logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Tahir Yüksel [1.B.], B. No: 2020/18830, 20/3/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

TAHİR YÜKSEL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/18830)

 

Karar Tarihi: 20/3/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Muhammed Cemil KANDEMİR

Başvurucu

:

Tahir YÜKSEL

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, baro staj listesine yazılma talebinin reddine ilişkin işlemin iptali davasında hukuk kurallarının öngörülemez biçimde yorumlanması nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ve yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, hâkim adayı olarak görev yaptığı sırada 20/11/2017 tarihli ve 695 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname (695 sayılı KHK) ile kamu görevinden çıkarılmıştır.

3. Başvurucunun baro staj listesine yazılma talebi Manisa Barosu Yönetim Kurulunun 11/6/2018 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Başvurucunun bu karara karşı yaptığı itiraz Türkiye Barolar Birliği (TBB) Yönetim Kurulunun 9/8/2018 tarihli kararıyla kabul edilmiştir. TBB kararı Adalet Bakanlığı (Bakanlık) tarafından uygun bulunmayarak 21/9/2018 tarihli karar ile bir daha görüşülmek üzere TBB'ye geri gönderilmiştir. TBB12/10/2018 tarihli kararıyla Bakanlığın geri gönderme gerekçesine uyma kararı vermiştir.

4. Başvurucu, baro staj listesine yazılmamasına ilişkin TBB kararının iptali talebiyle dava açmıştır.

5. Ankara 10. İdare Mahkemesi (Mahkeme) 26/9/2019 tarihli kararıyla davayı reddetmiştir. Kararın gerekçesinde, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nda kamu görevini yerine getirebilme niteliğini kaybetmiş olanların avukatlık mesleğine kabul talebinin reddedileceğinin hüküm altına alındığı, hâkim adayı olarak görev yapmakta iken kamu görevinde kalmasının uygun olmadığından bahisle görevden çıkarılmasına karar verilen başvurucunun staj listesine yazılma talebinin reddi yönündeki işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir.

6. Başvurucunun istinaf talebi Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesinin (Bölge İdare Mahkemesi) 20/2/2020 tarihli kararıyla reddedilerek karar kesinleşmiştir.

7. Başvurucu, nihai kararı 1/3/2020 tarihinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'nden (UYAP) öğrenmiş; 15/6/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. COVID-19 salgını nedeniyle 25/3/2020 tarihli ve 7226 sayılı Kanun uyarınca 13/3/2020 tarihinden 15/6/2020 tarihine kadar bireysel başvuru süresinin durduğu dikkate alındığında başvurunun süresinde olduğu değerlendirilmiştir.

8. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

10. Başvurucu, hakkında verilmiş kesinleşmiş bir disiplin cezası olmadığını ve kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin karara karşı açtığı davanın derdest olduğunu belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

11. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünde, yeniden yaptığı başvuru üzerine başvurucununbaro levhasına yazılmasına karar verildiği, bu kararın TBB tarafından uygun bulunduğu ve Bakanlık tarafından onaylandığı belirtilmiştir. Bu durumun başvurucunun mağdur sıfatı incelenirken dikkate alınması talep edilmiştir. Başvurucu; Bakanlık görüşüne ilişkin beyanında, avukatlık ruhsatnamesini almasının yaklaşık olarak üç yıl geciktiğini belirterek mağdur sıfatının devam ettiğini ileri sürmüştür.

12. Başvurucunun iddialarının hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

13. Anayasa Mahkemesi benzer nitelikteki baro levhasına yazılma işleminin yargı kararı ile iptal edilmesi üzerine yapılan başvuruya ilişkin Gökmen Girgin (B. No: 2019/4243, 2/11/2022) kararında, başvurucunun mağdur statüsünün devam ettiğine karar vermiştir. Anılan kararda, başvurucunun şikâyete konu yargılama sürecinin başladığı tarihten çok sonra tekrar yaptığı başvuru üzerine baro levhasına yazılmasının, kanun hükmünde kararnameye dayanılarak meslekten çıkarılmanın kesinleşmiş bir disiplin cezası şeklinde yorumlanması nedeniyle yargılamanın adil olmadığı iddiasını ortadan kaldırmadığı belirtilmiştir (Gökmen Girgin, § 36). Başvurucunun mağdur sıfatının devam etmesi yönünden Gökmen Girgin kararında ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir husus bulunmamaktadır.

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Somut olayda başvurucu, baro staj listesine yazılmamasına ilişkin işleme karşı iptal davası açmıştır. Davada çözüme kavuşturulması gereken temel mesele, başvurucunun baro staj listesine yazılma, diğer bir ifadeyle avukatlık stajı için aranan şartları taşıyıp taşımadığıdır. Bu şartlar 1136 sayılı Kanun'un 16. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre stajyerde aranan şartlardanbiri de bu Kanun'un 5. maddesinde yazılı engel bir hâlin bulunmamasıdır. Avukatlığa engel durumlar ise 1136 sayılı Kanun'un 5. maddesinin birinci fıkrasında sekiz bent hâlinde sayılmıştır.

16. Mahkemenin ret kararında, başvurucunun hâkim adayı olarak görev yapmaktayken kamu görevinden çıkarılması 1136 sayılı Kanun'a göre kamu görevini yerine getirme niteliğinin kaybı olarak değerlendirilmiştir. Mahkemenin başvurucunun 695 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmasını, 1136 sayılı Kanun'un 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan, kesinleşmiş bir disiplin kurulu kararı ile memur olma niteliğini kaybetme şeklinde yorumladığı anlaşılmaktadır.

17. 1136 sayılı Kanun'un 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan, başvurucunun kesinleşmiş bir disiplin kurulu kararı ile memur olma niteliğini kaybetmesine ilişkin değerlendirmenin öncelikli olarak derece mahkemelerince yapılması gerekmekle birlikte derece mahkemelerinin yorumunun açıkça öngörülemez olduğunun veya hakkın teslimini açıkça reddedecek şekilde hatalı bulunduğunun tespiti durumunda usule ilişkin güvencelerin de anlamsız hâle geleceği gerekçesiyle söz konusu durumun etkilerini incelemek Anayasa Mahkemesinin görevidir (kamu hizmeti kavramının avukatlığı kapsayıp kapsamadığı yönünden benzer değerlendirmeler için bkz. M.B. [GK], B. No: 2018/37392, 23/7/2020, § 97).

18. Somut olay açısından değerlendirildiğinde 1136 sayılı Kanun'un 5. maddesinin (b) bendindeki avukatlığa engel hâlin ortaya çıkması için memur olma niteliğinin kesinleşmiş bir disiplin kararı sonucunda kaybedilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

19. Mahkeme, başvurucunun 695 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmasını kesinleşmiş bir disiplin kararı olarak değerlendirmiştir. Somut başvuruda, Mahkemenin vardığı bu sonucun ilgili mevzuatın hakkın tesliminden kaçınacak ölçüde öngörülemez bir biçimde yorumlanmasına dayanıp dayanmadığı tespit edilmelidir.

20. Anayasa Mahkemesi Gökmen Girgin kararında 22/7/2016 tarihli 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3. maddesine dayanılarak hâkimlik mesleğinden çıkarılmanın 1136 sayılı Kanun'un 5. maddesinin (b) bendi çerçevesinde kesinleşmiş bir disiplin cezası şeklinde yorumlanmasını 1136 sayılı Kanun'un lafzı, Anayasa Mahkemesinin kanun hükmünde kararnamelerde öngörülen meslekten çıkarma tedbirlerinin hukuki niteliğine ilişkin kararları ve Danıştay içtihatları ışığında değerlendirmiştir (Gökmen Girgin, §§ 46-54). Anayasa Mahkemesi, derece mahkemelerinin bu yorumunun kanun hükmünün öngörülebilir olmayan genişletici yorumuna dayandığı, usule ilişkin güvenceleri anlamsız hâle getirdiği, dolayısıyla hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır (Gökmen Girgin, §§ 55-58).

21. Somut olayda, derece mahkemesince başvurucunun 695 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılması 1136 sayılı Kanun'un 5. maddesinin (b) bendi çerçevesinde kesinleşmiş bir disiplin kararı olarak değerlendirildiğinden Gökmen Girgin kararında ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir husus bulunmamaktadır.

22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

23. Başvurucu, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

24. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198, 7/11/2013, § 41).

25. Başvurucunun baro staj listesine yazılma talebinin reddine ilişkin işlemin iptali talebiyle 19/12/2018 tarihinde açtığı dava, Bölge İdare Mahkemesinin 20/2/2020 tarihli kararıyla sonuçlanmıştır. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında 1 yıl 2 ay 1 gün devam eden yargılama süresinin makul olduğu sonucuna varmak gerekir.

26. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Diğer İhlal İddiaları Yönünden

27. Başvurucu ayrıca gerekçeli karar hakkının, bağımsız ve tarafsız mahkeme önünde yargılanma hakkının, mahkemeye erişim hakkının, masumiyet karinesinin, eğitim hakkının, mülkiyet hakkının, eşitlik ilkesinin ve aynı suçtan iki kez cezalandırılmama ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı şikâyeti yönünden ulaşılan sonuç gözetildiğinde başvurucunun bu iddialarının ayrıca incelenmesine gerek görülmemiştir.

III. GİDERİM

28. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 500.000 TL maddi ve 500.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

29. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

30. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK BULUNMADIĞINA,

E. Kararın bir örneğinin hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 10. İdare Mahkemesine (E.2018/2541, K.2019/1738) GÖNDERİLMESİNE,

F. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/3/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Tahir Yüksel [1.B.], B. No: 2020/18830, 20/3/2024, § …)
   
Başvuru Adı TAHİR YÜKSEL
Başvuru No 2020/18830
Başvuru Tarihi 15/6/2020
Karar Tarihi 20/3/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, baro staj listesine yazılma talebinin reddine ilişkin işlemin iptali davasında hukuk kurallarının öngörülemez biçimde yorumlanması nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ve yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-idare) İhlal Yeniden yargılama
Makul sürede yargılanma hakkı (idare) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Gerekçeli karar hakkı (idare) İncelenmesine Yer Olmadığı
Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı (idare) İncelenmesine Yer Olmadığı
Mahkemeye erişim hakkı (idare) İncelenmesine Yer Olmadığı
Masumiyet karinesi (idare) İncelenmesine Yer Olmadığı
Eğitim hakkı Eğitim İncelenmesine Yer Olmadığı
Mülkiyet hakkı Tazminat (kamu kurumlarının tarafı olduğu uyuşmazlıklar) İncelenmesine Yer Olmadığı
Ayrımcılık yasağı Ayrımcılık İncelenmesine Yer Olmadığı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi