logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Arslan İlhan [1.B.], B. No: 2020/1547, 17/7/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ARSLAN İLHAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/1547)

 

Karar Tarihi: 17/7/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Hüseyin Özgür SEVİMLİ

Başvurucu

:

Arslan İLHAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; ceza davasında delillerin hatalı değerlendirilerek mahkûmiyet kararı verilmesi ve uyarlama talebinin reddedilmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının, suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

A. Ceza Yargılaması Süreci

2. (Kapatılan) Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) başvurucu hakkında yaptığı yargılama sonucunda 20/6/2008 tarihinde terör örgütünün propagandasını yapma suçundan 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesinin (2) numaralı fıkrasının karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan hâli uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.

3. Karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesi 7/2/2013 tarihinde mahkûmiyet kararını onamıştır.

B. Uyarlama Yargılaması Süreci

4. Hükmün kesinleşmesinden sonra Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) Mahkemeye gönderdiği 30/10/2019 tarihli yazı ile 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda başvurucu hakkındaki ilamın infazı açısından tereddüt oluştuğu gerekçesiyle infaza devam edilip edilmeyeceği hususunda ek karar verilmesini talep etmiştir.

5. Mahkeme 5/11/2019 tarihinde verdiği ek kararla Başsavcılığın başvurucu hakkında 7188 sayılı Kanun hükümleri uyarınca infazın durdurulması talebini reddetmiştir. Mahkeme gerekçesinde; 7188 sayılı Kanun'un 29. maddesiyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 286. maddesine eklenen (3) numaralı fıkra uyarınca, Bölge Adliye Mahkemeleri Ceza Dairelerinden verilecek kararla kesinleşen ve temyiz kanun yolu daha önce kapalı olan bazı suçlar açısından temyiz kanun yolunun açık hâle getirildiği ancak başvurucu hakkındaki hükmün zaten Yargıtay'ın temyiz kanun yolu incelemesi sonucunda verdiği onama kararıyla kesinleştiği, dolayısıyla başvurucu hakkında 7188 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanamayacağı sonucuna ulaşmıştır.

6. Başvurucu, mahkûm olduğu suçun unsurları yönünden 7188 sayılı Kanun'la yapılan lehe düzenlemenin ek kararda dikkate alınmadığı ileri sürerek anılan karara itiraz etmiş, bu itiraz Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/12/2019 tarihli kararıyla kesin olmak üzere reddedilmiştir.

7. Başvurucu nihai kararı 31/12/2019 tarihinde öğrendikten sonra 6/1/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

8. Komisyonca, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Ceza Davasına İlişkin İhlal İddiaları

10. Başvurucu; hukuka aykırı elde edilen delillere, suç oluşturmayan ve fikir açıklamasına konu olan eylemlere dayanılarak mahkûmiyet kararı verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının, suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

11. Ceza infaz hukukunda müddetname 3/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 20. maddesinin dört numaralı fıkrası gereği düzenlenen ve kesinleşen mahkeme kararına istinaden hükümlünün ceza infaz kurumunda ne kadar süre kalacağını gösteren bir belgedir. Müddetnamede; mahkûm olunan cezanın niteliği, cezanın hangi mahkeme tarafından verildiği, Yargıtay aşamasından geçmiş ise ilgili ilama dair bilgiler yer almaktadır. Dolayısıyla müddetnamenin hükümlüye tebliğ edildiği tarihi, başvurucular açısından en geç nihai kararın öğrenildiği tarih olarak kabul etmek gerekir (Hakan Fuat Komili, B. No: 2013/2470, 17/9/2013, § 18).

12. Somut olayda, başvurucunun bireysel başvuruya konu hapis cezasını da içeren 29/3/2016 tarihli müddetnamenin 31/3/2016 tarihinde tebliğinden itibaren otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 6/1/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Uyarlama Yargılamasına İlişkin İhlal İddiaları

13. Başvurucu; mahkûmiyetine dayanak olan 3713 sayılı Kanun'un 7. maddesinin (2) numaralı fıkrasına kararın kesinleşmesinden sonra 7188 sayılı Kanun'un 13. maddesiyle haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağına dair ibare eklenmesine rağmen Mahkemece sonradan yürürlüğe giren bu düzenlemenin uyarlama talebinin reddine dair kararda gözetilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

14. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; ihlal iddiası hükmün denetlenmesini talep etme hakkı açısından değerlendirilmiştir. Bu bağlamda; 7188 sayılı Kanun ile yapılan düzenleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemelerinin kararlarıyla kesinleşen bazı hükümlere karşı temyiz kanun yolunun açıldığı, başvurucu hakkındaki mahkûmiyet kararının verildiği tarihte istinaf kanun yolunun açık olmadığı ve kararın temyiz kanun yolu incelemesi sonucu Yargıtay kararıyla kesinleştiği vurgulanmıştır.

15. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında, konunun yalnızca karara karşı başvurulabilecek olağan kanun yolu açısından ele alındığını, ancak mahkûmiyet kararının kesinleşmesinden sonra, bu karara dayanak olan suçun tanımı ve unsurları yönünden 7188 sayılı Kanun'la lehe düzenleme yapılmasına rağmen uyarlama yargılamasında bu hususun dikkate alınmadığını ifade etmiştir.

16. Başvurucunun ihlal iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmiştir.

17. Kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünde değişiklik (uyarlama) yargılaması; asıl ceza yargılamasının bütünüyle sonuçlanıp hükmün kesinleşmesinden sonra ancak infazın tamamlanmasından önce yürürlüğe giren bir ceza yasasının kesinleşmiş mahkûmiyet hükmüne, dolayısıyla infaza etkisi bulunup bulunmadığının saptanmasına ilişkin ve esas itibarıyla infazı ilgilendiren ve etkileyen bir yargılama faaliyetidir. Bu tali yargılamada, asli ceza yargılaması sürecinde kesinleşmiş bulunan önceki kararın dışına çıkılamayacak; oradaki suça konu sabit eyleme uygulanması olanağı bulunan yeni yasadaki hükümler bütünüyle tatbik olunduktan sonra yeni yasanın lehe sonuç doğurduğunun saptanması hâlinde hükümlünün bu sonuçtan faydalanması için infaza konu olabilecek nitelikte bir hüküm kurulmasıyla yetinilecektir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E.2013/8-604, K.2015/204, 9/6/2015).

18. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).

19. Sözleşme’nin 6. maddesinde, adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular, Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz (Onurhan Solmaz, § 23).

20. Somut olayda başvurucu, suç isnadının esasının Yargıtay kararıyla çözümlendiği bir aşamada (hükmün kesinleşmesinden sonra) ve kesinleşmiş mahkûmiyet hükmüne konu kurallarda değişiklik yapılması üzerine gerçekleştirilen uyarlama yargılamasıyla ilgili olarak şikâyetlerini dile getirmektedir. Başvurucunun ihlal iddiasının suç isnadı altında olduğu bir aşamaya ilişkin olmadığı, dolayısıyla başvurunun adil yargılanma hakkı kapsamına girmediği anlaşılmaktadır (benzer yöndeki bir karar için bkz. İnan Çoban, B. No: 2014/15208, 19/12/2017).

21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Ceza davasına ilişkin başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Uyarlama yargılamasına ilişkin başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 17/7/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Arslan İlhan [1.B.], B. No: 2020/1547, 17/7/2024, § …)
   
Başvuru Adı ARSLAN İLHAN
Başvuru No 2020/1547
Başvuru Tarihi 6/1/2020
Karar Tarihi 17/7/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza davasında delillerin hatalı değerlendirilerek mahkûmiyet kararı verilmesi ve uyarlama talebinin reddedilmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının, suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (hukuka aykırı deliller, bariz takdir hatası vs.) Süre Aşımı
Kanun yolu şikâyeti Konu Bakımından Yetkisizlik
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi