logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ahmet Ataman [2.B.], B. No: 2019/7441, 13/9/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AHMET ATAMAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/7441)

 

Karar Tarihi: 13/9/2022

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Tuğçe TAKCI

Başvurucu

:

Ahmet ATAMAN

Vekili

:

Av. Mahmut KAÇAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; ölüm olayıyla ilgili olarak etkili bir ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkının; olay sırasında evin yanıp yıkılması nedeniyle de mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 6/3/2019 tarihinde yapılmıştır. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve ekleri ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu, PKK terör örgütü üyeleriyle birlikte bomba yüklü bir aracın patlatılması olayına katıldığı gerekçesiyle güvenlik güçlerince yakalanmıştır. Ardından başvurucu ile birlikte olayı planlayan ve birlikte hareket ettiği değerlendirilen bir kısım terör örgütü üyesinin de başvurucunun evinde olabileceği ihtimaline binaen güvenlik güçleri başvurucu ile birlikte başvurucunun evine arama yapmak üzere gitmiştir. 18/11/2016 tarihinde, başvurucunun eşi H.A.nın da evin içinde bulunduğu sırada güvenlik güçleri ile evde bulunan terör örgütü üyeleri arasında çıkan çatışma sırasında başvurucunun eşi yanarak hayatını kaybetmiştir.

6. Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 18/11/2016 tarihinde gerçekleştirilen otopsi işleminde müteveffanın vücudunda ateşli silah ya da kesici, delici alet yarasını düşündürecek herhangi bir lezyona rastlanmadığı, mütevefanın ölüm nedeni ve ölüm zamanının cesetten alınan numunelerin tetkiki sonrasında belirlenebileceği belirtilmiştir.

A. Başvurucu ve Diğer Terör Örgütü Üyeleri Tarafından Bomba Yüklü Aracın Patlatılması Olayına İlişkin Soruşturma Süreci

7. Dosya kapsamındaki belgelerden 17/11/2016 tarihinde saat 08.40 sıralarında Muş'un Bulanık ilçesinde bir diğer şüpheli olan T.E. isimli şahsın kullandığı otomobil ile başvurucunun kullandığı, diğer bir şüpheli olan Z.H.ye ait otomobilin takip ettiği PKK terör örgütü üyesi Xebat kod adlı E.İ.nin kullandığı bomba yüklü minibüsün çamura saplanması ve aksının kırılması sonucu kaldığı yerde patlatıldığı, normalde aracın terör örgütü üyelerince Pasinler İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde patlatılmasının planlandığı anlaşılmıştır.

8. Bulanık İlçe Jandarma Komutanlığının Bulanık Cumhuriyet Başsavcılığına ilettiği3/2/2020 tarihli yazıda, 29/7/2019 tarihinde Erzurum İl Jandarma Komutanlığınca Horasan ilçesinde icra edilen operasyonda sağ olarak ele geçirilen, Erzurum Karayazı bölgesinde PKK terör örgütü adına faaliyette bulunan terör örgütü üyesi Şewger kod adlı M.F.K.nın İl Jandarma Komutanlığı nezdinde mülakat beyanı alınmıştır. Söz konusu beyanda, adı geçen terör örgütü üyesi 17/11/2016 tarihinde Muş/Bulanık'ta meydana gelen patlamada kullanılan bomba yüklü aracın hazırlanması talimatını kendisinin verdiğini, başvurucunun evinde gerçekleşen ve eşinin ölümüyle sonuçlanan olay hakkında ise söz konusu evde Gabar (K) ve Sipan (K) isimli terör örgütü üyelerinin bulunduğunu, eve düzenlenen operasyonda bu teröristlerin bu olaydan yara almadan kurtulduklarını belirtmiştir.

9. Bulanık Cumhuriyet Başsavcılığınca bomba yüklü aracın patlatılması olayıyla ilgili olarak yürütülen soruşturma kapsamında yakalanan başvurucu ve diğer şüpheli T.E.ye Cumhuriyet savcısı tarafından 21/11/2016 tarihinde yer gösterme işlemi yaptırılmıştır. Yer gösterme işlemi sırasında başvurucu avukatsız olarak ifade vermek istediğini beyan etmiş ve ifadesinde yakalandıktan sonra güvenlik güçleriyle birlikte evine gittiklerini, evin içerisinde bulunan terör örgütü üyelerinin bomba patlatarak eşini yaktıklarını belirtmiştir. Başvurucunun müdafii huzurunda alınan Bulanık İlçe Jandarma Komutanlığı nezdindeki 20/11/2016 tarihli ifadesi, Bulanık Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadesi ve Bulanık Sulh Ceza Hâkimliğindeki 25/11/2016 tarihli sorgu beyanı da benzer yöndedir.

10. Bulanık Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 10/2/2017 tarihinde başvurucu, T.E. ve Z.H. hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen soruşturma yetkisizlik kararı ile Erciş Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Erciş Cumhuriyet Başsavcılığınca başvurucu ile bombalı aracın patlatılması olayına karışan diğer şüpheli T.E. hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, diğer şüpheli Z.H. hakkında ise örgüte bilerek isteyerek yardım etme suçlarından fezlekeyle soruşturma Van Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

11. Van Cumhuriyet Başsavcılığı 17/10/2017 tarihinde başvurucu ile bombalı aracın patlatılması olayına karışan diğer şüpheliler T.E. ve Z.H. hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve tehlikeli maddeleri izinsiz el değiştirme suçundan kamu davası açmıştır. Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) nezdinde görülen yargılamanın 16/1/2018 tarihli celsesinde başvurucu iki vekili huzurundaki savunmasında evine gittiklerinde yedek anahtarı olmasına rağmen güvelik güçlerinin kapıyı kırdığını, hemen sonrasında patlama olduğunu, sonrasında kendisinin bir şey görmediğini belirtmiştir.

12. Ağır Ceza Mahkemesi 6/4/2018 tarihinde başvurucu ve T.E.nin silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması ve ele geçirilmesi suçları bakımından mahkûmiyetlerine, Z.H.nin ise silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan mahkûmiyetine, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması ve ele geçirilmesi suçu bakımından ise beraatine karar vermiştir. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi başvurucu ve T.E. hakkındaki istinaf talebinin reddine, Z.H. hakkındaki istinaf talebinin ise kabulüne, bu sanığın silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan da beraatine karar vermiştir. Kararı inceleyen Yargıtay 16. Ceza Dairesi 11/6/2020 tarihinde başvurucu hakkında verilen kararı bozmuştur.

13. Ağır Ceza Mahkemesi 14/12/2021 tarihinde, başvurucu hakkında, evinde meydana gelen çatışmada güvenlik güçlerinin yaralanması nedeniyle dört kez kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, ayrıca devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi, kamu malına zarar verme suçlarından mahkûmiyet kararı vermiştir. Gerekçenin somut başvuruyla ilgili kısmı şöyledir:

"...

... sanık Ahmet Ataman’ı... güvenlik güçlerince yakalandığı, dosya kapsamında bulunan olay yeri inceleme tutanağına göre, sanık Ahmet Ataman’ın evine giden güvenlik güçlerine evde bulunan terör örgütü mensupları tarafından ateş açılması nedeniyle silahlı çatışma çıktığı, çatışma sırasında üç PÖH ve bir TEM personelinin yaralandığı ve buna ilişkin hastane evraklarının dosyamız arasına alındığı ve teröristlerce atılan el bombasının patlaması nedeniyle evde yangın çıktığı, bu sırada evde bulunan terör örgütü mensuplarının kaçarak izlerini kaybettirdikleri ve olay esnasında Ahmet Ataman’ın eşi olduğu anlaşılan [H.] Ataman’ın öldüğünün anlaşıldığı, olayın başlangıcı, gelişimi ve sonuçları birlikte değerlendirildiğinde sanıkların eylemi hazırlık, planlama, icrası ve sonuçları itibariyle bütünlük arz ettiğinden, sanıklar Ahmet Ataman ve [T.E.] hakkında mağdur güvenlik görevlilerine karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçunu işledikleri anlaşılmakla, sanıkların eylemine uyan TCK'nın 82/1-g maddesi gereğince 4 kez kasten öldürmeye teşebbüs suçundan ayrı ayrı cezalandırılmalarına, sanıkların eyleminin amaç suç olan TCK'nın 302/1. maddesinde düzenlenen devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunu oluşturduğu anlaşıldığından sanıklar Ahmet Ataman ve [T.E.nin] üzerlerine atılı TCK'nın 302/1 maddesi gereğince devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan..."

14. Başvurucu kararı temyiz etmiştir. Dosya Yargıtay incelemesindedir.

B. Başvurucunun Evinde Arama Yapılması Sırasında Gerçekleşen Olaylara İlişkin Olarak Yürütülen Soruşturma (Sor. No: 2016/3390)

15. Olay hakkında Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada UYAP'ta olayda yaralanan iki kolluk görevlisinin müşteki olarak, müteveffanın maktul olarak, Ö.P. isimli terör örgütü üyesi ile meçhul sanığın ise şüpheli olarak kayıtlı olduğu, soruşturma kapsamında yazılan müzekkerelerden soruşturmanın terör örgütüne üye olma suçundan yürütüldüğü anlaşılmıştır.

16. Erciş İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin 18/11/2016 tarihinde saat 12.40'ta düzenlediği Olay Tutanağı'nda; Shortland araç eşliğinde başvurucunun evine gelindiği, başvurucunun evde eşinden başka kimse olmadığını beyan ettiği, buna rağmen ikametin giriş kapısının kalkanla kırılarak içeri girildiği, bu sırada evin içinden el bombası atılıp yoğun şekilde ateş edildiği, tüm görevlilerin aracın yan tarafında siper alarak ateşe karşılık verdiği, aracın alt tarafına doğru ikinci bir el bombası atılması üzerine dört güvenlik görevlisinin yaralandığı, çevre güvenliğini sağlayan görevlilerin yaralı görevlileri ateş hattından çıkarmak için yerlerinden ayrıldığı, bir süre sonra evin içinden alevler çıkmaya başladığı, dışarı kadar yayılan büyük patlamaların ve yangının evin içindeki bomba veya mühimmat sonucu meydana geldiği, evin briketten yapılmış olması ve üzerinde tahta kalas çatı olması nedeniyle söndürme çalışmasında duvarların ve çatının çöktüğü, enkaz nedeniyle gerekli olay yeri incelemesi yapılamayacağından kepçe ile zemin temizlendikten sonra olay yeri incelemesinin yapıldığı, birtakım silah ve mühimmatların ele geçirildiği, evin arka duvarının delindiği, güvenlik güçlerinin yaralanan görevlileri ateş hattından çıkarmak amacıyla yerlerinden ayrılması nedeniyle içerideki terör örgütü üyelerinin duvarın delik kısmından kaçtığı, odada yanmış insan cesedi bulunduğu, çatışmada Shortlandın alt tarafında hasar meydana geldiği, sağ yan tarafında mermi izleri olduğu, sağ ön camının parçalandığı, diğer Shortland'ın sağ ön kapı camının hasar gördüğü, çeşitli yerlerinde mermi izleri olduğu ve mermiden dolayı hasar meydana geldiği tespitleri yer almaktadır.

17. Başvurucu hakkında Erciş Devlet Hastanesince düzenlenen 18/11/2016 tarihli genel adli muayene raporunda "frontal bölgede 4 cmlik insizyon, sütürize edildi, perietal bölgede 2 cmlik insizyon (1 sütür) sağ oksiller bölgede yabancı cisim 3x3 cmlik insizyon (yabancı cisim çıkartıldı) pansuman yapıldı, sağ inguinal bölgede 5 cmlik eski insizyon skarı ...Darp cebir izine rastlandı..." tespiti bulunmaktadır. Başvurucu hakkında aynı hastanece düzenlenen 19/11/2016 tarihli (saat 15.32) adli raporda "... Kafa ön kısmında kesi, sağ omuz altında kesi,... Darp cebir izine rastlandı..." şeklinde, Bulanık Devlet Hastanesince düzenlenen 19/11/2016 tarihli (saat 17.02) adli raporda "...sağ omuz altında kesi, kafa ön kısmında kesi mevcut. Sol göz altında ekimoz mevcut, alın bölgesinde şişlik mevcut. Sağ kaşta sıyrık mevcut. Sol bacakta diz altında lateral tarafta ekimoz mevcut. Burun sağ tarafında sıyrık mevcut..." şeklinde belirlemeler yer almıştır. Bulanık Devlet Hastanesinin 21/11/2016 tarihli (saat 12.27 ve saat 15.55) adli raporlarında bir öncekindeki rapordaki aynı tespitlere yer verilmiştir. Bulanık Devlet Hastanesinin 25/11/2016 tarihli (saat 09.48 ve saat 13.25) adli raporlarında kafada ve koltuk atında sütür izlerinin olduğu, sol diz altında yaygın ekimoz olduğu belirtilmiştir. Dosyaların incelenmesi neticesinde başvurucunun ateşli silahla yaralandığına dair herhangi bir adli rapora rastlanmamış, bireysel başvuru sırasında da başvurucu bu yönde herhangi bir belge sunmamıştır.

18. Başvurucu, zorunlu müdafii huzurunda Erciş İlçe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Büro Amirliğinde Cumhuriyet savcısı tarafından alınan 18/11/2016 tarihli şüpheli ifadesinde gece saatinde arama yapılması için evine gidildiğinde güvenlik güçlerinin kapıyı kırmasının ardından içeride bulunan örgüt mensuplarının el bombası patlattığını, polislerin geri çekildiğini, sonra çatışma başladığını, evdeki örgüt mensuplarının evini yakıp eşini öldürdüğünü, evinde yalnızca pompalı tüfek olduğunu, tabanca ve Kalaşnikof marka silah ve silah dürbünü olmadığını, bunların terör örgütü üyelerinde bulunduğunu, aracın patlatılması sırasında askerîyeyi aramadığı için örgüt mensuplarının evini ve eşini yaktığını belirtmiştir.

19. Erciş Cumhuriyet savcısı olay yerinde incelemede bulunmuştur. Erciş İlçe Emniyet Müdürlüğü 22/11/2016 tarihinde Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğüne (Kriminal Laboratuvar) Olay Yeri İnceleme Birimince başvurucunun evinden elde edilen tabanca, tüfek, silah şarjörü, mermi çekirdeği, kovanları ileterek bulgular üzerinde gerekli incelemenin yapılmasını talep etmiştir. Olay yerinden elde edilen bulguların incelenmesi sonucu Kriminal Laboratuvarı tarafından düzenlenen 20/12/2016 tarihli raporda, incelenen 9x19 mm çapındaki 1 adet kovanın olay yerinden elde edilen tabancadan atıldığı tespitine yer verilmiştir.

20. Erciş İlçe Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Büro Amirliği tarafından 18/11/2016 tarihinde düzenlenen olay yeri inceleme raporunda, Olay Yeri İnceleme ekibinin olay yerini 07.00'de incelemeye başladığı, saat 15.00'te incelemenin sona erdiği ve olay yerinin fotoğraflanarak kamera çekimi yapıldığı belirtilmiştir. Olay yerinin basit krokisi çizilmiştir. Olay yeri inceleme raporunda, evin içinden dışarıya doğru ve içeride el bombası kullanıldığı, bu yüzden çatışma çıktığı, güvenlik güçlerinin yaralandığı, el bombasının içeride patlatılması nedeniyle yangın çıktığı, terör örgütü üyelerince tuzak kurulmuş olabileceği ihtimaliyle eve yaklaşılamadığı, arkadaki mutfak penceresinin içten açılmış, demir korkuluğunun dışa doğru bükülmüş, sineklik telinin alt kısmının kesilmiş olduğu, yangında ikametin içinden ateşli silah mühimmatının patlamasıyla oluştuğu değerlendirilen çok sayıda ses geldiği, evin girişinde sağ ve soldaki oda duvarlarında çok sayıda mermi giriş çıkış deliği ve şarapnel parçası bulunduğu, yanmış vaziyette termal malzeme, sustalı bıçak, deforme olmuş uzun namlulu silah kovanı, Kalaşnikof marka tüfeğe ait boş şarjör, şarjörü takılı yanmış tabanca, iki mermi çekirdeği, uzun namlulu silaha ait iki boş kovanı, odanın içinde el bombası pimi/mandalı olduğu değerlendirilen metal parça ve evin dışında uzun namlulu silaha ait çok sayıda boş kovan bulunduğu, yatak odasında yanmış kadın cenazesinin olduğu tespitlerine yer verilmiştir.

21. H.A.nın otopsi işlemi sonucunda ölüm nedeninin ve ölüm zamanının cesetten alınan numunelerin tetkiki sonrasında belirlenebileceğinin belirtilmesinin ardından (bkz. § 6) Van Cumhuriyet Başsavcılığı 21/11/2016 tarihinde Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığından (Grup Başkanlığı) müteveffanın cesedinden alınan kan ve vücut sürüntü örneklerinin incelenmesini talep etmiştir. Grup Başkanlığının ilettiği raporda, inceleme sonuçlarının yanı sıra müteveffanın vücudundan alınan DNA ile bir yakınından alınan DNA'nın uyumlu olduğu belirtilerek kimlik teşhisi yapıldığı, ayrıca evrak üzerinden ölüm sebebi tespiti yapmak Grup Başkanlığının görevleri arasında olmadığından laboratuvar inceleme sonuç raporlarının kesin ölüm sebebinin tespiti için otopsiyi yapan doktora gönderilmesi gerektiği bildirilmiştir. Bu yazı üzerine soruşturma kapsamında müteveffanın kesin ölüm sebebini bildiren adli rapor temin edildiğine yönelik herhangi bir belgeye rastlanmamıştır.

22. Erciş Devlet Hastanesinin olayda yaralanan güvenlik güçlerinden A.Ç. hakkında düzenlediği 18/11/2016 tarihli (saat 04.39) adli raporda "...ateşli silah yaralanması, sol zigomada [tam okunamadı] cilt altı ve bilateral femur ve alt ekstremitede multipl şerapnel yarası olduğu, sağ fibulada korteks fraktürü mevcut olduğu...", Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Hastanesinin 18/11/2016 tarihli adli raporunda "... Bomba patlaması sonucunda şarapnel yaralanması nedeniyle acil servise getirilmiş, her iki cruris, uyluk ve gluteal bölgede mutipl milimetrik boyda yaraları mevcut (muhtemel şarapnel giriş delikleri)...Çekilen radyografilerde her iki alt ekstremitlerde muhtelif yerlerden en büyüğü 4 mm çapında multiple yabancı cisim imajı mevcut...", aynı hastanenin 6/1/2017 tarihli raporunda "... yaklaşık 1,5 ay önce ateşli silah yaralanması öyküsü olan hastanın takip için geldiği, sağ kalça eklem hareketlerinin ağrılı, hiposentezisi mevcut olduğu, her iki alt ekstremite grafilerinde yabancı cisim izlendiği...", olayda yaralanan kolluk görevlisi T.Y. hakkında Erciş Devlet Hastanesinin düzenlediği 18/11/2016 tarihli (saat 06.47) adli raporda ise "...silahlı yaralama ile geldiği, her iki el ve bacaklarda sızlama, sol kulak üst kısmında kesi, laserasyon, silahlı yaralama mevcut, BTMile giderilebilir olduğu..." tespitleri yer almaktadır.

23. Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 7/8/2019 tarihinde Erciş İlçe Emniyet Müdürlüğüne iletilen yazıda başvurucunun evinde icra edilecek arama faaliyeti esnasında bazı silahlı terör örgütü üyeleriyle güvenlik güçleri arasındaki çatışma sebebiyle evde yangın çıktığı ve H.A.nın öldüğü belirtilerek bahse konu çatışmada etkisiz hâle getirilen herhangi bir örgüt mensubu olup olmadığının, ayrıca çatışmada evden kaçan örgüt üyesi olup olmadığının bildirilmesi, buna ilişkin olay tarihinden sonra yakalanan örgüt üyelerinin etkin pişmanlık kapsamında verdikleri ifadeler ya da ele geçirilen belgelerde olay yerinden kaçan örgüt üyelerinin kimlik bilgilerinin araştırılması talep edilmiştir.

24. Erciş İlçe Emniyet Müdürlüğü 15/11/2019 tarihli yazıyla, olay hakkında bilgisi olan Hebun kod adlı M.H., Sefkan kod adlı R.K. ve Tolhidan kod adlı F.D.nin çeşitli tarihlerde alınan ifadelerini iletmiştir. Ayrıca olay anında başvurucunun evinde bulunduğu değerlendirilen silahlı terör örgütü üyelerinden Gabar kod adlı kişinin açık kimliğinin Ö.P., Sipan kod adlı kişinin açık kimliğinin A.F.T. olduğunu bildirmiştir.

25. Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 18/12/2020 tarihinde Erciş İlçe Jandarma Komutanlığından talep edilmesi üzerine Gabar kod adlı silahlı terör örgütü üyesinin Ö.P. isimli şahıs olduğu ve arandığı bildirilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığı nezdindeki bu soruşturma derdesttir.

C. Başvurucunun Eşinin Öldürülmesine Dair İddiaları Üzerine Başlatılan Ceza Soruşturması Süreci (Sor. No: 2017/9)

26. Başvurucu; Muş Ceza İnfaz Kurumundan Muş Cumhuriyet Başsavcılığına ilettiği 12/12/2016 ve 30/11/2016 tarihli dilekçelerle özetle, yakalandıktan sonra güvenlik güçleri tarafından evine götürüldüğünü, kapının kırılarak evine girileceğini anlayınca yedek anahtarı olduğunu, evde eşinin yalnız olduğunu, bu şekilde evine girilirse eşinin korkacağını, kendisinin kapıyı açmasına izin vermelerini güvenlik güçlerine söylediğini, buna rağmen güvenlik güçleri tarafından kapının kırılmasının ardından içeri bomba atıldığını, içeriden cevap gelmediğini, eşinin içeride yalnız olduğunu, sonra dışarıdaki güvenlik güçlerinin evine ateşli silahlarla ateş ettiğini belirtmiştir. Başvurucu, güvenlik güçleri tarafından gözleri önünde evinin yakıldığını, eşinin ise bağırış çağırışlar içinde yakılarak öldürüldüğünü, ardından kendisine de ateş edildiğini, etrafın rastgele tarandığını, kurşunlardan birinin kendisini sıyırıp geçtiğini, güvenlik güçlerinin kendisine silah dipçikleriyle vurduğunu ileri sürmüştür. Olayın ardından delilleri yok etmek için evinin kepçelerle yıkıldığını sonradan öğrendiğini, güvenlik güçlerinin içeriğini bilmediği hazır ifadeyi getirip zorla imzalattığını belirterek eşinin ölümüne neden olan güvenlik güçlerinden şikâyetçi olmuştur.

27. Muş Cumhuriyet Başsavcılığı 22/12/2016 tarihli yetkisizlik kararıyla, kasten öldürme ve görevi kötüye kullanma iddiasıyla yürütülen soruşturmayı Erciş Cumhuriyet Başsavcılığına iletmesi sonrasında Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı 18/1/2017 tarihli müzekkereyle, Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosundan başvurucunun 2016/3390 sayılı soruşturma dosyasında bulunan beyanları ile eşinin ölümüne ilişkin verilen karar varsa bu kararın iletilmesini talep etmiştir.

28. Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı başvurucunun Erciş İlçe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Büro Amirliğinde, zorunlu müdafi huzurunda Cumhuriyet savcısı tarafından alınan 18/11/2016 tarihli şüpheli ifadesini temel gerekçe olarak belirtmiş ve 10/3/2017 tarihinde Erciş İlçe Emniyet müdürlüğü görevlileri hakkında kasten öldürme suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Gerekçenin ilgili kısmı şöyledir:

"...Yapılan soruşturmada müşteki hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızca 2016/3390 sayılı soruşturma üzerinden terör örgütüne üye olma soruşturmasının yürütüldüğü, burada kendisinin avukat huzurunda alınan ifadesinde örgüt mensuplarının evini ve eşini yaktığını, bütün bu olaylarda tek tesellisinin bombanın patlamaması ve ev araması sırasında polislerin ölmediğini belirttiği, örgüt mensuplarının evini ve eşini bilerek yaktığını bu sırada kendisinin de orada bulunduğunu, arama yapılacağı sırada polislerin kapıyı kırar kırmaz evin içerisindeki el bombasının terör örgütü mensuplarınca patlatılıp yangın çıkarttıklarını beyan ettiği,

Van Cumhuriyet Başsavcılığınca 18/11/2016 tarihinde müştekinin eşi [H.] ATAMAN'a ait ölü muayene ve otopsi raporunda şahsın bir çok yerinin yandığının, ancak kurşun, kesici delici alet yarasını düşündürecek herhangi bir lezyona rastlanmadığının belirtildiği,

Yapılan soruşturmada müştekinin ceza evine gittikten sonra emniyet görevlilerine suç isnadında bulunduğu ancak yukarıdaki açıklamalar ışığında kendisinin de ifadesinde belirttiği şekilde olayın terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirildiği, kaldı ki eşi olan [H.] ATAMAN'a ait cesette kurşun ve delici alet yarasının da olmadığı göz önüne alındığında Erciş İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlileri hakkında söz konusu suça binaen soruşturulacak bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla,..."

29. Başvurucu; kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı itirazında, karara dayanak alınan kendisine ait ifadeyi gözaltında gördüğü işkence, eşinin yakılması, ölüm tehdidi hususları nedeniyle düzgün bir psikoloji ile vermediğini, polislerin kendisine ateş ettiğinin doktor raporuyla sabit olduğunu, Başsavcılığın gerekli araştırmayı yapmadığını, evinde Başsavcılık tarafından inceleme yapılmadığını, tanıkların dinlenmediğini, beyanının alınmadığını belirtmiştir.

30. Erciş Sulh Ceza Hâkimliği 3/1/2018 tarihinde, çıktığı iddia edilen çatışmaya ilişkin belgelerin, başvurucu hakkında yürütülen soruşturma dosyasının bir örneğinin ve olay yerinden elde edilen silah ve mühimmata ilişkin balistik inceleme raporunun incelenmek üzere temin edilmesi gerektiği gerekçesiyle soruşturmanın genişletilmesine karar vermiştir. Talep edilen evrak ve tüm soruşturma dosyası Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ağır Ceza Mahkemesinden talep edilmiş, Ağır Ceza Mahkemesi 19/9/2018 tarihinde talep edilen evrakın tümünü UYAP'tan iletmiştir.

31. Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı 25/9/2018 tarihinde soruşturmanın genişletilmesi kararının gereğini yerine getirerek dosyayı, itirazın incelenmesi için Erciş Sulh Ceza Hâkimliğine iletmiştir. Sulh Ceza Hâkimliği 5/2/2019 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir.

32. Ret kararı başvurucuya 6/2/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup başvurucu 6/3/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

33. İlgili ulusal hukuk için bkz. Turan Uytun ve Kevzer Uytun, B. No: 2013/9461, 15/12/2015,§§ 38, 39; Nesrin Demir ve diğerleri, B. No: 2014/5785, 29/9/2016, § 82.

B. Uluslararası Hukuk

34. İlgili ulusal hukuk için bkz. Hacı Ahmet Yaşartürk ve Nurdane Yaşartürk, B. No: 2014/850, 4/4/2019, §§ 119-122.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

35. Anayasa Mahkemesinin 13/9/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

36. Başvurucu, çıkan yangında evinin tamamen yanarak kullanılmaz hâle gelmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

37. Bakanlık görüşünde; başvurucunun tazminat davası yolunu tüketmeden bireysel başvuruda bulunduğunun başvurunun kabul edilebilirlik değerlendirmesinde dikkate alınması gerektiğini, mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasının esası bakımından ise yürütülen soruşturma sonucunda evdeki yangının örgüt mensuplarının kullandığı el bombasının ev içinde patlaması nedeniyle oluştuğunun adli mercilerce kabul edilmesinin yapılacak değerlendirmede gözönünde bulundurulması gerektiğini bildirmiştir.

38. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."

39. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrasında bireysel başvuruda bulunulmadan önce ihlal iddiasının dayanağı olan işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş olan idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Temel hak ihlallerini öncelikle derece mahkemelerinin gidermekle yükümlü olması kanun yollarının tüketilmesi koşulunu zorunlu kılar (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, §§ 19, 20; Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 26).

40. Somut başvuruda başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin olarak herhangi bir yargısal yolu tükettiğine dair herhangi bir bilgi ya da belge bulunmamaktadır. Bu nedenle başvurucunun ihlal iddiası bakımından ihlalin tespitini ve giderimini sağlayabilecek hukuk sisteminde mevcut yargısal yolları tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır.

41. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Yaşam Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

42. Başvurucu, delillerin toplanması bakımından makul tedbirlerin alınmaması vesoruşturmanın makul süratle yürütülmemesi nedenleriyle soruşturmanın yetersiz olduğunu iddia etmiştir.

43. Bakanlık; yaşam hakkına ilişkin görüşünde başvurucu hakkında terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen soruşturma kapsamında başvurucunun evinde yapılan arama sırasında güvenlik güçleri ile terör örgütü üyeleri arasında çatışma çıktığını, Cumhuriyet savcısının olay yerine giderek uzman personelle birlikte olay yeri inceleme işlemi yaptığını, başvurucunun yakınının ölü muayene ve otopsi işlemlerinin gerçekleştirildiğini, başvurucu hakkında terör örgütü üyesi olma suçundan yürütülen yargılama dosyasının getirtilerek incelendiğini, Cumhuriyet savcısının dosya kapsamındaki tüm delilleri değerlendirerek kovuşturmasızlık kararı verdiğini bildirmiştir.

44. Başvurucu; Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formundaki iddialarını kısmen yineleyerek evinde yapılan aramanın hukuka aykırı olduğunu, Bakanlığın atıfta bulunduğu kendisine ait ifadenin olaydan hemen sonraki şartlar altında alınan şüpheli ifadesi olduğunu, bu ifadenin değerlendirmeye esas alınamayacağını belirtmiştir.

2. Değerlendirme

a. Şikâyetlerin Nitelendirilmesi Yönünden

45. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özü eşinin ölümü hakkında etkili bir soruşturma yürütülmediğine ilişkindir. Ayrıca başvurucunun kamu makamları tarafından eşinin yaşamını koruyucu önlemler alınmaması nedeniyle hayatını kaybettiğine yani yaşam hakkının yaşamı koruma yükümlülüğünün ihlal edildiğine dair bir iddiası bulunmamaktadır. Bu bakımdan başvurucunun iddialarının Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğüne ilişkin usul boyutu kapsamında olduğu değerlendirilmiştir.

b. Kabul Edilebilirlik Yönünden

46. Anayasa’nın "Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı" kenar başlıklı 17. maddesinin ilgili fıkraları şöyledir:

"Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

...

Meşrû müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.

47. Anayasa’nın "Devletin temel amaç ve görevleri" kenar başlıklı 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Devletin temel amaç ve görevleri, … Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

48. Yaşam hakkının doğal niteliği gereği, yaşamını kaybeden kişi açısından bu hakka yönelik bir başvuru ancak yaşanan ölüm olayı nedeniyle ölen kişinin mağdur olan yakınları tarafından yapılabilecektir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, B. No: 2012/752, 17/9/2013, § 41). Başvuru konusu olayda başvurucu, müteveffanın eşidir. Bu nedenle başvruruda başvuru ehliyeti açısından bir eksiklik bulunmamaktadır.

49. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

c. Esas Yönünden

i. Genel İlkeler

50. Anayasa'nın 17. maddesinde düzenlenen yaşam hakkı, Anayasa'nın 5. maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde devlete pozitif ve negatif ödevler yükler (Fatma Akın ve Mehmet Eren [GK], B. No: 2017/26636, 10/11/2021, § 80).

51. Yaşam hakkı kapsamındaki devletin pozitif yükümlülüğü kapsamında etkili soruşturma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu soruşturmanın temel amacı, yaşam hakkını koruyan hukukun etkili bir şekilde uygulanmasını ve kamu görevlilerinin müdahalesiyle veya onların sorumlulukları altında meydana gelen veya diğer bireylerin fiilleriyle gerçekleşen ölümler nedeniyle sorumluların hesap vermelerini sağlamaktır (Fatma Akın ve Mehmet Eren [GK], B. No: 2017/26636, 10/11/2021, § 97).

52. Bu usul yükümlülüğünün gerektiği şekilde yerine getirilmemesi hâlinde devletin negatif ve pozitif yükümlülüklerine gerçekten uyup uymadığı tespit edilemez. Bu nedenle devletin bu madde kapsamındaki negatif ve pozitif yükümlülüklerinin güvencesini soruşturma yükümlülüğü oluşturmaktadır (T.A. [GK], B. No: 2017/32972, 29/9/2021, § 111).

53. Bir devlet görevlisi ya da üçüncü kişi tarafından hukuka aykırı olarak ve Anayasa’nın 17. maddesini ihlal eder biçimde bir muameleye tabi tutulduğuna ilişkin savunulabilir bir iddiasının bulunması hâlinde Anayasa’nın 17. maddesi -“Devletin temel amaç ve görevleri” kenar başlıklı 5. maddedeki genel yükümlülükle birlikte yorumlandığında- etkili resmî bir soruşturmanın yapılmasını gerektirmektedir (Tahir Canan, § 25). Bu tür olaylarda yürütülen idari ve hukuki soruşturmalar ve davalar sonucunda sadece tazminat ödenmesi, bu hak ihlalini gidermek ve mağdur sıfatını ortadan kaldırmak için yeterli değildir (T.A. [GK], B. No: 2017/32972, 29/9/2021, § 109).

54. Şüpheli bir ölüm olayı hakkında yürütülen ceza soruşturmasının Anayasa’nın 17. maddesinin gerektirdiği etkinlikte olduğunun kabul edilebilmesi için;

- Soruşturma makamlarının haberdar olur olmaz resen harekete geçerek ölüm olayını aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delilleri tespit etmeleri gerekir. Soruşturmada ölüm olayının nedeninin veya sorumlu kişilerin belirlenmesi imkânını zayıflatan bir eksiklik, etkili soruşturma yükümlülüğüne aykırılık oluşturabilir.

- Soruşturma süreci kamu denetimine açık olmalı ve ölen kişinin yakınları meşru menfaatlerini korumak için soruşturma sürecine gerekli olduğu ölçüde katılabilmelidir.

- Soruşturmanın makul bir özen ve süratle yürütülmesi, soruşturmada görevli olan kişilerin olayların içinde olan veya olması muhtemel olan kişilerden bağımsız olması, soruşturma makamlarınca olayın sebebinin objektif analizinin yapılması ve soruşturma sonucunda alınan kararın soruşturmada elde edilen tüm bulguların kapsamlı, nesnel ve tarafsız bir analizine dayalı olması gerekir (Fatma Akın ve Mehmet Eren [GK], B. No: 2017/26636, 10/11/2021, § 99).

55. İfade etmek gerekir ki Anayasa Mahkemesinin gerçekleşen olaylardaki delillerin değerlendirmesini doğrudan, ilgili soruşturma ve yargılama makamlarının yerine geçecek şekilde kendisinin yapması söz konusu olamaz; bu konuda asıl sorumlu ve yetkili olanlar ilk elden olayları inceleyen yetkili adli ve idari mercilerdir (T.A., § 115) fakat Anayasa Mahkemesinin başvuru konusu olayın gelişim şeklini anlayabilmek ve başvurucuların yakınlarının ölümünün tüm yönlerinin aydınlatılması noktasında soruşturma makamları ve derece mahkemeleri tarafından atılması gereken adımları nesnel bir şekilde değerlendirmek için olayın oluşum şeklini incelemesi gerekebilmektedir (Rıfat Bakır ve diğerleri, B. No: 2013/2782, 11/3/2015, § 68).

56. Ayrıca etkili soruşturma yükümlülüğü kapsamında başvuru konusu olaylar açısından yer verilen somut tespitler, hiçbir şekilde Anayasa Mahkemesince kişilerin masumiyetine veya suçluluğuna ilişkin bir yorum yapıldığı şeklinde değerlendirilmemesi gerektiğinin altı çizilmelidir (Rıfat Bakır ve diğerleri, § 143).

57. Soruşturmanın etkililiğini sağlayan en alt seviyedeki inceleme, başvuruya konu soruşturmanın kendine özgü koşullarına göre değişir. Bu koşullar, ilgili bütün olay ve olgular temelinde ve soruşturmanın pratik gerçekleri gözönünde bulundurularak değerlendirilir. Bu nedenle soruşturmanın etkililiği bakımından her olayda geçerli olmak üzere bir asgari soruşturma işlemler listesi veya benzeri bir asgari ölçüt belirlemek mümkün değildir (Fahriye Erkek ve diğerleri, B. No: 2013/4668, 16/9/2015, § 68).

58. Fakat etkili soruşturma yükümlülüğü kapsamında yetkililer, diğer deliller yanında görgü tanıklarının ifadeleri ile kriminalistik bilirkişi incelemeleri dâhil söz konusu olayla ilgili kanıtları toplamak için alabilecekleri bütün makul tedbirleri almalıdır (Doğan Demirhan, B. No: 2013/3908, 6/1/2016, § 68).

ii. İlkelerin Olaya Uygulanması

59. Başvuruya konu soruşturmanın incelenmesi neticesinde başvurucunun evinde çıkan yangın sonucu eşinin hayatını kaybetmesine ilişkin olay hakkında kasten ya da taksirle öldürme suçundan herhangi bir Cumhuriyet başsavcılığı tarafından resen ve derhâl açılmış, somut başvuru ile bağlantı kurulabilecek herhangi bir soruşturma tespit edilememiştir. Başvurucunun evinde gerçekleşen olaylara dair yürütülen diğer soruşturmalar kapsamında H.A.nın ölümüne dair soruşturma işlemleri gerçekleştirildiği tespit edilmiş olsa da esasen tüm soruşturmaların terör örgütüne üyelik suçu isnatlarıyla yürütüldüğü ve soruşturma işlemlerinin de bu bağlamda gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.

60. Nitekim Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2016/3390 numaralı soruşturmada müşteki olarak olayda yaralanan iki kolluk görevlisi kayıtlıdır ve soruşturma kapsamında yazılan müzekkereler terör örgütüne üye olma suçundan yazılmıştır. Başvurucunun eşinin ölümüne dair kasten öldürme suçundan yürütülen somut başvuruya konu soruşturma ise ancak başvurucunun şikâyet dilekçesi sunmasının ardından açılmıştır (Soruşturma No: 2017/9).

61. Başvurunun soruşturma kapsamında ölüm olayını aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delillerin tespit edilmesi gerekliliği bakımından incelenmesinde ise, öncelikle operasyon sırasında gerçekleşen yangın sırasında eşinin yanarak hayatını kaybetmesi şeklindeki bir olayda başvurucunun müşteki sıfatıyla beyanına başvurulmamış olmasının soruşturmanın etkililiğini zedelediği değerlendirilmiştir.

62. Soruşturma kapsamında ölüm olayını aydınlatabilecek bütün delillerin tespit edilmesi gerekliliği bakımından başvuruda tespit edilen bir diğer özensizlik ise, başvuruya konu soruşturma başta olmak üzere başvurucunun evinde yaşanan olaylar hakkında yürütülen hiçbir soruşturmada müteveffanın kesin ölüm nedenini tespit eden bir adli rapor temin edilmemesidir. Otopsi raporunda kesin ölüm nedeninin birtakım incelemelerden sonra tespit edilmesi gerektiğinin belirtildiği, Grup Başkanlığınca da otopsiyi yapan doktor tarafından kesin ölüm nedeninin belirlenmesinin gerektiği, kendilerinin bu tür bir görevi bulunmadığının ifade edildiği hâlde dosya kapsamında kesin ölüm nedeninin tespit edildiğine ilişkin herhangi bir belgeye rastlanmamıştır.

63. Bu hususların yanı sıra Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başvurucunun eşinin evde olduğuna ve kapıyı kendisinin açabileceğine dair beyanda bulunup bulunmadığı, çıkan çatışmada meydana gelen patlamaların zamanı, meydana geliş biçimi, güvenlik güçlerinin kullandığı silahların türü, operasyon sırasında alınan güvenlik önlemlerinin neler olduğu gibi olayın seyrine ilişkin ve olayın aydınlatılması, maddi gerçeğin açığa çıkarılması açısından önemli bilgilerin elde edilmesi amacıyla olay anında görevli olan güvenlik güçlerinin beyanlarına başvurulmaması soruşturmanın etkililiğini zedeleyen diğer eksiklik olarak tespit edilmiştir.

64. Öte yandan terör örgütüne üyelik isnadı ile yürütülen Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı nezdindeki 2016/3390 numaralı soruşturmada, başvurucunun evinde bulunan el bombası piminin incelenmesi sonucu düzenlenen uzmanlık raporunda yalnızca bombanın türü ve menşesine dair bilgiler ile patlamanın bu el bombası nedeniyle meydana geldiğine dair tespitler bulunmaktadır. İncelemeye konu bombanın güvenlik güçlerinin envanterine kayıtlı türlerden olup olmadığı, değil ise incelemeye konu bombanın terör örgütünce kullanılan türlerden olup olmadığı hususlarına dair hiçbir uzmanlık raporu ya da belge bulunmamaktadır. Erciş İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından Van ve Ağrı İl Emniyet Müdürlüklerine yazılan bilgi yazısında evdeki terör örgütü üyeleri tarafından el yapımı bombanın atılması sonucu silahlı çatışma meydana geldiğinin belirtildiği, uzmanlık raporunda ise incelenen pimin ait olduğu bombanın demirden yapılmış Çin menşeli, M86P model savunma tipi el bombası olduğunun bildirildiği gözetildiğinde başvuruya konu soruşturmada bu hususun netleştirilmesine yönelik bir soruşturma işlemi yapılmaması da olayın gerçekleşme koşullarının açığa çıkarılması bakımından eksiklik meydana getirmiştir.

65. Soruşturma belgelerinde, olay sırasında atılan bir el bombasının Shortlandın altına doğru isabet ettiğine dair bilgiler bulunduğu gözönüne alındığında soruşturma kapsamında terör örgütü üyeleri tarafından atıldığı bildirilen ikinci el bombasına ilişkin olarak olay yeri incelemesi de dâhil olmak üzere hiçbir soruşturma işlemi yapılmadığı, bombanın isabet ettiği güvenlik güçlerine ait Shortland araçtaki hasarın tespiti bakımından da bir inceleme yapılmadığı anlaşılmıştır.

66. Benzer şekilde olay yeri inceleme raporunda "ikamet dışarısında ikamet giriş kapısı karşısında yaklaşık 5 metrelik uzaklıktan sonra karşı duvar ağaçlık arazi ile depo-tandır evi duvar kenarda da çok sayıda uzun namlulu silah boş kovan bulunduğu" tespitine yer verilmiştir. Başvuruya konu soruşturma dosyasının incelenmesinden söz konusu kovanların hangi silahtan atıldığına dair bir uzmanlık raporuna rastlanmamıştır.

67. Yine olay yeri incelemesi sırasında evin odasının iç duvarında tespit edilenmermi giriş çıkış deliklerinin sayısı, yönü, niteliklerine dair incelemeye ilişkin raporda bilgi bulunmaması da bir diğer eksikliktir.

68. Başvurucunun şikâyeti üzerine Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kasten öldürme suçundan yürütülen soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilirken başvurucunun 2016/3390 sayılı soruşturma dosyasında bulunan beyanlarının temini ile yetinilmiştir.

69. Ayrıca Olay Yeri İncelemesi Biriminin Erciş İlçe Emniyet Müdürlüğünde görev yaptığı ve esasen ev araması işlemi sırasında ele geçirilecek delillerin muhafaza altına alınması, fotoğraflanması amacıyla olay yerinde bulunduğu olay yeri inceleme raporundan anlaşılmıştır. Güvenlik güçleri ile terör örgütü üyeleri arasında çatışma çıkmasıyla ve sonuçta bir kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olaylar silsilesine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamındaki olay yeri incelemesinin olaya karıştığı iddia edilen güvenlik güçlerinin kurumsal olarak bağlı olduğu kurumdan farklı bir kurumca gerçekleştirilmemesi soruşturmanın tarafsız ve bağımsızlığı açısından soruşturmanın etkililiğini zedeleyici bir unsur olarak değerlendirilmiştir.

70. Son olarak, 2 yıl 1 aylık soruşturma süresi soruşturulan konunun niteliğinden bağımsız olarak değerlendirildiğinde makul sayılabilir ise de yukarıda değinilen eksiklikler bağlamında başvurucunun eşinin ölümünü çevreleyen koşulların netleştirilmesine yönelik olarak Cumhuriyet Başsavcılığınca bu süreçte esaslı bir işlem yapılmamış olması nedeniyle somut olay bağlamında yaşam hakkının gerektirdiği makul bir süre olarak kabulü mümkün olmamıştır.

71. Tüm bu tespitler doğrultusunda somut olayda yaşam hakkı kapsamındaki etkili ceza soruşturması yürütülmesi yükümlülüğünün gerektirdiği derinlikte ve özende bir ceza soruşturmasının yürütüldüğünü değerlendirmek mümkün değildir.

72. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşama hakkının etkili ceza soruşturması yürütülmesi yükümlülüğüne ilişkin usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

73. Başvurucu ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve maddi ve manevi tazminat ödenmesi talebinde bulunmuştur.

74. Başvuruda tespit edilen yaşam hakkının usul boyutunun ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği soruşturma merciince yapılması gereken iş yeniden soruşturma işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

75. Öte yandan ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya 90.000 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Başvurucunun uğradığını iddia ettiği zararla ilgili bilgi ve belge sunulmadığından maddi tazminat talebi reddedilmiştir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Yaşam hakkının usul boyutunun ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere kararın bir örneğinin Erciş Cumhuriyet Başsavcılığına (2017/9 Sor.) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucuya net 90.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. 364,60 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.264,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 13/9/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Ahmet Ataman [2.B.], B. No: 2019/7441, 13/9/2022, § …)
   
Başvuru Adı AHMET ATAMAN
Başvuru No 2019/7441
Başvuru Tarihi 6/3/2019
Karar Tarihi 13/9/2022

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ölüm olayıyla ilgili olarak etkili bir ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkının; olay sırasında evin yanıp yıkılması nedeniyle de mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Tazminat (kamu kurumlarının tarafı olduğu uyuşmazlıklar) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Yaşam hakkı Güvenlik güçlerinin ölümcül güç kullanması İhlal Manevi tazminat, Yeniden soruşturma

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 83
84
160
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi