logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(M.D.D. [2.B.], B. No: 2019/525, 1/3/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

M.D.D. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/525)

 

Karar Tarihi: 1/3/2023

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Fatih ALKAN

Başvurucu

:

M.D.D.

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, baro levhasına yazılmaya ilişkin tesis edilen işlemin yürütmesinin durdurulmasından kaynaklanan zararlar nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, hâkim olarak görev yaptığı sırada Hâkimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) 16/7/2016 tarihli kararıyla görevden uzaklaştırılmıştır. Akabinde başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında ceza soruşturması başlatılmıştır. HSK, 11/10/2016 tarihinde başvurucu hakkındaki uzaklaştırma kararının kaldırılmasına karar vermiştir. Görevine dönen başvurucu, kendi isteği ile 15/3/2017 tarihinde emekli olmuştur.

3. Başvurucunun baro levhasına avukat olarak yazılma talebi Adana Barosu ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından kabul edilmiştir. Bu yönde verilen karar Adalet Bakanlığı (Bakanlık) tarafından uygun bulunmayarak bir daha görüşülmek üzere TBB'ye geri gönderilmiştir. Bakanlık, başvurucu hakkında devam eden ceza soruşturması olduğunu ve baro levhasına yazılma talebinin soruşturma sonuna kadar reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. TBB, önceki kararında ısrar ederek soruşturma altında olmanın avukatlığa engel bir hâl teşkil etmediği gerekçesiyle başvurucunun baro levhasına yazılmasına karar vermiştir.

4. Bakanlık, başvurucunun baro levhasına yeniden yazılmasına ilişkin TBB kararının kesinleşmesi üzerine Ankara 5. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) iptal davası açmıştır. Dava dilekçesinde, soruşturma altında olan başvurucunun baro levhasına yazılması yönünde tesis edilen işlemin 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 5. maddesi kapsamında hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Başvurucu, iptal davasında davalı TBB yanında müdahil olarak yer almıştır.

5. İdare Mahkemesi, 9/11/2017 tarihinde başvurucunun baro levhasına yazılma talebinin kabulüne ilişkin işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir. Kararda; devam eden ceza soruşturmasının sonucunun beklenmesi gerektiği, işlemin hukuka aykırı olduğu ve uygulanması hâlinde telafisi güç zararların doğabileceği belirtilmiştir.

6. İdare Mahkemesi, 27/2/2018 tarihinde dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, karar tarihi itibarıyla başvurucu hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş olsa da işlemin tesis edildiği tarihte ceza soruşturmasının bulunması nedeniyle dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ifade edilmiştir. Söz konusu karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi, istinaf talebinin kabulüne ve davanın reddine 7/9/2018 tarihinde kesin şekilde karar vermiştir. Kararda, başvurucu hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesiyle ortaya çıkan yeni hukuki durumun tesis edilen işlemi hukuka uygun hâle getirdiği belirtilmiştir.

7. Başvurucu, nihai kararı 30/11/2018 tarihinde öğrendikten sonra 25/12/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

II. DEĞERLENDİRME

8. Başvurucu; baro levhasına yazılmasının akabinde avukatlık mesleğini icra etmeye başladığını, işlemin iptali talebiyle Bakanlık tarafından açılan davada keyfî ve hukuka aykırı şekilde verilen yürütmenin durdurulması kararı nedeniyle bir yılı aşkın bir süre boyunca avukatlık yapamadığını, Bölge İdare Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi üzerine yeniden avukatlık yapma hakkına kavuşabildiğini ifade etmiştir. 1136 sayılı Kanun'da mevcut olmayan ve dayanağı bulunmayan gerekçelere dayalı olarak verilen mahkeme kararı nedeniyle mesleki faaliyetlerini yerine getiremediğini, lekelendiğini ve maddi ve manevi olarak zarara uğradığını belirterek özel hayata saygı hakkının, adil yargılanma hakkının, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, mülkiyet hakkının ve çalışma hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde, başvurucunun 21/12/2018 tarihi itibarıyla baroya kayıtlı olarak avukatlık yaptığı belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne cevap vermemiştir.

9. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrasında; bireysel başvuruda bulunulmadan önce ihlal iddiasının dayanağı olan işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş olan idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının uyması gereken bir ilke olup bu ilkeye uygun davranılmadığı takdirde, ortaya çıkan ihlale karşı öncelikle yetkili idari mercilere ve derece mahkemelerine başvurulmalıdır (Bayram Gök, B. No: 2012/946, 26/3/2013, §§ 16, 17).

10. Somut olayda başvurucu, TBB tarafından hakkında tesis edilen baro levhasına yazılma işlemine karşı Bakanlık tarafından açılan davada yürütmenin durdurulması kararı verilmesi nedeniyle davanın reddine karar verildiği tarihe kadar avukatlık faaliyetinde bulunamamıştır. Başvuru formunda, bir yılı aşan bu süre zarfında avukatlık yapamaması nedeniyle maddi ve manevi anlamda zarara uğradığını, mesleki faaliyetlerini yerine getiremediğini ve lekelendiğini ileri süren başvurucunun söz konusu iddialarını yetkili idari ve adli merciler önünde dile getirmeksizin doğrudan Anayasa Mahkemesi nezdinde ileri sürdüğü anlaşılmaktadır.

11. Bireysel başvuru yolunun ikincilliği ilkesi gereğince, başvurucunun temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiği iddiasını öncelikle genel yargı mercilerinde, olağan yasa yolları ile çözüme kavuşturması gerekir. Bu anlamda işlemin iptali talebiyle açılan davanın nihayetinde reddedildiği dikkate alındığında başvurucunun mesleki faaliyetlerini yerine getiremediği dönemde uğradığını ileri sürdüğü zararlarının telafi edilmesi amacıyla tazminat davası açılabileceği ve böylece hak ihlali iddialarını bu olağan denetim mekanizması içinde giderilebileceği görülmektedir.

12. Neticede başvurucunun Anayasa Mahkemesi önüne getirdiği şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve adli mercilere usulüne uygun olarak iletmesi ve bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması gerekirken doğrudan bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmaktadır.

13. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

B. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 1/3/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(M.D.D. [2.B.], B. No: 2019/525, 1/3/2023, § …)
   
Başvuru Adı M.D.D.
Başvuru No 2019/525
Başvuru Tarihi 25/12/2018
Karar Tarihi 1/3/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, baro levhasına yazılmaya ilişkin tesis edilen işlemin yürütmesinin durdurulmasından kaynaklanan zararlar nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Meslek (atama, disiplin, OHAL hariç işten çıkarma) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi