logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(İsmail Demir [1.B.], B. No: 2019/13844, 2/4/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

İSMAİL DEMİR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/13844)

 

Karar Tarihi: 2/4/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Çağlar ÖNCEL

Başvurucu

:

İsmail DEMİR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; ceza infaz kurumunda (Kurum) tutuklu bulunan başvurucunun ücreti kendisince karşılanarak kurum idaresi aracılığıyla süreli yayın satın alma talebinin reddedilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün, eğitim ve iyileştirme faaliyetlerine katılması talebinin reddedilmesi nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunmaktadır.

A. Süreli Yayın Satın Alma Talebine İlişkin Süreç

3. Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulunun (Kurul) 20/4/2017 tarihli kararıyla Yeni Asya gazetesinin kurumun asayiş ve güvenliğine aykırı olduğu gerekçesiyle Kuruma alınmamasına karar verilmiştir. Başvurucu, 2/1/2019 tarihinde anılan gazetenin Kuruma alınması amacıyla infaz hâkimliğine şikâyette bulunmuştur. İnfaz hâkimliği 4/1/2019 tarihli kararıyla uygulamada usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle şikâyetin reddine karar vermiştir. Bu karara karşı yapılan itiraz ağır ceza mahkemesince 19/3/2019 tarihli kararla reddedilmiştir. Nihai karar başvurucuya 25/3/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.

B. Eğitim ve İyileştirme Faaliyetlerine Katılma Talebine İlişkin Süreç

4. Başvurucu; Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturmaları kapsamında tutuklu bulunanlara yönelik olarak bilgisayar, resim, saz ve gitar kursu gibi eğitim ve iyileştirme faaliyetlerinin kısıtlanmasının ayrımcılık teşkil ettiğini belirterek infaz hâkimliğinden anılan kısıtlamaların kaldırılmasını talep etmiştir. İnfaz hâkimliği 5/3/2019 tarihli kararıyla talebin reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; hobi atölyesi ve kurslardan fiziki yararlanma taleplerine ilişkin Kurumda yeterli oda bulunmadığı, kişi ve kurum güvenliğinin sağlanması, Kurum mevcudunun kapasitesinin üzerinde olması ayrıca bu suç grubuna ait tutuklu/hükümlü sayısının artması nedeniyle uygulamanın usul ve yasaya uygun olduğu ifade edilmiştir. Bu karara karşı yapılan itiraz ağır ceza mahkemesince 27/3/2019 tarihli kararla reddedilmiştir. Nihai karar başvurucuya 4/4/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.

5. Başvurucu, nihai kararları öğrendikten sonra 22/4/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

6. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

7. Başvurucu, bireysel başvuru yapıldıktan sonra 22/6/2021 tarihinde tahliye edilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. İfade Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia

9. Başvurucu, yayım ve satımı serbest olan gazeteyi alma hakkının Kurum tarafından keyfî biçimde engellendiğini belirterek haberleşme hürriyeti ile ifade hürriyetinin ihlal edildiğini öne sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, başvurucunun anılan hakkının ihlal edildiği hususunu temellendiremediği ayrıca bireysel başvuru tarihinden sonra mevzuatta tutuklu ve hükümlüler lehine değişiklikler yapıldığı belirtilerek konuyla ilgili mevzuat ve içtihada yer verilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı bireysel başvuru formundaki beyanlarını yinelemiştir.

10. Anayasa Mahkemesi, Recep Bekik ve diğerleri ([GK], B. No: 2016/12936, 27/3/2019) kararında olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan bir başvuruyu inceleyerek uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede süreli yayınların ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülere teslim edilip edilmemesinde keyfîliği engelleyecek, aynı hukuki durumda bulunanlara aynı uygulamanın yapılmasını sağlayacak, açık, yol gösterici ve istikrarlı idari uygulamaları garanti edecek bir mekanizmanın bulunmadığı gerekçesiyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Her ne kadar Recep Bekik ve diğerleri kararından sonra 14/4/2020 tarihli ve 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve buna bağlı düzenleyici işlemler ile bir dizi önlemler alınmış ise de eldeki başvurunun söz konusu yasal ve uygulamaya dönük değişiklikten önceki müdahalelere ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple eldeki başvuru yönünden anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda başvurucunun Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Maddi ve Manevi Varlığın Korunması ve Geliştirilmesi Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

11. Başvurucu, FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında Kurumda bulunan tutuklu ve hükümlülerin eğitim faaliyetlerinden faydalandırılmadığını ayrıca sinema, tiyatro ve hobi atölyesi gibi etkinliklere katılmalarına izin verilmediğini belirterek maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının, eşitlik ilkesinin, kötü muamele yasağının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini öne sürmüştür. Bakanlık görüşünde; mevzuat ve konuyla ilgili içtihada işaret edilerek karar verilirken bunların dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı bireysel başvuru formundaki beyanlarını yinelemiştir.

12. Başvurucu, FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında Kurumda bulunan tutuklu ve hükümlülerin eğitim faaliyetlerinden faydalandırılmaması nedeniyle eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Buna karşın başvurucunun somut olayda ayrımcılık iddiasına yönelik olarak makul nedenlere dayanmayan farklı muamelenin olduğunu açıklama yükümlülüğünü yerine getirmediği değerlendirildiğinden başvurunun bu kısmı maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı kapsamında incelenmiştir.

13. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını temellendiremediği, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

14. Ceza infaz kurumlarında bulunan tüm hükümlü ve tutuklular, Anayasa'da düzenlenen temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptir. Ancak tutulmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin temini gibi ceza infaz kurumunda güvenliğin sağlanmasına yönelik kabul edilebilir makul gerekliliklerin olması durumunda hükümlü ve tutukluların sahip oldukları haklar ölçülülük ilkesi gözardı edilmeden sınırlandırılabilir (Turan Günana, B. No: 2013/3550, 19/11/2014, § 35). Bu bağlamda gözetilen meşru amaç ile başvurucunun temel hakkı arasında adil bir denge sağlanmalıdır. Öte yandan idarenin tutuklu ve hükümlülerin özel ve aile hayatına müdahale konusunda takdir yetkisinin daha geniş olduğu gözetilmelidir (Mehmet Koray Eryaşa, B. No: 2013/6693, 16/4/2015, § 89).

15. Somut başvuru açısından değerlendirilmesi gereken ilk husus, başvuruya konu edilen Kurum uygulamasının başvurucu açısından Anayasa'nın 17. maddesi kapsamındaki güvenceleri harekete geçirecek asgari ağırlıkta olup olmadığıdır. Söz konusu ağırlık olayın tüm koşulları dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Bu değerlendirmede müdahalenin yoğunluğu, süresi, fiziksel ve ruhsal etkisi dikkate alınmalı; hürriyeti bağlayıcı tedbir ya da ceza gereğince mahpuslar tarafından katlanılması mümkün ve muhtemel görülen etki ve rahatsızlıklara oranla başvurucu açısından nasıl bir çekilmezliğin oluştuğu ya da oluşma ihtimalinin bulunduğu hususu gözönüne alınmalıdır. Bu bağlamda aranan asgari ağırlık eşiği, söz konusu alana ilişkin incelenebilir bir sorunun bulunup bulunmadığının belirlenebilmesi açısından önemli bir kriterdir (Müjdat Gürbüz, B. No: 2017/36529, 23/5/2018, § 81).

16. Somut olayda, başvurucu tarafından infaz hâkimliğinden bilgisayar, resim, saz ve gitar kursu gibi eğitim ve iyileştirme faaliyetleri ile sınırlı olarak talepte bulunduğu, anılan faaliyetlerin Kurumda yeterli oda bulunmadığı, kişi ve kurum güvenliğinin sağlanması, Kurum mevcudunun kapasitesinin üzerinde olması ayrıca bu suç grubuna ait tutuklu/hükümlü sayısının artması nedeniyle kısıtlandığı anlaşılmıştır. Başvurucu bu uygulamanın ne şekilde fiziksel ve ruhsal bütünlüğünü zedelediği konusunda başvuru formunda bir açıklamada bulunmadığı gibi söz konusu müdahale ceza infaz kurumunda bulunmanın bir sonucu olarak hürriyeti bağlayıcı tedbir gereğince katlanılması mümkün ve muhtemel bir tedbir olarak değerlendirilmiştir.

17. Bu çerçevede kanuni dayanağı bulunan, makul gerekçelerle açıklanan ve mahpuslar tarafından katlanılması mümkün ve muhtemel görülen etki ve rahatsızlıkların başvurucu açısından çekilmez bir durum oluşturmaktan uzak olduğu ve başvuruya konu uygulamalar nedeniyle meydana geldiği ileri sürülen rahatsızlığın Anayasa 17. maddesi bağlamında aranan asgari ağırlık eşiğine ulaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

18. Açıklanan gerekçelerle maddi ve manevi varlığın koruması ve geliştirilmesi hakkına yönelik ihlal iddialarının Anayasa'nın 17. maddesi bağlamında inceleme yapılmasını gerektirecek ağırlıkta olmadığı anlaşıldığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

19. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama ve 475.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

20. Başvurucunun 22/6/2021 tarihinde tahliye olması nedeniyle ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar görülmemiştir.

21. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 4.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Başvurucuya net 4.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Osmaniye İnfaz Hâkimliğine (E.2019/18, K.2019/106) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 2/4/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(İsmail Demir [1.B.], B. No: 2019/13844, 2/4/2024, § …)
   
Başvuru Adı İSMAİL DEMİR
Başvuru No 2019/13844
Başvuru Tarihi 22/4/2019
Karar Tarihi 2/4/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda (Kurum) tutuklu bulunan başvurucunun ücreti kendisince karşılanarak kurum idaresi aracılığıyla süreli yayın satın alma talebinin reddedilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün, eğitim ve iyileştirme faaliyetlerine katılması talebinin reddedilmesi nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Ceza infaz kurumunda süreli yayın İhlal Manevi tazminat
Maddi ve manevi varlığın korunması hakkı Fiziksel ve ruhsal bütünlük (şiddet, kazalar vs) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi