TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İLKER GİRGİN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2019/39782)
|
|
Karar Tarihi: 14/12/2023
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
|
|
Basri BAĞCI
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
Raportör
|
:
|
Mücahit AYDIN
|
Başvurucu
|
:
|
İlker GİRGİN
|
Vekili
|
:
|
Av. Emre AKARYILDIZ
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, infaz hâkimliğine yapılan şikâyetin esasa girilmeden reddedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyeti ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, infaz hâkimliğine başvurarak kendisine gelen mektup, faks ve telgrafların ceza infaz kurumu bünyesinde bulunan mektup okuma komisyonu tarafından okunması ve sonrasında Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'ne (UYAP) kaydedilmesi uygulamasının kaldırılmasını talep etmiştir. İnfaz hâkimliği; şikâyet konusu işlemin 10/10/2016 tarihli Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yazısına istinaden yapıldığını ve ceza infaz kurumu idaresinin takdirinde olmadığını belirterek anılan işlemlere karşı idari yargı yolunun açık olduğu gerekçesiyle talebin görev yönünden reddine karar vermiş, ağır ceza mahkemesi başvurucunun bu karara itirazını kesin olarak reddetmiştir.
3. Başvurucu, nihai hükmü 27/11/2019 tarihinde öğrendikten sonra 2/12/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
4. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
5. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
6. Başvurucu; kişisel verilerini de içeren özel yazışma niteliğindeki mektuplarının sakıncalı olup olmadıklarına bakılmaksızın UYAP'a taranarak süresiz bir şekilde muhafaza edilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile haberleşme hürriyetinin, söz konusu uygulamaya karşı yaptığı şikâyetin derece mahkemelerince duruşma yapılmaksızın incelenmesi ve esasa girilmeksizin görev yönünden reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık, başvurucunun UYAP'a kayıtlı gelen/giden tüm mektup, faks ve telgraflarının Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün Mektup ve Faksların UYAP Sistemine Kaydedilmesi ve Silinmesi başlıklı 4/8/2021 tarihli genel yazısı uyarınca otomatik olarak silinmesi nedeniyle mağdur sıfatı bulunmadığı ve infaz hâkimliğinin idari yargı yolunun görevli olması nedeniyle talebi esastan incelemediği görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
7. Başvuru, özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyeti ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkı kapsamında incelenmiştir.
8. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
Basri BAĞCI bu görüşe katılmamıştır.
9. İnfaz hâkimliklerinin kuruluş, görev, çalışma esas ve usullerini düzenleyen 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun 5. maddesinde ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun'un 4. maddesinde ise hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak infaz hâkimliklerinin görevlerinden biri olarak sayılmıştır (Meral Danış Beştaş (3), B. No: 2017/37087, 13/10/2020, § 44).
10. Anayasa Mahkemesi benzer bir başvuruda derece mahkemelerince ortaya konulan bu yaklaşımın temel hak ve hürriyetlerin ihlal edildiğine yönelik şikâyetin etkili bir şekilde incelenmesine imkân sağlamadığını belirtmiş ve ihlal sonucuna ulaşmıştır (Meral Danış Beştaş (3), §§ 47-49).
11. Başvurunun özü, başvurucunun UYAP'a kaydedilen mektuplarının silinmesine ilişkindir. Mektupların UYAP'a kaydedilmesi işleminin dayanağı ise Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün yazısıdır. Bununla beraber başvurucu, İnfaz hâkimliğine yaptığı şikâyette söz konusu yazıya istinaden kendi mektuplarının kaydedilmesinden yakınmaktadır. Diğer bir ifadeyle, başvurucunun şikâyetinin konusu işlemin dayanağı olan yazı değil, bu yazı uyarınca kendisi hakkında tesis edilen birel işlemdir. İnfaz hâkimliği kararında ise şikâyet konusu işlemin ceza infaz kurumu idaresinin takdirinde olmadığının belirtilmesiyle yetinilmiştir. Kararda, şikâyet konusunun 4675 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasında yer alan ve infaz hâkimliklerine mahpusların hak ve hürriyetlerinin korunması adına geniş bir görev alanı tanıyan düzenlemenin kapsamına hangi nedenlerle girmediği hususunda ikna edici açıklamalarda bulunulmadığı görülmektedir.
12. Başvurucunun infaz hâkimliğine yaptığı şikâyetin 4675 sayılı Kanun kapsamında olmadığı yönünde verilen kararın bu yönüyle ilgili ve yeterli gerekçeler içermediği, başvurucunun iddialarının incelenmesine ve uygun bir telafi şansı sunmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Derece mahkemelerince verilen kararların dayanağı olarak gösterilen ilgili mevzuatın başvuruya konu işlemin hukuka ve Anayasa'ya uygun olup olmadığının denetlemesini yasaklamadığı da dikkate alındığında derece mahkemelerince ortaya konulan bu yaklaşım, temel hak ve hürriyetlerin ihlal edildiğine yönelik şikâyetin etkili bir şekilde incelenmesine imkân sağlamamıştır. Neticede başvurucuya, özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyeti kapsamında olduğunu ileri sürdüğü müdahalenin ortadan kaldırılması talebiyle başvurabileceği ve asgari güvenceleri içeren, pratikte de işleyen etkili bir hukuk yolunun sunulmadığı sonucuna varılmıştır.
13. Açıklanan gerekçelerle özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyeti ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
Basri BAĞCI bu görüşe katılmamıştır.
III. GİDERİM
14. Başvurucu, ihlalin tespiti ile yeniden yargılama yapılmasını istemiş ve 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
15. Başvuru konusu mektupların UYAP'tan silindiği dikkate alındığında ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
16. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyeti ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA Basri BAĞCI'nın KARŞIOYU ve OYÇOKLUĞUYLA,
C. Anayasa'nın 20 ve 22. maddelerinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyeti ile bağlantılı olarak Anayasa’nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE Basri BAĞCI'nın KARŞIOYU ve OYÇOKLUĞUYLA,
D. Başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. 18.800 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için Silivri 1. İnfaz Hâkimliği (E.2019/4202, K.2019/5227) ve Silivri 1. Ağır Ceza Mahkemesi (2019/2753 D. İş) ile Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 14/12/2023 tarihinde karar verildi.
KARŞIOY
1. Ceza infaz kurumunda bulunan başvurucu kendisine gelen mektupların tümünün taranmak suretiyle UYAP sistemine kaydedilmesi nedeniyle özel hayata saygı gösterilmesini isteme ve kişisel verilerin korunmasını isteme hakları ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasında bulunmuştur.
2. Aşamalarda talebini idareye ve akabinde itirazen infaz hakimliğine ileten başvurucu müracaatlarından olumlu bir sonuç alamamasına rağmen, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün 10/10/2016 tarihli bir yazısı üzerine başlatılan uygulama yine aynı merci tarafından 4/8/2021 tarihli diğer bir talimatla ortadan kaldırılmıştır.
3. İnfaz Hakimliği başvurucunun müracaatını değerlendirirken red gerekçesi olarak yakınmaya konu işlemin Genel Müdürlüğün bir tasarrufu olup bu konuda idari yargı yoluna müracaat edilmesi gerektiğini işaret etmiştir.
4. 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu’nun 4 ve 5. maddelerinde hakimliğin hangi konulara bakacağı hüküm altına alınmış olup, Bakanlığın düzenleyici işlemleri bu kapsam dahilinde değildir. Bu tür işlemlere karşı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-a maddesi gereğince “İptal Davası” açılması gerektiğinden, infaz hakimliğinin verdiği karar yerindedir.
5. Başvurucu hatalı bir yargı yoluna müracaat ettikten sonra ve asıl tüketilmesi gereken muhakeme yoluna müracaat etmeden bireysel başvuruda bulunduğundan “Başvuru yollarının tüketilmemesi” nedeniyle konunun kabul edilemez olduğunu değerlendiriyoruz.
6. Diğer taraftan şikâyete konu uygulama, ihdas edildiği usulle 4/8/2021 tarihinde ortadan kaldırıldığından ve buna bağlı olarak başvurucunun mağdur sıfat ortadan kalktığından, esasa ilişkin değerlendirme sonucunda “kişi bakımından yetkisizlik” kararı verilmesi gerektiğini düşündüğümüzden çoğunluğun ihlal yönündeki kararına iştirak edilmemiştir.