logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ünver Karagülmez [2.B.], B. No: 2020/15818, 11/5/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ÜNVER KARAGÜLMEZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/15818)

 

Karar Tarihi: 11/5/2022

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Tahir Hami TOPAÇ

Başvurucu

:

Ünver KARAGÜLMEZ

Vekili

:

Av. Burak AKIN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, tutukluluk incelemeleri ile bu incelemeler sonucunda verilen kararlara yapılan itirazların hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın değerlendirilmesi ve tahliye talepleri ile tutukluğun devamına dair kararlara yapılan itirazların geç karara bağlanıp geç tebliğ edilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 1/6/2020 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına ve başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

6. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) başlatılan bir soruşturma kapsamında Başsavcılığın talimatıyla 5/2/2019 tarihinde gözaltına alınmıştır.

9. Başsavcılık 6/2/2019 tarihinde başvurucuyu kasten öldürmeye teşebbüs suçundan tutuklanması istemiyle sulh ceza hâkimliğine sevk etmiştir.

10. İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliği 6/2/2019 tarihinde başvurucunun kasten öldürmeye teşebbüs suçundan tutuklanmasına karar vermiştir.

11. Soruşturma evresinde başvurucunun tutukluluk incelemeleri 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 108. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvurucu ve/veya müdafii dinlenilmek suretiyle en geç otuz günde içinde yapılmış ve başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir. Bu kapsamda son inceleme İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 3/1/2020 tarihinde başvurucu müdafiinin dinlenilmesi suretiyle yapılmıştır.

12. Başsavcılık 21/1/2020 tarihli iddianame ile başvurucu hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması istemiyle aynı yer ağır ceza mahkemesinde dava açmıştır.

13. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 24/1/2020 tarihinde iddianameyi kabul etmiş ve E.2020/18 sayılı dosya üzerinden kovuşturma aşaması başlamıştır.

14. Mahkeme 4/2/2020 tarihinde yaptığı tensip incelemesiyle birlikte başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına, tutukluluk durumunun 3/3/2020 tarihinde dosya üzerinden incelenmesine ve ilk duruşmanın 2/4/2020 tarihinde yapılmasına karar vermiştir.

15. Başvurucunun tutukluluk incelemesi alınan karar gereğince 3/3/2020 tarihinde dosya üzerinden yapılmış ve başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir.

16. Mahkeme, ilk duruşma günü olarak belirlediği 2/4/2020 tarihinde dosyayı tarafların yokluğunda resen ele alarak salgın hastalık nedeniyle alınan tedbirler kapsamında duruşmanın 16/6/2020 tarihine ertelenmesine, başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına ve tutukluluk incelemesinin 30/4/2020 ve 29/5/2020 tarihlerinde dosya üzerinden yapılmasına karar vermiştir. Mahkeme ayrıca başvurucunun 19/3/2020 ve 30/3/2020 tarihli tahliye taleplerini de reddetmiştir.

17. Mahkemenin 2/4/2020 tarihli tutukluluk hâlinin devamı kararına başvurucu tarafından yapılan itiraz İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dosya üzerinden incelenerek 14/4/2020 tarihli kararla reddedilmiştir.

18. Mahkeme daha önce alınan karar gereği başvurucunun tutukluluk durumunu 30/4/2020 ve 29/5/2020 tarihlerinde dosya üzerinden inceleyerek başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir. Başvurucunun bu kararlara yaptığı itirazlar da İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dosya üzerinden incelenerek 15/5/2020 ve 15/6/2020 tarihli kararlar ile reddedilmiştir.

19. Başvurucu 1/6/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

20. Mahkemenin 16/6/2020 tarihinde yaptığı ilk duruşmaya başvurucunun müdafii bizzat, başvurucu ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla katılarak davanın esasına ve tutukluluğa ilişkin savunmalarını ileri sürmüştür. Mahkeme, duruşma sonunda başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir.

21. Mahkeme 29/9/2020 tarihli üçüncü duruşmada başvurucunun kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir.

22. Dava, bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla istinaf aşamasında derdesttir.

23. Başvurucu ayrıca tutukluluk hâlinin uzun süre mahkeme önüne çıkarılmaksızın devam ettirildiği gerekçesiyle 29/7/2020 tarihinde İstanbul 17. Ağır Ceza MahkemesininE.2020/145 sayılı dosyası üzerinden koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davası açmıştır.

24. İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi 19/11/2020 tarihinde "Korona virüs (Covid 19) sebebiyle alınan tedbirler, İstanbul Adliyesinde mahkemelerin derdest dosya sayısının çokluğu, buna bağlı olarak iş yükünün ağırlığı hususları birlikte değerlendirildiğinde yargılamada geçen sürenin makul olduğu, davacının yargılandığı dosyada yargılamaya ilişkin tutukluluğun devamı ve itirazların değerlendirilmesine ilişkin tutanaklar ve ekleri incelenmesinde mahkemece yapılan iş ve işlemlerde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Başvurucu bu kararın kesinleşmesinin ardından ayrıca bireysel başvuru yoluna müracaat edeceğini bildirmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

25. İlgili hukuk için bkz. Kadir Ayhan, B. No: 2020/20083, 10/3/2021, §§ 20-32.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

26. Anayasa Mahkemesinin 11/5/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Tutukluluk İncelemeleri ile Bu İncelemeler Sonucunda Verilen Kararlara Yapılan İtirazların Hâkim/Mahkeme Önüne Çıkarılmaksızın Değerlendirildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

27. Başvurucu; kovuşturma evresinde tutukluluk incelemelerinin kendisi ve müdafii dinlenmeksizin dosya üzerinden değerlendirildiğini, bu kapsamda 3/1/2020 tarihinden mahkemece ilk duruşmanın yapıldığı 16/6/2020 tarihine kadar hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın tutukluluk durumunun uzun süre devam ettirildiğini belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

28. Bakanlık görüşünde, Anayasa Mahkemesinin konuya ilişkin içtihatlarına atıfla soruşturma ve kovuşturma evrelerinde tutukluluk değerlendirmelerinin kanunda öngörülen süre içinde yapıldığı, başvurucunun duruşmaya katılarak mahkeme önünde tutukluluğuna ilişkin savunmalarını ileri sürebildiği belirtilerek 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde düzenlenen tazminat davasının başvurucunun durumuna uygun, telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yolu olduğu, dolayısıyla söz konusu şikâyet yönünden başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemezlik kararı verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

29. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formundakine benzer beyanlarda bulunmuş; ayrıca kovuşturma evresinde uzun süre hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın tutukluluk hâlinin devam etmesi nedeniyle koruma tedbirine yönelik tazminat davası açtığını, bu davanın reddedilmekle birlikte istinaf aşamasında derdest olduğunu, kararın kesinleşmesinin ardından ayrıca bireysel başvuru yoluna müracaat edeceğini bildirmiştir.

2. Değerlendirme

30. Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası şöyledir:

"Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir."

31. Başvurucunun bu bölümdeki iddiasının Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası kapsamında incelenmesi gerekir.

32. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir hak arama yoludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17).

33. Anayasa Mahkemesi Ulaş Kaya ve Adnan Ataman (B. No: 2013/4128, 18/11/2015) kararında olağan dönemde başvurucunun tutukluluk hâlinin 3 ay 17 gün boyunca duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden yapılan incelemeler sonucunda verilen kararlar ile devam ettirilmesinin Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasını ihlal ettiği sonucuna varmıştır (Ulaş Kaya ve Adnan Ataman, § 61).

34. Anayasa Mahkemesi Kadir Ayhan (B. No: 2020/20083, 10/3/2021) kararında ise (örgüt suçu dışındaki suçlar nedeniyle yapılan yargılama kapsamında) aynı mahiyetteki şikâyete ilişkin yaptığı incelemede, başvurucunun inceleme tarihi itibarıyla hâkim/mahkeme önüne çıkarılmış olması hususunu nazara alarak verilecek bir ihlal kararının yeniden hâkim önüne çıkarılmasını sağlamayacağını ve serbest kalması sonucunu doğurmayacağını belirtmiş, bu durumda yalnızca kişinin uzun süre hâkim/mahkeme önüne çıkarılmamasıyla ilgili bir hak ihlalinin tespiti ve gerekiyorsa belli bir miktar tazminata hükmedilmesiyle yetinileceği sonucuna varmıştır.

35. Öte yandan Anayasa Mahkemesi anılan kararda bu tür ihlal iddiaları bakımından öncelikle aynı giderim imkânını sağlayan başvuru yollarının tüketilmesi ve bunlardan sonuç alınamaması hâlinde bireysel başvuruda bulunulması gerektiğini belirterek 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde belirtilen dava yolunun başvurucunun durumuna uygun, telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yolu olduğu tespitini yapmış ve başvuru yollarının tüketilmediği sonucuna varmıştır.

36. Somut olayda başvurucu, tutukluluk incelemesinin duruşmalı olarak ve müdafii dinlenilmek suretiyle yapıldığı 3/1/2020 tarihinden 5 ay 13 gün sonra 16/6/2020 tarihinde mahkeme önüne çıkmış ve itirazlarını etkili bir biçimde ileri sürme fırsatına sahip olmuştur. Dolayısıyla somut başvuru yönünden anılan karardan ayrılmayı gerektiren bir durum söz konusu değildir.

37. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun tutukluluk incelemelerinin hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın yapıldığına ilişkin iddiası ile ilgili olarak olağan başvuru yolları tüketilmeden bireysel başvuru yapıldığı anlaşıldığından başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Tutuklamaya Karşı İtiraz Hakkının Etkin Olarak Kullanılamadığına İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

38. Başvurucu 19/3/2020 tarihli tahliye talebi ile 2/4/2020 ve 30/4/2020 tarihlitutukluluk hâlinin devamı kararlarına yapılan 3/4/2020 ve 5/5/2020 tarihli itirazlarının kanunda belirlenen usule aykırı olarak geç değerlendirildiğini ve verilen kararların geç tebliğ edildiğini, dolayısıyla tutuklamaya karşı itiraz hakkının etkin olarak kullanılamadığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

39. Bakanlık görüşünde; tutukluluk incelemelerinin Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası kapsamına dâhil olmadığı ve başvurucunun şikâyetinin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna, esas bakımından değerlendirme yapılacak olması durumunda ise başvurucunun soruşturma ve kovuşturma evrelerinde tutukluluk durumunun rutin olarak değerlendirildiği de gözönüne alınarak başvurucu veya ilgili kurumlardan temin edilecek belgeler doğrultusunda karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

40. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formundakine benzer beyanlarda bulunmuştur.

2. Değerlendirme

41. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, §§ 16, 17).

42. 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (k) bendi, yakalanan veya tutuklanan kişilere yakalama ve tutuklama işlemine karşı kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmamaları durumunda maddi ve manevi her türlü zararlarının tazminini isteyebilmelerine imkân sağlamaktadır. Anayasa Mahkemesi bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla tahliyesine karar verilen başvurucular yönünden anılan yolun tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Cafer Yıldız, B. No: 2014/9308, 9/1/2018, §§ 37-40; Yaşar Saçlı, B. No: 2014/9311, 24/1/2018, §§ 37-40).

43. Kişi serbest bırakılmadan yargılanmakta olduğu davada ilk derece mahkemesi kararıyla mahkûm olmuşsa mahkûmiyet tarihi itibarıyla kişinin tutukluluk hâli sona erer (Korcan Polatsü, B. No: 2012/726, 2/7/2013, § 33). Başvurucu hâlihazırda tahliye olmuş ya da hükümlü hâle gelmiş ise itirazların geç değerlendirilmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesince verilecek bir ihlal kararı başvurucunun serbest kalması sonucunu doğurmayacak, ayrıca serbest bırakılma talebine ilişkin başvuru hakkı bakımından da bir etki sağlamayacaktır. Bu durumda yalnızca hak ihlalinin tespiti ve gerekiyorsa belli bir miktar tazminata hükmedilmesiyle yetinilecektir. Dolayısıyla bu tür ihlal iddiaları bakımından öncelikle aynı giderim imkânını sağlayan başvuru yollarının tüketilmesi ve bunlardan sonuç alınamaması hâlinde bireysel başvuruda bulunulması gerekir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Ali Efendi Peksak, B. No: 2017/29428, 17/7/2019, §§ 101-112).

44. Anayasa Mahkemesi, yukarıda atıf yapılan Ali Efendi Peksak ve Cafer Yıldız kararlarında kişinin tahliye edilmesi ya da hükümlü hâle gelmesi durumunda asıl dava sonuçlanmamış da olsa bu şikâyetler bakımından 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır. Somut olayda başvurucu ilk derece mahkemesinin 29/9/2020 tarihli kararıyla kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkum edilmiştir. Bu nedenle tutukluluk hâli sona erdiği için 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davasının etkili bir yol olduğu kabul edilmelidir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Ali Efendi Peksak, §§ 101-112).

45. Buna göre 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde belirtilen dava yolu, başvurucunun durumuna uygun, telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yoludur ve bu olağan başvuru yolu tüketilmeden yapılan bireysel başvurunun incelenmesi bireysel başvurunun ikincillik niteliği ile bağdaşmamaktadır.

46. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Tutukluluk incelemeleri ile bu incelemeler sonucunda verilen kararlara yapılan itirazların hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın değerlendirilmesi dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Tutuklamaya karşı itiraz hakkının etkin olarak kullanılamadığına ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 11/5/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Ünver Karagülmez [2.B.], B. No: 2020/15818, 11/5/2022, § …)
   
Başvuru Adı ÜNVER KARAGÜLMEZ
Başvuru No 2020/15818
Başvuru Tarihi 1/6/2020
Karar Tarihi 11/5/2022

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutukluluk incelemeleri ile bu incelemeler sonucunda verilen kararlara yapılan itirazların hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın değerlendirilmesi ve tahliye talepleri ile tutukluğun devamına dair kararlara yapılan itirazların geç karara bağlanıp geç tebliğ edilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutulan kişinin yargı merciine başvuru hakkı (hakim önüne çıkarılma) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 104
105
108
267
268
271
141
142
7226 Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun geçici 1
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi