logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Gülüşan Onat [1.B.], B. No: 2019/36519, 4/10/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GÜLÜŞAN ONAT BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/36519)

 

Karar Tarihi: 4/10/2023

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Ferhat YILDIZ

Başvurucu

:

Gülüşan ONAT

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, röntgen teknisyeni olarak görev yapan başvurucunun günlük çalışma saatlerinin artırılması uygulamasının kaldırılması talebinin reddi nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 8/11/2019 tarihinde yapılmıştır. Komisyon başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu Çerkezköy Devlet Hastanesinde röntgen teknisyeni olarak görev yapmaktadır. 12/2/2010 tarihli ve 6145 sayılı Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Genelgesi (Genelge) uyarınca valiliklere gönderilen yazı gereğince başvurucunun günlük 5 saat olan çalışma süresi 7 saate yükseltilmiştir. Başvurucu çalışma sürelerindeki bu değişikliğin iptali amacıyla Çerkezköy Kaymakamlığına (İdare) başvuruda bulunmuştur. İdare 30/4/2012 tarihinde 19/4/1937 tarihli ve 3153 sayılı Radyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanun'a, 21/1/2010 tarihli ve 5947 sayılı Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasın Dair Kanun'un 9. maddesiyle eklenen ek 1. maddeyi gerekçe göstererek başvurucunun talebini reddetmiştir.

6. Başvurucu anılan işlemin iptali talebiyle Tekirdağ İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır. Mahkeme 13/11/2012 tarihinde davanın kabulü ile bahsi geçen işlemin iptaline karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; 3153 sayılı Kanun'un ek 1. maddesinde belirtilen 35 saatlik sürenin, radyasyona maruz kalarak çalışan personelin haftalık çalışabileceği azami süreyi gösterdiği, yürütme organının da 27/4/1939 tarihli ve 2/10857 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilen Radyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamname (Tüzük) ile bu personelin çalışma sürelerini günlük 5 saat olarak sınırlandırdığı, 3153 sayılı Kanun'da yapılan değişikliğin bu kuralı ortadan kaldırmadığı ifade edilmiştir. Sağlık Bakanlığı tarafından bu sürenin 7 saate çıkarılmasının normlar hiyerarşisine göre daha üstte yer alan Tüzük hükmüne uygun bulunmadığı, bu açıdan anılan işlemin mevzuata aykırı olduğu vurgulanmıştır. Kararda ayrıca Atom Enerjisi Kurumu tarafından yapılan dozimetre kontrollerinde, bu işleri yürüten personeldeki radyasyon doz limitlerinin aşılmadığı belirtilse de bu ışınlara maruz kalma sürelerini uzatan uygulamanın, personel yönünden doz limitlerinin aşılması noktasında riskleri artırdığı belirtilmiştir. Kararda doz limitlerinin aşılması riskini artıran uygulama nedeniyle ilgili personelden alınacak verimin ve yürütülecek hizmetin kalitesinin olumsuz etkileneceği, personelin sağlık durumları açısından ileride telafisi güç ve imkânsız zararların oluşabileceği ifadelerine yer verilmiştir.

7. İdare, 3153 sayılı Kanun'da yapılan değişiklikle, radyasyona maruz kalan personelin çalışma saatlerinin haftalık 35 saate yükseltildiğini, personelin doz limitlerinin aşılması durumunda bu saatlerin düşürülebileceğini, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından yapılan ölçümler sonucunda herhangi bir dozaşımının tespit edilemediğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur. Danıştay Beşinci Daire 21/10/2014 tarihinde temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir. Kararda; 3153 sayılı Kanun'a istinaden çıkarılan Tüzük uyarınca röntgen ve radyom ile ilgili personelin günlük 5 saatten fazla çalıştırılamayacağının hüküm altına alındığı vurgulanmıştır. Öte yandan 5947 sayılı Kanun'la, 3153 sayılı Kanun'a eklenen ek 1. madde uyarınca belirli işlerde çalışan personelin çalışma süresinin 35 saat olarak belirlendiği, bu durumda Tüzük'ün uygulanmasına imkân bulunmadığı ifade edilmiştir. Kararda son olarak maruz kalınabilecek doz limitlerinin gösterildiği yönetmeliğin yürürlükte olduğu, buna göre başvurucunun sağlığını tehdit edecek doz limitlerine maruz kaldığı yönünde bir tespit veya iddianın bulunmadığı belirtilmiştir.

8. Mahkeme 3/6/2015 tarihinde, aynı gerekçelerle önceki kararında ısrar edilmesine ve dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Anılan kararın İdarece temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 16/11/2017 tarihinde Mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; 3153 sayılı Kanun'a dayanılarak çıkarılan Tüzük'ün 21. maddesinde röntgen ve radyom ile ilgili çalışanların günlük 5 saatten fazla çalışamayacağının düzenlendiği ancak 5947 sayılı Kanun'la, 3153 sayılı Kanun'a eklenen ek 1. madde ile bu kişilerin haftalık çalışma sürelerinin 35 saat olarak belirlendiği ve mesai saatlerinin belirlenmesinde radyasyon doz limitlerinin ayrıca dikkate alınacağının düzenlendiği ifade edilmiştir. Bu değişiklik sonrasında Sağlık Bakanlığı tarafından bu kişilerin günlük çalışma saatlerinin 7 saat olarak uygulanmasına ilişkin Genelge yayınlandığı, Genelge'nin iptali amacıyla Danıştay nezdinde açılan davanın da reddedildiği, gerçekleştirilen kanun değişikliği sonrasında Tüzük hükümlerinin uygulanma olanağının kalmadığı, başvurucu yönünden herhangi bir fazla çalışmadan bahsedilemeyeceği belirtilmiştir. Anılan karara karşı başvurucunun karar düzeltme talebi Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından 11/7/2019 tarihinde reddedilmiştir.

9. Anılan karar 23/10/2019 tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir.

10. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun yukarıda belirtilen karar düzeltme talebinin reddi kararı üzerine Mahkemece 28/11/2019 tarihinde bozma kararı uyarınca davanın reddine yönelik verilen karar, taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 4/2/2020 tarihinde kesinleşmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

1. İlgili Mevzuat

11. 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun "Çalışma saatleri" başlıklı 99. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Memurların haftalık çalışma süresi genel olarak 40 saattir.

Bu süre Cumartesi ve Pazar günleri tatil olmak üzere düzenlenir.

Ancak bu kanuna, özel kanunlara, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine veya bunlara dayanılarak çıkarılacak yönetmeliklerle, kurumların ve hizmetlerin özellikleri dikkate alınmak suretiyle farklı çalışma süreleri tespit olunabilir.

..."

12. 3153 sayılı Kanun'un 1. maddesi şöyledir:

"Münhasıran röntgen şuaı vasıtasile teşhis veya hem teşhis ve hem tedavi yahut radiyom veya radiyom emanasiyonu yahut radiyom mürekkebatile veya her türlü elektrik aletlerile tedavi yapmak için müessese açmak Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaletinin iznine bağlıdır."

13. 3153 sayılı Kanun'un 3. maddesi şöyledir:

"Birinci maddede yazılı müesseselerin bina vasıfları ve hastalarla mütehassısları ve orada çalışan veya bulunan başkalarının elektrik cereyanı ve röntgen şuaı ve radiyom arızalarından korunacak tertiplerle bunlara ait levazımın şartları ve radiyom için bir müessesede bulunması lazımgelen en az miktar ve elektrikle tedaviye mahsus aletlere ait vasıf ve şartlar hakkında Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir"

14. 4/7/2018 tarihli ve 30468 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 698 sayılı, 477 sayılı Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 11. maddesi şöyledir:

"19/4/1937 tarihli ve 3153 sayılı Radiyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanunun;

a) 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan 'bir nizamname yapılır' ibaresi 'Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir' şeklinde,

b) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan 'bir nizamname yapılır' ibaresi 'Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir' şeklinde,

c) 7 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan 'nizamnamedeki' ibaresi 'yönetmelikteki' şeklinde,

ç) 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan 'nizamnameye' ibaresi 'yönetmeliğe' şeklinde,

d) 12 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan 'nizamnamelerle' ibaresi 'yönetmeliklerle' ve ikinci fıkrasında yer alan 'nizamnameye' ibaresi 'yönetmeliğe' şeklinde,

e) 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan 'nizamnamedeki' ibaresi 'yönetmelikteki' şeklinde,

değiştirilmiştir."

15. 3153 sayılı Kanun'un Ek. 1. maddesi şöyledir:

"İyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş veya işlemlerde çalışan personelin haftalık çalışma süresi 35 saattir. Bu süre içerisinde, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen radyasyon dozu limitleri de ayrıca dikkate alınır. Doz limitlerinin aşılmaması için alınması gereken tedbirler ile aşıldığı takdirde izinle geçirilecek süreler ve alınacak diğer tedbirler Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir."

16. Tüzük'ün 1. maddesi şöyledir:

"Münhasıran röntgen şuaı vasıtasiyle teşhis veya hem teşhir ve hem tedavi yahut radyom veya radyom emanasyonu yahut radyom mürekkebatı ile veya her türlü elektrik aletleri ile tedavi yapan müesseselerin bina vasıfları ve hastalar ile mütehassısları ve orada çalışan veya bulunan başkalarını elektrik cereyanı ve röntgen şuaı ve radyom arızalarından koruyacak tertipler ile bunlara ait levazımın şartları ve radyom için bir müessesede bulunması lazımgelen en az miktar ve elektrik ile tedaviye mahsus aletlerin vasıf ve şartları bu nizamnamede tesbit edilmiştir"

17. Tüzük'ün 21. maddesi şöyledir:

"Röntgen ve radyom ile daimi olarak günde beş saatten fazla çalışılamaz. Röntgen muayenehanelerinde pazardan maada ayrıca bir gün daha öğleden sonra tatil yapılmalıdır."

18. Tüzük'ün 22. maddesi şöyledir:

"Hastahanelerde, röntgen ve radyom ile tam müddetle (günde 5 saat) çalışan kimseler, hastahanenin başka işlerinde kullanılamaz. Bunlara gece uykularını ihlal edecek iş verilmemelidir."

19. Tüzük'ün 23. maddesi şöyledir:

"Röntgen ve radyom laboratuvarlarında çalışan bütün mütahassıs ve müstahdemlerin, senede iki defa kanları muayene edilerek küreyvatları sayılmak ve el vesair açık yerlerinin cildini muayene ettirmek mecburidir. Resmi müesseselerde bu muayenelerin icrası, o müesseselerin müdürleri tarafından takip olunur. Hususi müesseselerde, muayenelerin icra ettirilmemesinden sahipleri mesuldür. Bu muayenelerin neticeleri muntazam bir deftere kaydedilir. Bu muayeneler neticesinde görülecek arızalar iyi oluncaya kadar o kimsenin çalışmasına müsaade edilmez."

20. Tüzük'ün 24. maddesi şöyledir:

"Bu gibi müesseselerde, her röntgen mütahassısının veya röntgen ve radyom ile iştigal eden kimsenin senede dört hafta muntazaman devamlı tatil yapması mecburidir"

21. Bireysel başvuru konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan 6/10/2007 tarihli ve 26665 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Sağlık Hizmetlerinde İyonlaştırıcı Radyasyon Kaynakları ile Çalışan Personelin Radyasyon Doz Limitleri Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) "Amaç" kenar başlıklı 1. maddesi şöyledir:

"Bu Yönetmeliğin amacı, iyonlaştırıcı radyasyon ile teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş veya işlemlerde çalışan kamu sağlık hizmetlerindeki tüm personelin iyonlaştırıcı radyasyondan kaynaklanabilecek risklere karşı radyasyon dozu limitlerini belirlemektir."

22. Yönetmelik'in "Kapsam" kenar başlıklı 2. maddesi şöyledir:

"Bu Yönetmelik, kamu sağlık hizmetlerinde, iyonlaştırıcı radyasyon ile teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş veya işlemlerde çalışan kamu personelini kapsar."

23. Yönetmelik'in "Tanımlar" kenar başlıklı 4. maddesi şöyledir:

"Bu Yönetmelikte geçen;

a) Eşdeğer doz: Birimi Sievert (Sv) olup, radyasyonun türüne ve enerjisine bağlı olarak doku veya organda soğurulmuş dozun, radyasyon ağırlık faktörü ile çarpılmış halini,

b) Etkin doz: Birimi Sievert (Sv) olup, insan vücudunda ışınlanan bütün doku ve organlar için hesaplanmış eşdeğer dozun, her doku ve organın doku ağırlık faktörleri ile çarpılması sonucunda elde edilen dozların toplamını,

c) İyonlaştırıcı radyasyon: 100 nm ya da daha kısa dalga boyunda veya 3x1015 Hertz ya da daha yüksek frekansta elektromanyetik dalga veya parçacık şeklinde transfer edilen, doğrudan veya dolaylı olarak iyon oluşturma kapasitesine sahip enerjiyi,

ç) Personel: Teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerlerde iyonlaştırıcı radyasyon kaynakları ile bizzat çalışan bilumum kamu personelini,

d) Radyasyon: İyonlaştırıcı radyasyonu,

e) Radyasyon kaynağı: Teşhis ve tedavide kullanılan ve iyonlaştırıcı radyasyon yayan her türlü cihazı ve radyofarmasötiği

ifade eder."

24. Yönetmelik'in "Radyasyon doz limitleri" kenar başlıklı 7. maddesi şöyledir:

"(1) Radyasyon ile çalışan personel, Radyasyon Güvenliği Yönetmeliğine uygun olarak kişisel dozimetre taşımak zorundadır. Bu personelden nükleer tıp alanında çalışan hekimler, hemşireler, nükleer tıp teknikerleri ve teknisyenleri ve sıcak oda görevlileri rutin gövde dozimetresi ile birlikte bu Yönetmeliğin yürürlüğe giriş tarihinden itibaren altı ay sonra geçerli olmak üzere el bileği veya yüzük dozimetresi de taşımak zorundadır.

(2) İyonlaştırıcı radyasyon ile çalışan personelin maruz kalacağı tüm vücut etkin dozu müteakip beş yıl toplamında 100 milisieverti, herhangi bir tek yılda 50 milisieverti ve ayda 2 milisieverti geçemez. Bu kurala aykırı olmayacak şekilde ayrıca;

a) Göz merceği için eş değer doz aylık 15 mSv’i,

b) El ve ayaklar için eş değer doz aylık 50 mSv’i,

c) En yoğun radyasyona maruz kalan 1 cm2’lik alan referans olmak üzere cilt için eş değer doz aylık 50 mSv’i

geçemez.

(3) 18 yaşını doldurmamış olanlar iyonlaştırıcı radyasyon ile çalışılan işlerde görev alamazlar. Mesleki eğitimleri gereği iyonlaştırıcı radyasyon ile çalışması zorunlu 16-18 yaş arası stajyer ve öğrenciler için etkin dozun yılda 6 mSv’i geçmemesi kaydıyla doz limitleri şu şekilde belirlenmiştir:

a) Tüm vücut etkin dozu aylık 0.6 milisieverti,

b) Göz merceği için eş değer doz aylık 5 mSv'i,

c) El, ayak veya deri için eşdeğer doz aylık 15 mSv’i

geçemez.

 (4) Hamile personel hamilelik durumu belli olur olmaz ilgili birim amirlerine derhal haber verirler. Bunların yıllık doz limitleri, yayımlanan Radyasyon Güvenliği Yönetmeliğinin 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde toplum için belirlenmiş limitleri aşamayacağından, çalışma koşulları bilfiil radyasyon kaynakları ile ilgili işleri ve işlemleri içermeyecek şekilde yeniden düzenlenir.

 (5) Emzirme dönemindeki personel radyoaktif maddelerin cilt teması, solunması veya sindirim yoluyla alınması riski taşıyan nükleer tıp alanında ve benzer kontaminasyon riski taşıyan iş ve işlemlerde çalıştırılamazlar.

 (6) Kişisel dozimetre ölçümlerinde aylık limitlerin aşıldığı durumlarda ilgili yerin radyasyon güvenliği komitesi, radyasyon güvenliği komitesinin olmadığı yerlerde birim amiri sorunun kaynağını inceleyip değerlendirir ve eksik veya yanlış hususların düzeltilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlar. Yanlış veya eksik hususlar düzeltilinceye kadar söz konusu radyasyon kaynakları ile yapılan iş ve işlemler yürütülmez.

 (7) Radyasyon ile çalışan personelin işe başlamadan önceki ve yıllık sağlık kontrolleri Ek-I’deki form doğrultusunda yapılır. Personelin sağlık kontrolleri, tercihen, işyeri hekimliği sertifikası olan bir kurum tabibi veya kurum amirinin görevlendirdiği bir hekim tarafından gerçekleştirilir.

 (8) Kişisel dozimetre ölçümlerinde aylık radyasyon limitinin aşılması veya yüksek dozda radyasyona maruziyet şüphesi taşıyan radyasyon kazası durumunda sağlık personeli Ek-I’deki form doğrultusunda değerlendirilir ve gerekli görülürse ilgili üst kurumlara sevk edilir."

25. Yönetmelik'in "Çalışma düzeni" kenar başlıklı 8. maddesi şöyledir:

"(1) Personel, iyonlaştırıcı radyasyonla 7 nci maddede belirtilen radyasyon doz limitleri içinde çalıştırılabilir. Kamu kurum ve kuruluşları bu konuda gerekli tedbirleri almakla, personel de gerekli korunma tedbirlerine uymakla yükümlüdür.

(2) Sağlık personelinin günlük mesaisi, radyoterapi birimlerinde acil hasta yükünün karşılanabilmesi ve hiperfraksiyone tedavi şemalarının uygulanabilmesi için; radyoloji ve nükleer tıp birimlerinde acil tanı ve tedavinin uygulanabilmesi için vardiya veya nöbet şeklinde düzenlenebilir. Buna göre;

a) Vardiya veya nöbet için düzenlemeler ilgili birim sorumlusunun önerileri dikkate alınarak, kurum amirlerince yapılır.

b) Vardiya veya nöbet şeklindeki çalışma düzeninde ilgili hekim radyasyon uygulamalarına eşlik eder."

26. Bireysel başvuru tarihinden sonra 26/4/2022 tarihli ve 31821 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Radyoloji Hizmetleri Yönetmeliği'nin "Personel durumu" kenar başlıklı 11. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...

 (9) Radyasyon kaynakları ile çalışacak personelin çalışma şekli, 3153 sayılı Kanunda öngörülen çalışma süresini aşmamak kaydıyla, hizmetin etkinlik ve sürekliliğinin sağlanması bakımından vardiya veya nöbet şeklinde düzenlenebilir.

 (10) İyonlaştırıcı radyasyon kaynağı içermeyen cihazlar ile çalışacak personelin çalışma şekli hizmetin etkinlik ve sürekliliğinin sağlanması bakımından vardiya veya nöbet şeklinde düzenlenebilir."

2. İlgili Yargı Kararları

27. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 16/7/2010 tarihli ve E.2010/29, K.2010/90 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

"...

Dava dilekçesinde, 5947 sayılı Yasa'nın 9. maddesi ile 3153 sayılı Yasa'ya eklenen Ek Madde 1 hükmü ile iyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş ve işlemlerde çalışan personelin çalışma sürelerinin artırıldığı, günlük çalışma sürelerine yer verilmediği bu nedenle kuralın, söz konusu alanda çalışan sağlık personelinin sağlığını korumaktan uzak, yaşam ve sağlık hakkını ihlal eden bir düzenleme olduğu belirtilerek Anayasa'nın 2., 5., 6., 7., 17., 49., 50., 56., 90. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Anayasa'nın 5. maddesinde, 'insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlama' Devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmış, 17. maddesinde, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkına sahip olduğu, 50. Maddesinde dinlenmenin çalışanların hakkı olduğu, 56. maddesinde ise herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip bulunduğu belirtilmiştir.

Dava dilekçesinde kuralın Anayasaya aykırılığı ile ilgili iki konunun üzerinde durulduğu görülmektedir. Üzerinde durulan ilk konu, iyonlaştırıcı radyasyonla çalışan personelin çalışma sürelerinin 25 saatten 35 saate çıkarılması ile ilgilidir. 2368 sayılı Yasa'da tüm sağlık personeli gibi radyasyonla çalışan personel için de haftalık 40 veya 45 saat çalışma süresi öngörülmüş, ancak bu süreler, radyasyonla çalışan personel için idare tarafından yönetmelikle 25 saat olarak belirlenmiştir. Yeni düzenlemede ise radyasyonla çalışan personelin haftalık çalışma süresi 35 saate indirilmiştir. Ayrıca idarenin, dava konusu kurala veya 657 sayılı Yasa'nın 99. maddesine dayanarak çıkaracağı tüzük veya yönetmelikle yasada öngörülen azami çalışma süresinden daha kısa çalışma süreleri belirleyebileceği kural altına alınmıştır.

Diğer taraftan, iptal istemine konu maddenin ikinci tümcesinde, çalışma sürelerinin belirlenmesinde Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen radyasyon dozu limitlerinin de dikkate alınacağı belirtilmiştir. Yönetmelikte belirlenen radyasyon dozu limitlerinin haftalık 35 saatten daha kısa bir çalışma süresinde aşılması durumunda bu personelin çalışma süresinin Yasada belirlenen 35 saatten daha az olabileceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava konusu kuralın, radyasyonla teşhis ve tedavi merkezlerinde çalışan personelin maddi ve manevi varlıklarının gelişmesini engelleyen, çalışanların dinlenme haklarını ihlal ederek sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama haklarını sınırlayan bir niteliği bulunmamaktadır.

Dava dilekçesinde üzerinde durulan ikinci konu ise yasayla düzenlenmesi gereken konuların yönetmeliğe bırakılması nedeniyle kuralın Anayasa'nın 7. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ile ilgilidir.

Anayasa'nın 7. maddesinde 'Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.' denilmektedir. Yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesi, yasakoyucunun temel ilkeleri koymadan, çerçeveyi çizmeden yürütmeye yetki vermemesi, sınırsız, belirsiz bir alanı yönetimin düzenlemesine bırakmamasını belirten bir ilkedir. Ancak yasakoyucu gerektiğinde sınırlarını belirlemek koşuluyla bazı konuların düzenlenmesini idareye bırakabileceği gibi sık sık değişik önlemler alınmasına veya bunların kaldırılmasına gerek görülen ekonomik, teknik veya benzeri alanlarda temel kuralları saptandıktan sonra ayrıntıların düzenlenmesini idareye bırakabilir. Bu durum yasama yetkisinin devri olarak nitelendirilemez.

Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrasına göre, kamu personelinin özlük haklarına ilişkin esaslarının kanunla düzenlenmesi gerekmektedir. Yasa ile düzenlenmesi öngörülen konularda, yürütme organına, genel, sınırsız, esasları ve çerçevesi belirsiz bir düzenleme yetkisi verilmez. Ancak yasada temel esasların belirlenerek çerçevesinin çizilmiş olması koşuluyla uzmanlık ve teknik konulara ilişkin ayrıntıların yürütme organının takdir yetkisine bırakılması Anayasa'nın 128. maddesine aykırılık oluşturmaz.

İptal istemine konu Ek Madde 1'in ikinci ve üçüncü tümcelerinde; radyasyon dozu limitlerinin belirlenmesi, doz limitlerinin aşılmaması için alınması gereken tedbirler, doz limitlerinin aşılması halinde izinle geçirilecek süreler ve alınacak diğer önlemlerin, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.

Radyasyon doz limitlerinin çalışılan kurum veya bölüme göre farklılık gösterebileceği gibi teknolojik gelişmelerle de bu limitlerin zaman içinde değişmesi olasıdır. Bu nedenle radyasyon doz limitlerinin belirlenmesi veya bu limitlerin aşılmaması için alınacak önlemlerin tespitinin idareye bırakılmasında Anayasa'ya aykırılık bulunmamaktadır.

İdareye bırakılan diğer bir konu ise doz limitlerinin aşılması halinde izinle geçirilecek sürelerin belirlenmesi ile ilgilidir. Radyasyonla tedavi hizmetlerinde çalışan personelin yukarıda da açıklandığı üzere üç ayrı izin hakkı bulunmaktadır. Bunlardan ilki, devlet memuru olmaları nedeniyle kullanacakları ücretli yıllık izinleri; ikincisi, her yıl, yıllık izinlerine ilaveten kullanacakları bir aylık sağlık izni (657 sayılı DMK m.103); üçüncüsü ise dava konusu fıkrada yer verilen ve doz limitlerinin aşılması halinde kullanacakları izin. Bu izinlerden yıllık ücretli izin, devlet memuru olmakla; sağlık izni ise radyasyonla teşhis veya tedavi yapılan bir bölümde çalışmakla hak kazanılan izinlerdir. Dava konusu kuralda yer verilen ve radyasyon doz limitlerinin aşılması halinde izinle geçirilecek süre için aynı şeyleri söylemek olanaklı değildir. Her şeyden önce bu iznin kullanılması, çalışan üzerinde belirlenen radyasyon doz limitlerinin aşılması koşuluna bağlıdır. Belirlenen doz limitlerinin aşılmadığı dönemlerde çalışan için böyle bir izin hakkının doğmayacağı açıktır.

Diğer taraftan iyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerlerde, radyasyon doz limitlerinin aşılması halinde kullanılacak iznin süresi, aşılan dozun oranına bağlı olarak değişkenlik gösterecektir. Aşılan radyasyon doz oranı çok az olduğunda, kullanılacak izin süresi saatle ifade edilebilirken, bu oranın artması durumunda gün, belki haftalarla ifade edilen bir izin söz konusu olabilecektir. Bu nedenle kullanılması doz limitlerinin aşılması koşuluna bağlı olan ve aşılan doz oranına göre değişkenlik gösterecek izin süresinin ayrıntılı olarak yasada belirlenmesi olanaklı olmadığından, bu konunun düzenlenmesinin yürütme organının takdir yetkisine bırakılması Anayasaya aykırılık oluşturmaz.

..."

28. Danıştay Beşinci Dairesinin 19/3/2014 tarihli ve E.2013/1504, K.2014/2214 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

"...

Dava, iyonlaştırıcı radyasyon kaynaklarıyla çalışan kamu sağlık personelinin haftalık çalışma süresinin 35 saat olarak uygulanmasına ilişkin 12.2.2010 günlü, 6145 sayılı Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Genelgesinin iptali istemiyle açılmıştır.

28.4.1937 günlü, 3591 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 3153 sayılı Radyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanunun 3. maddesi ile birinci maddede yazılı müesseselerin (münhasıran röntgen şuaı vasıtası ile teşhis veya hem teşhis ve hem tedavi yahut radiyom veya radiyom emanasiyonu yahut radiyom mürekkebatile veya her türlü elektrik aletleriyle tedavi yapan müesseseler) bina vasıfları ve hastalarla mütehassısları ve orada çalışan veya bulunan başkalarının elektrik cereyanı ve röntgen şua ve radiyom arızalarından korunacak tertiplerle bunlara ait levazımın şartları ve radiyom için bir müessesede bulunması lazım gelen en az miktar ve elektrikle tedaviye mahsus aletlere ait vasıf ve şartlar hakkında bir nizamname yapılacağı öngörülmüştür.

