TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
AHMET HİKMET ÜÇIŞIK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/16988)
Karar Tarihi: 20/11/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Raportör
Çağlar ÖNCEL
Başvurucu
Ahmet Hikmet ÜÇIŞIK
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, bir kamu kurumu aleyhine verilmiş icra edilebilir bir yargı kararının uzun süre icra edilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki kararın icrası hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucunun 1944 yılında vefat eden dedesi A.A.Ü.nün kabri Ankara, Keçiören, Bağlum Mezarlığında bulunmaktadır.
3. Başvurucu; söz konusu mezarlığın dedesinin kabrine yakın olan kısmına izinsiz kapı açıldığını, bu kabrin B.G. Vakfı (Vakıf) tarafından türbeye dönüştürülmek istendiğini ve mezar yerinin etrafına gerçek dışı bilgiler içeren plaketler asıldığını belirterek müdahalenin engellenmesi amacıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi (Belediye) Mezarlıklar Şube Müdürlüğünden talepte bulunmuştur. Belediye 24/7/2017 tarihli yazısı ile Vakıfla ilgilerinin bulunmadığını ve yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu belirterek talebin reddine karar vermiştir.
4. Başvurucu, Ankara 2. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) 5/9/2017 tarihinde iptal davası açmıştır. Dava dilekçesinde; Vakfa mevzuata aykırı olarak mezarlığa bitişik arsa verildiği, bu arsanın mezarlığa müdahale ve menfaat teminini kolaylaştırdığı, tarafınca hazırlanan plaketin söküldüğü ve bunun yerine mezarlık müdürlüğünce uygun görülen metnin bilgi verilmeden ve soyadı yazılmadan yerleştirildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu; daha önce tarafından hazırlanan beş plaketin de gizlice söküldüğünü, kabrin ayak ucuna tabureler yerleştirildiğini ayrıca anılan Vakıf tarafından kameralar ile mezarlığa girenlerin kontrol edildiğini belirterek ret işleminin iptalini talep etmiştir.
5. Mahkeme 18/10/2018 tarihinde davanın kabulü ile işlemin iptaline karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; hazine arazisi olan davaya konu mezarlığın Belediyeye tahsis edildiği ve bu mezarlığa bitişik olan parselin Vakıf adına tescilli olduğu tespitlerine yer vermiştir. Gerekçede, mezarlığa giriş çıkışlardan bir tanesinin de anılan Vakfa ait taşınmaz üzerinden geçilerek sağlandığı ifade edilerek mezarlık hizmetini yapmak ile sorumlu olan belediyelerin, aynı zamanda mezarlıkların etrafını duvarla çevirerek korumak zorunda olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca, belediyelerin haksız bir müdahaleye mahal vermemekle yükümlü olması nedeniyle başvurucunun iddiaları hakkında herhangi bir araştırma yapılmadan tesis edilen başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşmıştır. Anılan karar 6/12/2018 tarihinde davalı Belediye vekiline tebliğ etmiştir.
6. Davalı Belediye, istinaf talebinde bulunmuştur. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 9. İdari Dava Dairesi (Bölge İdare Mahkemesi), Mahkemenin kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle 4/7/2019 tarihinde istinaf talebini kesin olarak reddetmiştir.
7. Başvurucu 6/2/2019 tarihinde İstanbul Başsavcılığına (Başsavcılık) ibraz ettiği şikâyet dilekçesi ile Belediye yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Dilekçede; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca idare mahkemesi kararlarının tebliğden itibaren otuz gün içinde uygulanması gerektiğini, somut olayda yetkililerin Mahkemenin kararını uygulamadığını ileri sürmüştür. Savcılık 26/3/2019 tarihinde işleme konulmama kararı vermiştir. Kararda; Belediyeye yazılan yazı cevabında Mahkemenin iptal kararının gereği için ilgili birimlere yazılar yazıldığını, mezarlığın Vakıf arazisinden açılan kapı dışında üç kapısının daha bulunduğunu ve bu kapılar dışında etrafının kapalı olduğunun bildirilmesi nedeniyle suç unsuru teşkil eden bir eyleme rastlanmadığını belirtmiştir.
8. Başvurucu 6/2/2019 tarihinde Ankara 18. İdare Mahkemesinde tam yargı davası açmıştır. Dava dilekçesinde, Mahkemenin kararının uygulanmaması nedeniyle 1,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
9. Tam yargı davasında yapılan yargılama sonucunda 24/9/2019 tarihinde davanın kabulü ile 1,00 TL manevi tazminatın başvurucuya ödenmesine kesin olarak karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde; yargı kararının uygulanması konusunda bağlı yetki içinde olan idarenin, anılan kararı uygulamaması nedeniyle ağır hizmet kusurunun bulunduğu belirtilmiştir.
10. Başvurucu 3/6/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
11. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
12. Başvurucu, dedesine ait mezarın Vakıf tarafından türbeye çevrilmeye çalışılması nedeniyle açtığı dava sonucunda verilen 18/10/2018 tarihli Mahkeme kararının icra edilmemesi nedeniyle hukuk devleti ilkesinin ve Anayasa'nın ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
13. Anayasa Mahkemesi Veysi Ado ([GK] B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararında 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile yapılan değişikliğe göre 9/3/2023 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla derdest olan, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddialarıyla yapılan başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı neticesine varmıştır. Aynı maddeye göre anılan tarih itibarıyla derdest olan mahkeme kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla yapılan başvuruların da Tazminat Komisyonunca incelenebilmesi mümkün kılınmıştır. Bu durumda yargı kararının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasını içeren somut başvuru yönünden de aynı sonuca varılması gerekir (Hayrullah Gürleyik, B. No: 2019/1554, 16/11/2023, § 26).
14. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kararın icrası hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına 20/11/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.