TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEY İÇKİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2019/38982)
|
|
Karar Tarihi: 19/10/2022
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
Raportör
|
:
|
Berrak YILMAZ
|
Başvurucu
|
:
|
Mey İçki Sanayi ve Ticaret A.Ş.
|
Vekili
|
:
|
Av. Gönenç GÜRKAYNAK
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu şirket tarafından düzenletilen raporun mahkemece istenilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 29/11/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu şirket ve diğer sanıklar hakkında 27/11/2018 tarihinde İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) haksız rekabet suçundan kamu davası açılmıştır.
7. Mahkeme 20/6/2019 tarihli birinci duruşmada başvurucu şirkete ilişkin E. Firması tarafından hazırlanan iç denetim raporunun gönderilmesinin istenilmesine dair ara karar kurmuştur.
8. Başvurucu şirket tarafından Mahkemenin bu ara kararından rücu etmesi talebiyle 26/6/2019 tarihinde itiraz edilmiş, Mahkeme itirazı 2/7/2019 tarihinde verdiği ara kararıyla reddetmiştir. Kararda duruşma sırasında ve tüm sanık müdafilerinin huzurunda alınan 20/6/2019 tarihli ara kararında, raporun gönderildiğinde dosyaya konulmadan önce gizlilik kurallarına riayet edilerek Mahkeme hâkimi tarafından bizzat emanete aldırılmasına, emanet makbuzunun istenmesine karar verildiği belirtilmiştir. Kararda ayrıca raporun bizzat Mahkeme hâkimi tarafından öncelikle incelenerek gizlilik gerektiren belgelerin bulunması hâlinde dosyaya konulmadan iade edileceği, söz konusu raporun yargılamaya ışık tutacağı düşüncesinde oldukları belirtilmiştir.
9. Başvurucu 12/7/2019 tarihinde İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesine başvurarak 2/7/2019 tarihli ara kararın kaldırılması talebinde bulunmuştur. İtiraz mercii 24/10/2019 tarihinde söz konusu ara kararın usul ve yasaya aykırı olmadığı gerekçesiyle itirazı kesin olarak reddetmiştir.
10. Nihai karar 30/10/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
11. Öte yandan Ulusal Yargı Ağı Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan incelemede; bireysel başvuru tarihinden sonra Mahkeme 8/7/2021 tarihli duruşmada raporun başvurucu şirketten istenilmesine yönelik ara kararından dönülmesine ve Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru sonucunun da beklenilmemesine yönelik ara kararı kurmuştur. Anılan kararın gerekçesinde gerek tanık ifadeleri, gerekse toplanan diğer deliller ve raporlar dikkate alınarak başvuruya konu raporun beklenilmesinin dosyaya katkı sağlamayacağı belirtilmiştir.
12. Mahkeme 5/10/2021 tarihinde verdiği kararda başvurucu şirket hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 60. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca takdiren güvenlik tedbiri uygulanmasına yer olmadığına karar vermiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Anayasa Mahkemesinin 19/10/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu; kendi isteğiyle hazırlattığı raporun yargılandığı davada dosyaya celbinin savunma hakkını, vekil ile müvekkili arasındaki haberleşme özgürlüğünü ve adil yargılanma hakkını zedelediğini, açık rıza olmaksızın raporun dava dosyasına sunulmasının kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
15. Başvurucu şirket tarafından düzenletilen raporun mahkemece istenilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğinden şikâyet etmektedir. Bu nedenle başvurucunun kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı yönünden mağdur statüsüne sahip olup olmadığının incelenmesi gerekir.
16. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir..."
17. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir."
18. 6216 sayılı Kanun'un "Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar" kenar başlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir."
19. Anayasa Mahkemesi açısından idari makamlar ve derece mahkemeleri tarafından başvurucular lehine bir tedbir ya da kararın alınması suretiyle ihlalin tespit edilmesi, verilen karar ile bu ihlalin uygun ve yeterli biçimde giderilmesi hâlinde ilgili tarafın artık mağdur olduğu ileri sürülemeyecektir (Sadık Koçak ve diğerleri, B. No: 2013/841, 23/1/2014, § 83).
20. Mağduriyetin giderilmesi, özellikle ihlal edildiği ileri sürülen hakkın niteliği ve ihlali tespit eden kararın gerekçesi ile bu kararın ardından ilgili açısından uğradığı zararların devam edip etmediğine bağlıdır (Sadık Koçak ve diğerleri, § 84).
21. Başvurunun incelenmesinden Mahkeme 8/7/2021 tarihli duruşmada başvuruya konu yapılan ara kararından dönmüştür. Mahkeme tarafından 5/10/2021 tarihli kararda ise 5237 sayılı Kanun'un 60. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca takdiren başvurucu şirket hakkında güvenlik tedbiri uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
22. Başvuruya konu ara kararından dönüldüğü gibi başvuruya konu raporun Mahkemeye gönderildiği ve Mahkemece incelendiğine yönelik bir iddia da söz konusu değildir. Üstelik yargılama sonucunda başvurucu şirket hakkında güvenlik tedbiri uygulanmasına yer olmadığına da karar verilmiştir. Bu durumda Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına yönelik olarak başvurucunun güncel bir mağduriyetinin olmadığı sonucuna varılmıştır.
23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
A. Başvurunun kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 19/10/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.