logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(E.A. [1.B.], B. No: 2019/27127, 2/4/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

E. A. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/27127)

 

Karar Tarihi: 2/4/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Şeyda Nur ÜN

Başvurucu

:

E. A.

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan ve açık öğretim fakültesinde öğrenci olan başvurucuya fakülte tarafından gönderilen ders kitapları ile ailesi tarafından posta yoluyla gönderilen soru kitapçığının verilmemesi nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 30/7/2019 tarihinde yapılmıştır.

3. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucu, başvuru tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu olarak Keskin T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu/İdare) bulunmaktadır. Başvurucu, olayların meydana geldiği tarihte ayrıca Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi (AÖF) Adalet Meslek Yüksekokulunda (Yüksekokul) öğrencidir. Başvurucu anılan programın bir açık öğretim programı olduğunu da ifade etmiştir.

7. Başvurucunun öğrencisi olduğu AÖF, 2018-2019 döneminden itibaren Anadolum e-Kampüs Sistemi'ne geçmiş ve öğrencilere basılı kitap verme uygulamasından vazgeçmiştir. Ancak dezavantajlı gruplarda yer alan öğrenciler yönünden yalnızca 2018-2019 güz dönemi basılı kitap verme uygulamasını devam ettirmiştir. Bahse konu Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü Açık Öğretim Fakültesi Dekanlığı Merkez Büro Yöneticiliğinin 26/2/2019 tarihli yazısının ilgili kısmı şöyledir:

"... Bilimsel bilginin sürekli güncellenmesi, var olan bilginin yeni gerçeklik karşısında doğruluğunun teyit edilmesi ihtiyacı ve ülkemizde yeni yönetim sistemine geçişin beraberinde getirdiği ve devam etmesi beklenen yoğun mevzuat değişiklikleri sebebiyle basılı malzemeler güncelliğini hızla yitirmektedir. Öğrencilerimize daha güncel ve doğru bilgiyi sunabilmek, kağıt ve baskı maliyetlerindeki yükselme ve bunların öğretim giderine yansıtılmasıyla ortaya çıkacak artışlardan öğrencilerimizi korumak ve her yıl milyonlarca kitap basılması nedeniyle doğaya verilen zararı en aza indirmek ve kamu kaynaklarını daha etkin ve verimli kullanmak amacıyla 2018-2019 öğretim yılından itibaren öğrencilerimize basılı kitap vermek yerine Anadolum e-Kampüs Sistemi aracılığıyla sunulacak olan dijital kitaplar ve e-öğrenme malzemeleri kullanılacaktır.

Üniversitemizin engelsiz açıköğretim sloganı ile dezavantajlı grupta yer alan öğrencilerine eğitim ihtiyaçlarını karşılamada öncelik vermektedir. Bu doğrultuda sadece dijital kitaba geçiş dönemi olarak kabul edilen 2018-2019 Öğretim Yılı Güz Döneminde derslerin basılı materyalleri cezaevlerine temini sağlanmıştır. ..."

8. Başvurucu; ilk olarak Ceza İnfaz Kurumundan kayıtlı olduğu programın 2018-2019 öğretim yılı güz dönemine ait basılı ders kitaplarının kendisine verilmesini talep etmiş ancak Ceza İnfaz Kurumu söz konusu ders kitaplarını başvurucuya vermemiştir. Başvurucu ikinci olarak ise ailesi tarafından posta yoluyla gönderilen, üzerinde Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bandrolü olan ve geçmiş yıllara ait çıkmış sorulardan oluşan AÖF soru kitapçığının kendisine verilmesini talep etmiştir. Ancak iddiasına göre anılan soru kitapçığı başvurucuya verilmemiş ve görüş günü ailesine iade edilmiştir.

9. Başvurucu hem AÖF tarafından gönderilen basılı ders kitaplarının hem de ailesi tarafından posta yoluyla gönderilen soru kitapçığının kendisine verilmemesi üzerine Kırıkkale İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği/Hâkimlik) şikâyette bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği 13/11/2018 tarihli kararla ders kitaplarının verilmemesi yönünden talebin reddine karar vermiştir. Gerekçeli kararında İnfaz Hâkimliği; 2018-2019 dönemi itibarıyla Anadolum e-Kampüs Sistemi aracılığıyla sunulacak olan dijital kitaplar ve e-öğrenme malzemelerinin kullanılacağı belirtilmiş olduğundan talebi reddettiğini ifade etmiştir.

10. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin kararına itiraz etmiştir. Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) 19/12/2018 tarihinde "Kırıkkale İnfaz Hâkimliğinin 13/11/2018 tarihli karar sayılı ilamında tutuklunun soru kitapçığının tarafına verilmesi yönündeki talebi ile ilgili bir değerlendirme yapılmadığı" gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığı kararı vererek dosyayı İnfaz Hâkimliğine göndermiştir.

11. İnfaz Hâkimliği 28/12/2018 tarihli ek kararla başvurucuya posta yoluyla gönderilen soru kitapçığının verilmemesi yönünden de talebin reddine karar vermiştir. Gerekçeli kararında İnfaz Hâkimliği; hükümlü ve tutukluların mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla ve bedelini ödemek suretiyle süreli ve süresiz yayınlardan yararlanma hakkına sahip olduğunu, bu kapsamda başvurucunun ailesi tarafından gönderilen ders kitaplarının tarafına verilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığını belirtmiştir. Devamında Hâkimlik; başvurucunun talep ettiği kitapları Kuruma bildirerek bedelini ödediği takdirde Kurum tarafından temin edilip başvurucuya verilebileceğini belirtmiştir.

12. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin ek kararına da itiraz etmiştir. Ağır Ceza Mahkemesi 16/7/2019 tarihinde "İtiraza konu kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı" gerekçesiyle talebin kesin olarak reddine karar vermiştir.

13. Başvurucu nihai kararı 23/7/2019 tarihinde öğrendikten sonra 30/7/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

14. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un "Süreli veya süresiz yayınlardan yararlanma hakkı" kenar başlıklı 62. maddesi şu şekildedir:

"(1) Hükümlü, mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla süreli ve süresiz yayınlardan bedelini ödeyerek yararlanma hakkına sahiptir.

 (2) Resmî kurumlar, üniversiteler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler tarafından çıkartılan gazete, kitap ve basılı yayınlar, hükümlülere ücretsiz olarak ve serbestçe verilir. Eğitim ve öğretimine devam eden hükümlülerin ders kitapları denetime tâbi tutulamaz.

 (3) Kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsayan hiçbir yayın hükümlüye verilmez."

15. 5275 sayılı Kanun'un "Öğretimden Yararlanma" başlıklı 76. maddesi şöyledir:

"(1) Açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin örgün ve yaygın, kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yaygın öğretimden yararlanmaları sağlanır.

 (2) Bu maddenin uygulanmasına ve sınavlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir."

B. Uluslararası Hukuk

16. Mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan uluslararası hukuk kaynakları için bkz. Mehmet Ali Eneze, B. No: 2017/35352, 23/5/2018, §§ 14-20; Mahmut Sinan Abit, B. No: 2017/19431, 20/3/2019, §§ 19-21.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

17. Anayasa Mahkemesinin 2/4/2024 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

18. Başvurucu, bireysel başvuru harç ve giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğunu belirterek adli yardım talebinde bulunmuştur.

19. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B. Eğitim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

20. Başvurucu, açık öğretim fakültelerinde ders kaynaklarının yalnızca AÖF tarafından sağlanan ders kitapları ile çıkmış soruların basılmasıyla oluşturulan ve MEB bandrollü olarak satılan soru kitapçıkları olduğunu belirtmiştir. Buna karşın talep ettiği ders kitaplarının AÖF'nin yazısından (bkz. § 7) da anlaşılacağı üzere ceza infaz kurumlarına verildiğini ancak Ceza İnfaz Kurumunca kendisine verilmediğini iddia etmiştir. Başvurucu ayrıca AÖF soru kitapçığının da MEB bandrollü şekilde yeni alınarak ailesi tarafından posta yoluyla gönderilmesine karşın Ceza İnfaz Kurumu tarafından kendisine teslim edilmediğini ve daha sonra ailesi görüşe geldiğinde onlara iade edildiğini belirtmiştir. Son olarak başvurucu; söz konusu kitabın ders materyali olduğunu, İnfaz Hâkimliği kararlarının hukuka aykırı olduğunu ve böylelikle eğitim hakkının engellendiğini iddia etmiştir. Başvurucu ayrıca, isminin kamuya açık belgelerde gizlenmesi talebinde bulunmuştur.

21. Bakanlık görüşünde; mevcut başvuruya konu kitapların başvurucuya teslim edildiğinin ilgili kurum yazısından tespit edildiği ve bu hâliyle başvurucunun mağdur sıfatının bulunmadığı belirtilmiştir. Devamında mevcut başvuruda başvurucunun eğitim hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

22. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında; genel olarak bireysel başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.

2. Değerlendirme

23. Anayasa Mahkemesi 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesinin (2) numaralı fıkrasında eğitim ve öğretimine devam eden mahpusların diğer yayınlardan farklı olarak ders kitaplarının denetime tabi tutulamayacağına ilişkin hükmün öngörülmesiyle öncelikli olarak korunmak istenen değerin eğitim hakkı olduğunu belirtmiş ve ders kitaplarının teslim edilmediği şikâyeti bulunan başvurunun ifade özgürlüğü bağlamında, eğitim hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini kabul etmiştir (Halil Özhan Koral, B. No: 2017/18895, 9/1/2019, § 28).

24. Somut olayda da başvurucu, açık öğretim fakültesinde öğrenci olmasına rağmen gerek AÖF tarafından gönderilen ders kitaplarının gerekse ailesi tarafından posta yoluyla gönderilen soru kitapçığının kendisine verilmemesinden şikâyetçidir. Bu kapsamda başvurucunun şikâyetlerinin bir bütün olarak Anayasa'nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Her ne kadar Bakanlık görüşünde; ders kitaplarının herhangi bir denetime tabi olmaksızın başvurucuya teslim edildiği, başvurucunun ailesi tarafından posta yoluyla gönderilen soru kitapçığının da 7/12/2018 tarihinde başvurucuya teslim edildiği belirtmiş ise de; gerek bireysel başvuru formunda gerekse de idari ve yargısal makamların kararlarında anılan ders materyallerinin başvurucunun öğrenim gördüğü bölümün sınavları öncesinde başvurucuya teslim edildiğine dair bir bilgiye rastlanılmamıştır. Bu haliyle başvurucunun mağdur sıfatının devam ettiğinin kabulü gerekmektedir.

25. Anayasa'nın 42. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz."

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

26. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

i. Genel İlkeler

27. Anayasa Mahkemesi; önceki kararlarında eğitim hakkının yükseköğrenim seviyesini de kapsadığına (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 28; İhsan Asutay, B. No: 2012/606, 20/2/2014, § 36), belli bir zamanda mevcut olan eğitim kurumlarına erişimin sağlanmasını güvence altına aldığına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 68), kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe şeklinde bir negatif ödev yüklediğine (Yüksel Baran, B. No: 2012/782, 26/6/2014, § 36; Adem Öğüt ve diğerleri, B. No: 2014/20527, 22/11/2017, § 44) karar vermiştir.

28. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptir (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 65). Bu bağlamda hükümlü ve tutukluların eğitim hakkı da Anayasa ve Sözleşme kapsamında koruma altındadır (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 72).

29. Öte yandan Anayasa Mahkemesi Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri kararında; Sözleşme gibi Anayasa'nın da devlete, ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklulara eğitim öğretim imkânı sağlanması yönünde pozitif bir yükümlülük yüklemediğini belirtmiştir. Bununla birlikte 5275 sayılı Kanun ve ilgili diğer düzenleyici işlemlerde hükümlü ve tutuklular için eğitsel, kültürel ve sosyal faaliyetlerin önemi vurgulanarak bu tür faaliyetlerin hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılmasındaki öneminin ortaya konulduğunu, yasal olarak devletin hükümlü ve tutuklulara ceza infaz kurumunun imkânları çerçevesinde eğitim ve öğretim sağlama yükümlülüğü altına girdiğini eklemiştir (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 72).

30. Bahsi geçen kararda Anayasa Mahkemesi, yasalar uyarınca hükümlü ve tutuklulara tanınan eğitim hakkının sınırlandırılması hususunda Anayasa ve Sözleşme’de bir yükümlülük yüklenmediği gerekçesiyle idarenin sınırsız bir takdir alanı olduğundan da bahsedilemeyeceğini, ceza infaz kurumunda bulunmanın doğal ve kaçınılmaz sonuçlarının gözönünde tutulması gerektiğini zira tutuklu ve hükümlülerin temel hak ve hürriyetlere genel olarak sahip olmalarının bu hakların onlar için ceza infaz kurumu dışındaki bireyler kadar güvence altına alındığı şeklinde de yorumlanamayacağını ifade etmiştir. Dolayısıyla anılan kararda, eğitim ve öğretim faaliyetlerine katılımın ceza infaz kurumunun imkânları çerçevesinde tanınması hâlinde bu katılımın ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz sonuçları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmiştir (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 73).

ii. İlkelerin Olaya Uygulanması

31. Somut olayda açık öğretim fakültesinde öğrenci olan başvurucu, AÖF'nin son kez basılı hâlde teminini sağladığı 2018-2019 güz dönemi ders kitaplarının Ceza İnfaz Kurumuna gönderilmesine rağmen kendisine verilmediğini belirtmiştir. Başvurucu ayrıca açık öğretim fakültelerinin diğer bir ders kaynağı olan ve çıkmış sorulardan oluşan MEB bandrollü soru kitapçığının da ailesi tarafından posta yoluyla gönderilmesine karşın kendisine teslim edilmeyerek ailesine iade edildiğini belirtmiştir.

32. Başvurucunun ders kitapları ile soru kitapçığının verilmemesine yönelik yaptığı şikâyeti değerlendiren İnfaz Hâkimliği ilk kararında yalnızca ders kitaplarının verilmemesi yönünden bir değerlendirme yapmıştır. Hâkimlik; Adalet Bakanlığı tarafından gönderilen bir yazıyı (bkz. § 8) da dikkate alarak ve söz konusu yazıda dijital kitaplar ile e-öğrenme sistemine geçildiğinin belirtildiği gerekçesine dayanarak başvurucunun talebini reddetmiştir. Soru kitapçığının verilmemesine yönelik ek kararında yaptığı değerlendirmede de Hâkimlik; 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesine değinerek başvurucunun talebini reddetmiş ancak bedelini ödemesi koşuluyla başvurucunun süreli ve süresiz yayınlardan yararlanabileceğini belirtmiştir.

33. 5275 sayılı Kanun'da açık ve kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan tutuklu ve hükümlülerin yaygın öğretimden yararlanabilecekleri düzenlenmiştir. Bu kapsamda idarenin düzenleyici işlemleriyle de hem açık hem kapalı ceza infaz kurumlarındaki hükümlü ve tutukluların infaz kurumu dışındaki yaşamlarında eğitimleri yönünden oluşabilecek dezavantajın asgari seviyeye çekilebilmesi amacıyla açık ilköğretim okulu, açık öğretim lisesi ve açık öğretim fakültelerine kayıt yaptırarak yaygın öğretim kapsamındaki bu olanaklardan yararlanabileceklerine yönelik planlamalar yapılmıştır (ilgili mevzuat için bkz. Mehmet Al, B. No: 2021/6664, 6/10/2021, §§ 16-20). Başvurucu da bir açık öğretim programında kayıtlı olarak kapalı ceza infaz kurumunda yaygın öğretimden yararlanmaktadır.

34. 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca eğitim ve öğrenimine devam eden hükümlülerin ders kitaplarının denetime tabi tutulamayacağı belirtilmiştir. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi, ceza infaz kurumu idarelerinin tutuklu ve hükümlülerin eğitim hakkı kapsamında ders kitabı mahiyetinde olduğunu tespit ettikleri yayınları -yakınları tarafından getirilmiş ya da posta yoluyla gönderilmiş olsa dahi- anılan hükmün (3) numaralı fıkrası yönünden yapılacak bir değerlendirme sonucunda da sakıncalı bulunmaması hâlinde başvuruculara teslim etme yükümlülükleri bulunduğu sonucuna varmıştır (Halil Özhan Koral, § 29). Bu bağlamda 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesi ile ders kitapları yönünden getirilen istisnanın Anayasa'nın eğitim hakkını düzenleyen 42. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca ceza infaz kurumu idareleri yönünden posta yoluyla ya da ziyaretçi aracılığıyla getirilen yayınların ders kitabı niteliğinde olup olmadıklarını değerlendirmeleri gereken bir pozitif yükümlülük şeklinde öngörüldüğü kabul edilmelidir (Mahmut Sinan Abit, § 36).

35. Bu kapsamda mevcut başvuruda ilk olarak AÖF tarafından Ceza İnfaz Kurumuna gönderildiği iddia edilen ders kitaplarının başvurucuya verilmemesi yönünden bir değerlendirme yapılacaktır. Öncelikle başvurucunun iddialarının aksine anılan kitapların Ceza İnfaz Kurumuna gelmediğine dair bir bilgi dosyada mevcut değildir. Üstelik yukarıda bahsi geçen Kurum yazısında da ders kitaplarının ceza infaz kurumlarına verildiği belirtilmektedir. Şu hâlde Anayasa Mahkemesi söz konusu kitapların Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğu kabulünden hareket edecektir.

36. Başvuruya konu kitapların yaygın öğretim kapsamında eğitim veren bir yükseköğretim kurumu tarafından öğrencilere bizzat ders kitabı mahiyetinde gönderildiği dikkate alındığında, anılan materyallerin ders kitabı olup olmadığına yönelik bir değerlendirme yapılması söz konusu değildir. Bu kapsamda ders kitabı mahiyetinde olduğu açık olan kitapların başvurucuya verilmemesine yönelik olarak Ceza İnfaz Kurumu tarafından herhangi bir değerlendirme yapılmadığı ve bu hususta bir karar verilmediği görülmektedir. Diğer yandan İnfaz Hâkimliği de kararında şikâyete konu kitapların ders kitabı mahiyetinde ve 5275 sayılı Kanun gereği istisnaya tabi olduğu yönünde bir değerlendirme yapmadığı gibi yükseköğretim kurumunun dijital kitap ve e-öğrenme sistemine geçtiği gerekçesiyle şikâyet konusuna uygun düşmeyen bir değerlendirmede bulunarak ret kararı vermiştir. Bu kapsamda ders kitabı olduğu anlaşılan materyallerin 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesi gereğince istisnaya tabi olmasına karşın gerek idarece bir karar verilmeksizin gerekse de yargı makamlarınca ilgili ve yeterli bir gerekçe belirtilmeksizin başvurucuya teslim edilmemesi nedeniyle başvurucunun eğitim hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

37. Mevcut başvuruda ikinci olarak başvurucunun ailesi tarafından posta yoluyla gönderilen ve ders kitabı olduğu iddia edilen soru kitapçığının başvurucuya verilmemesi değerlendirilecektir. Başvurucu söz konusu kitabın posta yoluyla kendisine gönderildiğini belirtmiş ve buna dair belgeleri başvuru formuna eklemiştir. Ceza İnfaz Kurumu tarafından da söz konusu kitapçığın Kuruma gelmediğine dair bir bilgi sunulmamıştır. O hâlde başvurucuya gönderilen kitabın Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğu ve başvurucuya teslim edilmediği anlaşılmaktadır. Başvurucu da anılan kitabın ailesine görüş günü iade edildiğini belirtmiştir.

38. Somut olayda öncelikle başvurucuya posta yoluyla gönderilen ve ders kitabı olduğu iddia edilen materyalin ders kitabı mahiyetinde olup olmadığının Ceza İnfaz Kurumunca tespiti yapılmalıdır. Ders kitabı mahiyetinde olduğu tespit edilen materyallerin de daha sonra 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesinin (3) numaralı fıkrasına göre bir değerlendirmeye tabi tutulması gerekir. Yapılacak değerlendirme sonucunda sakıncalı bulunmayan kitapların başvurucuya teslim edilmesi ceza infaz kurumları yönünden bir yükümlülüktür. Buna karşın somut olayda Ceza İnfaz Kurumunun başvurucuya gönderilen kitabın verilmemesine yönelik herhangi bir değerlendirme yapmadığı ve bir karar almadığı görülmüştür. İnfaz Hâkimliği de kararında; yalnızca 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesine değinmiş ve ders kitapları yönünden getirilen istisnaya değinmeksizin başvurucunun süreli ve süresiz yayınlardan bedelini ödeyerek yararlanacağını belirterek şikâyeti reddetmiştir. Bu kapsamda İnfaz Hâkimliği kararının da somut olaya uygun düşmediği, ilgili ve yeterli bir gerekçe içermediği anlaşılmıştır.

39. Bu noktada Anayasa Mahkemesince; MEB bandrollü olduğu belirtilen ve AÖF'nin geçmiş yıllara ait sorularından oluşan soru kitabının 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde öngörülen ders kitabı kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilecektir. Bu değerlendirme yapılırken 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen pozitif yükümlülüğün başvuru konusu olayda Ceza İnfaz Kurumu idaresi yönünden Anayasa'nın 42. maddesine uygun, güdülen amaçla orantılı ve makul bir yükümlülük olarak değerlendirilebilmesi için söz konusu hükmün uygulanmasına ve kapsamına dair bir yorum yapılması ihtiyacı da bulunmaktadır (benzer yönde karar için bkz. Mahmut Sinan Abit § 38).

40. Anılan Kanun hükmünün madde gerekçesinde, her düzeyde eğitim ve öğretimine devam eden hükümlülerin ders kitaplarının denetime tabi tutulamayacağı belirtilmiştir. Söz konusu hükmün lafzı ve madde gerekçesi birlikte dikkate alındığında hâlihazırda bir öğretim kurumunda herhangi bir düzeyde eğitim ve öğrenimine devam eden hükümlü ya da tutukluların ders kitaplarından bahsedildiği açıktır (Halil Özhan Koral, § 32). Somut olayda da başvurucuya verilmeyen soru kitapçığının MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının denetiminden geçtiği ve kitapçığa bandrol verildiği, kitapçığın yardımcı kaynak olarak MEB tarafından kabul edildiği görülmektedir. Bu doğrultuda yaygın öğretim kapsamındaki açık öğretim fakülteleri için temel ders kaynaklarının ilgili yükseköğretim kurumu tarafından sağlanan ders kitapları ile çıkmış sorulardan oluşan soru kitapçıkları olduğu ve bunlardan başka yararlanabilecekleri kaynaklar bulunmadığı gözetildiğinde başvuruya konu soru kitapçığının ders kitabı olarak kabul edilmemesi için bir neden görülmemiştir. Bu noktada Ceza İnfaz Kurumunca yapılması gereken; söz konusu kitabın ilgili mevzuat gereği (bkz. §§ 34-38) mahiyetini ve içeriğini değerlendirmekten ibarettir.

41. Dolayısıyla ders kitabı mahiyeti bulunduğu kanaatine varılan ve posta yoluyla gönderilen başvuru konusu soru kitabının gerek idarece gerekse de mahkemeler tarafından kurum düzeni ve güvenliği açısından bir sakıncası olup olmadığı yönünde bir inceleme yapılmaksızın başvurucuya teslim edilmemesi nedeniyle başvurucunun eğitim hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

42. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

VI. GİDERİM

43. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 1.000.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

44. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan, B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3), B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

45. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

VII. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

C. Eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

D. Anayasa’nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

E. Kararın bir örneğinin eğitim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Kırıkkale İnfaz Hâkimliğine (E.2018/1571, K.20181629) GÖNDERİLMESİNE,

F. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 2/4/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(E.A. [1.B.], B. No: 2019/27127, 2/4/2024, § …)
   
Başvuru Adı E.A.
Başvuru No 2019/27127
Başvuru Tarihi 30/7/2019
Karar Tarihi 2/4/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan ve açık öğretim fakültesinde öğrenci olan başvurucuya fakülte tarafından gönderilen ders kitapları ile ailesi tarafından posta yoluyla gönderilen soru kitapçığının verilmemesi nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Eğitim hakkı Ceza infaz kurumunda eğitim İhlal Yeniden yargılama

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5275 Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun 62
76
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi