logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Şahin Üzüm [2.B.], B. No: 2019/24249, 27/2/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ŞAHİN ÜZÜM BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/24249)

 

Karar Tarihi: 27/2/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

Raportör

:

Mustafa Erdem ATLIHAN

Başvurucu

:

Şahin ÜZÜM

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; ceza infaz kurumunda gerçekleştirilen detaylı arama, koğuş kalabalığı, koğuş avlusu üzerine tel örgü çekilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının, tahliye kararının gecikmeli olarak yerine getirilmesi nedeniyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının, ceza infaz kurumunda aile ve avukatla yapılan görüşmelerin sesli ve görüntülü olarak kaydedilmesi, avukatla yapılan görüşmelerin infaz kurumu görevlileri nezaretinde gerçekleştirilmesi, yazılan ve gelen mektupların açılarak okunması nedeniyle de haberleşme özgürlüğüyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olduğu gerekçesiyle 17/7/2016 tarihinde gözaltına alınmış ve 22/7/2016 tarihinde tutuklanarak Sincan T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna (Ceza İnfaz Kurumu) yerleştirilmiştir. Başvurucu hakkında 21/8/2017 tarihinde FETÖ/PDY'ye üye olma suçundan iddianame düzenlenmiştir. Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesi (Ceza Mahkemesi) 29/8/2017 tarihinde iddianameyi kabul ederek yargılamaya başlamıştır. Ceza Mahkemesi 5/10/2017 tarihinde yapılan ilk duruşmada başvurucunun tahliyesine karar vermiştir.

3. Başvurucu 15/11/2018 tarihinde, Ceza İnfaz Kurumuna girişinde usulsüz arama yapıldığı, olumsuz şartlarda barındırıldığı, hakkında alınan tahliye kararının geç infaz edilerek yaklaşık sekiz buçuk saat geç salıverildiği iddialarına dayanarak Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) suç duyurusunda bulunmuştur.

4. Başsavcılık, başvurucunun beyanını almıştır. Başvurucu; beyanında tutuklanmasına karar verildikten sonra uzun süre kelepçeli olarak Ceza İnfaz Kurumu önünde bekletildiğini, Kuruma girişte detaylı arama yapıldığını, barındırıldığı koğuşun çok kalabalık olduğunu, ailesiyle ancak Kuruma girişinden on dört gün sonra görüşebildiğini, avukatı ve ailesiyle yaptığı görüşmelerin kaydedildiğini, hastaneye ve adliyeye Ceza İnfaz Kurumundan yapılan sevkler esnasında onur kırıcı ve kelepçeli bir şekilde götürüldüğünü, vatandaşlara teşhir edildiğini ifade etmiştir.

5. Soruşturma dosyası içine alınmış olan 15/8/2017 tarihli tutanak, Bakım Onarım Sonuç Formu ile 31/12/2018 tarihli tutanaktan 22/7/2016 tarihinde Ceza İnfaz Kurumunun kabul kayıt işlemlerinin yapıldığı alanı kaydeden kameranın arızalı olması nedeniyle kameranın kayıt yapmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.

6. Başsavcılık tarafından toplanan bilgi ve belgelerden başvurucunun müracaatı ve beyanı doğrultusunda yürütülen soruşturmada başvurucunun iddialarını destekler nitelikte ilgili şüpheliler hakkında başvurucunun soyut iddiası dışında kamu davası açılmayı gerektirir her türlü kuşku ve şüpheden uzak, hukuki denetime elverişli, somut, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle 14/5/2019 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.

7. Başvurucunun bu karara karşı, şikâyet konularına yönelik soruşturmada Başsavcılığın İnfaz Kurumundan gelen cevabi yazıyla yetinerek sonuca ulaştığı, eksik soruşturma yaptığı, şikâyet dilekçesindeki bazı hususlara ilişkin olarak bir araştırma yapmadığını ileri sürdüğü itirazları Sulh Ceza Hâkimliğince reddedilmiş; başvurucu bu kararı 18/6/2019 tarihinde öğrendikten sonra 18/7/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

II. DEĞERLENDİRME

8. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

9. Başvurucu; bireysel başvuru dilekçesinde, tutuklanmasının ardından sabah saat 04.00'ten 08.30'a kadar araçta kelepçeli, daha sonra ise öğle saatlerine kadar Ceza İnfaz Kurumu girişinde sıcak havaya rağmen korunma olmaksızın bekletilmesi, Ceza İnfaz Kurumuna yerleştirilmeden önce iç çamaşırına kadar çıkarttırılarak detaylı (çıplak) arama yapılması, tutulduğu odada kalanların sayısının fazlalığı nedeniyle şartların uygun olmaması ve koğuş avlusunun üstünün tel örgü ile kapatılması, hastane ve adliyeye götürüldüğünde onur kırıcı şekilde elleri kelepçeli ve iki jandarma eşliğinde vatandaşlara teşhir edilmesi, mahkeme huzuruna da elleri kelepçeli olarak çıkarılması nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Aynı zamanda bu iddialarına ilişkin olarak yaptığı şikâyet üzerine başlatılan soruşturmanın etkili şekilde yürütülmediğini belirterek adil yargılanma hakkının ve etkili başvuru yapabilme hakkının da ihlal edildiğinden yakınmıştır. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında bireysel başvuru formunda ileri sürdüğü iddiaları tekrar etmiştir.

10. Başvuru, Ceza İnfaz Kurumunda kalabalık odada ve olumsuz şartlarda tutulma ve diğer kötü muamele iddiaları alt başlıklarını ihtiva edecek şekilde kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.

1. Ceza İnfaz Kurumunda Tutulma Şartları Yönünden

11. Başvurucu; Ceza İnfaz Kurumundatutuklu sıfatıyla barındırıldığı süre boyunca, 8 kişi için planlanmış ve 16 kişinin yatmasına yetecek sayıda ranza koyulan kalabalık koğuşta ortalama 28 kişiyle kaldığını, bu kadar kişinin koğuştaki iki tuvalet ve bir banyoyu kullanmak zorunda kaldığını, koğuş avlusunun üzerinin telle örtüldüğünü belirterek Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

12. Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine yerleştirilmeleri, barındırılmaları, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak infaz hâkimliğinin görevidir. Nitekim Anayasa Mahkemesi ceza infaz kurumlarındaki tutma şartlarından kaynaklanan kötü muamele iddialarına ilişkin olarak infaz hâkimliğine şikâyet yolunu tüketilmesi gereken etkili bir iç hukuk yolu olarak gördüğünü çeşitli kararlarında istikrarlı şekilde belirtmiştir (birçok karar arasından bkz. Mehmet Baransu, B. No: 2015/8046, 19/11/2015, §§ 23-35; Mehmet Hasan Altan (2) [GK], B. No: 2016/23672, 11/1/2018, §§ 250-252; İsmail Çıtak, B. No: 2016/78629, 28/11/2019, §§ 79-82).

13. Başvurucu, kalabalık koğuşta tutulma, bunun doğurduğu olumsuzluklar ve koğuş avlusunun üzerinin telle örtülmesi gibi tutulma şartlarına ilişkin şikâyetlerini bireysel başvuruda bulunmadan önce yetkili idari ya da adli mercilere taşıdığına ilişkin bir bilgi ya da belgeyi başvuru formu ve/veya ekinde sunmuş değildir. Bu durumda başvurunun bu kısmının gerekli olan hukuk yolu tüketilmeden yapıldığı anlaşılmıştır.

14. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemezliğine karar verilmesi gerekir.

2. Diğer Kötü Muamele İddiaları

15. Başvurucu; tutuklanmasının ardından sabah saat 04.00'ten 08.30'a kadar araçta kelepçeli olarak, daha sonra ise öğle saatlerine kadar Ceza İnfaz Kurumu girişinde sıcak havaya rağmen korunma olmaksızın bekletildiğini, hastane ya da adliyeye götürüldüğünde onur kırıcı şekilde elleri kelepçeli olarak, iki jandarma eşliğinde vatandaşlara teşhir edildiğini, mahkeme huzuruna elleri kelepçeli çıkarıldığını iddia etse de bu konuda başvuru dosyasında iddiasını doğrulayan herhangi bir delil bulunmamaktadır. Ayrıca başvurucu sözü edilen durumlar nedeniyle fiziki veya ruhsal varlığı üzerinde meydana gelen bir etkiden bahsetmemiştir. Bu nedenle başvurucunun anılan iddialarının savunulabilir olmadığı sonucuna varılmıştır.

16. Başvurucunun detaylı arama tedbirine ilişkin de ayrıntılı açıklamada bulunmadığı görülmüştür. Başvurucu; hangi kıyafetlerinin çıkarıldığı, ne kadar süre ve ne şekilde (elle, X-Ray cihazından geçirilerek vb.) arandığı, giysileri çıkarıldıktan sonra giymesi için önlük verilip verilmediği, kaç kişinin bulunduğu bir ortamda aramanın gerçekleştirildiği gibi değerlendirmeye yarayacak bilgileri Anayasa Mahkemesine sunmamıştır. Başvurucunun infaz koruma memurlarının aşağılama veya küçük düşürme amacıyla hareket ettiğini iddia etmediği, aramanın şeklinden de yakınmadığı dikkate alındığında iddiasının savunulabilir olmadığı değerlendirilmiştir.

