logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mehmet Koçak [2.B.], B. No: 2020/1376, 3/11/2020, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MEHMET KOÇAK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/1376)

 

Karar Tarihi: 3/11/2020

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

Raportör

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucu

:

Mehmet KOÇAK

Vekili

:

Av. Özge KORKMAZ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, çocuk olan başvurucunun tutuklanmasının hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 13/1/2020 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

6. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu, olayların gerçekleştiği dönemde 17 yaşında olup lise eğitimine devam etmektedir. 31/12/2019 tarihinde başvurucu yanına kurusıkı tabancasını alıp arkadaşı S.K.K. ile Gaziantep il merkezinde bulunan bir lisenin önüne gitmiştir. Başvurucu ve arkadaşı burada lise öğrencisi A.C.D.nin okuldan çıkmasını beklemiş ve A.C.D. okuldan çıkar çıkmaz başvurucu ve arkadaşı A.C.D.nin koluna girerek onu kendi istedikleri bir yere götürmeye çalışmıştır. Bu sırada çevredeki öğrencilerin ihbarı üzerine lisede öğretmen olarak görev yapan E.A. ve A.S. olaya müdahale etmeye çalışmıştır. E.A. ve A.S.nin çabasıyla A.C.D., başvurucu ve arkadaşı S.K.K.nın elinden alınarak güvenli bir yere götürülmüştür. Sonrasında başvurucu yanında bulundurduğu kurusıkı tabancasını çıkartarak ateş etmeye başlamış ve bunun sonucunda öğretmen E.A. yaralanmıştır. Bunun üzerine çevredekiler hemen başvurucunun ateş etmesini engellemeye çalışmıştır. Olay yerine gelen kolluk güçleri başvurucu ve arkadaşı S.K.K.yı olay yerinde yakalamıştır.

9. 1/1/2020 tarihinde başvurucunun savcılıkta ifadesi alınmıştır. İfade alma işlemi sırasında başvurucunun müdafii de hazır bulunmuştur. Başvurucu ifadesinde "Ben Gaziantep Sanayi Odası Meslek Okulunda öğrenim görmekteyim. Benim Tepe Başı Anadolu Lisesinde okuyan O. isimli soy ismini bilmediğim arkadaşım vardır. Bundan birkaç gün önce O. bana 'abi beni okulda darlayan çocuklar var gelip onlarla konuşur musun' dedi, ben de kabul ettim. Ben de olay tarihinde bundan bir buçuk yıl önce tanımadığım bir şahıstan aldım. Kurusıkı tabanca ile okula gittim. O.ya kendisini rahatsız eden çocukların kim olduğunu sordum. O. da ismini bilmediğim hakkımda şikayetçi olan çocuğu gösterdi. Ben de bu çocuğun yanına giderek koluna girdim. Bu sırada yanıma sonradan öğretmen olduğunu öğrendiğim şahıs gelerek bana 'sen kimsin, dağ başımı burası, ne yapacaksın çocuğu' şeklinde sözler söyledi. Ben de bu şahsın öğretmen olduğunu anlamayarak sen karışma dedim. Devamında benim koluna girdiğim öğrenci öğretmeninden cesaret alarak bana bir tekme attı. Bu sırada üstüme birçok kişi gelince ben de belimdeki silahla havaya iki, üç el ateş ettim. Devamında birisi değnek ile sırtıma vurdu." şeklinde beyanda bulunmuştur.

10. Savcılık 1/1/2020 tarihinde başvurucuyu cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya ve yaralamaya teşebbüs suçlarından tutuklanması istemiyle sulh ceza hâkimliğine sevk etmiştir.

11. Başvurucu 1/1/2020 tarihinde Gaziantep 1. Sulh Ceza Hâkimliğindeki sorgusunda "Olay sebebi ile pişmanım. Bir daha böyle bir olay gerçekleştirmeyeceğim. Evden çıkarken ben normalda O.yu rahatsız eden şahısla konuşacaktım ancak bir tatsızlık olabileceğini düşünerek kuru sıkı silahı güvenlik amacıyla yanıma almıştım, olay sırasında 70-80 kişi üzerime gelip beni darp etmeye çalışınca ben de mecburen kendimi korumak amacıyla yanımdaki silahı çıkartım havaya 2-3 el ateş ettim. Ben kesinlikle hedef gözeterek silah sıkmadım. Belirttiğim şekilde havaya silah sıktım. Tutuksuz yargılanmak isterim." şeklinde beyanda bulunmuştur.

12. Başvurucu sorgusunun ardından cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya ve kasten yaralamaya teşebbüs suçlarından tutuklanmıştır. Tutuklama kararının ilgili kısmı şöyledir:

"Soruşturma dosyası değerlendirildiğinde; SSÇ [suça sürüklenen çocuk] hakkında isnat edilen cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya teşebbüs, yaralamaya teşebbüs suçu yönünden üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti kanunda öngörülen müeyyidenin alt ve üst sınırları ile kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunduğu (SSÇ savunması, mağdur ve tanık beyanları, mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin adli hekim raporu, olay tutanakları ve tüm dosya kapsamı) müsnet suçun CMK'nun 100/3 maddesinde yazan suçlardan olması nedeniyle tutuklama nedeninin varlığı ile adli kontrol tedbirinin bu aşamada yetersiz kalacağı, tutuklamanın ölçülü bir tedbir olacağı kanaatine varılarak Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin kabulü ile CMK'nın 100 ve devamı maddeleri gereğince SSÇ'nin tutuklanmasına ... [karar verildi.]"

13. Başvurucu, tutuklama kararına itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde başvurucunun müdafii; başvurucunun çocuk olduğunu, çocuklar için tutuklamanın son çare olduğunu, öncelikle adli kontrol tedbirine başvurulması gerektiğini, tutuklamanın çocuklar ile ilgili uluslararası sözleşmelere ve 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 20. maddesine aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

14. Gaziantep 2. Sulh Ceza Hâkimliği "kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması, atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, şüphelinin kaçma ve delilleri karartma şüphesinin bulunması, atılı suç için kanunda öngörülen cezanın miktarı, atılı suçun 5271 sayılı CMK'nun 100/3 maddesi gereğince suçun işlendiği hususunda kuvvetli suç sebeplerinin varlığı nedeniyle tutuklama nedeni varsayılan suçlardan olması hususları göz önüne alındığında CMK'nun 109. maddesinde belirtilen adli kontrol tedbirleri ile bir koruma tedbiri olan tutuklama ile hedeflenen amaca ulaşılamayacağı ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı, mevcut dosya kapsamı dikkate alındığında tutuklamanın haksızlığa yol açmayacak mahiyette ölçülülük ile orantılılık ilkelerine uygun olması nedenleriyle tutuklama şartlarının halen devam ettiği anlaşıldığından şüphelinin tutuklanmasına ilişkin Gaziantep 1. Sulh Ceza Hakimliğine ait kararın yasal dayanak ve gerektirici sebepler itibariyle yerinde olduğu" gerekçeleriyle itirazın reddine karar vermiştir.

15. Başvurucu 13/1/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

16. Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı silahla tehdit, basit yaralama, kasten yaralamaya teşebbüs, cebir, tehdit veya hile kullanarak silahla birden fazla kişi ile birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından cezalandırılması istemiyle 30/1/2020 tarihinde başvurucu hakkında kamu davası açmıştır.

17. İddianamede olay günü okuldan bir arkadaşı ile sıkıntılar yaşayan mağdurun yanına okul çıkışı başvurucunun ve diğer şüphelinin geldiği ve mağduru kolundan tutarak zorla okuldan uzağa götürmeye çalıştıkları sırada öğretmenler (müştekiler) tarafından engellendikleri, öğretmenlerin öğrencilerini nereye götürdüklerini sormaları üzerine başvurucunun üzerindeki kurusıkı tabancayı çıkardığı ve "Siz ne karışıyorsunuz" şeklinde tehditvari konuşarak müştekilere ateş ettiği, müşteki E.nin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde başından yaralandığı, başvurucunun diğer müşteki A.ya da ateş ettiği ancak bu kişinin yaralanmadığı belirtilmiştir.

18. Eylemlerin hukuki nitelemesiyle ilgili olarak ise iddianamede; başvurucunun üzerindeki tabanca ile mağduru kurtarmaya çalışan müştekilere karşı onları korkutarak ve bertaraf etmeye çalışarak vuku bulan eyleminin silahla tehdit; müşteki E.yi yaralama eyleminin basit kasten yaralama; müşteki A.ya karşı vuku bulan ancak ateş edilmesine rağmen yaralanma olayı gerçekleşmeyen eyleminin kasten yaralamaya teşebbüs; her iki suça sürüklenen çocuğun mağduru zorla okuldan götürmeye çalıştıkları eylemlerinin cebir, tehdit veya hile kullanarak silahla birden fazla kişi ile birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (müştekiler tarafından engellenmeleri sebebiyle eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı) suçlarını oluşturduğu ileri sürülmüştür. İddianamede ayrıca mağdurun yasal temsilcisi olan müştekinin şikâyetçi olduğu, ancak öğretmen olan müştekilerin alınan ek beyanları ile şikâyetlerinden vazgeçtikleri belirtilmiştir.

19. Gaziantep 2. Çocuk Mahkemesi 31/1/2020 tarihinde iddianamenin kabulüne karar vermiş ve E.2020/115 sayılı dosya üzerinden kovuşturma aşaması başlamıştır.

20. Mahkeme 18/2/2020 tarihinde isnat olunan suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suça sürüklenen çocuğun yaşı, tutuklu kaldığı süre, delillerin büyük ölçüde toplanmış olması, tutukluluktan beklenen gayenin gerçekleşmiş olması hususlarını gözönünde bulundurarak başvurucunun tahliyesine karar vermiştir.

21. Dava bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemesinde derdesttir.

IV. İLGİLİ HUKUK

22. İlgili ulusal ve uluslararası hukuk için bkz. Furkan Omurtag, B. No: 2014/18179, 25/10/2017, §§ 22-40.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

23. Mahkemenin 3/11/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

24. Başvurucu; çocuk olmasının dikkate alınmadığını, çocuklar için tutuklamanın son çare olarak öngörüldüğünü, öncelikle adli kontrol tedbirine başvurulması gerektiğini, tutuklamanın çocuklar ile ilgili uluslararası sözleşmelere ve 5395 sayılı Kanun'un 20. maddesine aykırı olduğunu belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

25. Bakanlık görüşünde; tutuklamaya konu suçlar bakımından suçların niteliği ve başvurucunun yaşı itibarıyla herhangi bir tutuklama yasağının söz konusu olmadığı, tutuklama kararında adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukuki ve fiilî nedenlere yer verildiği, bu bağlamda tutuklama kararında başvurucuya yüklenen suçlar için kanunda öngörülen ceza miktarı, söz konusu suçların niteliği ve silahla yaralama suçunun kanunda tutuklama nedeni varsayılan suçlardan olmasının tutuklama nedeni olarak belirtildiği, yine başvurucu hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanıp uygulanmamasına ilişkin bir değerlendirme yapılarak dosya içeriği itibarıyla adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağının ve tutuklama tedbirinin ölçülü bir tedbir olacağının vurgulandığı ifade edilmiştir.

B. Değerlendirme

26. Anayasa'nın "Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması" kenar başlıklı 13. maddesi şöyledir:

"Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."

27. Anayasa'nın "Kişi hürriyeti ve güvenliği" kenar başlıklı 19. maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:

"Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.

...

Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir."

28. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetlerinin özü, tutukluluğun hukuki olmadığına ilişkindir. Dolayısıyla başvurucunun bu bölümdeki iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamında, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

29. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Genel İlkeler

30. Çocuklar hakkındaki tutuklamanın hukukiliğinin incelenmesinde dikkate alınacak genel ilkeler için bkz. Furkan Omurtag, §§ 70-82.

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

31. Başvurucu cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama suçlarından 5271 sayılı Kanun'un 100. maddesi uyarınca tutuklanmıştır. Öte yandan olayda kanundan kaynaklanan bir tutuklama engelinin bulunduğu tespit edilmemiştir. Bu itibarla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına tutuklama suretiyle yapılan müdahalenin kanuni bir temeli bulunmaktadır.

32. Kanuni dayanağı bulunduğu anlaşılan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığı ve ölçülülüğü incelenmeden önce tutuklamanın ön koşulu olan suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekir.

33. Başvurucunun tutuklanmasına konu olayda soruşturma mercilerinin tespitine göre, başvurucu ve diğer şüpheli bir arkadaşı ile sıkıntılar yaşayan mağdurun yanına gelmiş, kolundan tutarak zorla okuldan uzağa götürmeye çalıştıkları sırada mağdurun öğretmenleri (müştekiler) tarafından engellenmiş, öğretmenlerin öğrencilerini nereye götürdüklerini sormaları üzerine başvurucu üzerindeki kurusıkı tabancayı çıkarmış ve müştekilere ''Siz ne karışıyorsunuz'' şeklinde tehditvari konuşarak ateş etmiş, müşteki E. basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde başından yaralanmış ve başvurucu diğer müşteki A.ya da ateş ettiği hâlde bu kişi yaralanmamıştır. Tutuklama kararında da kuvvetli şüpheye ilişkin olarak olaya ilişkin başvurucunun savunmasına, mağdur ve tanık beyanlarına, mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin adli hekim raporuna, olay tutanakları ve tüm dosya kapsamına dayanılmıştır. Tutuklama konu olayın meydana geliş şekline dair soruşturma mercilerince yapılan tespitler ve bunlara ilişkin dayanılan delillerin içeriği dikkate alındığında başvurucu yönünden kuvvetli suç şüphesinin mevcut olduğu açıktır.

34. Diğer taraftan başvurucu hakkında uygulanan ve kuvvetli suç şüphesinin bulunması şeklindeki ön şartı yerine gelmiş olan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.

35. Somut olayda, tutuklama kararını veren Sulh Ceza Hâkimliği suçun 5271 sayılı 100. maddesinin (3) numaralı fıkrasındaki maddesindeki katalog suçlardan olmasına atıf yapmıştır. Tutuklama kararına yapılan itirazın reddi kararında ise bunun yanında başvurucunun kaçma ve delilleri karartma şüphesinin bulunmasına dayanılmıştır. Başvurucunun tutuklandığı cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu -özellikle nitelikli hâlleri söz konusu olduğunda- Türk hukuk sistemi içinde ağır cezai yaptırımlar öngörülen suç tipleri arasında olup isnat edilen suça ilişkin olarak kanunda öngörülen cezanın ağırlığı kaçma şüphesine işaret eden durumlardan biridir (aynı yöndeki değerlendirmeler için bkz. Hüseyin Burçak, B. No: 2014/474, 3/2/2016, § 61; Devran Duran [GK], B. No: 2014/10405, 25/5/2017, § 66). Ayrıca silahla işlenmiş kasten yaralama suçu 5271 sayılı Kanun'un 100. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yer alan ve kanun gereği tutuklama nedeni varsayılabilen suçlar arasındadır. Dolayısıyla başvurucu yönünden dayanılan tutuklama nedenlerinin olgusal temellerinin olduğu söylenebilir.

36. Öte yandan başvurucuya isnat edilen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun mağdurunun lisede öğrenim gören bir çocuk olduğu, yine soruşturmaya -ve dolayısıyla tutuklamaya- konu olayların mağdur çocuğun öğrenim gördüğü okulda meydana geldiği, bu nedenle olaya tanık olan kişilerin de bu okulda öğrenim gören öğrenciler ve görev yapan öğretmenler olduğu gözardı edilmemelidir. Başvurucunun soruşturma konusu eylemlerinde kurusıkı da olsa bir silah kullandığının ve somut olayın koşullarında başvurucunun serbest bırakılması durumunda delillere etki edebilme, özellikle de çocuk olan tanıklar üzerinde baskı kurma ihtimalinin söz konusu olabileceği hatırda tutulmalıdır. Buna göre tutuklamaya ilişkin karar veren yargı organlarınca özellikle kaçma şüphesine ve delilleri (tanıkları) etkileme riskine yönelen tutuklama nedenlerinin olgusal temellerinin bulunduğu değerlendirilmiştir.

37. Son olarak tutuklama tedbirinin ölçülü olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Bir tutuklama tedbirinin Anayasa'nın 13. ve 19. maddeleri kapsamında ölçülü olup olmadığının belirlenmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda başvurucunun çocuk olduğunun ayrıca gözönünde bulundurulması gerekir.

38. Çocuklar hakkında tutuklama tedbirinin uygulandığı durumlarda tutuklamanın çocuklar bakımından başvurulacak en son yol olduğu, eğer tutukluluk bir zorunluluksa bunun mümkün olan en kısa sürede sonlandırılması gerektiği dikkate alınmalıdır. Ancak bu durum, çocuklar hakkında hiçbir şekilde tutuklama tedbirinin uygulanamayacağı şeklinde anlaşılmamalıdır. Anayasa Mahkemesinin de belirttiği gibi çocuklar tarafından işlenmiş olan çok ciddi suçlara ilişkin istisnai olaylarda tutuklama tedbirinin uygulanması mümkündür (Furkan Omurtag, § 82).

39. Anayasa Mahkemesinin Furkan Omurtag kararına konu olayda başvurucunun hırsızlığa teşebbüs suçundan tutuklanmasına karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi tutuklamaya konu hırsızlığa teşebbüs suçunun somut olayın koşullarında ne denli ciddi bir suç olduğunun ortaya konulamadığını, ayrıca başvurucuya isnat edilen suçun cezası itibarıyla da ağır bir suç olduğunun söylenmeyeceğini belirterek tutuklamanın ölçülü olmadığı sonucuna varmıştır (Furkan Omurtag, § 88).

40. Anayasa Mahkemesi Enver Oktay Babatürk (B. No: 2016/15355, 9/10/2019, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün yaşandığı sırada camiden sala okuyan din görevlisine yönelik tehdit ve hakarette bulunma suçlaması) ve Mehmet Eren Ovayolu (B. No: 2017/36232, 10/12/2019, bir terör saldırısı sonrası terör propagandası yapıldığı suçlaması) kararlarında ise başvurucunun yaşını, tutuklamaya konu suçun niteliğini ve somut olayın gerçekleştiği koşulları dikkate alarak yaptığı değerlendirmede çocuk olan başvurucular hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu sonucuna varmıştır (Enver Oktay Babatürk § 62; Mehmet Eren Ovayolu, § 48).

41. Somut olayda tutuklamaya konu şiddet olayı bir öğrenim kurumunda (lisede) yaşanmıştır. Bu okulda genel olarak 15-18 yaş grubunda bulunan çocukların öğrenim gördüğü hatırda tutulmalıdır. Ayrıca başvurucu tutuklandıktan kısa bir süre (yaklaşık elli gün) sonra serbest bırakılmıştır. Başvurucu, kendisiyle ilgili olmayan bir konuda (bir arkadaşının yaşadığını iddia ettiği bir sorun nedeniyle) kurusıkı silahla okula gelmiş ve söz konusu olay gerçekleşmiştir. Başvurucunun okulda öğrenim gören bir çocuğu alıkoyma girişiminde bulunması, bunu engellemeye çalışan öğretmenleri tehdit etmesi ve onlara kurusıkı tabancayla ateş ederek yaralaması söz konusudur. Bir okulda yaşanan anılan eylemlerin niteliği ve tutuklamaya konu suçların konusunu oluşturan eylemlerin ağırlığı dikkate alındığında hâkimliğin başvurucu hakkında uyguladığı tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı sonucuna varmasının keyfî ve temelsiz olduğu söylenemez.

42. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun tutuklamanın hukuki olmadığı iddiasına ilişkin olarak Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası ile güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Tutuklamanın hukuki olmadığına ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 3/11/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal Olmadığı)
Künye
(Mehmet Koçak [2.B.], B. No: 2020/1376, 3/11/2020, § …)
   
Başvuru Adı MEHMET KOÇAK
Başvuru No 2020/1376
Başvuru Tarihi 13/1/2020
Karar Tarihi 3/11/2020

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, çocuk olan başvurucunun tutuklanmasının hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) İhlal Olmadığı

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 100
268
5395 Çocuk Koruma Kanunu 3
20
5275 Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun 106
4675 İnfaz Hakimliği Kanunu 5
6
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi