logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Münever Akyol [2.B.], B. No: 2020/11338, 9/2/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MÜNEVER AKYOL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/11338)

 

Karar Tarihi: 9/2/2023

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Çağlar ÖNCEL

Başvurucu

:

Münever AKYOL

Vekili

:

Av. Türkan ASLAN AĞAÇ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; haksız gözaltı ve tutuklama tedbiri dolayısıyla açılan tazminat davasında ödenen tazminatın hatalı olarak belirlenmesi nedeniyle hakkaniyete uygun yargılama hakkının, tazminat davasının uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu 16/4/2008 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçlamasıyla gözaltına alınmış ve 18/4/2008 ila 13/2/2009 tarihlerinde tutuklu kalmıştır. Yapılan yargılama sonucunda beraatine karar verilen başvurucu hakkındaki kararın temyiz incelemesinde dava zamanaşımının gerçekleştiği belirlenerek davanın kesin olarak düşmesine karar verilmiştir.

3. Başvurucu 17/4/2013 tarihinde haksız gözaltı ve tutuklama kararları nedeniyle 7.650 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminat ödenmesi talebiyle dava açmıştır.

4. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 21/11/2013 tarihli kararıyla başvurucuya 6.312,83 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir. Kararın temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesi (Daire) vekâlet ücretinin maddi tazminat kapsamına dâhil edilmemesi gerektiğini belirterek kararı bozmuştur. Bozma üzerine yapılan yargılamada Mahkeme, önceki kararında direnilmesine karar vermiştir.

5. Daire, direnme kararı üzerine dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna göndermiş, Genel Kurul 16/4/2019 tarihinde Mahkemenin direnme gerekçesinin isabetli olduğunun tespiti ile hükmün esasının incelenmesi için dosyanın Daireye gönderilmesine karar vermiştir.

6. Anılan karar üzerine Daire 10/2/2020 tarihinde Mahkemenin maddi tazminata ilişkin belirlediği 6.312,83 TL ibaresinin hükümden çıkarılmasına ve 4.947,14 TL ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına kesin olarak karar vermiştir. Dairenin gerekçesinde; vekâlet ücretinin yargılama giderlerinden olması sebebiyle asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı belirtilmiş, ayrıca maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınan 1.250 TL vekâlet ücretinin ceza davasına ilişkin hüküm tarihinden sonra düzenlenen serbest meslek makbuzuna dayanması nedeniyle vekâlet ücretinin maddi zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği ifade edilmiştir.

7. Bu karar, başvurucuya 9/3/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 10/3/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

8. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

9. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir (Mehmet Şerif Ay, B. No: 2012/1181, 17/9/2013).

B. Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

10. Başvurucu, Mahkemece gözaltı ve tutuklama tedbiri dolayısıyla hükmedilen maddi tazminat kapsamında yer alan 1.500 TL vekâlet ücretinin Daire tarafından hükümden çıkarılmasının haksız olduğunu, ayrıca bu çıkarma işleminde maddi bir hata yapılarak 115,69 TL eksik hesaplama yapıldığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

11. Başvuru hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında incelenmiştir.

12. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

13. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmamasına ilişkin olup derece mahkemesi kararlarında bariz takdir hatası veya açık keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

14. Başvurucu tarafından ileri sürülen ihlal iddialarının yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu sonucuna varıldığından başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

15. Başvurucu, tazminat davasının uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

16. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

17. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50-52).

18. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).

19. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olaydaki yaklaşık 7 yıllık (17/4/2013 ila 10/2/2020 tarihleri arası) yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.

20. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

D. Giderim Yönünden

21. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır.

22. Başvurucu 50.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

23. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında başvurucuya net 36.000 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi gerekir.

24. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucunun bu konuda herhangi bir belge sunmamış olması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir

25. 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Başvurucuya net 36.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin bilgi için İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi (E.2015/211, K.2015/200) ile Yargıtay 12. Ceza Dairesine (E.2019/13083, K.2020/1250) GÖNDERİLMESİNE,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 9/2/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLEkarar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Münever Akyol [2.B.], B. No: 2020/11338, 9/2/2023, § …)
   
Başvuru Adı MÜNEVER AKYOL
Başvuru No 2020/11338
Başvuru Tarihi 10/3/2020
Karar Tarihi 9/2/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, haksız gözaltı ve tutuklama tedbiri dolayısıyla açılan tazminat davasında ödenen tazminatın hatalı olarak belirlenmesi nedeniyle hakkaniyete uygun yargılama hakkının, tazminat davasının uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (hukuka aykırı deliller, bariz takdir hatası vs.) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Makul sürede yargılanma hakkı (ceza) İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi