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'a (6284 sayılı Kanun) göre tedbir talebinde bulunmuştur. Ankara 3. Aile Mahkemesinin (Mahkeme) 17/12/2018 tarihli kararıyla başvurucu lehine B.B. ve S.D. hakkında 6284 sayılı Kanun’un 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (c), (e), (f), (g) ve (h) bentleri uyarınca bir ay süreyle geçerli olmak üzere tedbir kararı verilmiştir. Başvurucu tedbir kararının ihlal edildiği iddiasıyla S.D. hakkında zorlama hapsi cezası verilmesi talebiyle 20/12/2018 tarihinde şikâyetçi olmuştur. Bu şikâyet üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 24/12/2018 tarihinde talebin tedbir kararı veren Mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerektiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Tedbir kararı veren Mahkeme talebi 12/2/2019 tarihinde reddetmiştir. Karar gerekçesinde söz konusu tedbir kararının ihlal edildiğine yönelik somut bir delilin bulunmadığını, tedbire muhalefet iddiasının kanıtlanamadığını, hakaret, tehdit, istismar ve kişisel bilgileri izinsiz yayma gibi iddialar nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığınca genel hükümlere göre soruşturma imkânı bulunduğunu belirtmiştir.

3. Başvurucunun anılan karara itirazı Ankara 4. Aile Mahkemesinin 1/3/2019 tarihli kararıyla reddedilmiştir. İtiraz mercii karar gerekçesinde, Mahkemenin gerekli inceleme ve değerlendirmeyi yaptığı ve delilleri değerlendirdiği belirtilmiştir.

4. Başvurucu vekili nihai kararı 27/3/2019 tarihinde tebliğ aldıktan sonra 25/4/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

6. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin geçici olarak kabulüne karar verilmesi gerekir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Başvurucu; mahkemelerce 6284 sayılı Kanun'un uygulanmadığını, tedbir kararının ihlali nedeniyle zorlama hapsi verilmediğini, mahkemelerin davaya bakmaktan kaçındığını, kararların gerekçesiz ve ilgisiz olduğunu belirterek adil yargılanma hakkının, yaşam hakkının ve hak arama hürriyetinin ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvurucu ayrıca, isminin kamuya açık belgelerde gizlenmesi talebinde bulunmuştur.

8. Bakanlık görüşünde; başvurucunun başvuru formunda yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu deliller ve görüşler hakkında bilgi sahibi olamadığına, kendi delillerini ve iddialarını sunma olanağı bulamadığına, karşı tarafça sunulan delillere ve iddialara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı bulamadığına ilişkin bir beyanda bulunmadığını ifade etmiştir. Görüşte başvurucunun uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının Mahkeme tarafından dinlenmediği veya kararın gerekçesiz olduğuna ilişkin bir bilgi ya da kanıt sunulmadığı ve Mahkemenin kararında bariz takdir hatası veya açık keyfîlik oluşturan herhangi bir durum da tespit edilmediği vurgulamıştır. Bakanlık ayrıca başvurucunun maruz kaldığını iddia ettiği tehdide ilişkin kamu makamları tarafından alınan tedbirlerin başvurucunun korunması noktasında açıkça yetersiz olmadığını, Aile Mahkemesi ve polis tarafından yapılan müdahalenin başvurucunun maddi ve manevi varlığının korunması hakkı bağlamında ilgili ve yeterli olduğunu belirtmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.

9. Başvuru kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı kapsamında incelenmiştir.

10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

11. Somut olayda ilk derece mahkemesi söz konusu tedbir kararının ihlal edildiğine yönelik somut bir delilin bulunmadığını, tedbire muhalefet iddiasının kanıtlanamadığını belirterek zorlama hapsinin koşulları oluşmadığından talebin reddine karar vermiştir. Başvurucunun itirazını değerlendiren mahkeme ise itirazda belirtilen hususları inceleyerek somut olayın özelliklerini gözönüne almak suretiyle zorlama hapsine hükmedilmemesinin hukuka uygun olduğu sonucuna varmıştır.

12. Dava dosyası incelendiğinde, Mahkemenin tarafların olayla ilgili beyanlarını dinlediği, ilgili mahkeme dosyasını UYAP üzerinden temin ederek incelediği, başvurucunun bulunduğu binanın güvenlik kamera kayıtları ile polis çağrı merkezine ait görüşme kayıtları ile polis tutanağını dosyaya getirterek değerlendirdiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemenin somut olayın özelliklerini dikkate alarak gerekli inceleme ve araştırmayı yaptığı ve zorlama hapsine hükmedilmemesinin gerekçelerini ortaya koyduğu görülmektedir. Zorlama hapsine hükmedilmesi konusunda derece mahkemeleri geniş bir takdir yetkisine sahiptir ve derece mahkemelerinin olayları değerlendirme bakımından Anayasa Mahkemesine göre daha iyi bir konumda olduğu konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Derece mahkemelerinin zorlama hapsi talebine ilişkin tespit ve değerlendirmelerinde bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan hususun da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle kamusal makamların olaya gereken özenle yaklaşmadıkları, olayda söz konusu olan bireysel menfaatleri gerektiği şekilde değerlendirmedikleri ve başvurucunun maddi ve manevi varlığının korunması hakkı kapsamında devlete ait pozitif yükümlülüklerin gereği gibi yerine getirilmediğinden söz edilemez.

13. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde koruma altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

B. Kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

D. Adli yardım talebinin kabulü ile geçici olarak muaf tutulan 364,60 TL harçtan ibaret yargılama giderinin 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvurucudan TAHSİLİNE 16/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal Olmadığı)
Künye
(K. B. A. [1.B.], B. No: 2019/12879, 16/11/2022, § …)
   
Başvuru Adı K. B. A.
Başvuru No 2019/12879
Başvuru Tarihi 25/4/2019
Karar Tarihi 16/11/2022

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, zorlama hapsi uygulanması talebinin reddi nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Maddi ve manevi varlığın korunması hakkı Kadına karşı şiddet (6284 dahil) İhlal Olmadığı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi