TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
AYDIN AKGÜL BAŞVURUSU (2)
(Başvuru Numarası: 2019/6063)
Karar Tarihi: 1/11/2023
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Muammer TOPAL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
Muhterem İNCE
Raportör
Ayşenur TUNCER
Başvurucu
Aydın AKGÜL
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, açık görüşte ziyaretçiler ile mahpuslar arasında teması ve geçişi engelleyecek şekilde masaların yan yana dizilmesi uygulamasının kaldırılması talebinin esasa girilmeden reddedilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Bireysel başvuru tarihinde Silivri L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Kurum) hükümlü olarak tutulan başvurucu 21/12/2022 tarihinde tahliye edilmiştir.
3. Başvurucu 21/9/2018 tarihinde Silivri 3. İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) yaptığı şikâyet başvurusunda açık görüşlerde bariyer şeklindeki masa düzeni uygulanmasının kaldırılmasını talep etmiştir. İnfaz Hâkimliği 2/10/2018 tarihli kararıyla, şikâyet başvurusunu içeren dilekçenin esasına girmeden reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde açık görüşlerde bariyer şeklindeki masa düzeni uygulamasının kaldırılmasına ilişkin talebin 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'na göre infaz hâkimliklerinin görev ve yetkisi dâhilinde olmadığı belirtilmiştir. Söz konusu karara karşı başvurucu tarafından yapılan itiraz, Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin (Ağır Ceza Mahkemesi) 13/12/2018 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Kararda, İnfaz Hâkimliğince verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı belirtilmiştir.
4. Başvurucu, nihai hükmü 16/1/2019 tarihinde tebellüğ ettikten sonra 14/2/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
5. Komisyonca başvurucunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
6. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir (Mehmet Şerif Ay, B. No: 2012/1181, 17/9/2013).
7. Başvurucu; açık görüşlerde masaların ziyaretçiler ile mahpuslar arasında teması ve geçişi engelleyecek şekilde yan yana dizilmesi suretiyle bir nevi bariyer oluşturulduğunu, ziyaretçileri ile yan yana oturamadığını belirterek adil yargılanma hakkının, eşitlik ilkesinin, kötü muamele yasağının ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı görüşünde, Anayasa Mahkemesinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatlarına yer verilmiş ve olayın somut koşulları dikkate alınarak anılan içtihatlar ışığında inceleme yapılmasının uygun olacağı ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında bireysel başvuru formunda ileri sürdüğü iddialarını yinelemiştir.
8. Başvuru özetle hükümlü olan başvurucunun, açık görüşlerde masaların ziyaretçiler ile mahpuslar arasında teması ve geçisi engelleyecek şekilde yan yana dizilmesi uygulamasının kaldırılması talebiyle İnfaz Hâkimliğine yapılan şikâyet başvurusunun hukuka aykırı şekilde esasa girilmeden reddedilmesi nedeniyle ihlal iddialarının dile getirebileceği etkili bir başvuru yolunun bulunmamasına, bir başka deyişle mevcut yargısal sistemin etkili şekilde işletilmemesine ilişkindir. Bu kapsamda başvurucunun iddialarının öncelikle Anayasa'nın 20. maddesinde düzenlenen aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
9. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
10. Anayasa Mahkemesi ceza infaz kurumlarındaki birtakım uygulamaların temel hak ve hürriyetlere müdahale teşkil ettiği ve kaldırılması gerektiği konusunda ileri sürülecek iddiaların esasının incelenmesine imkân sağlayan ve gerektiğinde uygun bir telafi yöntemi sunan etkili hukuk yollarının olmasının ilgililere etkili başvuru hakkının sağlanması bakımından bir gereklilik olduğunu Meral Danış Beştaş (3) kararında kabul etmiştir (Meral Danış Beştaş (3), B. No: 2017/34087, 13/10/2020, § 40). Dolayısıyla başvurucunun açık ve kapalı görüşler ile telefon görüşmelerinin kısıtlı olması konusunda ileri sürülen iddiaların da bu kapsamda ele alınması ve bir yargı merciince incelenmesi başvurucuya etkili bir başvuru yolunun sağlanması açısından önemlidir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Meral Danış Beştaş (3), § 44).
11. Somut olayda başvurucunun açık görüşlerde hükümlüler ile ziyaretçileri arasındaki bariyer şeklindeki masa düzeni uygulanmasının kaldırılmasına yönelik şikâyetleri, şikâyet konusunun 4675 sayılı Kanun'da düzenlenen infaz hâkimliklerinin görev alanına girmediği gerekçesiyle derece mahkemelerince esasa girilmeden reddedilmiştir. Bu itibarla derece mahkemelerince başvurucunun şikâyetleri konusunda bir inceleme ve araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Şikâyet konusunun 4675 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasında yer alan ve infaz hâkimliklerine mahpusların hak ve hürriyetlerinin korunması adına geniş bir görev alanı tanıyan düzenlemenin kapsamına hangi nedenlerle girmediği hususunda derece mahkemelerince ikna edici açıklamalarda bulunulmadığı görülmektedir.
12. Başvurucunun İnfaz Hâkimliğine yaptığı şikâyet başvurusunda infaz hâkimliğinin görevli ve yetkili olmadığı yönünde verilen kararın bu yönüyle ilgili ve yeterli gerekçeler içermediği, başvurucunun iddialarının incelenmesine ve uygun bir telafi şansı sunmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. İtirazın yapıldığı Ağır Ceza Mahkemesi de bu eksikliği gidermeye yönelik bir gerekçeye yer vermemiştir. Neticede başvurucuya, aile hayatına saygı hakkı kapsamında olduğunu ileri sürdüğü müdahalenin ortadan kaldırılması talebiyle başvurabileceği ve asgari güvenceleri içeren, pratikte de işleyen etkili bir hukuk yolunun sunulmadığı sonucuna varılmıştır.
13. Açıklanan gerekçelerle aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
14. Başvurucu, ihlalin tespiti ve 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
15. Başvurucunun 21/12/2022 tarihinde tahliye edilmesi nedeniyle tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
16. Öte yandan eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin bütün sonuçlarıyla giderilebilmesi için başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ödenmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 20. maddesinde düzenlenen aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak Anayasa’nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Silivri 3. İnfaz Hâkimliği (E.2018/2791, K.2018/2781) ve Silivri Ağır Ceza Mahkemesi (2018/2570 D. İş) ile Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 1/11/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.