logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(D.A. [1.B.], B. No: 2019/5336, 31/3/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

D.A. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/5336)

 

Karar Tarihi: 31/3/2022

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

Raportör

:

Hüseyin MECEK

Başvurucu

:

D.A.

Vekili

:

Av. Koray AYGÜN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, sınır dışı kararı nedeniyle kötü muamele yasağı ile aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 25/2/2019 tarihinde yapılmıştır.

3. Komisyon, sınır dışı etme kararının durdurulmasına dair tedbir talebi yönünden dosyanın Bölüme gönderilmesine yer olmadığına, ancak kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve ekleri ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler doğrultusunda tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Suriye ve Lübnan uyruklu başvurucu, kara yoluyla ilk olarak Lübnan’dan Suriye’ye gelmiştir. 10/4/2017 tarihinde ise Suriye’den Türkiye’ye giriş yapan bir grupla birlikte yakalanmış, üzerlerinde el bombası bulundurduğu gerekçesiyle bir süre tutuklu kalmıştır.

6. Başvurucu eşi ve çocuklarıyla birlikte uluslararası koruma talebinde bulunmuştur. İzmir Valiliği 22/11/2017 tarihinde bu talebi reddetmiştir. Başvurucu ve ailesi bu karara karşı İzmir 1. İdare Mahkemesinde iptal davası açmıştır. İdare Mahkemesi, Lübnan’da davacıların mensup olduğu Hristiyanlık inancına sahip kişilerin bulunduğu yerleşim yerlerinin olduğu, zulme uğrama konusunda gerçek bir risk içinde olmadıkları gerekçesiyle 24/5/2018 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. İstinaf incelemesinden geçen karar 2/10/2018 tarihinde kesinleşmiştir.

7. Kırklareli Valiliğinin 25/1/2019 tarihli kararıyla 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (i) bendi uyarınca uluslararası koruma başvurusunun reddedildiği gerekçesiyle başvurucunun sınır dışı edilmesine karar verilmiştir.

8. Başvurucu, anılan kararın iptali istemiyle 5/2/2019 tarihinde Edirne İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açmıştır. 19/2/2019 tarihinde davanın reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “…

Dava dosyasının incelenmesinden; 10.04.2017 günü saat 01.50 sıralarında 3. Hudut Bölüğü İnanlı Karakolu sorumluluk sahasında 66-67 No.lu hudut taşları arasındaki bölgeden 22 kişilik grupla birlikte ülkemize geçmeye çalışırken yakalanan davacı ve diğer şahıslara ait 6 adet çantadan kıyafetlerin altına saklanmış 8 adet el bombasının tespiti üzerine, aralarında davacının da bulunduğu şahısların Kilis Sulh Ceza Hakimliği tarafından 2017/146 Sorgu sayılı kararıyla tutuklandığı, daha sonra Kilis 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından tahliyesine karar verilen davacı (eşi ve çocukları) hakkında Kilis İl Göç İdaresi Müdürlüğü'nce yapılan değerlendirmeler sonucunda 6458 sayılı Kanun'un 54. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca sınır dışı edilmelerine (16.06.2017 tarih ve 3832609.101.18.03.1, 3833154.101.18.03.1 ve 3832877,101.18.03.1 sayılı kararlar) karar verildiği, davacı İzmir İl Göç İdaresi Müdürlüğü Geri Gönderme merkezinde İdari Gözetim altında iken Uluslararası koruma başvurusunda bulunduğu, yapılan inceleme neticesinde davacının uluslararası koruma talebinin gerekli şartları taşımadığından bahisle talebinin reddine karar verildiği, bu işlemin iptali için açtığı davada İzmir 1. İdare Mahkemesi'nin 24.05.2018 tarih ve E:2018/17,K:2018/880 sayılı kararıyla 'davacı ve ailesinin uluslararası koruma başvurusunu destekleyecek mahiyette herhangi bir bilgi ve belge sunulamadığı, mülakat değerlendirmesine esas belgelerde, başvuru sahibi babanın menşe ülkesi olan Lübnan'da davacıların mensup olduğu dinin yoğunlukta olduğu güvenli bölgelerin de mevcut olduğunun görüldüğü, davacıların geri gönderilmeleri durumunda, haklı nedenlere dayanan zulme uğrama korkusu içinde bulunduklarına ilişkin gerçek bir riskin ortaya konulamadığı' dolayısıyla mültecilik koşullarına yönelik iddialarının inandırıcılık ve tutarlılıktan uzak olduğu, uluslararası koruma başvurusunu bir ikamet veya ülkede yaşayabilme seçeneği olarak değerlendirdiği, uluslararası koruma gerekçelerinin ve şahsi durumunun 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ve 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme kapsamında olmadığı görüldüğünden' davanın reddine karar verildiği, verilen karar İzmir Bölge İdare Mahkemesi Altıncı İdare Dava Dairesi'nin 02.10.2018 tarih ve E.2018/1867,K.2018/1526 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiğinden, davacının ülkede kalması için başkaca bir hakkı veya yasal statüsü de bulunmadığından 6458 sayılı Kanunun 54/1-(i) bendi uyarınca sınır dışı kararı alındığı, davacı tarafından bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının uluslararası koruma başvurusunun reddedilmesine dair işlemin iptali talebiyle açılan davanın İzmir 1.İdare Mahkemesi'nin 24.05.2018 tarih ve E:2018/17,K:2018/880 sayılı kararıyla reddedildiği ve kararın kesinleştiği; davacının bunun haricinde kısa dönem ikamet izni, aile ikamet izni veya insani ikamet izni gibi ülkede kalma hakkı verebilecek bir hakkının veya yasal statüsünün de bulunmadığı anlaşıldığından; davacının 6458 Sayılı Yasanın 54/1-(i) bendi uyarınca sınır dışı edilmesine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

..."

9. Başvurucu 25/2/2019 tarihinde süresi içinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

10. İlgili hukuk için bkz. A.A. ve A.A. [GK], B. No: 2015/3941, 1/3/2017, §§ 28-38.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

11. Anayasa Mahkemesinin 31/3/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

12. Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B. Kötü Muamele Yasağı ile Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

13. Başvurucu; Suriye’de hâlen iç karışıklığın ve şiddetin devam ettiğini, Hristiyan olması nedeniyle Lübnan'da maddi ve manevi bütünlüğünün riske gireceğini, sınır dışı edilmesi hâlinde Türkiye’de kalan ailesinden ayrılmak zorunda kalacağını, bu nedenle aile bütünlüğünün bozulacağını belirterek kötü muamele yasağı ile aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini öne sürmüştür. Başvurucu ayrıca kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulmasını talep etmiştir.

14. Anayasa Mahkemesinin istikrarlı içtihadına göre Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası, gönderildikleri ülkede kötü muameleye maruz kalma riski bulunan yabancıların maddi ve manevi varlıklarının korunması yönünde devlete pozitif yükümlülük yüklemektedir (A.A. ve A.A., § 59).

15. Anılan pozitif yükümlülük kapsamında sınır dışı edilecek kişiye ülkesinde karşılaşabileceği risklere karşı gerçek anlamda bir koruma sağlanabilmesi için sınır dışı kararına karşı etkili bir karşı çıkma imkânı tanınması gerekir (A.A. ve A.A., § 60).

16. Ancak kötü muameleye karşı koruma yükümlülüğü, her sınır dışı işleminde yukarıda belirtilen şekilde bir araştırma yapılmasını gerektirmez. Bu yükümlülüğün ortaya çıkabilmesi için öncelikli olarak başvurucu tarafından savunulabilir (makul) bir iddia ortaya konulmalı, bu kapsamda kötü muamele riskine ilişkin iddialar somutlaştırılmalıdır (A.A. ve A.A., § 63).

17. Somut dosyada başvurucunun gerek Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvuruda gerek idare mahkemelerinde açılan iptal davalarında; sınır dışı edilmesi hâlinde maruz kalacağını ileri sürdüğü riske ilişkin somut ve kişisel açıklamalarda bulunmadığı, Suriye ve Lübnan'ın genel durumu dışında kendisinin hangi özel durumunun risk oluşturduğuna ilişkin somutlaştırma yapmadığı görülmüştür.

18. Belirtmek gerekir ki bazı başvurucuların menşe ülkelerinde siyasi istikrarsızlık veya iç karışıklık nedeniyle insan hakları ihlalleri yaşandığı değerlendirilse dahi geri gönderilen ülkenin koşullarının kamu makamları tarafından resen araştırılması gerektiğine ilişkin kural, başvurucuların bu konuda açıklamada bulunma yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır (Yryskul Beishenaliev, B. No: 2016/7458, 20/4/2017, § 51). Bunun yanı sıra kural olarak bir ülkedeki insan hakları ihlalleri, siyasi istikrarsızlık veya iç karışıklık hâlleri tek başına anılan ülkeye göndermelerin kötü muamele yasağını ihlal edeceği sonucuna varmak için yeterli değildir.

19. Öte yandan sınır dışı etme kararı nedeniyle ailenin korunması hakkının ihlal edileceğini ileri süren başvurucu; ailesinden neden ayrılmak zorunda kalacağını, diğer bir deyişle istedikleri takdirde kendileriyle birlikte ülkelerine dönebilecekleri anlaşılan aile fertlerinin neden ülkelerine geri gidemeyeceklerini inandırıcı bir izahla ortaya koyamamıştır (Peri Kırık, B. No: 2015/19795, 9/1/2019, § 26). Başvurucunun çifte vatandaşlığı olması, Suriye'de güvenli bölgelerin bulunması, Lübnan’da Hristiyanların güvenliğini tehdit edecek bir riskin bulunduğunu gösteren hiçbir tespit olmaması, başvurucunun ailesi hakkında da uluslararası koruma başvurusunun reddedilmesi hususları dikkate alındığında başvurucu, aile bütünlüğünün ne şekilde bozulacağını ortaya koyamamıştır. Dolayısıyla bu konudaki iddialarının savunulabilir nitelikte olduğunu söyleyebilmek mümkün gözükmemektedir.

20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

C. Kötü muamele yasağı ile aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

D. Kararın bir örneğinin bilgi için İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE,

E. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 31/3/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(D.A. [1.B.], B. No: 2019/5336, 31/3/2022, § …)
   
Başvuru Adı D.A.
Başvuru No 2019/5336
Başvuru Tarihi 25/2/2019
Karar Tarihi 31/3/2022

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, sınır dışı kararı nedeniyle kötü muamele yasağı ile aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Kötü muamele riskine rağmen sınır dışı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Sınırdışı-Yurda giriş yasağı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 6458 Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 4
53
54
55
57
Yönetmelik 22/10/2014 Geçici Koruma Yönetmeliği 6
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi