logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Gül Aldemir [2. B.], B. No: 2021/42384, 26/3/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GÜL ALDEMİR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/42384)

 

Karar Tarihi: 26/3/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Hasan HÜZMELİ

Başvurucu

:

Gül ALDEMİR

Vekili

:

Av. Pınar ÇELİK ARPACI

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, yetkili makamlardan izin alınmaksızın afiş asılması sonucu idari para cezası uygulanması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Halkevleri üyesi olan başvurucunun “Halk Sağlığı İçin Halk İktidarı, Yaşasın 1 Mayıs Sosyalizm Halkevleri” ifadelerinin yer aldığı 80x10 cm boyutlarındaki afişi, Odunpazarı Belediyesine ait reklam panosuna yapıştırdığı MOBESE kamera görüntülerinden tespit edilmiştir. Bu nedenle başvurucu hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca izinsiz afiş asma kabahatinden 427 TL idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir. Kolluk görevlilerince düzenlenen tutanakta, başvurucunun bilboardın yanı sıra aydınlatma direklerine de “İşsizliğe ve Yoksulluğa Çözüm Halk İktidarı, Yaşasın 1 Mayıs Sosyalizm” ve “Faşizm, Salgın Fırsatçılığı, Kayyum, Patriyarka, İşsizlik, Yoksulluk, Doğa Talanı, Gericilik, Bu Pisliği Devrim Temizler, Yaşasın 1 Mayıs Sosyalizm” şeklinde Halkevleri imzalı afişleri astığı belirtilmiş olmakla, bu tespitlerin idari para cezası tutanağına yansıtılmadığı ve ayrıca dosya kapsamında bu iddiayı destekleyen herhangi bir delilin sunulmadığı anlaşılmıştır.

3. Başvurucu; afişi kendisinin yapıştırmadığını, kolluk görevlilerince düzenlenen görüntü inceleme ve tespit tutanağının delil olarak kabul edilemeyeceğini, bu görüntünün uzman ve bağımsız bir bilirkişi tarafından incelenmesi gerektiğini ileri sürerek idari yaptırım kararına itiraz etmiştir. Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü, itiraz üzerine Eskişehir 3. Sulh Ceza Hâkimliğine (Hâkimlik) sunduğu yazıda başvurucunun bilboard üzerine afişi yapıştırdığının görüntü kaydı ve fotoğraflarla net şekilde tespit edildiğini ifade etmiş; ayrıca başvurucunun kamuya açık alanda afiş ve ilan asma prosedürünü yerine getirmemesi nedeniyle cezalandırıldığını belirtmiştir.

4. Hâkimlik, yaptırım kararının mevzuata uygun olduğu gerekçesiyle itirazı reddetmiştir.

5. Başvurucu, nihai hükmü 14/7/2021 tarihinde öğrendikten sonra 9/8/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

6. Başvurucu; hakkında idari yaptırım uygulanmasına neden olan afişin kendisi tarafından asılmadığını, bu hususun kesin ve inandırıcı bir delille ortaya konulmadığını, kimlik tespitinin tahmine ve yoruma dayalı olarak yapıldığını ileri sürmüştür. Ayrıca cezalandırmaya dayanak olarak kullanılan maske takan bir kişinin uzaktan çekilmiş fotoğrafının kimlik tespitine elverişli olmadığını belirterek, bu tespit temelinde cezalandırılmasının adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir. Öte yandan afişin kendisi tarafından asıldığı kabul edilse dahi söz konusu eylem nedeniyle cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

7. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmadığı, Anayasa'nın ilgili maddelerinde öngörülen sebeplerle sınırlandırılabileceği belirtilmiştir. Ayrıca afiş asma eyleminin yetkili makamların iznine tabi tutulmasının kamu düzeninin korunması ve görüntü kirliliğinin önlenmesi amacına dayandığı ifade edilmiştir. Bakanlık, başvurucunun adil yargılanma hakkına ilişkin iddiaları hakkında da değerlendirmelerde bulunmuştur. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.

8. Başvurucu, her ne kadar afiş asmadığını ileri sürerek cezalandırmaya itiraz etmişse de kamu görevlilerince düzenlenen belgelerde başvurucunun izinsiz afiş astığı tespit edilmiş ve bu tespit temelinde idari yaptırım uygulanmıştır. Başvurucunun idari yaptırımdan kaçınmak amacıyla aleyhine beyanda bulunmama hakkına sahip olduğu dikkate alındığında, ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahalenin varlığı kabul edilmelidir. Nitekim, yalnızca kabahat niteliğinde bir eylemin işlendiğinin kabul edilmesi hâlinde anayasal güvencelerden yararlanılacağını varsaymak, kişilerin Anayasa'nın 26. maddesi ile güvence altına alınan ifade özgürlüğünden yoksun bırakılmasına neden olacaktır (farklı bağlamda benzer yönde değerlendirme için bkz. Betül Çetin ve Döndü Kurşunoğlu [2. B.], B. No: 2021/43163, 9/2/2023, § 15). Bu tespitlerle uyumlu olarak başvurucunun suç unsuru içermeyen ifadeler içeren afişi izinsiz astığı gerekçesiyle idari para cezasına tabi tutulmasının, ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale teşkil ettiği sonucuna varılmıştır.

9. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

10. İfade özgürlüğüne yapılan müdahalenin dayanağı olan 5326 sayılı Kanun'un 42. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı değerlendirilmiştir. Müdahalenin Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen sınırlama sebeplerinden kamu düzeninin korunması amacıyla yapıldığı anlaşılmıştır. Bu belirlemenin ardından, müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu yönünden inceleme yapılacaktır.

11. Somut olayda, başvurucuya yalnızca belediyeye ait reklam panolarına izinsiz afiş yapıştırdığı gerekçesiyle idari para cezası uygulanmıştır. Ancak idarece düzenlenen belgelerde ve Hâkimlik kararında, bu yaptırıma dayanak teşkil edecek başka herhangi bir değerlendirmeye yer verilmemiştir. Ayrıca dosya kapsamında afişte yer alan ifadeler nedeniyle başvurucu hakkında kamu makamlarınca herhangi bir adli soruşturma başlatıldığına dair bir bilgiye rastlanmamıştır.

12. Anayasa Mahkemesi, somut başvuru ile benzer nitelikte olan Özkan Kuplay ([1. B.], B. No: 2021/13005, 21/11/2023) kararında, ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin anayasal çerçevede nasıl değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin ilkeleri belirlemiştir. Anılan kararda, afiş asma yoluyla yapılan düşünce açıklamalarının anayasal güvencelerden yararlandığını ancak kamuya ait alanlara afiş asılmasının belirli ön koşullara bağlanabileceğini ifade etmiştir. 5326 sayılı Kanun'un 42. maddesi kapsamında, izinsiz afiş asmanın kamu düzenini koruma ve görüntü kirliliğini önleme amacı taşıdığı kabul edilmekle birlikte, yalnızca izin şartı ihlalinin tek başına idari yaptırım için yeterli olamayacağını vurgulamıştır. Özellikle, kamu düzeninin bozulup bozulmadığı veya çevre kirliliğine neden olup olmadığı gibi hususların, kamu makamlarının kararlarında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir (Özkan Kuplay, §§ 9-12; farklı bağlamda benzer yönde değerlendirme için bkz. Ahmet Özdem [2. B.], B. No: 2016/13541, 28/5/2019, §§ 31, 33).

13. Anayasa Mahkemesi, belediyeye ait reklam panolarının kullanımının belirli hukuki prosedürlere (kiralama, ücret ödeme vb.) tabi tutulabileceğini ve izin alınmaksızın bu panoların kullanılması hâlinde, somut olayın koşullarına bağlı olarak idari yaptırımın yanı sıra tazminat sorumluluğu veya adli soruşturmanın da söz konusu olabileceğini belirtmiştir. Anılan kararda Anayasa Mahkemesi, idare ve hâkimliğin afişin kamu düzenini bozduğu veya görüntü kirliliğine neden olduğuna ilişkin herhangi bir değerlendirme yapmadığını belirterek yalnızca izinsiz asılmış olması gerekçesiyle idari para cezası uygulanmasının, ifade özgürlüğüne müdahale için yeterli bir gerekçe oluşturmadığı sonucuna varmıştır (Özkan Kuplay, §§ 13-16).

14. Somut olayda da yaptırım konusu afişin kamu düzenini bozduğu veya görüntü kirliliğine yol açtığına dair herhangi bir tespit veya değerlendirme yapılmaksızın, yalnızca izinsiz asıldığı gerekçesiyle başvurucunun cezalandırıldığı anlaşılmıştır. Bu doğrultuda Özkan Kuplay kararında ortaya konulan ilkeler ve ulaşılan sonuçtan farklı bir değerlendirme yapılmasını gerektiren bir durum bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

15. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

16. İfade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna ulaşıldığı için adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiası ile ilgili olarak bu aşamada bir değerlendirme yapılmasına gerek olmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

17. Başvurucu; ihlalin tespiti ve yeniden yargılama yapılması ile 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

18. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

19. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

20. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Diğer ihlal iddiasının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

D. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Eskişehir 3. Sulh Ceza Hâkimliğine (2021/2579 D.İş) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

F. 487,60 TL harç ile 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.487,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

G. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 26/3/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Gül Aldemir [2. B.], B. No: 2021/42384, 26/3/2025, § …)
   
Başvuru Adı GÜL ALDEMİR
Başvuru No 2021/42384
Başvuru Tarihi 9/8/2021
Karar Tarihi 26/3/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, yetkili makamlardan izin alınmaksızın afiş asılması sonucu idari para cezası uygulanması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Diğer İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi