logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Aras Şahin [2.B.], B. No: 2020/365, 11/5/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ARAS ŞAHİN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/365)

 

Karar Tarihi: 11/5/2023

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Volkan ÇAKMAK

Başvurucu

:

Aras ŞAHİN

Vekili

:

Av. Erhan ÇİFTÇİLER

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, kolluk görevlileri tarafından uygulanan fiziksel şiddet nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucunun ailesi ile birlikte ikamet ettiği konuta, silahlı terör örgütü (PKK) mensuplarının barındığı yönündeki ihbar üzerine 14/7/2018 tarihinde arama yapılması amacıyla kolluk görevlileri tarafından operasyon düzenlenmiştir. Silahlı çatışmanın yaşandığı operasyon sırasında terör örgütü mensubu iki kişi ölü olarak ele geçirilmiş, bir polis memuru şehit olmuştur. Olay sonrası aile fertleri ile birlikte gözaltına alınan başvurucu, yapılan ceza yargılaması sonunda silahlı terör örgütüne üye olmaksızın, bilerek ve isteyerek yardım etme suçu ile kamu görevlisine hakaret suçundan hapis cezası ile cezalandırılmış ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, anne ve babası da benzer suçlardan mahkûm olmuştur. Hükümler istinaf incelemesindedir.

3. Olay tarihi itibarıyla 16 yaşında olan başvurucunun gözaltında tutulduğu dönemde hakkında düzenlenen 15/7/2018 tarihli tıbbi raporda; sol kolda kesi, sol omuzda yara izi, sağ boyunda, sağ el işaret parmağı birleşim yerinde ve sol kaş üzerinde kesi, sağ göğüs üzerinde lazerasyon (yırtılma izi), sırtta üç lazerasyon, oksipital (kafanın ense kısmı) bölgede kanama odağı tespit edildiği belirtilmiştir. Takip eden günlerde alınan tıbbi raporlarda ise yeni bir bulguya rastlanmadığı ifade edilmiştir. Başvurucu, arama ve gözaltına alma sırasında kendisine fiziksel şiddet uygulandığını belirterek 31/7/2018 tarihli dilekçe ile şikâyetçi olmuştur.

4. Van Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) başvurucunun iddiaları ile ilgili olarak 31/10/2018 tarihinde öncelikle ilgili emniyet birimlerinden başvurucunun gözaltına alınma anına ve emniyet biriminde tutulduğu anlara ilişkin kamera kayıtlarını talep etmiş ancak ilgili makamlarca olay anında kayıt tutulmadığı, emniyet birimindeki kayıtların da silindiği bildirilmiştir. Başsavcılık 19/11/2018 tarihinde, söz konusu kötü muamele iddiasına ilişkin olarak 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca ön inceleme yaptırılmak suretiyle soruşturma izni sürecinin işletilmesini Van Valiliğinden (Valilik) talep etmiştir. Başsavcılık yazısında isnat edilen eylemin niteliğine dair hukuki bir değerlendirme ve saptamanın yapılmadığı anlaşılmıştır. Valilik tarafından hazırlanan 25/1/2019 tarihli kolluk görevlilerinin ifadelerine, başvurucu hakkında düzenlenen tıbbi rapora dayanan ve işkence/kötü muamele iddialarının değerlendirildiği ön inceleme raporunda yasal yollarla konuta giren kolluk görevlilerine başvurucunun mukavemet gösterdiği, kolluğun kademeli olarak zor kullandığı, başvurucunun basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde vücudunda ufak tefek izlerin oluştuğu, kötü muamelenin söz konusu olmadığı belirtilmiştir. Valilik 29/1/2019 tarihli işlemi ile ön inceleme raporundaki tespitlere dayanarak soruşturma izni vermemiştir. Başvurucunun söz konusu karara yaptığı itiraz Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi tarafından 20/9/2019 tarihinde reddedilmiştir.

5. Başsavcılık 23/10/2019 tarihinde, soruşturma izni verilmemesi nedeniyle inceleme yapılmasına yer olmadığına karar vermiş ve başvurucunun söz konusu karara yaptığı itiraz Van 2. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 13/11/2019 tarihinde reddedilmiştir.

6. Başvurucu 22/11/2019 tarihinde nihai kararı öğrenmesinin ardından 19/12/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

9. Başvurucu; kolluk görevlileri tarafından kendisine uygulanıp raporla belgelenen fiziksel şiddet nedeniyle anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı tarafından sunulan görüşte öncelikle olaya ilişkin sürece ve konuya ilişkin insan hakları yargısı içtihadına yer verilmiş, başvurucunun süre aşımı yönünden ele alınması gerektiğinin altı çizilerek yargısal makamların ulaştığı sonuçtan ayrılmayı gerektiren maddi ya da hukuki bir nedenin bulunmadığı ifade edilmiştir.

10. Başvuru, kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.

11. Gerek Erzurum Bölge İdare Mahkemesi gerekse Van 2.Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen nihai hükmün tebliğ tarihlerine (sırasıyla 21/11/2019 ve 22/11/2019) göre başvurunun 19/12/2019 tarihinde, otuz günlük yasal süre içinde yapıldığı anlaşıldığından süre aşımı yönünden bir kabul edilemezlik nedeni bulunmamaktadır. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

12. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığı koruma ve geliştirme hakkına saygı gösterme yükümlülüğü öncelikle negatif yükümlülük olarak kamu otoritelerinin kişilerin fiziksel ve ruhsal olarak zarar görmelerine neden olmamalarını gerektirdiği gibi ayrıca pozitif yükümülük olarak devlete kişilerin işkenceye veya eziyete ya da insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir ceza veya muameleye maruz bırakılmalarını engelleyecek tedbirler alma ödevi yüklemektedir. Devletin Anayasa'nın 17. maddesi kapsamında sahip olduğu pozitif yükümlülüğün usule ilişkin boyutu çerçevesinde bireyin kötü muameleye ilişkin savunulabilir bir iddiasının bulunması hâlinde yürütülmesi gereken ceza soruşturmasının etkili kabul edilebilmesi için derhâl başlatılması, sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delillerin tespit edilmesi, olayı çevreleyen tüm koşulların aydınlatılması, delillerin nesnel ve tarafsız analizlere dayanması, soruşturmanın olaya karışmış olabilecek kişilerden bağımsız olması, özenle yürütülmesi ve suç tespit edildiği takdirde eylemle orantılı bir ceza ile sonuçlandırılması gerekir. Kontrol altındaki kişilerin vücutlarında bir yaralanma tespit edilmişse ve kötü muamele iddiaları da varsa yaralanmanın nasıl oluştuğu konusunda makul bir açıklama getirme yükümlülüğü idari ve yargısal kurumlarıyla devlete aittir (Cezmi Demir ve diğerleri, B. No: 2013/293, 17/7/2014, Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013). Diğer taraftan kamu görevlilerinin görevlerinin ifası ile ortaya çıkan birtakım durumlarla bağlantılı olarak sık sık şikâyet edilme ve soruşturma tehdidi altında olma riski nedeniyle haklarında adli soruşturma yürütülmesinin belirli bir makamın iznine bağlanması hukuk devletinde makul görülebilir. Nitekim Anayasa’nın 129. maddesinin altıncı fıkrasında memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılmasının -kanunla belirlenen istisnalar (örneğin kötü muamele, işkence) dışında- kanunun gösterdiği idari mercinin iznine bağlı olduğu hüküm altına alınmıştır. Anayasa'nın bütünlüğü ilkesi çerçevesinde Anayasa kurallarının bir arada ve hukukun genel ilkeleri gözönünde tutularak uygulanması zorunlu olduğundan etkili soruşturma yükümlülüğünü ve kamu görevlilerinin soruşturulmasının izin şartına bağlı olmasını düzenleyen kurallar bütününün birbiri ile uyumlu bir şekilde yorumlanması gereklidir. Bununla birlikte soruşturulması izin şartına bağlı olmayan suçlarda izin mekanizmasının işletilmesi soruşturmanın etkililiği bakımından sorun oluşturabilir (Hidayet Enmek ve Eyüpsabri Tinaş, B. No: 2013/7907, 21/4/2016, §§ 106-108). Ayrıca soruşturma iznine tabi olmayan suçlar bakımından izin yönteminin benimsenmesi nedeniyle şüpheli kamu görevlileri hakkında soruşturma yapılmaması veya soruşturmanın gereksiz uzaması faillerin eylemlerinin cezasız bırakılmasına yol açması ve sonuçta bu tür eylemlere müsamaha gösterildiği izlemini yaratması bakımından kötü muamele yasağının etkili soruşturma yükümlülüğü yönüyle ihlal edilmesi sonucunu doğurur (Erdal Sarıkaya [GK], B. No: 2017/37237, 17/3/2021, § 124).

13. Kolluk kuvvetleri tarafından yürütülen operasyon akabinde başvurucu hakkında düzenlenen 15/7/2018 tarihli tıbbi rapor (bkz. § 3) incelendiğinde başvurucunun vücudunun çeşitli bölgelerinde yara izleri ve kesiler olduğu anlaşılmaktadır. Gözaltına alınan kişilerin vücutlarında bir yaralanma tespit edilmişse ve kötü muamele iddiaları da varsa yaralanmanın nasıl oluştuğu konusunda makul bir açıklama getirme yükümlülüğü idari ve yargısal kurumlarıyla devlete aittir. Başvuru dosyasında mevcut veriler başvurucunun fiziksel bir müdahaleye maruz kaldığı hususunda güçlü ve ikna edici unsurlardır. Bu bağlamda kamu makamlarınca yürütülecek soruşturma ile söz konusu unsurların/karinenin aksi ortaya konulmadığı sürece başvurucunun ne şekilde yaralandığının tereddüde yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekmektedir.

14. Başvurucunun şikayeti üzerine Başsavcılık ilk etapta kamera kayıtlarının elde edilmesi adına bir girişimde bulunmuş ise de daha sonra iddiaları aydınlatacak başkaca bir işlem yapmadan Valilik nezdinde, ön inceleme raporu hazırlanarak ilgili kolluk görevlileri için soruşturma izni prosedürünün işletilmesini talep etmiştir.Başsavcılık söz konusu talebi gerçekleştirirken -iddia kötü muamele, yaralama olmasına karşın- isnat edilen eylemin 4483 sayılı Kanun'un izin şartına bağlı olmaksızın resen kovuşturulması gereken suçları düzenleyen 2. maddesinin son fıkrası kapsamında olmadığı yönünde açık bir değerlendirme/tespit yapmamıştır. Ayrıca Valilik tarafından hazırlanan, başvurucunun vücudunda tespit edilen kesi ve yara izlerini ufak tefek çizik olarak niteleyen, eylemin orantılılığı, başvurucunun reşit olmayan bir şahıs olması gibi hususları değerlendirme konusu etmediği görülen ön inceleme raporunda ve Erzurum Bölge İdare Mahkemesi kararında 4483 sayılı Kanun'un kapsamı bağlamında bir saptama söz konusu değildir.

15. Anayasa Mahkemesinin kural olarak şikâyete konu eylemin soruşturma makamlarınca hukuki nitelendirilmesine müdahale etmesi düşünülemez ise de söz konusu nitelendirme nedeniyle kötü muamele şikâyetlerinin araştırılmaması Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağı bakımından sorun oluşturur. Kolluk görevlilerinin güç kullanımından kaynaklı kötü muamele şikâyetlerinin esas olarak 4483 sayılı Kanun'un 2. maddesinin son fıkrası kapsamında kalması nedeniyle izne tabi olmayıp resen soruşturulması gerektiği Anayasa Mahkemesinin Erdal Sarıkaya (bkz. § 126) kararında değerlendirilmiştir. Bu itibarla somut olayda, kolluk görevlilerinin orantısız güç kullanımı sonucu yaralandığını iddia eden başvurucunun şikâyeti için gerekmediği hâlde soruşturma izni prosedürü işletildiği, dolayısıyla kolluk görevlileri hakkında ceza soruşturması yapılamadığı gözlemlenmiştir.

16. Neticede kolluk görevlilerince gerçekleştirildiği iddia edilen kötü muamele eylemine ilişkin olarak soruşturma makamlarınca resen ve derhâl hareket etme yükümlülüğüne aykırı hareket edilmek suretiyle gerekmediği hâlde soruşturma izni prosedürünün işletilmesinin soruşturulan olayın aydınlatılması ve gerektiğinde sorumluların cezalandırılmasının sağlanmasını engellediği kanaatine ulaşılmıştır.

17. Soruşturma izni prosedürü nedeniyle başvuruya temel olan vakanın aydınlatılmasını sağlayacak bir ceza soruşturması yapılmamış olması nedeniyle bu aşamada kötü muamele yasağının maddi boyutu yönünden bir inceleme yapılmasına olanak bulunmadığı değerlendirilmiştir.

18. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

19. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden soruşturma yapılması ve 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

20. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği soruşturma mercilerince yapılması gereken iş, yeniden soruşturma işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

21. İhlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 45.000 TL manevi tazminat ödenmesine, tazminata ilişkin diğer taleplerin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin kötü muamele yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere Van Cumhuriyet Başsavcılığına (Soruşturma No: 2018/16239) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucuya net 45.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

F. 9.900 TL vekalet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

G. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/5/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Aras Şahin [2.B.], B. No: 2020/365, 11/5/2023, § …)
   
Başvuru Adı ARAS ŞAHİN
Başvuru No 2020/365
Başvuru Tarihi 19/12/2019
Karar Tarihi 11/5/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kolluk görevlileri tarafından uygulanan fiziksel şiddet nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Diğer kötü muamele iddiaları İhlal Manevi tazminat, Yeniden soruşturma
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi