TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
SABRİ AYHAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/35669)
Karar Tarihi: 11/5/2022
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Raportör
Habip OĞUZ
Başvurucu
Sabri AYHAN
Vekili
Av. Enes Malik KILIÇ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, istinaf ve temyiz mercilerinin kararlarının matbu olması, ilk derece mahkemesince iyi hâl indirimi yapmama ve teşdit uygulama yönündeki kararların gerekçelendirilmemesi nedeniyle gerekçeli karar hakkının, ByLock kütüklerine ilişkin dijital verilere erişilememesi ve bu yöndeki bilirkişi taleplerinin reddedilmesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 6/11/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, adli yardım talebinin kabulüne ve gerekçeli karar hakkı ile silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hak ve ilkelere ilişkin şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Menteşe İlçesi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı bünyesinde 22/12/2010 tarihinden itibaren belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışan ve 29/11/2016 tarihinde iş akdi feshedilen başvurucu hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan soruşturma başlatılmıştır.
6. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığının (Başsavcılık) 19/6/2017 tarihli iddianamesi ile başvurucunun silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan cezalandırılması talep edilmiştir.
7. İddianamenin kabulüyle açılan davada, Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) 25/12/2017 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda duruşmanın 28/3/2018 tarihinde yapılmasına ve firari başvurucunun yakalanmasına karar verilmiştir.
8. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kayıtlarına göre ilk dört celsede başvurucu yakalanamamıştır. 26/4/2019 tarihinde başvurucunun Enez-İpsala yolu Gala Gölü yol ayrımında yurt dışına kaçmak isterken yakalanması üzerine 28/7/2019 tarihinde resen celse açılarak müdafii eşliğinde savunması alınmıştır. Yurt dışına kaçmak isterken yakalanmış oluşu da gerekçe gösterilerek başvurucu tutuklanmıştır.
9. 8/5/2019 tarihli altıncı celsede iddia makamı tarafından esas hakkında mütalaa sunulmuştur. Başvurucu müdafii esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmada bulunmak için süre istemiştir. Yedinci ve sekizinci celselerde esaslı bir işlem yapılmamış, 6/9/2019 tarihli dokuzuncu celsedeki karar duruşmasında başvurucu ve müdafii esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını yapmıştır. Mahkeme, başvurucunun silahlı terör örgütü üyeliği suçundan hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.
10. Gerekçeli karardan başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmasına dayanak teşkil eden delillerin ByLock kullanması, örgütün finans kuruluşu olan Bank Asyaya örgüt talimatıyla para yatırması ve Muğla Valiliğince gönderilen yazıda örgüt faaliyeti çerçevesinde işe alınması değerlendirmesi olduğu anlaşılmıştır.
11. Başvurucunun istinaf talebi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 30/12/2019 tarihli kararı ile esastan reddedilmiştir.
12. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 17/9/2020 tarihli kararı ile hüküm onanmıştır.
13. Başvurucu 6/11/2020 tarihinde başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Anayasa Mahkemesinin 11/5/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
15. Başvurucu; istinaf ve temyiz mercilerinin kararlarının matbu olduğunu, ilk derece mahkemesinin iyi hâl indirimi yapmama ve teşdit uygulama yönündeki kararlarını gerekçelendirmediğini, ByLock kütüklerine ilişkin dijital verilere erişemediğini ve bu yöndeki bilirkişi taleplerinin reddedildiğini belirterek gerekçeli karar hakkı ile silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
16. Bakanlık görüşünde; mahkemenin dava konusu maddi olay ve olguları, delilleri değerlendirmesini, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanmasını, uyuşmazlıkla ilgili vardığı sonucu ve kullandığı takdir yetkisinin sebeplerini makul bir şekilde gerekçelendirdiği, iddianamede yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve deliller ile suçlamanın hukuki nitelendirmesinin mahkemece anlatıldığı, ayrıca başvurucunun yokluğunda yapılan işlemlerin anlatılarak bunlara karşı beyanlarının başvurucuya sorulduğu belirtilerek bir ihlalin olmadığı yönünde görüş belirtilmiştir.
B. Değerlendirme
17. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir kanun yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca, başvurucunun Anayasa Mahkemesi önüne getirdiği şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması ve aynı zamanda bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 17).
18. Somut olayda, başvurucu ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde söz konusu ihlal iddialarıyla ilgili olarak herhangi bir talepte bulunmadığı veya bu yönde bir itiraz ileri sürmediği anlaşılmıştır.
19. Açıklanan gerekçelerle başvuru konusu işleme karşı kanunda öngörülmüş yargısal başvuru yollarının tamamı tüketilmeden bireysel başvuru yapıldığı anlaşıldığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,
C. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/5/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.