TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
FİKRİ ASLANCI BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/16546)
Karar Tarihi: 2/3/2022
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Basri BAĞCI
Kenan YAŞAR
Raportör
Ayhan KILIÇ
Başvurucu
Fikri ASLANCI
Vekili
Av. Mahmut ERTEK
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kamu hizmetine tahsis edilen taşınmaz üzerine dikilen meyve ağaçlarının sökülmesi dolayısıyla hükmedilen tazminatın yetersiz olması ve aleyhe yargılama gideri yükletilmesi nedenleriyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 13/5/2019 tarihinde yapılmıştır. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu 1953 doğumlu olup Siirt'te ikamet etmektedir.
6. Başvurucu, Siirt'in Yağmurtepe köyünde kâin 130 ada 10 parsel numaralı taşınmazın malikidir. Anılan taşınmaza bitişik olan 105 ada 80 parsel numaralı taşınmaz ise Siirt Belediyesine (Belediye) ait olup imar planında yol olarak tahsis edilmiştir. Başvurucu, Belediyeye ait olan taşınmaz üzerine meyve ağaçları dikmiştir.
7. Belediye, ihtilaf konusu taşınmazın bulunduğu alanda yol yapım çalışmaları başlatmıştır.
8. Başvurucu 2/6/2017 tarihinde Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde delil tespiti isteminde bulunmuştur. Başvurucu, muhdesatın değerinin tespitini talep etmiştir. Ziraat mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanarak anılan Mahkemeye sunulan 13/7/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda, bahçede yaşları 5 ila 25 yıl arasında değişen çeşitli meyve ağaçlarının dikili bulunduğu belirtilmiş; bu ağaçların toplam değeri 2.354,72 TL olarak tespit edilmiştir.
9. Başvurucu 1/11/2017 tarihinde Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Asliye Hukuk Mahkemesi) Belediye aleyhine kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açmıştır. Dava dilekçesinde başvurucu, Belediyenin kamulaştırma kararı almadan meyve ağaçlarına zarar vermesinin fiilî el atma hükmünde olduğunu belirtmiştir. Başvurucu, Siirt 1. Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan bilirkişi raporundaki 2.354,72 TL'nin tazminat olarak ödenmesine hükmedilmesini talep etmiştir.
10. Belediye tarafından Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan cevap dilekçesinde, başvurucunun Belediyeye ait olan ve imar planında yol olarak belirlenen bir alana meyve ağacı dikmesinin işgal niteliğinde olduğu ve bu ağaçların bedelini isteyemeyeceği belirtilmiştir.
11. Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ziraat mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan 23/11/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda, meyve ağaçlarının odun değeri 500 TL olarak hesaplanmıştır.
12. Asliye Hukuk Mahkemesi 24/1/2019 tarihinde davayı kısmen kabul etmiş, başvurucu lehine 500 TL tazminata hükmetmiş, 1.855,72 TL yönünden ise davayı kesin olarak reddetmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi, başvurucu lehine 500 TL, davalı lehine ise 1.855,72 TL vekâlet ücretine hükmetmiş; ayrıca başvurucu tarafından yapılan toplam 1.514,35 TL yargılama giderinin 389,70 TL'sinin davalı idareden alınarak başvurucuya verilmesine, kalan kısmının ise başvurucu üzerinde bırakılmasına karar vermiştir. Nihai karar 29/4/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Anayasa Mahkemesinin 2/3/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu, yol yapımı sırasında sökülen meyve ağaçları için düşük tazminata hükmedilmesi ve aleyhe yargılama gideri yükletilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
15. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, anayasal açıdan önem taşımayan ve başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı başvuruların esastan incelenmeksizin reddedilebileceği hüküm altına alınmıştır.
16. Anılan hükümle anayasal ve kişisel önemden yoksun başvuruların esastan incelenmemesine imkân tanıyan ek bir kabul edilebilirlik kriteri getirilmiştir. Dolayısıyla diğer tüm kabul edilebilirlik kriterlerini taşısa hatta esas hakkında incelemeye geçildiğinde ihlal kararı verilebilecek nitelikte olsa bile kanunda belirtilen nitelikteki bir başvuru kabul edilemez bulunabilecektir (K.V. [GK], B. No: 2014/2293, 1/12/2016, § 55).
17. 6216 sayılı Kanun'da anayasal ve kişisel önemden yoksun başvuruların kabul edilemez bulunabilmesi için iki koşul öngörülmüştür: Anayasal önem olarak adlandırılabilecek olan birinci koşul başvurunun Anayasa’nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımaması, kişisel önem olarak adlandırılabilecek olan ikinci koşul ise başvurucunun önemli bir zarara uğramamasıdır (K.V., § 57).
18. Anayasa hükümlerinin yorumlanması açısından önem taşıma unsurunun başta Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru yoluyla daha önce yorumlamadığı meseleleri kapsadığında kuşku bulunmamaktadır. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi, bir meseleyle ilgili olarak daha önce Anayasa'nın ilgili hükümlerini yorumlamış olsa bile değişen durumları dikkate alarak yeniden yorumlama ihtiyacı duyabilir. Bu durumda da o meseleye ilişkin başvurunun anayasal öneminin bulunduğunu kabul etmek gerekir (K.V., § 63). Anayasa'nın uygulanması açısından önem taşıma unsurunda ise başvurunun Anayasa hükümlerinin uygulanması açısından önem taşıdığının söylenebilmesi için kamu makamları ve derece mahkemelerinin belli bir meseleye ilişkin uygulamalarının Anayasa Mahkemesi yorumlarından farklı olması ve bu farklılığın da önemli olması gerekir (K.V., § 64).
19. Kişisel önemin bulunmaması koşulu ise -başvurucunun içinde bulunduğu koşullar da dâhil olmak üzere- her olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak ve objektif verilerden hareket edilerek Anayasa Mahkemesi tarafından değerlendirilir (K.V., §§ 66, 67).
20. Somut olayda başvurucunun 2.354,72 TL tazminat ödenmesi istemiyle açtığı davada Asliye Hukuk Mahkemesi tazminat talebinin 1.855,72 TL'si yönünden davayı reddetmiş, ayrıca başvurucu aleyhine 1.855,72 TL vekâlet ücretine, 1.124,65 TL de yargılama giderine hükmetmiştir. Başvurucu, tazminat talebinin kısmen reddedilmesi ve aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilmesi sebebiyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğinden şikâyet etmiştir.
21. Başvurucunun tazminat isteminin reddedilen bölümü ile yüklendiği yargılama giderinin toplamının 4.836,09 TL olduğu anlaşılmaktadır. Başvurucu, içinde bulunduğu kişisel koşullara göre söz konusu tutarın kendisine ciddi anlamda zarar verdiği ve kendisi için ne denli önemli olduğu hususunda herhangi bir açıklama yapmamıştır. Bu tutarın nispeten düşük olduğu gözetildiğinde önemli bir zarara yol açtığı kanaatine ulaşılamamıştır.
22. Öte yandan Anayasa Mahkemesi kamuya ait taşınmazlar üzerinde izinsiz olarak dikilen ağaçların sökülmesi ya da inşa edilen yapıların yıkılması meselelerini daha önceki pek çok kararında mülkiyet hakkı yönünden incelemiş, bu konudaki ilkeleri belirlemiştir (birçok karar arasından bkz. Ayşe Öztürk, B. No: 2013/6670, 10/6/2015; Nazif Kılıç, B. No: 2014/5162, 15/6/2016; İrfan Öztekin, B. No: 2014/19140, 5/12/2017; Rifat Algan, B. No: 2014/19138, 22/2/2018; Feti Yılmaz ve diğerleri, B. No: 2017/37121, 11/12/2019). Hakeza Anayasa Mahkemesi aleyhe yargılama giderine hükmedilmesi suretiyle mülkiyet hakkına yapılan müdahaleleri çokça kararında incelemiş, bu konudaki anayasal ilkeleri ortaya koymuştur (birçok örnek arasından bkz. Serkan Acar, B. No: 2013/1613, 2/10/2013; Hasan Karaöz, B. No: 2015/4201, 21/3/2018; Hüseyin Ak, B. No: 2016/77854, 1/7/2020). Dolayısıyla kamuya ait taşınmazlar üzerinde dikilen ağaçların sökülmesi ve aleyhe yargılama giderlerine hükmedilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine dair şikâyet, anayasal ve kişisel önem kriterini karşılamamaktadır.
23. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın yorumlanması ve uygulanması açısından önem taşımadığı gibi başvurucunun da önemli bir zarara uğramadığı sonucuna varıldığından anayasal ve kişisel önemden yoksun olduğu anlaşılan başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 2/3/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.