Anılan madde hükmü uyarınca 27.4.1939 günlü, 2/10857 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilen Radyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamname yayımlanmış ve bu Nizamname ile 3153 sayılı Kanunun 3. maddesi ile düzenlenmesi öngörülen konular düzenlenmiştir. Buna göre Nizamnamenin çalışma tarzına dair hükümler başlıklı ikinci bölümünde yer alan 21. madde ile röntgen ve radyom ile daimi olarak günde beş saatten fazla çalışılamayacağı, röntgen muayenehanelerinde pazardan maada ayrıca bir gün daha öğleden sonra tatil yapılması gerektiği, 22. maddesi ile de, hastahanelerde röntgen ve radyom ile tam müddetle (günde beş saat) çalışan kimselerin, hastahanenin başka işlerinde kullanılamayacağı, bunlara gece uykularını ihlal edecek iş verilemeyeceği belirlenmiştir.

Sözü edilen Nizamname hükmüne göre radyasyon kaynaklarıyla çalışan kamu sağlık personeli günde 5 saat mesai yapmakta iken, 30.1.2010 günlü, 27478 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5947 sayılı Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 9. maddesiyle 19.4.1937 günlü, 3153 sayılı Radyoloji, Radiyom ve Elektrikli Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanuna eklenen ek 1. maddede; 'İyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş veya işlemlerde çalışan personelin haftalık çalışma süresi 35 saattir. Bu süre içerisinde, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen radyasyon dozu limitleri de ayrıca dikkate alınır. Doz limitlerinin aşılmaması için alınması gereken tedbirler ile aşıldığı takdirde izinle geçirilecek süreler ve alınacak diğer tedbirler Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.' hükmüne yer verilerek anılan personelin günlük çalışma süresi 7 saate çıkarılmıştır.

5947 sayılı Kanun ile mesai saatlerinde yapılan yeni düzenlemenin uygulama esaslarına açıklamak üzere dava konusu Genelge yayımlanmıştır. Genelgenin birinci parağrafında, 5947 sayılı Kanunun 30.1.2010 günlü, 27478 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandığı belirtildikten sonra; ikinci parağrafında, anılan Kanunun 9. maddesiyle 3153 sayılı Kanuna eklenen ek 1. maddeye yer verilmiş; üçüncü parağrafında, çalışma süresi ile ilgili hükmün Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girmesinden dolayı radyoloji personelinin günlük çalışma süresinin 7 saat olarak uygulanması gerektiği ifade edilmiş; son fıkrasında ise, Kanun maddesinin diğer hükümleri ile ilgili yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar, anılan personelin mesailerinin İyonlaştırıcı Radyasyon Kaynakları İle Çalışan Personelin Radyasyon Doz Limitleri Hakkında Yönetmelik esasları kapsamında 7 saatlik günlük çalışma sınırını aşmayacak şekilde ve nöbet ve vardiya hizmetlerinin buna göre düzenlenmesi hususu duyurulmuştur.

Genelgede gönderme yapılan 6.10.2007 günlü, 26665 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kamu Sağlık Hizmetlerinde İyonlaştırıcı Radyasyon Kaynakları İle Çalışan Personelin Radyasyon Doz Limitleri Hakkında Yönetmelikte, radyasyon doz limitleri ve personelin çalışma düzeni konularında düzenleme yapılmış, doz limitlerinin aşıldığı durumlarda gerekli tedbirlerin alınacağı, personelin radyasyon doz limitleri içinde çalıştırılabileceği öngörülmüştür.

5947 sayılı Kanun ile 3153 sayılı Kanuna eklenen ek 1. maddede iki husus öngörülmüştür. Birincisi, radyoloji kaynaklarıyla çalışan personelin radyasyon doz limitleri dikkate alınmak suretiyle haftada 35 saat mesai yapması, ikincisi ise doz limitlerinin aşılmaması için alınması gereken tedbirler ile aşıldığı takdirde izinle geçirilecek süreler ve alınacak diğer tedbirlerin Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenmesidir. Bu kapsamda, dava konusu Genelgede Kanunda öngörülen iki hususun uygulama esasları belirlenmiştir. Bunlardan birincisi yani radyoloji kaynaklarıyla çalışan personelin haftalık mesai süresinin bundan sonra 35 saat olarak uygulanması hususu tamamen Kanuna paralel bir düzenlemedir. Kanunda öngörülen ikinci hususla ilgili olarak idarenin en kısa sürede Yönetmelikle bir düzenleme yapması gerekmekle birlikte, dava konusu Genelgede, personelin mesaisi ile nöbet ve vardiya hizmetlerinin, radyasyon doz limitleri ve personelin çalışma düzeni konularında düzenlemeler içeren, doz limitlerinin aşıldığı durumlarda gerekli tedbirlerin alınacağını ve personelin radyasyon doz limitleri içinde çalıştırılabileceğini belirleyen Kamu Sağlık Hizmetlerinde İyonlaştırıcı Radyasyon Kaynakları İle Çalışan Personelin Radyasyon Doz Limitleri Hakkında Yönetmelik esasları kapsamında uygulanması hususunun öngörülmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

..."

B. Uluslararası Hukuk

29. 7/3/1968 tarihli ve 1033 sayılı Kanun'la onaylanması uygun bulunan 115 sayılı İşçilerin İyonizan Radyasyonlara Karşı Korunması Hakkında ILO Sözleşmesi'nin (115 sayılı ILO Sözleşmesi) 3. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Bilgi alanında kaydedilen gelişmelerin ışığı altında, işçilerin sağlık ve emniyetleri bakımından iyonizan radyasyonlara karşı etkili bir şekilde korunmasını sağlamak maksadıyla münasip her türlü tedbir alınacaktır.

Bu maksada uygun, gerekli usul ve kaidelerle tedbirler kabul edilecek ve etkili bir korunma sağlanabilmesi için, zaruri olan bilgiler istifadeye açık bulundurulacaktır.

..."

30. 115 sayılı ILO Sözleşmesi'nin 5. maddesi şöyledir:

"İşçilerin iyonizan radyasyonlara maruz kalışlarının mümkün olan en asgari hadde indirilmesi için her türlü gayret sarfedilmeli ve fuzuli olan her türlü maruz kalışlar bütün ilgili taraflarca önlenmelidir."

31. 115 sayılı ILO Sözleşmesi'nin 11. maddesi şöyledir:

"Tespit edilen seviyelere riayet edilip edilmediğinin doğrulanması amacıyla, işçilerin iyonizan radyasyonlara ve radyoaktif maddelere ne dereceye kadar maruz kaldıklarını tayin etmek üzere işçilere ve işyerleri lazım geldiği şekilde kontrole tabi tutulmalıdır."

32. 115 sayılı ILO Sözleşmesi'nin 12. maddesi şöyledir:

"Doğrudan doğruya radyasyon işlerinde çalışan bütün işçiler, bu işlerde çalışmadan önce veya çalışmaya başladıktan kısa bir zaman sonra sağlık muayenesine tabi tutulmalı ve bundan sonra münasip aralıklarla bu sağlık muayenelerinden geçirilmelidir."

33. 115 sayılı ILO Sözleşmesinin 13. maddesi şöyledir:

"İyonizan radyasyona maruz kalmanın nitelik veya derecesi ve ya her ikisi sebebiyle, hangi hallerde aşağıdaki tedbirlerin süratle alınması icap edeceği 1. maddede öngörülen sözleşmenin yürütümünün sağlayıcı uygulama metodlarından biri yoluyla belirtilecektir:

a. İşçi münasip bir sağlık muayenesine tabi tutulmalıdır;

b. İşveren yetkili makam tarafından verilen talimata uygun olarak bu makama tevdieten haber vermelidir,

c. Radyasyonlara karşı korunma konusunda yetkili şahıslar, işçinin işini hangi şartlar altında yaptığını incelemelidir;

d. İşveren, teknik müşahadelere ve tıbbi görüşlere dayanan düzeltici lüzumlu bütün tedbirleri almalıdır."

34. 115 sayılı ILO Sözleşmesi'nin 14. maddesi şöyledir:

"Hiçbiri işçi, yetkili tıbbi görüşe aykırı olarak iyonizan radyasyonlara maruz kalmasını gerektirebilecek işlerde çalıştırılmamalı veya çalıştırılmaya devam edilmemelidir."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

35. Anayasa Mahkemesinin 4/10/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

36. Başvurucu; 3153 sayılı Kanun'a eklenen ek 1. maddenin günlük çalışma süresini azami olarak 7 saate çıkardığını, Tüzük'ün 21. maddesi ve 115 sayılı ILO Sözleşmesi'nin 5. maddesi uyarınca fazla çalıştırılmasının hukuka aykırı olduğunu, buna rağmen çıkarılan Genelge ile günlük çalışma sürelerinin 7 saate çıkarıldığını, bu durumun normlar hiyerarşisine aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu, radyasyonun insan sağlığına zararlı olduğunun açık olduğunu, radyasyon ile muhatap olarak çalışan kişilerin aldığı doz şiddetini ölçen dozimetri sonuçlarının da radyasyonunun insan vücuduna verdiği tahribatı değil, anlık doz şiddetini ölçtüğünü iddia etmiştir. Başvurucu ayrıca, radyasyonun geç evre etkilerinin yavaş yavaş çalışanlarda görünmeye başladığını, çok sayıda çalışanın son beş yıl içerisinde kanser hastalığına yakalandığını ifade etmiştir. Başvurucu son olarak Avrupa Birliğine üye ülkelerde radyasyon teknikerlerinin çalışma saatlerinin 7-9 saat olduğunu ancak bu kişilerin günlük çekim sayılarının 25-50 iken ülkemizde bu sayının 80'in üzerinde olduğunu, en temel hakkı olan sağlıklı yaşam hakkının ihlal edildiğini ifade etmiştir.

37. Bakanlık görüşünde öncelikle; başvurucunun bozma kararı sonrasında ilk derece mahkemesince dosyanın incelenmesi devam ederken bireysel başvuruda bulunduğu, bu nedenle başvuru yollarının usulüne uygun tüketilip tüketilmediği hususunun Anayasa Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bakanlık görüşünde ayrıca, başvurucunun maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede, görüşte yer verilen Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir.

38. Başvurucu Bakanlık görüşüne karşı beyanında; 2010 yılından bu yana günlük 7 saat çalışmaya geçilmesinin yarattığı sağlık sorunlarının ortada olduğunu, nüfus yoğunluğu fazla olan illerde bulunan hastanelerde çalışan kişilerde radyasyona bağlı çeşitli hastalıkların görüldüğünü ileri sürmüştür. Başvurucu, radyasyonun geç evreleri de gözönüne alındığında kanser hastalıklarıyla karşılaşıldığını, bu kişilerin bilgilerinin ilgili dernekten elde edilebileceğini vurgulamıştır.

B. Değerlendirme

39. Anayasa’nın iddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak "Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" kenar başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir."

40. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Somut olayda röntgen teknisyeni olarak kamu hastanesinde çalışan başvurucu, günlük 5 saat olan çalışma saatlerinin 7 saate yükseltilmesi uygulanmasının kaldırılması talebinin kabul edilmemesi nedeniyle beden ve ruh sağlığının bozulmasına sebep olunduğunu ileri sürmektedir. Sağlığa zararlı etkileri bulunduğu kabul gören radyasyona tabi bir şekilde çalışmak zorunda olan bir kimsenin beden ve ruh sağlığı bakımından zarar görebileceğinin kabulü gerekir. Bu nedenle başvurucunun şikâyetinin Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrasında yer alan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

41. Somut olayda temyiz merciinin nihai kararına uyan Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup başvurucunun anılan karara karşı kanun yoluna başvurmadığı, temyiz merciinin nihai kararı sonrasında bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmaktadır (bkz. § 8). Bu anlamda somut başvurunun kabul edilebilirliğinin öncelikle başvuru yollarının tüketilmesi kriteri açısından değerlendirilmesi gerekmektedir.

42. Anayasa Mahkemesi daha önceki birçok kararında temyiz mahkemesinin yakın zamanda vermiş olduğu ve başvurucunun davasına da uygulanacak nitelikte bir karar varsa ve temyiz mahkemesinin bu kararını değiştirmesi ihtimal dâhilinde görünmüyorsa başvurucunun, iç hukuk yollarını tüketmiş sayılacağını kabul etmektedir (Deniz Baykal, B. No: 2013/7521, 4/12/2013, § 30; Şahin Tosun, B. No: 2014/10857, 11/1/2017, § 35). Somut olayda da Mahkeme, temyiz merciinin değiştirilmesi ihtimal dâhilinde görülmeyen bozma kararına uymuş ve davanın reddine karar vermiştir. Bu nedenle mahkeme kararına karşı olağan kanun yoluna başvurmayan başvurucunun iç hukuk yollarını tükettiğinin kabulü gerekmektedir.

43. Bu itibarla açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Genel İlkeler

44. Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrasında herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Bu kapsamda anılan Anayasa hükmü ile maddi ve manevi varlığın bütünlüğü gerek kamusal yetkilerle donatılmış kişilerin gerekse özel kişilerin müdahalelerine karşı güvence altına alınmıştır (Özkan Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 40).

45. Anayasa’nın 17. maddesinin amacı, esas olarak bireylerin maddi ve manevi varlığına karşı devlet tarafından yapılabilecek keyfî müdahalelerin önlenmesidir. Bunun yanı sıra devletin kişilerin maddi ve manevi varlığını etkili olarak koruma ve maddi ve manevi varlığına saygı gösterme şeklinde pozitif yükümlülüğü de bulunmaktadır (Ahmet Acartürk, B. No: 2013/2084, 15/10/2015, § 49). Nitekim Anayasa’nın 56. maddesinde de belirtildiği üzere pozitif yükümlülük, sağlık alanında yürütülen faaliyetleri de kapsamaktadır (İlker Başer ve diğerleri, B. No: 2013/1943, 9/9/2015, § 44).

46. Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarında; çalışan bireylerin maddi ve manevi varlıklarının korunması bağlamında devletin Anayasa'nın 17. maddesinin yanı sıra 5., 12., 49. ve 56. maddeleri çerçevesinde üstlenmesi gereken negatif ve pozitif yükümlülüklerinin kapsamına, başta 3/5/1996 tarihli Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı ile Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) bünyesinde imzalanan sözleşmeler olmak üzere uluslararası sözleşmelere taraf olan devletlerin taahhütlerine, bu doğrultuda hayata geçirilen düzenlemelere ilişkin açıklayıcı değerlendirmelere ve genel ilkelere yer verilmiştir (Mehmet Bayrakcı, B. No: 2014/8715, 5/4/2018, §§ 61-72, Ebru Bilgin [GK], B. No: 2014/7998, 19/7/2018, §§ 79-83).

47. Devlet, sağlık hizmetlerini bireylerin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlıklarını koruma hakkı kapsamında -ister kamu isterse özel sağlık kuruluşları tarafından yerine getirilsin- hastaların yaşamları ile maddi ve manevi varlıklarının korunmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınabilmesini sağlayacak şekilde düzenlemek zorundadır (Ahmet Acartürk, § 51). Öte yandan devletin sağlık alanında çalışan kişilerin de sağlıklı bir ortamda yaşamalarını sağlamak noktasında ve görevlerini yerine getirirken maddi ve manevi varlıklarının korunması anlamında pozitif yükümlülüğünün de bulunduğunun kabulü gerekir. Özellikle sağlığa zararlı olduğu ulusal mevzuatta (bkz. §§ 11-28) ve uluslararası sözleşmelerde (bkz. §§ 29-34) kabul edilen radyasyona maruz kalarak görev yapmak zorunda olan sağlık çalışanlarının beden ve ruh sağlıklarının korunması için gerekli önlemleri almak ve bu kişilerin çalışma koşullarına yönelik olumsuz müdahalelerden kaçınmak devletin görevleri arasındadır.

48. Maddi ve manevi varlığı koruma hakkı kapsamında hukuki sorumluluğu ortaya koymak için adli ve idari yargıda açılacak davalarda makul derecede dikkatli ve özenli inceleme şartının yerine getirilmesi gerekmektedir. Derece mahkemelerinin bu tür olaylara ilişkin yürüttükleri yargılamalarda Anayasa’nın 17. maddesinin gerektirdiği seviyede derinlik ve özenle bir inceleme yapıp yapmadığının ya da ne ölçüde yaptığının da Anayasa Mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira derece mahkemeleri tarafından bu konuda gösterilecek hassasiyet, yürürlükteki yargı sisteminin daha sonra ortaya çıkabilecek benzer hak ihlallerinin önlenmesinde sahip olduğu önemli rolün zarar görmesine engel olacaktır (Yasin Çıldır, B. No: 2013/8147, 14/4/2016, § 57; Tevfik Gayretli, B. No: 2014/18266, 25/1/2018, § 32).

49. Diğer taraftan belirtmek gerekir ki olaylara ilişkin delillerin değerlendirilmesi öncelikle idari ve yargısal makamların ödevidir. Ancak maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı kapsamında yerine getirmek zorunda olduğu usul yükümlülüklerinin somut olayda yerine getirilip getirilmediğinin nesnel bir şekilde değerlendirilmesi için ilgili anayasal kurallar bağlamında idarenin ve derece mahkemelerinin kendilerine tanınmış takdir yetkileri çerçevesinde hareket edip etmediğinin denetlenmesi gerekir. Bu bağlamda müdahaleyi haklı göstermek için öne sürülen gerekçelerin ilgili ve yeterli olup olmadığı incelenmelidir (Murat Atılgan, B. No: 2013/9047, 7/5/2015 § 44).

50. Bu bağlamda derece mahkemelerinin gerekçeleri, tarafların kanun yoluna başvuru imkânını etkili şekilde kullanabilmesini sağlayacak surette ayrıntılı olarak ortaya konulmalı; ulaşılan sonuçlar yeterli açıklıktaki bilimsel görüş ve raporlar gibi somut, nesnel verilere dayandırılmalıdır (Murat Atılgan, § 45).

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

51. Somut olayda röntgen teknisyeni olarak kamu hastanesinde görev yapan başvurucu esasen günlük çalışma süresinin 5 saat iken 7 saate çıkarıldığından şikâyet etmektedir. Konuya ilişkin ulusal mevzuat incelendiğinde öncelikle 657 sayılı Kanun'un 99. maddesinde memurların haftalık çalışma saatinin 40 saat olduğuna, kurumların ve hizmetlerin özellikleri dikkate alınmak suretiyle farklı çalışma sürelerinin tespit olunabileceğine yönelik düzenleme yer almaktadır. 3153 sayılı Kanun'a dayanılarak çıkartılan Tüzük gereğince radyasyona tabi çalışan kişilerin günlük çalışma süreleri 5 saat olarak öngörülmüş olup, bu kişilerin 2010 yılına kadar anılan hüküm uyarınca günlük 5 saat olarak görev yaptıkları anlaşılmaktadır. 2010 yılında 3153 sayılı Kanun'a eklenen madde ile bu kişilerin haftalık çalışma sürelerinin 35 saat olarak düzenlendiği, çalışma saatlerinin belirlenmesinde günlük radyasyon doz limitlerinin dikkate alınması gerektiği ve bu amaçla bir yönetmelik çıkarılacağı hükmü getirilmiştir.

52. Başvuru konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmelik'te radyasyon doz limitlerine, radyasyona tabi olarak çalışan kişilerin 3153 sayılı Kanun'da yer alan haftalık çalışma süresini aşmamak kaydıyla ve doz limitlerinin ölçüm sonuçlarına göre çalıştırılabileceğine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı görülmektedir (bkz. §§ 21-25). Nihayet Genelge ile de günlük çalışma süreleri 7 saat olarak belirlenmiş ve Yönetmelik'teki radyasyon doz limitlerinin dikkate alınacağı ifade edilmiştir.

53. Öte yandan Anayasa Mahkemesi 3153 sayılı Kanun'a eklenen maddede belirlenen 35 saatlik sürenin haftalık azami çalışma süresi olarak anlaşılması gerektiğini, personelde radyasyon doz limitlerinin aşılması durumunda daha az çalışma sürelerinin öngörülebileceğini, bu nedenle Kanun hükmünün Anayasa'ya aykırı olmadığını kabul etmiştir (bkz. § 27). Danıştay da iptal davasına konu edilen Genelge'nin 3153 sayılı Kanun'a uygun olarak çıkarıldığını, doz limitlerinin aşılması durumunda da gerekli tedbirlerin alınabileceğini, bu nedenle Genelge'de hukuka aykırılık görülmediğini belirtmiştir (bkz. § 28). Son olarak konuya ilişkin ülkemizin taraf olduğu 115 sayılı ILO Sözleşmesi'nde de radyasyona maruz kalarak çalışmak zorunda olan kişilerin korunması için her türlü tedbirin alınması, bu kişilerin radyasyona maruz kalışlarının en asgari hadde indirilmesi, ne kadar radyasyona maruz kaldıklarının kontrol edilmesi, sağlık muayenelerinin yapılması gerektiği vurgulanmıştır (bkz. §§ 29-34).

54. Görüldüğü gibi konuya ilişkin düzenlemeler incelendiğinde başvurucunun da aralarında bulunduğu, radyasyona maruz kalarak çalışmak zorunda olan kamu görevlilerinin günlük 5 saat olan çalışma süreleri Kanun'da gerçekleştirilen değişiklikle ve buna uygun çıkarılan Genelge ile 7 saate çıkarılmıştır. Bununla birlikte Kanun'da belirtilen haftalık 35 saatlik süre bu kişilerin çalışabileceği azami süreyi göstermekte olup, radyasyon doz limitlerine ve kişilerin özel durumlarına göre daha az çalışma süreleri belirlenebilecektir. Nitekim Yönetmelik'te bu kişilerin belirlenen radyasyon doz limitleri içerisinde çalıştırılabileceği, doz limitlerinin aşılması durumunda gerekli koruma tedbirlerinin alınması gerektiği, özel birtakım durumları olan kişilerin bu işlerde çalışamayacağı ve bu kişilerin çalışma koşullarının özel durumlarına göre düzenleneceği ifade edilmiştir. Anayasa Mahkemesi de 3153 sayılı Kanun'a eklenen ek 1. maddenin iptali amacıyla açılan davada, anılan maddede belirtilen sürenin azami çalışma süresi olarak öngörüldüğünü, radyasyon doz limitleri ölçümleri uyarınca daha az bir çalışma süresinin idarece öngörülebileceğini vurgulayarak anılan kanun hükmünde Anayasa'ya aykırılık görmemiştir. Yine Danıştay da bahsi geçen Kanuni değişikliğe istinaden çıkarılan Genelge'de günlük 7 saat olarak öngörülen çalışma süresinin Kanun'a paralel bir uygulama niteliğinde olduğunu, bu kişilerin günlük doz ölçümlerinin yapılacağını ve buna göre idarece gerekli önlemlerin alınabileceğini vurgulamıştır.

55. Radyasyona maruz kalarak çalışan kamu görevlileriyle ilgili, 657 sayılı Kanun'dan ayrılarak özel birtakım düzenlemelerin getirilmesi, radyasyonun insan sağlığına zararlarının açık olması dolayısıyla önemlidir ve devletin bu yönde düzenlemeler yapılması yönünde pozitif yükümlülüğünün bulunduğu söylenebilir. Nitekim ülkemizde de bu kişilerin haftalık çalışma süreleri diğer kamu görevlilerinden daha az olacak şekilde düzenlenmiştir. Bu anlamda ilk olarak radyasyona maruz kalarak çalışmak zorunda olan kişilerin günlük çalışma süreleri Tüzük'le 5 saat olarak öngörülmüş ve 2010 yılında gerçekleştirilen Kanun değişikliğine kadar bu şekilde uygulana gelmiştir. 3153 sayılı Kanun'a 2010 yılında eklenen hüküm ile ise bu kişilerin haftalık çalışma süreleri azami olarak 35 saat olarak öngörülmüş ve radyasyon doz ölçümlerinin gerçekleştirilmesi gerektiği, buna göre bu sürenin düzenlenebileceği vurgulanmıştır. Bu doğrultuda çıkarılan Genelge ile de bu kişilerin çalışma süreleri haftalık 35 saat olacak şekilde günlük 7 saat olarak öngörülmüş ve radyasyon doz ölçümlerinin Yönetmelik hükümlerine göre yapılması gerektiği belirtilmiştir.

56. Öte yandan başvurucunun radyasyona maruz kalması nedeniyle sağlık durumunun bozulduğuna, günlük doz ölçümlerinin yapılmadığına veya doz sınırlarının aşılmasına rağmen fazla çalıştırıldığına ilişkin bir iddiası bulunmamaktadır. Başvurucu radyasyonun uzun süreli etkilerinin gözardı edildiğini ve çok fazla kişinin bu nedenle kanser hastası olduğunu iddia etse de bizzat kendisinin maruz kaldığı bir sağlık sorunundan bahsetmemiştir. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarında da belirtildiği üzere, başvuru konusu işlemin dayanağını oluşturan Kanun ve Genelge uyarınca günlük radyasyon doz limitlerine göre çalışma sürelerinin düşürülebilmesi başta olmak üzere çeşitli önlemlerin alınabileceği de ortadadır. Kaldı ki başvurucunun günlük radyasyon doz limitlerinin aşılması durumunda ve sağlık koşullarının bozulması hâlinde gerekli önlemlerin alınmadığına yönelik bir iddiası da mevcut değildir.

57. Sonuç olarak Danıştay tarafından başvuru konusu işlemin Kanun'la ve Genelge ile uyumlu olduğu, Kanun'daki değişikliğin ve Genelge'nin, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay tarafından hukuka uygun bulunduğu, günlük radyasyon doz limitlerinin ölçüldüğü ve buna göre idarece gerekli önlemlerin alınabileceği vurgulanmış ve başvuru konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı yeterli araştırma yapılarak kabul edilmiştir. Bu durumda yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde başvurucunun gerçekleştirilen Kanun değişikliği sonrasında çıkartılan Genelge'ye uygun olarak günlük 7 saat çalıştırılmasına ilişkin uygulamanın -başvurucunun radyasyona maruz kalması nedeniyle sağlık durumunun bozulduğuna, radyasyon doz limitlerinin ölçülmediğine, ölçümlerin yanlış yapıldığına veya doz limitlerinin aşılmasına rağmen çalıştırılmaya devam edildiğine yönelik bir iddiasının bulunmadığı hususları da gözetildiğinde- demokratik toplum gereklerine uygun ve ölçülü olmadığı söylenemez.

58. Bunun yanında yargılama sürecinde başvurucunun katılımı ve savunması ile delillerini sunması sağlanmak suretiyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının gerektirdiği usuli güvencelerden yararlandırılmış olduğu görülmüştür. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 17. maddesinde düzenlenen maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 4/10/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal Olmadığı)
Künye
(Gülüşan Onat [1.B.], B. No: 2019/36519, 4/10/2023, § …)
   
Başvuru Adı GÜLÜŞAN ONAT
Başvuru No 2019/36519
Başvuru Tarihi 8/11/2019
Karar Tarihi 4/10/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, röntgen teknisyeni olarak görev yapan başvurucunun günlük çalışma saatlerinin artırılması uygulamasının kaldırılması talebinin reddi nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Maddi ve manevi varlığın korunması hakkı Fiziksel ve ruhsal bütünlük (şiddet, kazalar vs) İhlal Olmadığı

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 657 Devlet Memurları Kanunu 99
3153 Radyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanun 1
3
Ek 1
KHK 698-477 sayılı Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 11
Tüzük 27/4/1939 Radyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamname (Tüzük) 1
21
22
23
24
Yönetmelik 6/10/2007 Kamu Sağlık Hizmetlerinde İyonlaştırıcı Radyasyon Kaynakları ile Çalışan Personelin Radyasyon Doz Limitleri Hakkında Yönetmelik 1
2
4
7
8
26/4/2022 Radyoloji Hizmetleri Yönetmeliği 11
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi