logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Avni Şahin ve diğerleri [2.B.], B. No: 2020/1728, 11/5/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AVNİ ŞAHİN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/1728)

 

Karar Tarihi: 11/5/2023

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Mahmut ALTIN

Başvurucular

:

1. Avni ŞAHİN

 

 

2. Elif USTAOĞLU FINDIKCI

 

 

3. Emre USTAOĞLU

 

 

4. Avni ŞAHİN

 

 

5. Aydın ŞAHİN

 

 

6. Aynihayat ATALAY

 

 

7. Gamze ŞAHİN

 

 

8. İkbal İnci ŞAHİN

 

 

9. Kevser NAİFOĞLU

 

 

10. Melike AKÇAYIR

 

 

11. Sibel ARSLAN

Vekilleri

:

Av. Hüsnü Yusuf AKYOL

 

 

Av. Muammer UĞUR

 

 

Av. Durmuş Ali DOĞAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, orman kadastrosu sonucu orman sınırları içinde olduğu tespit edilen taşınmazın tapusunun iptal edilmesine rağmen tazminat ödenmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvuru konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 8/2/1937 tarihli ve 3116 sayılı mülga Orman Kanunu'na göre 22/6/1943 tarihinde kesinleşen orman tahdidi çalışmaları yapılmış ve başvuru konusu taşınmaz 1088 sayılı Çekmeköy orman parseli sınırları içerisinde kalmıştır. İstanbul'un Çekmeköy ilçesine bağlı Ömerli beldesinde kâin 45.950 m² yüz ölçümündeki çalılık vasfındaki başvuru konusu taşınmaz, 8/9/1960 tarihli tapu kaydına göre K.A., H.E. ve H.E.E. adına kayıtlıyken 25/6/1968 tarihinde başvurucuların murisi tarafından 1.000 TL'ye satın alınmıştır. Taşınmaz, anılan tarihte başvurucuların murisi adına tescil edilmiştir.

3. Başvuru konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 1973 yılında yapılan tapulama çalışmasında, taşınmazın orman sınırları içerisinde yer alması nedeniyle başvuru konusu tapu kaydı işleme tabi tutulmamış ve revizyon görmemiştir. Sonrasında başvuru konusu bölgede 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında yapılan çalışma 21/8/1991 tarihinde kesinleşmiştir. Bu çalışma neticesinde, 1088 sayılı orman parselinin bir kısmı ifraz edilerek 3122 parsel numaralı taşınmaz 22/6/1995 tarihinde arazi vasfıyla Maliye Hazinesi adına tescil edilmiştir. Ardından 3122 parsel numaralı taşınmazın 24.496,58 m² büyüklüğündeki bölümü 97 ada 1 parsel numarası altında Maliye Hazinesi adına tescil edilmiş ve tapu kaydına başvurucuların murisi adına kullanım şerhi verilmiştir. 24.496,58 m² büyüklüğündeki 97 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, kullanım şerhine istinaden Maliye Hazinesi tarafından yapılan satış işlemi neticesinde 15/9/2000 tarihinde başvurucuların murisi adına tescil edilmiştir.

4. Başvurucuların murisi 8/9/1960 tarihli tapu kaydına göre satın aldığı 45.950 m² yüz ölçümündeki tapulu taşınmazın -24.496,58 m²'lik kısmı dışında kalan- 21.453,42 m²'lik bölümünün bir kısmının ağaçlandırıldığı bir kısmının da yol olarak kullanıldığını belirterek 15/1/2014 tarihinde İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) Maliye Hazinesi aleyhine 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazminat davası açmıştır. Başvurucuların murisi tarafından 1/6/2015 tarihinde Orman Genel Müdürlüğü aleyhine açılan dava da Mahkeme dosyasıyla birleştirilmiştir. Mahkemece 18/12/2018 tarihinde Maliye Hazinesine yönelik açılan davanın kısmen kabulü ile 36.448.187 TL maddi tazminata hükmedilmiştir.

5. Bölge Adliye Mahkemesi 14/5/2019 tarihinde Mahkeme kararını kaldırarak davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; başvuru konusu taşınmazı da kapsayan bölgede yapılan orman kadastrosunun 1943 yılında yapılarak kesinleştiği, başvurucunun dayandığı eski tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği, işleme tabi kayıt niteliği kalmadığı belirtilmiştir. Buna göre hukuki değerini yitiren ve işleme tabi kayıt niteliği bulunmayan eski tapu kaydına dayalı olarak mülkiyet hakkının doğmayacağı ve tazminat talep edilemeyeceği ifade edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı 26/11/2019 tarihinde Yargıtay 20. Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmiştir.

6. Başvurucular nihai hükmü 21/12/2019 tarihinde öğrendikten sonra 9/1/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Komisyonca, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Başvurucular, taşınmazın kök tapu kaydının Mart 1290 yılına ait olduğunu ve tarla olduğu hâlde 1943 yılında orman sınırları içine alındığını ancak dayanak tapu kayıtlarının iptal edilmediğini ve şerh de verilmediğini vurgulamıştır. Başvurucular, 1960 yılında intikalen tapuda tesciller yapılarak tapunun tedavül gördüğünü ve daha sonra 1968 yılında murislerinin iyi niyetli olarak tapuya güvenerek başvuru konusu taşınmazı satın alıp adına tapuya tescil ettirdiğine dikkat çekmiştir. Başvurucular bu çerçevede tapulu taşınmazlarının kamulaştırılmadan fiilen el atılmasına rağmen bedelinin ödenmemesinden yakınmıştır. Bakanlık görüşünde; derece mahkemelerinin başvurucuların dayandığı 1968 yılına ait tapu kaydının 1973 yılında yapılan tapulama çalışmalarında orman sınırları içerisinde kalması nedeniyle revizyon görmemesi ve hukuki kıymetini yitirmesine ilişkin tespitleri nazara alındığında, Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin ve başvurucuların bir mülkünün bulunup bulunmadığının yapılacak kabul edilebilirlik incelemesinde dikkate alınması gerektiğini vurgulamıştır. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formunda belirttiği iddialarını yinelemiştir.

9. Başvuru, mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.

10. Başvurunun niteliği dikkate alındığında öncelikle zaman bakımından yetki meselesinin tartışılması gerekir. Anayasa Mahkemesi somut olaya benzer nitelik taşıyan Sabahat Günindi (B. No: 2018/15204, 9/6/2021) kararında başvurucunun tapu kaydının hiçbir zaman iptal edilmediğine dikkat çekerek Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından etkili bir hukuk yolu olarak görülen 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesine göre açılan tazminat davasının Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başladığı tarihten sonra kesinleştiğine vurgu yapmış ve başvurunun zaman bakımından yetkisinin kapsamında kaldığını değerlendirmiştir (Sabahat Günindi, §§ 40-43). Eldeki başvuruda Sabahat Günindi kararında ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir neden bulunmamaktadır. Dolayısıyla açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

11. İhtilaf konusu taşınmaz, kadastro çalışması sonucunda orman olarak tespit edilmiş ise de taşınmazın tapusu iptal edilmemiştir. Şu hâlde başvurucuların murisi adına olan tapu iptal edilmediğine ve bu tapunun ihtilaf konusu taşınmaza uyduğu bilirkişi raporunda tespit edildiğine göre Anayasa'nın 35. maddesi anlamında mülk teşkil eden ekonomik bir menfaatinin bulunduğu aşikardır (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Sabahat Günindi, §§ 47-50). Başvuru konusu taşınmazın 21.453,42 m²lik kısmı orman olarak tespit edilmiş ve malikin bu alan üzerinde serbestçe tasarrufta bulunması engellenmiştir. Dolayısıyla başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan bir müdahalenin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Diğer taraftan her ne kadar başvurucu adına olan tapu kaydı var olsa da taşınmazın orman olarak tespit edilmiş olması ve tasarruf yetkisinin de kısıtlanması karşısında müdahalenin mülkten yoksun bırakmaya ilişkin kural çerçevesinde incelenmesi uygun görülmüştür (Sabahat Günindi, § 53; Abdurrahman Baltacı, B. No: 2019/28582, 25/5/2022, § 25; Adile Şölen Yücel ve diğerleri, B. No: 2017/15169, 15/9/2020, § 50; Abdullah Tantaş ve diğerleri [GK], B. No: 2018/2739, 15/12/2021, § 46).

12. Somut olayda müdahalenin 6831 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerine dayandığı anlaşılmaktadır. Anılan Kanun hükümlerinin ulaşılabilir, öngörülebilir ve belirli olduğunda kuşku bulunmadığından başvuruya konu müdahalenin kanuna dayalı olduğu sonucuna varılmıştır (benzer değerlendirme için bkz. Cemile Gökhan ve diğerleri, B. No: 2015/1203, 23/5/2018, § 70, Abdurrahman Baltacı, § 26). Öte yandan ormanların korunması amacıyla mülkiyet hakkına müdahale edilmesinde kamu yararına dayalı meşru bir amacın bulunduğu tartışmasızdır (AYM, E.2009/31, K.2011/77, 12/5/2011). Son olarak başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olup olmadığı değerlendirilmelidir.

13. Anayasa Mahkemesi olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Cemile Gökhan ve diğerleri, Sabahat Günindi ve Abdurrahman Baltacı kararlarında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu kararlarda tapu kayıtlarının oluşturulması ve tutulması kamu makamlarının gözetiminde olduğuna ve orman olmasına rağmen hatalı oluşturulan tapu kayıtlarına göre ormanların özel mülkiyete konu edilmesi hâlinde devletin 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesine göre doğan zararlardan sorumlu olduğu vurgulanmıştır. Buna göre taşınmazların orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle hukuki değerini yitirmiş ve yolsuz tescil niteliğindeki tapu kaydına dayanılarak tazminat talep edilemeyeceği gerekçesiyle idarenin hatalı işleminin bütün sonuçlarının başvuruculara yüklenerek herhangi bir tazminat ödenmemesinin başvuruculara aşırı bir külfet yüklediği kabul edilmiştir. Netice itibarıyla bu gerekçelerle başvurucuların mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasındaki adil dengenin başvurucular aleyhine bozulduğu sonucuna ulaşılmıştır.

14. Somut olayda tapu kayıtları şeklen iptal edilmemiş ise de ormanların devletin hüküm ve tasarrufu altında olmasından dolayı özel mülkiyete konu olamaması nedeniyle başvurucuların taşınmazları kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkilerinin sınırlandırıldığı tartışmasızdır. Bu durumda özellikle belirtmek gerekir ki ormanların özel mülkiyete konu olamaması nedeniyle tazminatı ödenmek suretiyle tapularının iptal edilmesi gerekirken tapu kaydının iptal edilmemesinin ve bir tazminat da ödenmemesinin idarenin iyi yönetim ilkesine uygun olduğu söylenemez.

15. Netice itibarıyla somut başvuruda başvurucuların murisinin satın aldığı tapulu taşınmazın orman olarak tespit edilmesi ormanların korunması bağlamında kamu yararına dayalı meşru bir amacı içerse de tapu kayıtları iptal edilmemiş olsa bile mülkten yoksun bırakılan başvuruculara herhangi bir tazminat ödenmediği dikkate alındığında bu ilkelerden ve sonuçtan ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Dolayısıyla başvurucuların mülkiyet hakkı ile müdahalenin dayandığı kamu yararı arasında olması gereken adil denge, başvurucular aleyhine bozulmuş olup mülkiyet hakkına yapılan müdahale ölçüsüzdür.

16. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

17. Başvurucular, ihlalin tespiti ile 36.448.000 TL tazminata hükmedilmesi talebinde bulunmuştur.

18. Başvuruda tespit edilen mülkiyet hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiğiyargı mercilerince yapılması gereken iş, yenidenyargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

19. Bununla birlikte iptal edilen tapu kayıtları nedeniyle ödenecek tazminat miktarını belirlemek Anayasa Mahkemesinin görevi değildir. Bu husus teknik bir konu olup gerekirse uzman bilirkişilerden yardım almak suretiyle derece mahkemelerinin çözüme kavuşturacağı bir meseledir. Bu noktada ödenecek tazminat miktarının, somut olayın koşullarına göre -taşınmazın niteliği, edinme şekli, edinme tarihi, edinme bedeli, başvurucuların yararlanma şekli ve mülkiyetin kaybedildiği tarihteki değeri gibi kriterlerden yararlanılarak- Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının gerekliliklerine uygun olarak tespiti gerekir (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Ali Erşah Aydın ve diğerleri, B. No: 2019/11980, 29/6/2022, § 62).

20. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucuların tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2014/20, K.2018/278) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucuların tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. 446,90 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.346,90 TL yargılama giderinin başvuruculara MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/5/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Avni Şahin ve diğerleri [2.B.], B. No: 2020/1728, 11/5/2023, § …)
   
Başvuru Adı AVNİ ŞAHİN VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2020/1728
Başvuru Tarihi 9/1/2020
Karar Tarihi 11/5/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, orman kadastrosu sonucu orman sınırları içinde olduğu tespit edilen taşınmazın tapusunun iptal edilmesine rağmen tazminat ödenmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Kadastro, tapu, orman, kıyı, mera İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi