Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Okan Ataoğlu [2. B.], B. No: 2019/39277, 19/10/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

OKAN ATAOĞLU BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/39277)

 

Karar Tarihi: 19/10/2022

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Ayhan KILIÇ

Başvurucu

:

Okan ATAOĞLU

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, dijital kol saatinin mahpusa teslim edilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu 1981 doğumlu olup başvuru tarihinde Kocaeli 2 No.lu T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda bulunmaktadır.

3. Başvurucunun daha önce kalmış olduğu Sincan 1 No.lu L Tipi Ceza İnfaz Kurumunun kantininden satın aldığı dijital kol saati, Kocaeli 2 No.lu T Tipi Ceza İnfaz Kurumuna sevki sırasında anılan Kurum tarafından başvurucuya teslim edilmemiştir.

4. Başvurucunun Kocaeli İnfaz Hâkimliğine yaptığı şikâyet başvurusu 30/9/2019 tarihli kararla reddedilmiştir. Kararın gerekçesinde, 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) 15. maddesine atıfta bulunularak başvurucunun bir adet kol saati bulundurabileceği belirtilmiş ancak Yönetmelik'te kol saatinin niteliğine yönelik bir belirleme yapılmadığı ifade edilmiş, elektronik nitelikteki eşyanın farklı amaçlar için kullanılabildiğine vurgu yapılarak dijital saatin başvurucuya teslim edilmemesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı açıklanmıştır.

5. Başvurucunun anılan karara yönelik itirazı Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/10/2019 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Nihai karar 24/10/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvuru süresi içinde yapılmıştır.

6. Adli yardım talebinin kabulüne Komisyonca karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Başvurucu, Sincan 1 No.lu L Tipi Ceza İnfaz Kurumunun kantininden satın aldığı dijital kol saatinin Kocaeli 2 No.lu T Tipi Ceza İnfaz Kurumuna sevki sırasında anılan Kurum tarafından kendisine teslim edilmemesinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini ileri sürmektedir. Başvurucu, Ceza İnfaz Kurumu çalışanlarının bazı mahpusların çok daha gelişmiş dijital saatleri Ceza İnfaz Kurumuna sokmalarına müsaade ettiği hâlde kendisine müsaade edilmemesinin ayrımcılık yasağını ihlal ettiğini iddia etmektedir.

8. Bakanlık görüşünde; mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin kanuni dayanağının bulunduğu, meşru ve ölçülü olduğu belirtilmiştir.

9. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formundaki iddiaları tekrarlamıştır.

10. Başvurucunun ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine yönelik şikâyeti soyut ve temellendirilememiş nitelikte olduğundan bu şikâyetin incelenmesine gerek görülmemiştir.

11. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, anayasal açıdan önem taşımayan ve başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı başvuruların esastan incelenmeksizin reddedilebileceği hüküm altına alınmıştır.

12. Anılan hükümle anayasal ve kişisel önemden yoksun başvuruların esastan incelenmemesine imkân tanıyan ek bir kabul edilebilirlik kriteri getirilmiştir. Dolayısıyla diğer tüm kabul edilebilirlik kriterlerini taşısa hatta esas hakkında incelemeye geçildiğinde ihlal kararı verilebilecek nitelikte olsa bile kanunda belirtilen nitelikteki bir başvuru kabul edilemez bulunabilecektir (K.V. [GK], B. No: 2014/2293, 1/12/2016, § 55).

13. 6216 sayılı Kanun'da anayasal ve kişisel önemden yoksun başvuruların kabul edilemez bulunabilmesi için iki koşul öngörülmüştür: Anayasal önem olarak adlandırılabilecek olan birinci koşul başvurunun Anayasa’nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımaması, kişisel önem olarak adlandırılabilecek olan ikinci koşul ise başvurucunun önemli bir zarara uğramamasıdır (K.V., § 57).

14. Anayasa hükümlerinin yorumlanması açısından önem taşıma unsurunun başta Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru yoluyla daha önce yorumlamadığı meseleleri kapsadığında kuşku bulunmamaktadır. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi, bir meseleyle ilgili olarak daha önce Anayasa'nın ilgili hükümlerini yorumlamış olsa bile değişen durumları dikkate alarak yeniden yorumlama ihtiyacı duyabilir. Bu durumda da o meseleye ilişkin başvurunun anayasal öneminin bulunduğunu kabul etmek gerekir (K.V., § 63). Anayasa'nın uygulanması açısından önem taşıma unsurunda ise başvurunun Anayasa hükümlerinin uygulanması açısından önem taşıdığının söylenebilmesi için kamu makamları ve derece mahkemelerinin belli bir meseleye ilişkin uygulamalarının Anayasa Mahkemesi yorumlarından farklı olması ve bu farklılığın da önemli olması gerekir (K.V., § 64).

15. Kişisel önemin bulunmaması koşulu ise -başvurucunun içinde bulunduğu koşullar da dâhil olmak üzere- her olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak ve objektif verilerden hareket edilerek Anayasa Mahkemesi tarafından değerlendirilir (K.V., §§ 66, 67).

16. Somut olayda başvurucu, dijital kol saatinin kendisine teslim edilmemesinden şikâyet etmektedir. Saatin teslim edilmemesi, mülkiyetini idareye geçirmek amacıyla yapılan bir tasarruf değildir. Bu tasarruf, başvurucunun saati kullanamamasından öte hiçbir sonuç doğurmamıştır. Başvurucunun mülkiyet hakkına ilişkin, saati kullanmak dışındaki diğer yetkileri -örneğin saatin mülkiyetini devretme, saatini Ceza İnfaz Kurumu dışındaki bir yakınına teslim edilmesini isteme gibi yetkileri- icra etme imkânı devam etmektedir. Kol saati belli bir ekonomik değere sahip, kimi durumlarda manevi değeri de bulunan bir eşya olup zamandan haberdar olunması işlevi görmektedir. Dijital kol saatinin başvurucuya teslim edilmemesi nedeniyle başvurucu, saatin mülkiyetini kaybetmemiş; sadece saati kullanmaktan mahrum kalmıştır. Dolayısıyla saatin teslim edilmemesi nedeniyle başvurucunun ekonomik bir kaybı söz konusu olmamıştır. Öte yandan başvurucunun saatin manevi değerinin var olduğuna yönelik bir iddiası ve şikâyeti de bulunmamaktadır. Şu hâlde başvurucunun menfaatini etkileyen tek husus, saatin kullanılmasından elde edeceği yarardan mahrum kalmış olmasıdır. Tüm bu hususlar gözetildiğinde dijital kol saatinin başvurucuya teslim edilmemesinin önemli bir zarara yol açtığı kanaatine ulaşılamamıştır.

17. Öte yandan Anayasa Mahkemesi dijital kol saatinin mahpusa teslim edilmemesi meselesini mülkiyet hakkı yönünden daha önce incelemiş, bu konudaki anayasal ilkeleri ortaya koymuştur (Cevdet Bayır, B. No: 2014/6190, 6/7/2017). Dolayısıyla dijital kol saatinin mahpusa teslim edilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine dair şikâyet, anayasal ve kişisel önem kriterini karşılamamaktadır.

18. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın yorumlanması ve uygulanması açısından önem taşımadığı gibi başvurucunun da önemli bir zarara uğramadığı sonucuna varıldığından anayasal ve kişisel önemden yoksun olduğu anlaşılan başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

Engin YILDIRIM bu görüşe katılmamıştır.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Engin YILDIRIM'ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 19/10/2022 tarihinde karar verildi.

 

 

 

KARŞIOY GEREKÇESİ

1. Başvurucu, Sincan 1. No.lu L Tipi Ceza İnfaz Kurumunun kantininden dijital saat satın almıştır. Kocaeli 2. No.lu T Tipi Ceza İnfaz Kurumuna sevki sırasında anılan Kurum tarafından satın aldığı saat başvurucuya teslim edilmemiştir.

2. Mahkememiz çoğunluğu başvuruyu anayasal ve kişisel önem taşımadığı ve başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı gerekçesiyle anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle kabul edilemez bulmuştur.

3. Başvurucunun Sincan 1. No.lu L Tipi Ceza İnfaz Kurumu kantininden satın aldığı dijital satın maddi değeri yüksek olmayabilir ancak başvurucu için kişisel ve manevi bir öneme sahip olabilir. Başvurucunun cezaevinde bulunduğunu ve bu tür kurumlarda zaman algısının oralarda tutulan kişiler için de son derece önemli olduğunu düşünürsek maddi değeri küçük, sıradan bir kol saatinin başvurucu için ayrı bir özel değeri olabilir.

4. Belirtilen gerekçeyle başvurunun anayasal ve kişisel önemden yoksun olmadığı ve bu nedenle kabul edilebilir olduğu kanaatine varılmıştır.

5. Kabul edilebilir bulduğum başvurunun esasının incelenmesine gelince; başvurucunun saatini kullanmaktan mahrum bırakılmasının mülkiyet hakkına zarar vermediği söylenemez. Kişinin mülkü olan bir şeyi kullanmasının engellenmesi mülkü edinmekle umduğu faydalardan yararlanamaması demektir. Başvurucunun fiili olarak saatini kullanamaması, saati mülk olarak edinmesini anlamsız hale getirmektedir. Başvurucu dijital saati bir yakınına devretmek veya cezaevi idaresince saatin muhafaza altına alınmasını sağlamak için değil ceza infaz kurumunda kullanmak için satın almıştır. Dolayısıyla idarenin saate el koymadığından hareketle dar bir yorumlu başvurucunun dijital saat üzerindeki mülkiyetinin sürdüğünü söylemek isabetli olmayacaktır.

6. Başvurucu bu saati aynı Bakanlığa bağlı, aynı Genel Müdürlüğün bir kurumundaki kantinden almıştır. Farklı ceza infaz kurumlarının ilgili mevzuatı farklı yorumlamasının ceremesine başvurucu katlanmak zorunda değildir. Eğer ceza infaz kurumlarında tutuklu ve hükümlülerin dijital saat satın almaları ve kullanmaları kurum güvenliği açısından sakıncalı ise bu durumun ilgili mevzuatta açık olarak belirtilmesi ve bu tür saatlerin ceza infaz kurumlarındaki kantinlerde satılmaması gerekirdi.

7. Açıklanan gerekçeyle başvurucunun Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı ihlal edilmiştir.

 

 

 

 

Üye

 Engin YILDIRIM

 

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Okan Ataoğlu [2. B.], B. No: 2019/39277, 19/10/2022, § …)
   
Başvuru Adı OKAN ATAOĞLU
Başvuru No 2019/39277
Başvuru Tarihi 25/11/2019
Karar Tarihi 19/10/2022

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, dijital kol saatinin mahpusa teslim edilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Geçici hukuki koruma (İhtiyati tedbir, haciz, ihtiyati haciz) Anayasal ve Kişisel Önemin Olmaması
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi