TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEGA MEKANİK VE ELEKTRİK GÜÇ AKTARMA SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/36952)
Karar Tarihi: 4/10/2023
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Muammer TOPAL
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
İrfan FİDAN
Raportör
Hüseyin Özgür SEVİMLİ
Başvurucu
Mega Mekanik ve Elektrik Güç Aktarma San. ve Tic. Ltd. Şirketi
Vekili
Av. Hülya BAYAZİTOĞLU
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; idari para cezasının iptali talebiyle yapılan başvurunun süre aşımından reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının, kanuni dayanağı olmadan idari para cezası uygulanması nedeniyle de suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
A. Bireysel Başvuru Süreci
2. İstanbul Valiliği İl Bilim, Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü (Müdürlük) tarafından yapılan denetim sonucunda, başvurucu Şirketin ithal ettiği elektrik motorlarının piyasaya arzı için olay tarihinde yürürlükte bulunan 29/6/2001 tarihli ve 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanma ve Uygulanmasına Dair Kanun'da öngörülen verimlilik değerlerini taşımadığı gerekçesiyle başvurucu Şirket hakkında her bir motor için olmak üzere ayrı ayrı idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir. Anılan ceza kararlarına dair tebligatların her birinde, kararın tebliğinden itibaren altmış gün içerisinde idari yargı yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.
3. Başvurucu Şirket, tüm ceza kararlarının iptali talebiyle İstanbul 13. İdare Mahkemesine (Mahkeme) iptal davaları açmıştır. Mahkemece her bir ceza açısından farklı esas sayılı dosyalar üzerinde yapılan yargılamalar sonucunda, uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle davaların görev yönünden reddine karar verilmiştir. Başvurucu Şirketin tüm ret kararlarına yönelik istinaf başvuruları da İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesince 10/4/2019 tarihinde kesin olmak üzere reddedilmiştir.
4. Başvurucu Şirket, tüm idari yaptırım kararlarının kaldırılması talebiyle Küçükçekmece 2. Sulh Ceza Hâkimliğine (Hâkimlik) iptal başvurusunda bulunmuştur. Hâkimlik 27/9/2019 tarihinde başvurunun süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesi şu şekildedir:
"Toplamda 90.000,00 TL bedelli 9 adet idari yaptırım tutanağına karşı İstanbul 13. İdare Mahkemesinin 2018/1165, 2018/1166, 2018/1167, 2018/1168,2018/1169, 2018/1170,2018/1171, 2018/1172 ve 2018/1173 Esas sayılı dosyaları ile dava [açtığı], İdare Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verildiği, kararın kesinleşmesine mütakip Hakimliğimizde süresinde itiraz davası açtığını belirterek tutanakların iptalini talep ettiği, idari yaptırım kararlarının itiraz edene 23.02.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ancak idare mahkemesinde davaların 25.06.2018 tarihinde açıldığı, 5326 Sayılı Kabahatler Kanununun 27. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilmesi gerektiğinin belirtildiği, itiraz edenin hakimliğimize başvuru süresi içerisinde yanlış yargı kolu olsa da herhangi bir yargılama merciine müracaat etmediği bu nedenle itiraz süresinin geçmiş olduğu ..."
5. Başvurucu Şirket, idari yaptırıma karşı yapılacak kanun yolu başvurusu konusunda Müdürlük tarafından yanıltıldığını, bu nedenle iptal başvurusunun süresinde yapıldığının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek Hâkimlik kararına itiraz etmiştir. Küçükçekmece 3. Sulh Ceza Hâkimliği (İtiraz Makamı) 16/10/2019 tarihli kararıyla itirazı reddetmiştir.
6. Başvurucu Şirket, İtiraz Makamının nihai kararını 18/10/2019 tarihinde öğrendikten sonra 4/11/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Bireysel Başvuru Sonrası Süreç
7. Başvurucu Şirket 4/11/2019 tarihinde İtiraz Makamının kararına karşı kanun yararına bozma talebinde de bulunmuş; Yargıtay 7. Ceza Dairesinin (Daire) 5/10/2021 tarihli kararıyla talebin kabulüne karar verilmiş ve bozmaya hükmedilmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Kurum tarafından düzenlenen idari yaptırım kararlarında söz konusu idari para cezasına karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği yazılması gerekirken, 60 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurulması gerektiği belirtilerek muterizin kanun yolu ve başvuru süresinde yanıltıldığı, her ne kadar idare mahkemesinde 60 günlük süreden sonra dava açılmış olsa da, muterizin gerçek kanun yolu ve süresini bölge idare mahkemesi kararının kesinleşmesinden sonra öğrendiği ve 15 günlük başvuru süresi içerisinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurduğu gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş[tir.]"
8. Daire kararı Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca 7/2/2022 tarihinde Hâkimliğe gönderilmiştir. Hâkimlik bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere dosyayı İtiraz Makamına göndermiştir. İtiraz Makamı da 22/2/2022 tarihinde bozma kararına uyulmasına, Hâkimlik kararının kaldırılmasına ve itiraz başvurusunun esası hakkında karar verilmek üzere dosyanın Hâkimliğe gönderilmesine karar vermiştir.
9. Hâkimlik tarafından Anayasa Mahkemesine gönderilen 15/2/2023 tarihli yazı ekinde sunulan belgelere göre Daire kararı doğrultusunda İtiraz Makamınca ret kararının kaldırılması üzerine başvurucu Şirketin iptal başvurusunun Hâkimliğin 2022/2716 D. İş sayılı dosyasına kaydedildiği, Hâkimlikçe Dairenin bozma kararına dair açıklamalara da yer verilerek iptal başvurusunun esası hakkında yapılan inceleme sonucunda 4/1/2023 tarihinde iptal başvurusunun reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Diğer yandan, anılan kararın başvurucu Şirket vekiline 10/1/2023, Müdürlüğe de 27/1/2023 tarihinde tebliğ edildiği, kararın itiraz edilmeksizin 4/2/2023 tarihinde kesinleştiğine dair Hâkimlik tarafından 14/2/2023 tarihinde kesinleşme şerhi düzenlendiği tespit edilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Başvurucu Şirket; idari yaptırım kararlarına yapılacak kanun yolu başvurusu konusunda Müdürlük tarafından yanıltıldığını, kararda belirtilen usule uyarak idari dava açtığını belirterek bu davada verilen kararların kesinleşmesi üzerine kanuni süre içerisinde Hâkimliğe iptal başvurusunda bulunduğu hâlde itirazının süre yönünden reddedilmesi nedeniyle etkili başvuru hakkının ihlal edildiğinden yakınmıştır. Diğer yandan başvurucu Şirket, kanuni dayanağı olmadan idari para cezası uygulanması nedeniyle de suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
11. Genel olarak bir hakkın açıkça öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31; S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28).
12. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (Mehmet Güven Ulusoy, § 32; S.Ö., § 29).
13. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 83. maddesi ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 51. maddesi gereği başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında ilgilinin 2.000 Türk lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir.
14. Somut olayda başvurucu Şirket bireysel başvuruda bulunduğu tarihte ayrıca İtiraz Makamının kararına karşı kanun yararına bozma talebinde de bulunmuştur. Diğer yandan bu talep üzerine Dairece kanun yararına bozma kararı verilmiş ve karar doğrultusunda Hâkimlikçe iptal başvurusunun esası hakkında yapılan inceleme sonucunda iptal başvurusu reddedilmiştir. Anılan ret kararı da başvurucu Şirket vekiline 10/1/2023 tarihinde tebliğ edilmiştir. Ancak başvurucu Şirket kanun yararına bozma isteminde bulunduğu, Dairece verilen bozma kararı üzerine iptal başvurusunun esası hakkında inceleme yapılarak karar verildiği ve vekile tebliğ edilen bu karara itiraz edilmediği hususlarında Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemiştir.
15. Bireysel başvurunun yapılmasından sonraki süreçte Dairenin bozma kararı doğrultusunda idari para cezasına yönelik iptal başvurusunun Hâkimlikçe esastan incelenmesi ve bu inceleme sonucu verilen karara itiraz edilmemesi, başvurucu Şirketin mağdur statüsünün değerlendirilmesine veya idari para cezasıyla ilgili diğer ihlal iddialarına yönelik kabul edilebilirlik ve esas incelemesi bakımından oldukça önem taşımaktadır. Buna karşılık başvurucu Şirket, İçtüzük'ün 59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüklerine açıkça aykırı bir şekilde yukarıda ifade edilen olgulara ilişkin olarak herhangi bir bildirimde bulunmamıştır.
16. Açıklanan gerekçelerle başvurucu Şirketin başvurusunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi vermediği, bu süreçte vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemek suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasını engellediği anlaşıldığından başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanımı nedeniyle reddine ve 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca başvurucu Şirket aleyhine takdiren 1.000 TL disiplin para cezasına hükmedilmesine karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
B. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca başvurucu Şirketin 1.000 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu Şirket üzerinde BIRAKILMASINA 4/10/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.