TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
CANAN UTANGAÇ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/13688)
Karar Tarihi: 24/5/2023
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
M. Emin KUZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Basri BAĞCI
Kenan YAŞAR
Raportör
Mustafa ŞENOCAK
Başvurucu
Canan UTANGAÇ
Vekilleri
Av. Mustafa HARÇ
Av. Okan GÜNEL
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, kararın soncunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı iddiaların karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) başvurucu hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olduğu şüphesiyle soruşturma başlatmıştır.
3. Soruşturma neticesinde Başsavcılık, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle 25/6/2018 tarihli iddianame düzenlemiştir. İddianamede özetle başvurucunun ByLock kullanıcısı olduğu ve tanıkların ifadelerine göre örgüt hiyerarşisi içinde yer aldığı gerekçesiyle atılı suçu işlediği iddia edilmiştir.
4. İddianamenin kabulü ile açılan dava, Ankara 27. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlanmıştır. Yargılamada 5/7/2018 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda -diğerlerinin yanı sıra- Başsavcılık ve İl Emniyet Müdürlüğüne ayrı ayrı müzekkere yazılarak sanığın ByLock programını kullanıp kullanmadığı hususunda bütün bilgi, belge, yazışma içerikleri ile tanıklar F.N.E. ve M.H.K.nın olaya ilişkin varsa ifade tutanaklarının istenmesine, adreslerine göre işlem yapılmasına karar verilmiştir.
5. Duruşma üç celsede bitirilmiştir. Birinci celsede başvurucu hakkındaki ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı Mahkemeye sunulmuştur. Söz konusu tutanakta, başvurucunun 543 ...30 numaralı GSM hattı ile ByLock programını kullandığı, User-ID numarasının 368421 olduğu belirtilmiştir. Yine aynı celsede tanık F.N.E. İçin celse arasında bilgi ve görgüsünün tespiti için yazılan talimata ikmalen cevap verilmiştir. Tanık F.N.E. istinabe yoluyla alınan beyanında; başvurucuyu 2011-2012 yıllarında üniversitede okurken tanıdığını, kendisinin (tanık) Ankara'da örgütün evlilik mesulü olduğunu, başvurucunun eşi F. ile örgüt aracılığı ile evlendiğini, mezun olduktan sonra örgüte bağlı üniversite öğrencilerinin kaldığı evlerden sorumlu olduğunu, büyük bölge talebe mesulü olarak görev yaptığını, sohbet toplantıları düzenlediğini, örgüte ait evlerin ihtiyaçlarını karşıladığını, kendisinin (tanık) ByLock programını yüklediğini, başvurucunun da listesinde ekli olduğunu ve anılan program üzerinden başvurucu ile yazışmalar yaptığını ifade etmiştir. Bu celsede tanık M.H.K.nın ifadeleri duruşmada okunmuştur. Tanık M.H.K. okunan ifadesinde başvurucunun örgüt içinde Ankara'da idari birim olarak kabul edilen Çankaya ili Gazi eyaleti içinde Gazi Üniversitesinde okuyan öğrencilerinden sorumlu abla olduğunu belirtmiş ve başvurucuyu teşhis etmiştir. Bu celsede başvurucu, alınan savunmasında üzerine atılı suçu kabul etmediğini ve örgüt üyesi olmadığını savunmuştur. Bu celsede iddia makamı, esas hakkında mütalaa sunmuştur. Mahkeme, başvurucu ve müdafiinin süre talebinin kabulüne ve duruşmanın 9/11/2018 tarihine ertelenmesine karar vermiştir.
6. İkinci celsede Mahkeme, eksikliklerin giderilmesi amacıyla usule ilişkin işlemler yapmıştır. Üçüncü celsede başvurucu; müdafiinin hazır bulunmasıyla esas hakkında mütalaaya karşı savunmasını yapmıştır. Mahkeme, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:
"[S]anığın kullandığı GSM hatlarına ilişkin G-NAT, GPRS ve baz istasyonu kayıtlarının tamamı ile uyumlu bulunduğunun anlaşıldığı, sanığın By[L]ock isimli program üzerinden görüştüğü kişiler hakkındaki tespitlerin celp edilerek incelendiği, bu kişilerinde sanık ileBy[L]ock programı üzerinden görüştüklerinin tespit edildiği, açıklanan maddi bulguların sanığın[]543[...]30 ve[]546[...]67 numaralı GSM hatları ile By[L]ock isimli programı kullandığına ilişkin Ankara C.Başsavcılığı'nın tespitini teknik olarak birebir doğruladığı, yukarıda açıklandığı üzere[]543[...]30 numaralı GSM hattı ile 368421 User ID numaralı By[L]ock Tespit ve Değerlendirme Tutanağının eşleştirmesinin doğru olarak yapıldığı, tanıklar [F.N.E.S.] ve [M.H.K.nın] sanık ile ilgili olarak olaya dayalı anlatımlarının sanığın örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yerini doğruladığı... [bu kapsamda sanığın üzerine atılı suçu işlediği kanaatine varılmıştır.]
7. Başvurucu, istinaf ve gerekçeli temyiz dilekçelerinde -diğerlerinin yanı sıra- cezanın azaltılmasına veya bireyselleştirilmesine ilişkin yargılama aşamasında yazılı ve sözlü olarak ileri sürdüğü esaslı taleplerin karşılanmadığını belirtmiştir. Hüküm, kanun yolu denetiminden geçerek 9/12/2019 tarihinde kesinleşmiştir.
8. Başvurucu, nihai hükmü 21/3/2020 tarihinde öğrendikten sonra 29/4/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
9. Komisyon, başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne, hakkaniyete uygun yargılanma hakkıyla bağlantılı olarak gerekçeli karar hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Başvurucu; savunmasında ileri sürdüğü iddialara neden itibar edilmediğinin gerekçeli kararda gösterilmediğini, davanın sonucuna etki edecek iddialarının karşılanmadığını belirterek gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
11. Adalet Bakanlığı görüşünde; yargılama sürecindeki usule ilişkin işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özü değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği, kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı değerlendirmiştir.
12. Başvurucunun iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkı yönünden incelenmiştir.
13. Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ancak gerekçeli karar hakkından açıkça söz edilmemiştir. Bununla birlikte Anayasa'nın 36. maddesine "...ile adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının kapsamına gerekçeli karar hakkının da dâhil olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin birçok kararında vurgulanmıştır. Dolayısıyla Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsadığının kabul edilmesi gerekir (Abdullah Topçu, B. No: 2014/8868, 19/4/2017, § 75).
14. Anayasa'nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında da “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” denilerek mahkemelere kararlarını gerekçeli yazma yükümlülüğü yüklenmiştir. Anayasa’nın bütünlüğü ilkesi gereği anılan Anayasa kuralı da gerekçeli karar hakkının değerlendirilmesinde gözönünde bulundurulmalıdır (Abdullah Topçu, § 76).
15. Gerekçeli karar hakkı, yargılamada ileri sürülen tüm iddialara ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Bu nedenle gerekçe gösterme zorunluluğunun kapsamı kararın niteliğine göre değişebilir (Mehmet Yavuz, B. No: 2013/2995, 20/2/2014, § 51). Kanun yolu incelemesi yapan mercinin yargılamayı yapan mahkemeyle aynı sonuca ulaşması, bunu aynı gerekçeyi kullanarak veya atıfla kararına yansıtması kararın gerekçelendirilmiş olması bakımından yeterlidir (Yasemin Ekşi, B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 57).
16. Somut olayda yapılan değerlendirme sonunda tarafların başvurunun sonucuna etkili olabilecek tüm iddia ve savunmaları tartışılarak verilen kararda hükme ulaşılması için yeterli gerekçe bulunduğu görülmüştür (bkz. § 8). Gerekçeli kararda; dosya kapsamındaki ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı, tanıkların beyanı, elde edilen tüm delillere yönelik savunmalarla birlikte ayrı ayrı özetlenerek ilgisi açısından tercih edilen görüş ve değerlendirmeler açıklama yapılmak suretiyle belirtilmiştir. Kanun yolu incelemesi sonucunda verilen kararda değerlendirme konusu hüküm ve gerekçesinin uygun bulunduğu dikkate alındığında gerekçeli karar hakkına yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.
17. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 24/5/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.