TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
EREN YILDIZ BAŞVURUSU (5)
(Başvuru Numarası: 2019/23865)
Karar Tarihi: 26/3/2025
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Raportör
Murat BAŞPINAR
Başvurucu
Eren YILDIZ
Vekili
Av. Gülizar TUNCER
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, Devlet Güvenlik Mahkemesinde yargılanan başvurucu hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen ihlal kararının gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Cumhuriyet Başsavcılığı başvurucunun anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkmak eyleminde bulunma suçunu işlediği iddiasıyla başvurucu hakkında 26/9/1995 tarihinde iddianame düzenlemiştir. Malatya 2 No.lu DGM 29/9/1995 tarihinde yetkisizlik kararı vererek dosyayı Erzurum DGM'ye göndermiştir. Erzurum DGM yargılama sonucunda başvurucunun anılan suçtan müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararı onamış ve mahkûmiyet kararı 17/2/1999 tarihinde kesinleşmiştir.
3. Başvurucu, mahkûmiyetiyle sonuçlanan olaylara ilişkin olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurmuştur. Başvurucu, DGM heyetinde askerî bir hâkimin de bulunması nedeniyle bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılama yapılmadığından, müdafi yokluğunda ve baskı altında alınan ifadelerinin mahkûmiyete esas alındığından şikâyetçi olmuştur.
4. AİHM, aynı konuya ilişkin verdiği Yıldız ve diğerleri/Türkiye (B. No: 52164/99, 21/7/2005) kararında Özel/Türkiye (B. No: 42739/98, 7/11/2002, §§ 33, 34) ve Özdemir/Türkiye (B. No: 59659/00, 6/2/2003, §§ 35, 36) kararlarına atıf yapmak suretiyle başvurucunun bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Anılan ihlal kararı 21/10/2005 tarihinde kesinleşmiştir.
5. Başvurucu, hakkında verilen ihlal kararına dayanarak 18/3/2019 tarihinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur. Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 29/3/2019 tarihli ek kararıyla dosya üzerinden inceleme yapmış ve başvurucunun talebini "yasal nedenlerden herhangi birini göstermediği gibi beyanlarının kanunun aradığı yargılamanın yenilenmesi şartlarına uymadığı" gerekçelerine yer vermek suretiyle reddetmiştir.
6. Anılan ret kararına karşı yapılan itiraz da inceleme mercii olan Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/5/2019 tarihli kararıyla reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir.
7. Başvurucu, nihai kararı 10/6/2019 tarihinde tebliğ aldığını belirterek 9/7/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
8. Öte yandan başvurucu, başvuru formunda AİHM tarafından ihlal kararı verildikten sonra değişik tarihlerde gerek kendisi gerekse müdafiince hakkında verilen ihlal kararı nedeniyle Mahkemeden yargılamanın yenilenmesini talep ettiğini ve her seferinde taleplerinin reddedildiğini belirterek en son olarak 12/6/2013 tarihli talebinin Mahkemece 19/6/2013 tarihli ve 2013/319 D.İş sayılı kararıyla reddedildiğini ifade etmiştir. Bu ret kararına karşı başvurucunun yaptığı itirazın ise Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/9/2013 tarihli ve 2013/399 D.İş sayılı kararıyla reddedildiği başvuru formunda belirtilmiştir.
9. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
11. Başvurucu; DGM önünde başlayan yargılama sonucunda verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik yaptığı başvuruda AİHM'in bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdiğini belirtmiştir. AİHM'in ihlal kararına istinaden yaptığı yargılamanın yenilenmesi talebinin hukuka aykırı biçimde reddedildiğini, AİHM kararının yerine getirilmediğini belirterek anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.
12. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir (Yasin Yaman [1. B.], B. No: 2012/1075, 12/2/2013, §§ 18, 19). Bireysel başvurunun kabul edilebilirlik koşullarından olan başvuru süresine riayet edilmesi, bireysel başvuru incelemesinin her aşamasında resen nazara alınmalıdır (Taner Kurban [2. B.], B. No: 2013/1582, 7/11/2013, § 19).
13. Bireysel başvuru süresinin işlemeye başlaması yönünden nihai kararın gerekçesinin tebliği, öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet Ali Kurtuldu [2. B.], B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27). Ancak öğrenme, gerekçeli kararın tebliği ile sınırlı olarak gerçekleşmez; başka şekillerde de öğrenme söz konusu olabilir. Başvurucunun kendisi de nihai kararın gerekçesini bir vesileyle öğrendiğini beyan edebilir. Başvurucuların nihai kararın gerekçesini öğrendiklerini beyan ettikleri tarih de bireysel başvuru süresinin başlangıcı olarak ele alınabilir (İlyas Türedi [1. B.], B. No: 2013/1267, 13/6/2013, §§ 21, 22).
14. Somut olayda, başvuru formunda başvuruya konu edilen yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi kararından önce de defalarca AİHM ihlal kararı gerekçe gösterilerek yargılamanın yenilenmesinin talep edildiği ve her seferinde bu taleplerin Mahkemece reddedildiği açıkça ifade edilmiştir (bkz. § 8). Başvuruya dayanak yapılan talep öncesinde en son 30/9/2013 tarihinde talebin reddedilmiş olduğu belirtilmiş ve 18/3/2019 tarihinde yenilenen taleple tamamlanan süreç sonrasında bireysel başvuru yapılmıştır. Buna göre başvurucunun, başvuru formunda beyan ettiği şekliyle nihai karardan en geç son kez Mahkemeye başvuru yaptığı 18/3/2019 tarihinde haberdar olduğu görülmüştür (bkz. § 5). Bu durumda nihai kararı öğrenme tarihinden itibaren otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 9/7/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunulduğu sonucuna ulaşılmıştır.
15. Açıklanan gerekçelerle başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 26/3/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.