logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ferdi Çetinkaya [2.B.], B. No: 2019/21164, 20/9/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

FERDİ ÇETİNKAYA BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/21164)

 

Karar Tarihi: 20/9/2023

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Eren Can BENAKAY

Başvurucu

:

Ferdi ÇETİNKAYA

Vekili

:

Av. İbrahim AFŞAR

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığı gerekçesiyle öğretmenlik mesleğine başlatılmama işlemine karşı açılan iptal davasında silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 19/6/2019 tarihinde yapılmıştır.

3. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4 Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. 1992 doğumlu olan başvurucunun Kamu Personeli Seçme Sınavı sonucuna göre 19/7/2017 tarihinde Batman'ın merkez ilçesi, Saadet Uçar Anadolu Lisesine sözleşmeli öğretmen olarak yerleştirilmesi yapılmıştır.

7. Başvurucu hakkında 3/10/2016 tarihli ve 676 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (676 sayılı KHK) 74. maddesiyle 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendine eklenen (8) numaralı alt bent uyarınca güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yaptırılmıştır. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlanması nedeniyle başvurucunun göreve ataması gerçekleştirilmemiştir.

8. Başvurucu söz konusu işlemin iptali istemiyle 5/12/2017 tarihinde dava açmıştır. Dava dilekçesinde tüm şartları taşımasına rağmen atamasının gerçekleştirilmediğini belirten başvurucu, hakkında açılan herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma bulunmadığını ifade etmiştir.

9. Davalı idare 2/1/2018 tarihinde savunma dilekçesi vermiştir. Savunma dilekçesinde, ilgili mevzuata yer verildikten sonra başvurucu hakkında yapılan güvenlik soruşturmasının gizli evrak şeklinde gönderildiği ifade edilmiştir. Söz konusu evrakın incelenmesi neticesinde öğretmenlik mesleğinin hassasiyeti ve öğrenciler üzerinde olumsuz bir etkinin geriye dönüşünün olmayacağı düşünülerek başvurucunun atamasının gerçekleştirilmediği belirtilmiştir. Dava konusu işlemin yasaya uygun ve yerinde olması nedeniyle de haksız olarak açılan davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

10. Başvurucu 19/2/2018 tarihinde davalı idarenin savunmasına cevap vermiştir. Cevap dilekçesinde, bugüne kadar herhangi bir adli veya idari soruşturma geçirmediğini söylemiştir. Davalı idarenin tarafına tebliğ edilmeyen güvenlik soruşturması sonucuna dayanarak atamasını iptal ettiğini, tarafına tebliğ edilmeyen yazıya dayanarak tesis edilen işleme karşı açtığı davanın reddedilmesi durumunda adil yargılanma hakkının ihlal edileceğini ifade etmiştir. Arşiv araştırması sonucunun nasıl olumsuz olduğunun somut bilgi ve belgelerle ispatlanması gerektiğini ileri sürmüştür.

11. Davalı idare 13/4/2018 tarihinde ikinci savunma dilekçesini sunmuş olup dilekçesinde birinci savunma dilekçesinde söylediği hususları tekrarlamakla yetindiğini ifade etmiştir.

12. Ankara 4. İdare Mahkemesi (Mahkeme) 19/9/2018 tarihinde işlemi iptal etmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"İncelenen olayda, davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğunu kanıtlayan bilgi ve belgelerin mahkememizin 13/12/2017, 17/1/2018, 22/06/2018, 12/7/2018 tarihli ara kararlarımız ile Davalı İdareden, Burdur İl Emniyet Müdürlüğünden, Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden istendiği, gelen cevabi yazılar da, "davacı ile ilgili herhangi bir kaydın, soruşturmanın, koğuşturmanın bulunmadığı" yönünde bilgi verildiği görülmektedir.

Kamu görevlisi olmak isteyenlerle ilgili güvenlik araştırması yapılırken ulaşılan bilgi ve kanaatin; somut, güvenilir, teyit edilebilir nitelikte olması; tahmine, tasavura ve önyargıya dayalı olmaması; aynı yöndeki kanaatin mümkün olduğunca farklı bilgi ve delillerle de desteklenmesi, bu inceleme ve değerlendirmenin hukuken denetlenebilir nitelikte olması gerekir. Aksi durumda soyut ve gerçek dışı ithamlarla bazı kişilerin önemli hak kayıplarına yol açılmasına neden olacaktır.

Belirtilen durum karşısında, davacının silahlı terör örgütüne üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğuna ilişkin somut herhangi bir bilgi ve belgenin dava dosyasında mevcut olmadığından, davacının güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğu gerekçesi ile sözleşmeli öğretmenliğe atanmasının iptalin eilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır."

13. Davalı idare 3/10/2018 tarihinde karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf dilekçesinde, işlemin hukuka aykırı olmadığı, oluşturulan gerekçe ve kararda hukuki isabet bulunmadığı belirtilmiştir.

14. Başvurucu, istinaf başvurusuna karşı 19/11/2018 tarihinde cevap vermiştir. Başvurucu cevap dilekçesinde, idarenin istinaf yoluna başvurusunda soyut ve genel ibarelerin yer aldığını, somut tespitlere yer verilmediğini belirtmiştir. Gerek üniversite öğrenciliği sırasında ve gerekse de hayatının diğer dönemlerinde kesinlikle herhangi bir örgüt, yapı ve oluşumla bir ilgisi bulunmadığını ifade etmiştir. Hizmete alınmada gerekli şartları taşımasına rağmen görevin gerektirdiği niteliklerden başka bir ayrım gözetilerek atamasının gerçekleştirilmemesinden yakınmıştır.

15. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi (Bölge İdare Mahkemesi) 12/12/2018 tarihinde istinaf başvurusunu kabul ederek Mahkeme kararını kaldırmış ve davayı kesin olarak reddetmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Bakılan davada, güvenlik soruşturması nedeniyle Batman Valiliğinin 13/10/2017 tarih ve E:16645377 sayılı yazıları ekinde davalı idareye sunulan Antalya İl Emniyet Müdürlüğü'nün bila tarih ve 3128/2 sayılı güvenlik soruşturması evrakında istihbar olunan gizlilik dereceli bilgilere göre davacının güvenlik soruşturmasının, İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün Komisyon kararı gereğince olumsuz olarak değerlendirilerek atamasının iptal edilmesine dair işlemden kaynaklanan uyuşmazlıkta, Mahkemelerinin 22/06/2018 ve 12/07/2018 tarihli ara kararları ile Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı ile Burdur İl Emniyet Müdürlüğü'nden ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden davacının Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna dair yapı, oluşum, grup, örgütlere üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya irtibatı bulunduğuna dair eylem ve faaliyetlerinin neler olduğu ve hakkında adli ve idari soruşturma, kovuşturma bulunup bulunmadığı, tutuklama yapılıp yapılmadığı hususlarının sorulduğu, adı geçen birimlerden alınan bilgi ve belgeler incelendiğinde, yapılan havuz sorgusuna göre davacının Fetö/pdy terör örgütü ile irtibatı, iltisakı olduğuna dair bir kaydın bulunmadığı, Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı'nca da davacı hakkında herhangi bir soruşturma kaydına rastlanmadığı bildirilmiş ise de, Antalya İl Emniyet Müdürlüğü'nün bila tarih ve 3128/2 sayılı yazıları ekindeki "gizli" ibareli mazruf ile Batman İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne sunulan istihbari bilgi notunun, Polis Vazife ve Salāhiyet Kanunu'nun Ek 7. maddesi kapsamında Devletin güvenilir istihbarat ve emniyet birimlerince yürütülen çalışmalar sonunda elde edildiği kabul edilen; "Kendisi: 2012-2014 yılları arasında PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması (YDG-H) (Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi) organizesinde düzenlenen eylem ve etkinliklere katıldığının değerlendirildiği" yönündeki istihbari bilgi olduğu görülmektedir.

...

Bu durumda, ülkemizde demokratik toplum düzeninin kurulup sürdürülmesi ve eğitim hizmetinin kalitesinin yükseltilmesi amaçlanırken sözleşmeli olarak öğretmen kadrosuna yerleştirildiği görülen davacı hakkında yapılan güvenlik soruşturması sonucunda elde edilen ve yukarıda aktarılan istihbari nitelikteki bilgilerin, davacının bu mesleğe atanmasına engel teşkil edeceği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırı bir yön, aksi yönde verilen istinafa konu Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır."

16. Nihai karar başvurucuya 29/5/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 19/6/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

17. İlgili hukuk için bakınız Rıdvan Batur B. No: 2018/17680, 3/12/2020, §§ 20-25.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

18. Anayasa Mahkemesinin 20/9/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

19. Başvurucu; Bölge İdare Mahkemesi tarafından hakkındaki soyut iddianın somutlaştırılmadan hükme esas alınarak davasının reddedildiğini ayrıca hakkında herhangi bir soruşturma veya kovuşturma bulunmadığını, ne ile suçlandığını bilemediğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

20. Bakanlık görüşünde, Anayasa Mahkemesinin kararında kamu görevine atanabilme şartı olarak güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumlu olması koşulunun aranmasının Anayasa'ya aykırı olarak değerlendirilmediği, Anayasa Mahkemesinin özetle güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıyla elde edilebilecek kişisel verilerin alınması, kullanılması ve işlenmesine yönelik ilkelerin kanunda düzenlenmemiş olmasını iptal gerekçesi olarak belirttiği ifade edilmiştir. Başvurucunun çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerine aykırı bir uygulamaya maruz kalmadığı belirtilmiştir. Ayrıca başvurucunun güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunun olumsuz olmasına neden olabilecek durum hakkında idare tarafından bilgilendirilmemişse dahi iddia ve delillerini ileri sürebilecek kadar bilgi sahibi olduğu belirtilmiştir.

21. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanında, bireysel başvuru formunda belirttiği hususlara ek olarak Anayasa Mahkemesi tarafından 657 sayılı Kanun'a güvenlik soruşturması yapılması için getirilen şartın iptal edildiğini söylemiş ve yapılacak incelemede bu durumun da dikkate alınması gerektiğini ifade etmiştir.

B. Değerlendirme

22. Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."

23. Anayasa Mahkemesi olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Somut olayda başvurucunun iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri yönünden incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

24. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Genel İlkeler

25. Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Anayasa'nın anılan maddesinde adil yargılanma hakkından ayrı olarak iddia ve savunma hakkına birlikte yer verilmesi, taraflara iddia ve savunmalarını mahkeme önünde dile getirme fırsatı tanınması gerektiği anlamını da içermektedir (Mehmet Fidan, B. No: 2014/14673, 20/9/2017, § 37).

26. Anayasa'nın 36. maddesine "adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Bu itibarla anılan ilkenin adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriğine dâhil olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Anılan ilkeye uygun yürütülmeyen bir yargılamanın hakkaniyete uygun olması olanaklı değildir (Mehmet Fidan, § 38).

27. Anayasa Mahkemesinin görevi başvuru konusu yargılamanın bir bütün olarak adil olup olmadığını değerlendirmektir. Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ışığında taraflara iddialarını sunma hususunda uygun imkânların sağlanması şarttır (Yüksel Hançer, B. No: 2013/2116, 23/1/2014, § 19).

28. Silahların eşitliği ilkesi; davanın taraflarının usule ilişkin haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması, taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması ve yargılamaya etkin katılımlarının sağlanması anlamına gelir (Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32).

29. Silahların eşitliği ilkesinin tamamlayıcısı olan çelişmeli yargılama ilkesi, kural olarak bir hukuk ya da ceza davasında tüm taraflara, gösterilen kanıtlar ve sunulan görüşler hakkında bilgi sahibi olma ve bunlarla ilgili görüş bildirebilme imkânı vermektedir. Bu çerçevede başvuranların bilirkişi raporunun sonucuna itiraz edememesi ya da delillerle ilgili görüş bildirmelerine fırsat verilmemesi çelişmeli yargılama ilkesinin ihlali olarak değerlendirilebilmektedir (Hüseyin Sezen, B. No: 2013/1793, 18/9/2014, § 38).

30. Yargılamanın tüm aşamalarında silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin güvence altına alınarak adil yargılanma hakkının korunması hukuk devleti olmanın bir gereğidir (Mustafa Kupal, B. No: 2013/7727, 4/2/2016, § 52).

31. Bununla birlikte kamu güvenliği veya başkalarının haklarının korunması gibi haklı nedenlerin bulunması hâlinde hükme esas alınan kanıt ve belgelerin başvurucuya verilmemesi veya gösterilmemesi makul görülebilir. Ancak bu hâlde dahi hükme esas alınan belge kendisine verilmeyen başvurucunun savunma hakkında meydana gelen bu kısıtlamayı telafi edecek karşıt-dengeleyici imkânların başvurucuya sağlanması gerekir. Bu bağlamda başvurucunun belge içeriğinden haberdar edilmesinin, buna karşı savunma ve itirazlarını mahkemeye sunabilme fırsatına sahip olmasının dengeleyici bir imkân olduğu söylenebilir. Yine söz konusu belgenin başvurucu tarafından bilinmesinin sakıncalı olduğu düşünülen kısımların karartılarak başvurucuya verilmesi ya da başvurucunun söz konusu belgeyi Mahkeme Kaleminde inceleme fırsatı bulması da dengeleyici birer imkân olarak görülebilir (Ayfer Atalmış, B. No: 2016/12198, 9/6/2020, § 35) .

32. Adil yargılanma hakkı yargılamanın sonucunun adil olmasını garanti etmemekte, yargılama sürecinin hakkaniyete uygun bir biçimde yürütülmesini güvence altına almaktadır. Öte yandan yargılama sürecinde savunma hakkını zedeleyen birtakım eksikliklerin bulunması otomatik olarak adil yargılanma hakkının ihlaline yol açmamaktadır. Adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediği değerlendirilirken yargılamadaki bir eksikliğin yargılama süreci içinde telafi edilip edilmediği ve bunun bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini etkileyip etkilemediği değerlendirilir (Ayfer Atalmış, § 41).

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

33. Somut uyuşmazlık başvurucunun güvenlik soruşturması nedeniyle öğretmen olarak atanmamasından doğmuştur. Davalı idare tarafından gizli belge niteliğinde kabul edilen güvenlik soruşturmasının -başvurucu ile paylaşılmaksızın- değerlendirilmesi neticesinde başvurucunun atanmaması gerektiği sonucuna varılmıştır. İşleme karşı açılan davada Mahkeme işlemi iptal etmiştir. Kararda, başvurucu hakkında başlatılmış herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma bulunmaması nedeniyle başvurucunun atanmasına engel bir durum olmadığı belirtilmiştir. Karara karşı idarece yapılan istinaf başvurusu Bölge İdare Mahkemesince kabul edilerek dava reddedilmiştir. Kararda başvurucu hakkında elde edilen tespitlere yer verilerek tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu söylenmiştir. Ancak başvurucu nihai karar olan Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçesini öğrenene kadar hakkında yapılan tespitlerin neler olduğunu öğrenememiş ve buna karşı savunma yapamamıştır.

34. Anayasa Mahkemesi Rıdvan Batur kararında, vergi müfettişliğine güvenlik soruşturması nedeniyle atanamayan başvurucunun açmış olduğu davada idare tarafından sunulan belgelerin içeriğinden hüküm verilene değin haberdar olmadığını ve kararın gerekçesinin hükme esas alınan belgelerin içeriğini yansıtmaktan uzak olduğunu belirtmiştir. Güvenlik soruşturması sonucunda elde edilen bilgilerin hangi delillere dayandığı, bu iddianın nasıl ve neden doğduğu konusunda idare tarafından Mahkemeye sunulan bilgi ve belgelere sahip olmayan başvurucunun ret hükmünün gerekçesi ile(temyiz aşamasında) hükme esas alınan belgelere ilişkin etkin olarak yorumda ve itirazda bulunması adına yeterli imkâna sahip olduğunun söylenemeyeceğini ve somut yargılama sürecine bu çerçeveden bakıldığında başvurucuya hükme esas alınan belgeleri incelemesi, bu belgelere yönelik yorumda ve itirazda bulunabilmesi için pratik ve etkin imkânların sağlanmadığını ifade etmiştir. Bu nedenlerle başvurucuya hükme esas alınan belgelere yönelik yorumda/itirazda bulunma konusunda etkin ve pratik imkânların sağlanmamasının silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleriyle bağdaşmadığı, bu bağlamda adil bir yargılamanın gerçekleşmediği sonucuna varmıştır (Rıdvan Batur, §§ 40 - 41).

35. Yine Anayasa Mahkemesinin Bünyamin Uçar kararında sözleşmeli subaylık ve muvazzaf astsubay temini sınavlarında başarılı olmasına rağmen güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğu gerekçesiyle işlemleri sonlandırılan başvurucu hakkında elde edilen bilgiler idare tarafından dava dosyasına sunulduğu ve Mahkemenin de gizli ibareli olarak sunulan belgeleri esas almak suretiyle davanın reddine karar verdiği ifade edilmiştir. Söz konusu bilgilerin başvurucuya incelettirilme imkânı sağlanmadığı gibi Mahkeme tarafından gizli ibareli bilgi ve belgelerin başka şahıs ve makamların özel bilgileri ile şeref, haysiyet ve güvenliğinin korunması veya idarenin soruşturma metotlarının gizli tutulması ya da benzeri haklı görülebilecek hususlar nedeniyle başvurucuya verilmediğini gösterecek hiçbir argümanın ortaya konulmadığı belirtilmiştir. Öte yandan anılan belgelerin başvurucunun incelemesine açılmayacağına ilişkin herhangi bir karar alınmadığı ve bu belgelerden başvurucunun haberdar edilmediği söylenmiştir. Belirtilen nedenlerle davalı İdareler tarafından sunulan ve mahkeme kararlarında hükme esas alınan gizli ibareli belgelere karşı başvurucuya savunma yapma imkânı verilmemesi nedeniyle başvurucunun silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır (Bünyamin Uçar B. No: 2017/32004, 3/6/2020, §45).

36. Başvurucu hakkında yapılan güvenlik soruşturmasına ilişkin hiçbir bilgi vebelge başvurucu ile paylaşılmadığı gibi nihai karar olan Bölge İdare Mahkemesi kararına kadar başvurucuya güvenlik soruşturmasının neden olumsuz olduğunu öğrenme şansı da tanınmamıştır.

37. Somut başvurunun da aynı hususa ilişkin olması ve yukarıda yer verilen kararlardan ayrılmayı gerektiren bir durumun bulunmaması nedeniyle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde hüküm altına alınan adil yargılanma hakkı güvencelerinden olan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

38. Başvurucu, hakkında açılmış herhangi soruşturma ya da kovuşturma bulunmamasına rağmen Bölge İdare Mahkemesi tarafından somut bir tespit yapılmadan kuşkuya dayalı olarak davasının reddedildiğini belirterek masumiyet karinesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvuruda silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verildiğinden masumiyet karinesinin ihlal edildiğine yönelik iddia hakkında ayrıca bir inceleme yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

39. Başvurucu ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

40. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

41. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

42. İşbu ihlal kararının başvurucu tarafından açılan davanın esasıyla ilgili herhangi bir değerlendirme içermediği vurgulanmalıdır. Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirttiği ihlal gerekçelerini gözeterek ve söz konusu işlemle ilgili olarak yeniden bir değerlendirme yaparak gereken kararı vermek Mahkemenin takdirindedir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 1. İdari Dava Dairesine (E. 2018/2086) iletilmesi amacıyla Ankara 4. İdare Mahkemesine (E. 2017/3350) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

E. 364,60 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam10.264,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/9/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Ferdi Çetinkaya [2.B.], B. No: 2019/21164, 20/9/2023, § …)
   
Başvuru Adı FERDİ ÇETİNKAYA
Başvuru No 2019/21164
Başvuru Tarihi 19/6/2019
Karar Tarihi 20/9/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığı gerekçesiyle öğretmenlik mesleğine başlatılmama işlemine karşı açılan iptal davasında silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Silahların eşitliği ilkesi / çelişmeli yargılama ilkesi (İdare) İhlal Yeniden yargılama

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 2577 İdari Yargılama Usulü Kanunu 16
20
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi