TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
TİMUR DEMİR BAŞVURUSU (2)
(Başvuru Numarası: 2019/38072)
Karar Tarihi: 28/11/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
İrfan FİDAN
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Yücel ARSLAN
Başvurucu
Timur DEMİR
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; mahpusa AİHM tarafından gönderilen mektupların okunması, savcılık mütalaasının tebliğ edilmemesi, mahpusun ödüllerden faydalandırılmaması ve telefonla görüşme gününün öğrenim gören çocuklarla görüşmeyi sağlayacak şekilde belirlenmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle haberleşme hürriyeti, maddi ve manevi varlığın korunması hakkı, adil yargılanma hakkı ile aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Başvuru tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hükümlü olarak Ereğli (Konya) T Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunan başvurucu, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle 31/8/2021 tarihinde tahliye edilmiştir. Başvurucunun okul çağında iki kızı bulunmaktadır.
3. Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı (Kurul) 28/1/2019 tarihinde tutuklu ve hükümlülerin hafta sonu kullandıkları telefonla görüşme haklarının hafta içi belirlenen günlerde kullandırılmasına karar vermiştir. Kararın gerekçesinde Kurul, Kurumda görev yapan infaz memuru sayısının yetersiz olduğu, bu durumun tutuklu ve hükümlü sayısı nazara alındığında kurum içi güvenliğini tehlikeye düşürdüğü belirtilmiştir.
4. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü (CTE) 25/7/2019 tarihinde tüm ceza infaz kurumlarına, mahpusların telefon görüşmelerinin düzenlenmesine ilişkin birgörüş yazısı göndermiştir. Anılan yazıda öğrenimlerine devam eden çocukların mesai saatleri içinde ceza infaz kurumlarında tutuklu ve hükümlü olarak bulunan aile bireyleri ile görüşme yapamadıkları vurgulanmıştır. Bu nedenle, ailelerinden kopmadan yaşamlarını devam ettirmelerinin çocuğun yüksek menfaatine olduğu dikkate alınarak telefon görüşmelerinin hafta sonu gerçekleşmesinin yararlı olacağı ifade edilmiştir. Bu bağlamda kurumun kapasitesi, personel durumu, hükümlü ve tutuklu profili ile kurumların mevcut düzen ve güvenlik durumu gözönünde bulundurularak, telefonla görüşme günlerinin Kurul kararı ile hafta sonu olacak şekilde düzenlenebileceği belirtilmiştir.
5. Anılan yazı da gözetilerek Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Eğitim Kurulu Başkanlığı 5/8/2019 tarihinde Kurulun 28/1/2019 tarihli kararında belirtildiği şekilde telefon görüşmelerinin hafta içi yapılmasına devam edilmesine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde Kurum mevcudunun kapasitesinin üzerinde olduğu ve Kurumun bir bölümünün yüksek güvenlikli olduğu hatırlatılmıştır. Bu durumla birlikte personelin de yetersizliği gözönüne alındığında görüşmelerin hafta sonu yaptırılmasının güvenlik açısından risk doğuracağı vurgulanmıştır. Ayrıca karara karşı hükümlü ve tutukluların yasal süreler içinde itiraz kanun yoluna başvurabilecekleri belirtilmiştir.
6. Başvurucu 15/8/2019 tarihinde Ereğli (Konya) İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) başvurarak çocuklarının okul saatlerinin mesai saatleriyle uyuşmaması nedeniyle haftalık telefonla görüşme günlerinin hafta sonu yapılacak şekilde düzenlenmesini talep etmiştir.
7. Başvurucunun talebini İnfaz Hâkimliği 9/9/2019 tarihli kararıyla reddetmiştir. Kararın gerekçesinde telefon görüşmelerinin belirlenmesinin kurumun iç işleyişi, disiplini ve güvenliği ile ilgili olduğu, bu kapsamda her ceza infaz kurumunun kendi iç işleyişine yönelik düzenleme hakkına sahip olduğu vurgulanmıştır. Başvurucuya tebliğ edilen genelge uyarınca telefon görüşmelerinin hafta içi yaptırılmasına ilişkin düzenlemenin devam ettirildiği, bu hâli ile Kurum tarafından alınan karar ve yapılan uygulamada kanuna aykırılık bulunmadığı değerlendirmesine yer verilmiştir. İnfaz Hâkimliği kararına karşı yapılan itirazı ise kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle Ereğli (Konya) Ağır Ceza Mahkemesi 30/9/2019 tarihli kararıyla reddetmiştir.
8. Nihai karar 17/10/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu 14/11/2019 tarihindebireysel başvuruda bulunmuştur.
9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
A. Haberleşme Hürriyeti ile Maddi ve Manevi Varlığın Korunması ve Geliştirilmesi Hakkına İlişkin İddialar
11. Başvurucu AİHM'den gelen mektupların idarece okunup denetlendikten sonra kendisine teslim edildiğini ve teşvik esaslı sosyal faaliyetler çerçevesinde sohbet amaçlı bir araya gelme imkânından Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tutuklu/hükümlülerinin bireyselleştirme yapılmadan kategorik olarak yararlandırılmadığını belirtmiştir. Başvurucu; bu iddialarla ilgili olarak ayrı ayrı İnfaz Hâkimliğine başvuru yaptığını, başvurularının reddedildiğini ifade etmiştir.
12. Başvurucu birinci iddiasıyla ilgili olarak Ereğli (Konya) İnfaz Hâkimliğine 3/10/2017 tarihinde başvurmuş, İnfaz Hâkimliğinin ret kararına karşı yaptığı itirazı Ereğli (Konya) Ağır Ceza Mahkemesi 13/11/2017 tarihinde kesin olarak reddetmiştir. Başvurucuya bu karar 13/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir.
13. Başvurucu, ikinci iddiasıyla ilgili olarak Ereğli (Konya) İnfaz Hâkimliğine 9/1/2019 tarihinde başvurmuş; İnfaz Hâkimliğinin ret kararına karşı yaptığı itirazı Ereğli (Konya) Ağır Ceza Mahkemesi 20/2/2019 tarihinde reddetmiştir. Başvurucuya bu karar 8/3/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.
14. Yukarıda belirtilen iddialara ilişkin nihai kararların başvurucuya tebliğ tarihleri dikkate alındığında 14/11/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunan başvurucunun söz konusu iddialarına ilişkin süresinde bireysel başvuruda bulunmadığı anlaşılmıştır. Başvurunun bu kısmının süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
15. Başvurucu; okul saatleri nedeniyle çocuklarıyla hafta sonu görüşme talebinin reddedildiğini, somut bir değerlendirme yapılmaksızın güvenlik gerekçesine dayanıldığını, personel veya fiziki yetersizliğin bu tür başvurularda mazeret sayılamayacağını, devletin aile yaşantısının devamının sağlanması için çocuklarla ebeveynler arasındaki ilişkiyi sürdürecek tedbirleri alması ve yetersizliği gidermesi gerektiğini belirtmiştir.Ayrıca savcılık görüşünün kendisine tebliğ edilmediğini de belirten başvurucu, somut bir olay ya da neden gösterilmeden güvenlik gerekçesiyle talebinin reddedilmesinin keyfî bir uygulama olduğunu ifade etmiş ve haberleşme hürriyeti, aile hayatına saygı hakkı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
16. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde Kurulun 28/1/2019 tarihli kararında, hafta sonu da yaptırılan telefon görüşmelerinin kapasite fazlalığı nedeniyle sadece hafta içi yaptırılmasına karar verildiğini, Bakanlık, CTE'nin 25/7/2019 tarihinde tüm ceza infaz kurumlarına bir yazı göndererek öğrenimlerine devam eden çocukların telefonla görüşme günlerinin Kurul kararı ile hafta sonu olacak şekilde düzenlenebileceğinin belirtildiğine değinmiştir. Bakanlık, Kurulun 5/8/2019 tarihinde haftalık telefon görüşmelerinin hafta içi yaptırılmasının devamı yönünde karar aldığı belirtmiştir.
17. AİHM ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarına yazısında yer veren Bakanlık, iddia olunan müdahalenin amacının; ceza infaz kurumunun düzenini ve güvenliğini sağlama ve suç işlenmesini önlenmesi olup olmadığı, ceza infaz kurumu idaresi ve Ağır Ceza Mahkemesinin kararlarındaki tespit ve sonuçların, kanunların uygulanması niteliğinde olup olmadığı; bu anlamda Anayasa'da yer alan hak ve özgürlükleri ihlal eder nitelikte olup olmadığı veya açık bir keyfîlik içerip içermediği; müdahalenin var olduğuna kanaat getirildiği takdirde yapıldığı iddia olunan müdahale ile meşru amacın temelindeki kamu yararı arasındaki dengenin gözetilip gözetilmediğinin değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
18. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
19. Başvurucunun iddialarının özünün telefonla görüşme hakkını kullanma günlerinin çocuklarıyla iletişimini sağlayacak şekilde düzenlenmemesine ilişkin olduğu anlaşılmakla başvurunun bu kısmı bir bütün hâlinde aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.
20. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
21. Somut olayda başvurucunun ortaöğretime devam eden iki çocuğunun olduğu ve çocuklarının hafta içi eğitim görmesi nedeniyle başvurucunun çocuklarıyla telefonla görüşemediği konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır.
22. Hükümlü ve tutukluların haftalık telefon görüşme gün ve saatlerinin öğrenim gören çocuklarıyla görüşme sağlayacak şekilde tespit edilmesi gerektiğine ilişkin genel ilkeler Anayasa Mahkemesinin Yeliz Erten (B. No: 2020/99, 11/3/2021, §§ 34-38) kararında açıklanmıştır. Bu bağlamda Anayasa’nın 20. ve 41. maddeleri ebeveynin çocuklarıyla bütünleşmesinin sağlanması amacıyla tedbirler alınmasını isteme hakkını ve kamusal makamların bu tür tedbirleri alma yükümlülüğünü içermektedir. Mahkemeler, idari makamlar ve yasama organı tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde çocuğun üstün yararının gözetilmesi ve aile ilişkilerinin sürdürülmesini sağlayacak şekilde hareket edilmesi devletin pozitif yükümlülüklerinin gereğidir. Hükümlü ve tutukluların bazı haklarının sınırlandırılması, tutulmanın kaçınılmaz sonucu olsa da cezaevi idaresi hükümlü ve tutukluların ailesiyle temasını sağlayacak tedbirler almak zorundadır. Bu tedbirler alınırken çocuğun yüksek yararı gözetilerek kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi ile aile hayata saygı hakkı arasında adil bir denge sağlanmalı ve bu konuda ikna edici gerekçeler ortaya konmalıdır.
23. Somut olayda Bakanlığın İnfaz Kurumuna gönderdiği yazıda (Yeliz Erten, § 11)çocuğun üstün yararı ilkesi de hatırlatılarak öğrenim gören çocuklar yönünden, kurumun şartları ölçüsünde, telefon görüşmelerinin hafta sonu yaptırılması gerektiği belirtilmiştir. İnfaz Hâkimliğinin dayandığı Kurul kararında ise Kurumda kapasitesinin üzerinde mahpus bulunduğu, personel sayısının az olduğu, bu nedenle Kurumda güvenlik sorunu yaşanabileceği ifade edilmiştir. Buna karşılık hafta sonu görev yapan personelin sayısı ve görevlerine dair somut bilgilere kararda yer verilmemiş, yaşanacağı belirtilen güvenlik sorunu hakkında genel ifadeler dışında çocuğun üstün yararını da gözeten ilgili ve yeterli bir gerekçe ya da güvenlik riskine ilişkin somut bir veri ortaya konulamamıştır.
24. Bu bağlamda idarenin uygulaması ve yargı kararları birlikte değerlendirildiğinde çocuğun üstün yararı gözetilerek aile ilişkilerinin devamlılığını sağlayacak şekilde hareket edilmediği, başvurucunun taleplerinin neden karşılanamadığı hususunda ilgili kararlarda somut ve yeterli bir şekilde gerekçe sunulmadığı kanaatine varılarak aile hayatına saygı hakkı bakımından devletten beklenen pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmediği sonucuna ulaşılmıştır.
25. Somut başvuruda, anılan kararlarda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda başvurucunun Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
26. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi talebinde bulunmuştur. Başvurucunun ceza infaz kurumundan tahliye edildiği gözetildiğinde ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde aile hayatına saygı hakkına yönelik ihlalin ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 30.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Haberleşme hürriyeti ile maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği iddialarının süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Ereğli (Konya) İnfaz Hâkimliği (E.2019/1175, K.2019/1253) ve Ereğli (Konya) Ağır Ceza Mahkemesi (2019/1290 D.İş) ile Adalet BakanlığınaGÖNDERİLMESİNE 28/11/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLEkarar verildi.