17. Kötü muameleye maruz kalmaları nedeniyle mağdur olduğunu ileri süren kişiler; ispat külfetinin devlete geçtiği durumlar hâriç olmak olmak üzere, kötü muamele yasağı kapsamına giren ağırlıkta bir muamele görmüş olabileceğini gösteren emare ve delilleri, haklı bir gerekçeleri olmadığı sürece, zamanında yetkili makamlara sunma konusunda özenli davranmakla yükümlüdür. Olgulara dayanmayan yetersiz açıklamalar, iddiaların delillerle desteklenmemesi hatta kimi zaman delillerin uyumsuzluğu veya kötü muamelenin yapıldığı yer, zaman ve diğer konulardaki çelişkili ifadeler gibi hususlar, kötü muamelenin gerçekliğini şüpheye düşürür. Bu durumda iddianın savunabilir olduğundan ve dolayısıyla bu iddialara ilişkin derhâl resmî bir soruşturma başlatılması gerekliliğinden söz edilemez. Kaldı ki iddiaların güçlü bir dayanakla yetkili merciler nezdinde dile getirilmemesi hâlinde mağdur olduğunu ileri süren kişilerin etkili bir soruşturma yürütülmesine ilişkin meşru (haklı) bir beklentiye girebileceklerini söyleyebilmek mümkün değildir (Beyza Metin, B. No: 2014/19426, 12/12/2018, §§ 45-47).

18. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

B. Tahliye Kararının Geç İcra Edilmesi Nedeniyle Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

19. Başvurucu, tutuklu yargılandığı dosyada verilen tahliye kararına rağmen yaklaşık sekiz buçuk saat sonra Ceza İnfaz Kurumundan tahliye edilmesi nedeniyle Anayasa'nın 19. maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

20. Bireysel başvuru yolunun ikincillik niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17).

21. Tahliye kararlarının icra edilmesinde yaşanan gecikmelerin 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesi uyarınca açılacak tazminata davasına konu edilmesi mümkündür (A.A., B. No: 2016/59578, 12/2/2020, §§ 36-39).

22. Somut olayda anılan tazminat yoluna başvurulmadan doğrudan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapıldığı görülmüştür.

23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Haberleşme Özgürlüğü ile Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

24. Başvurucu, Ceza İnfaz Kurumuna gelen aile üyelerinin soğuk havada uzun süre bekletilmesi ve iç çamaşırlarına kadar aranması yüzünden küçük oğlunun öksürük ve kalıcı rahatsızlıklara yakalandığını ileri sürmüştür. Ayrıca açık ve kapalı görüş hakkının sınırlandırıldığını, Ceza İnfaz Kurumunda ailesi ve avukatıyla yaptığı görüşmelerin sesli ve görüntülü kaydedildiğini, avukatıyla yaptığı görüşmelerin Ceza İnfaz Kurumu görevlileri nezaretinde gerçekleştirildiğini, kendisinin yazdığı veya kendine gönderilen mektupların açılarak okunduğunu ifade etmiş; haberleşme özgürlüğüyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

25. Başvurucu, gönderdiği ve kendisine gelen mektup ve yazıların ceza infaz kurumu görevlileri tarafından açılıp okunduğunu da iddia etmiştir. Başvurucuların, şikâyetlerini hem maddi hem hukuki olarak temellendirme zorunluluğu bulunmaktadır. Maddi dayanaklar yönünden başvurucuların yükümlülüğü şikâyetlerine konu temel olay ve olguları açıklamak, bunlara ilişkin delilleri Anayasa Mahkemesine sunmak, hukuki dayanak yönünden yükümlülüğü ise bireysel başvuruya konu temel hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğini özü itibarıyla açıklamaktır. Anayasa Mahkemesinin başvurucunun yerine geçerek ihlal iddialarını gerekçelendirme, olay ve olguları ortaya koyma ve delil toplama görev ve yükümlülüğü bulunmamaktadır. Söz konusu yükümlülükler başvurucuya aittir. Başvurucuların anılan yükümlülüklere uymamaları hâlinde şikâyetlerini temellendiremedikleri için başvuruları açıkça dayanaktan yoksun bulunabilir. Anayasa Mahkemesi temellendirmeye ilişkin incelemesini her başvurunun somut koşullarında yapar (Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi [GK], B. No: 2014/12727, 25/5/2017; Cemal Günsel [GK], B. No: 2016/12900, 21/1/2021).

26. Başvurucu söz konusu iddiasına ilişkin olarak somut herhangi bir olaydan ya da ceza infaz kurumunca alınmış bir karardan bahsetmemiştir. Bu itibarla başvurucunun, soyut olarak dile getirdiği iddialarına ilişkin olarak delillerini sunma ve bu yönde açıklamalarda bulunma yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeniyle başvurucunun ileri sürdüğü bu ihlal iddiasını temellendirmemiş olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

27. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 46. maddesine göre Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulması için başvuruya konu edilen ve ihlale yol açtığı ileri sürülen kamusal eylem veya işlemden başvurucunun kişisel olarak ve doğrudan etkilenmiş olması gerekir (Onur Doğanay, B. No: 2013/1977, 9/1/2014, §§ 42-45). Başvurucuyla görüşebilmek için Ceza İnfaz Kurumuna gelen aile üyelerinin soğuk havada uzun süre bekletilmesi ve iç çamaşırlarına kadar aranması nedeniyle başvurucunun küçük oğlunun öksürük ve kalıcı rahatsızlıklara yakalanması iddiası yönünden başvurucunun mağdur sıfatı bulunmamaktadır. Zira başvurucu, bu başvuruyu oğlu adına değil kendi adına yapmıştır. Bu nedenle anılan iddianın kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

28. Anayasa Mahkemesi 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra ilan edilen olağanüstü hâl döneminde çıkarılan 22/7/2016 tarihli ve 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 6. maddesi uyarıca terör suçları dâhil olmak üzere bazı suçlardan tutuklanan kişiler hakkında uygulanan avukatla görüşmelerin kayda alınması ve ceza infaz kurumu görevlileri aracılığıyla izlenmesi tedbirine ilişkin olarak (ilgili kanun hükümleri ve ülke genelinde derece mahkemelerinin karar ve uygulamalarından hareketle) infaz hâkimliklerine şikâyet yolunun tüketilmesi gereken ulaşılabilir ve etkili bir başvuru yolu olduğu sonucuna varmıştır (İsmail Solmaz, B. No: 2017/15251, 12/2/2020, §§ 102-106; Emre Ayhan, B. No: 2016/80704, 13/2/2020 §§ 132-136). Somut olayda terörle (FETÖ/PDY) bağlantılı bir suçtan tutuklu bulunan başvurucu yönünden anılan bu kararlardaki değerlendirme ve sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum mevcut değildir.

29. Ayrıca başvurucu, açık ve kapalı görüş hakkının sınırlandırıldığından ve aile bireyleriyle yaptığı görüşmelerin de kayıt altına alınmasından şikâyet etmiştir. Bu bağlamda 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun 4., 5. ve 6. maddeleri uyarınca başvurucu, anılan şikâyet yönünden de uygulamanın hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle infaz hâkimliğine başvurabilecek ve verilen karara karşı ilgili ağır ceza mahkemesine itiraz edebilecektir. Bireysel başvuru dosyası incelendiğinde ise başvurucunun bu şikâyetlerine ilişkin olarak infaz hâkimliğine başvuruda bulunduğu hususunda herhangi bir bilgi ya da belgeye rastlanmamıştır. Dolayısıyla başvurucunun hukuk sisteminde mevcut idari ve yargısal başvuru yollarını tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durum bireysel başvurunun ikincillik niteliğiyle bağdaşmamaktadır. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu iddialarının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle

A. 1. Tutulma şartlarından dolayı kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin diğer iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

4. Haberleşme hürriyeti ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilirlik kriterlerini karşılamaması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyete neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 27/2/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Şahin Üzüm [2.B.], B. No: 2019/24249, 27/2/2024, § …)
   
Başvuru Adı ŞAHİN ÜZÜM
Başvuru No 2019/24249
Başvuru Tarihi 18/7/2019
Karar Tarihi 27/2/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda gerçekleştirilen detaylı arama, koğuş kalabalığı, koğuş avlusu üzerine tel örgü çekilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının, tahliye kararının gecikmeli olarak yerine getirilmesi nedeniyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının, ceza infaz kurumunda aile ve avukatla yapılan görüşmelerin sesli ve görüntülü olarak kaydedilmesi, avukatla yapılan görüşmelerin infaz kurumu görevlileri nezaretinde gerçekleştirilmesi, yazılan ve gelen mektupların açılarak okunması nedeniyle de haberleşme özgürlüğüyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı İnfaz kurumunda güç kullanımı Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Diğer kötü muamele iddiaları Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutulan kişinin yargı merciine başvuru hakkı (hakim önüne çıkarılma) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Ceza infaz kurumu uygulamaları Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi