logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Afra Bal ve diğerleri [2.B.], B. No: 2020/21197, 14/12/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AFRA BAL VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/21197)

 

Karar Tarihi: 14/12/2023

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Murat İlter DEVECİ

Başvurucular

:

Afra BAL ve diğerleri (bkz. ekli 1 sayılı liste)

Başvurucular vekili

:

(bkz. ekli 1 sayılı liste)

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; birçok kişinin ölümüne, pek çok kişinin de yaralanmasına yol açanbir maden kazası hakkında yürütülen ceza yargılamasında makul sürede yargılanma hakkının mağdur/müşteki ya da katılan sıfatıyla yer alan başvurucular yönünden ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 7/7/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, aralarında konu bakımından irtibat bulunduğu gerekçesiyle bazı başvuru dosyalarının işbu başvuru dosyasıyla birleştirilmesine ve başvuru dosyalarının kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

3. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

4. Bölüm incelemesi aşamasında bulunan bazı başvuru dosyalarının da işbu başvuru dosyası ile konu bakımından irtibatlı olduğu anlaşılmıştır. Bu dosyalar da işbudosyası ile birleştirilmiştir. Birleşen dosyaların birinde (2021/45519) dosyanın Bölüme sevkinden önce Komisyon, başvurucular Gözel Bayındır, Mehmet Bayındır ve Nurten Şayır’ın adli yardım talebinin kabulüne karar vermiştir. Birleşen başvuru dosyaları, başvuru tarihlerini de içerecek şekilde ekli 2 sayılı listede belirtilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Birleşen başvuru dosyalarından (2020/34766) biri için Bakanlık görüş bildirmiştir. Başvurucu Oğuz Arkan Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

6. Başvuru tarihinden sonra başvuruculardan Gürcü Yıldırım 28/2/2022 tarihinde, Yusuf Aydın 18/5/2022 tarihinde, Adem Sarı 20/6/2022 tarihinde, Ali Uysal 28/5/2023 tarihinde, Şenol Çalış 8/6/2023 tarihinde, Himmet İzmir ise 30/7/2023 tarihindevefat etmiştir. Başvurucular Kezban Sarı, Halil Sarı ve Şennur Sarı, başvurucu Adem Sarı tarafından yapılan başvuruyu; başvurucu Gürcü Yıldırım’ın yakını olan başvurucular Menşure Üzgün, Ali Yıldırım, Fatma Görükmez, Zübeyde Düzgün, Nuh Yıldırım, Safiye Yıldırım, Nizamettin Yıldırım, Tuğba Yıldırım ve Büşranur Yıldırım, başvurucu Gürcü Yıldırım tarafından yapılan başvuruyu; başvurucu Yusuf Aydın’ın yakınlarından Cemile Aydın, Ahmet Aydın, Zekiye Aydın, Hilal Aydın ve Yusuf Aras Aydın, başvurucu Yusuf Aydın tarafından yapılan başvuruyu; başvurucu Ali Uysal’ın yakınlarından başvurucular Esma Uysal, İsmet Uysal, Gülizar Demir, Meltem Söğüt, Burak Uysal ve Volkan Uysal, başvurucu Ali Uysal tarafından yapılan başvuruyu; başvurucu Himmet İzmir’in yakınlarındanbaşvurucular Osman İzmir, Hasan Hüseyin İzmir, Ahmet Ali İzmir, Hacer İzmir, Serkan İzmir ve Tayfun İzmir, başvurucu Himmet İzmir tarafından yapılan başvuruyu; başvurucuŞenol Çalış’ın yakınlarından başvurucular Perihan Çalış ve Sevda Dilmen ise başvurucu Şenol Çalış tarafından yapılan yapılan başvuruyu devam ettirme yönündeki isteklerini bildirmiştir. Başvurucuları ve vekillerine ilişkin ekli 1 sayılı listede ölen başvuruculara yer verilmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve ekleri ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Türkiye Kömür İşletmeleri adına ruhsatlı olup S... A.Ş. (yüklenici Şirket) tarafından işletilen Manisa’nın Soma ilçesi Eynez Mahallesi Karanlıkdere mevkiindeki yer altı maden ocağında 13/5/2014 tarihinde saat 15.00 sıralarında meydana gelen faciada 301 kişi ölmüş, çok sayıda kişi de dumandan doğrudan etkilenerek yaralanmıştır.

9. Olay hakkında yürütülen soruşturma sonunda bazı şüpheliler hakkında kamu davası açılmış ve yapılan yargılama bazı sanıkların süreli hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilmesiyle son bulmuştur. Yargılamada verilen nihai karar Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 4/4/2022 tarihli kararıdır (Soruşturma süreciyle ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Adem Kilit ve diğerleri, B. No: 2021/44561, 21/11/2023, §§ 9-64).

10. Gerek bu başvuru gerek bu başvuruya birleşen başvurular, yargılama henüz sona ermeden yapılmıştır. Başvuru tarihleri ekli 2 sayılı listede yer almaktadır.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

11. Anayasa Mahkemesinin 14/12/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

12. İsimleri ekli 4 sayılı listede yer alan başvurucular, başvuru formlarında bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılayacak geliri olmadığını beyan ederek adli yardım talebinde bulunmuştur.

13. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B. Başvurucular Dudu Karnabatlı ve Halil İbrahim Taş Yönünden

14. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 51. maddesi ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 83. maddesi gereği başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında ilgilinin 2.000 Türk lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir.

15. Anılan düzenlemelerde genel olarak bir hakkın öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı açıkça görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve Anayasa Mahkemesinin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31).

16. Bu kapsamda özellikle Anayasa Mahkemesini yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesinin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması, söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29; Mehmet Güven Ulusoy, § 32; Osman Sandıkçı, B. No: 2013/6297, 10/3/2016; Selman Kapan ve diğerleri, B. No: 2013/7302, 20/4/2016).

17. Başvurucu Halil İbrahim Taş 18/9/2021 tarihinde, Dudu Karnabatlı ise 25/9/2021 tarihinde vefat etmiştir. Buna rağmen Av. Ahmet Serdar Güneş adı geçenlerin anayasa ile güvence altına alınmış haklarının ihlal edildiği iddiasıyla bireysel başvuru yapmış, şimdiye kadar geçen sürede de söz konusu ölümlerden Anayasa Mahkemesinihaberdar etmemiştir.

18. Kamu gücü tarafından hakkı ihlal edilen kişinin bireysel başvuru yapmadan önce ölmesi durumunda ölen kişi adına bir başkası tarafından bireysel başvuru yapma imkânı bulunmamaktadır (Abdurrehman Uray, B. No: 2013/6140, 5/11/2014, § 30).

19. Açıklanan gerekçelerle başvuru tarihinden önce vefat etmiş başvurucu adına vekâlet ilişkisi sona ermiş olan avukat tarafından yapılan bireysel başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir. Bununla birlikte başvuruya konu edilen olayın ve yargısal sürecin karmaşıklığı dikkate alındığındaAv. Ahmet Serdar Güneş yönünden disiplin para cezasına hükmedilmemelidir.

C. Diğer Başvurucular Yönünden

1. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü

20. Başvurucular başvuruya konu yargılama sürecinin makul bir sürede sonuçlandırılmadığını ve usul ekonomisiilkesine riayet edilmediğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edilmesinden yakınmıştır.

21. Birleşen bir dosya yönünden bildirilen Bakanlık görüşünde başvuruya konu davanın karmaşıklığı ve yargılamanın üç dereceli olduğu da dikkate alındığında makul sürede yargılama için gereken sürenin aşılıp aşılmadığı hususundaki değerlendirmenin Anayasa Mahkemesine ait olduğu ifade edilmiştir.

22. Başvurucu Oğuz Arkan Bakanlık görüşüne karşı beyanında adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine yönelik iddiasını yinelemiştir.

2. Değerlendirme

a. İddiaların Nitelendirilmesi Yönünden

23. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Hukuki tavsif (nitelendirme) ise başvurucu tarafından ileri sürülen olgusal iddiaların Anayasa’da güvence altına alınan hangi hak, özgürlük ya da yasak kapsamında inceleneceğinin tespit edilmesinden ibarettir. Bu bakımdan ileri sürülmeyen bir olay veya olguyu incelemek ya da bireysel başvuruya konu edilen hususun ötesinde yahut dışında bir karara varabilmek için “hâkim hukuku resen (kendiliğinden) uygular (jura novit curia)” ilkesine yani nitelendirme yetkisine başvurulamaz [kısmen benzer kararlar için bkz. İrfan Durmuş ve diğerleri, B. No: 2014/4153, 11/5/2017, § 74; Tochukwu Gamaliah Ogu, B. No: 2018/6183, 13/1/2021, § 120; hukuki nitelendirme yetkisinin kapsamı ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları için birçok karar arasından bkz. Radomilja ve diğerleri/Hırvatistan [BD], B. No:37685/10 ve 22768/12, 20/3/2018, §§ 101-126; Pişkin/Türkiye, B. No: 33399/18, 15/12/2020, §§ 62, 63; Ant ve diğerleri/Türkiye, B. No: 37873/08, 12/1/2021, § 20].

24. Somut olayda başvurucular açıkça veya özü itibarıyla yaşam hakkını güvence altına alan Anayasa’nın 17. maddesinin ihlal edildiğine yönelik olgusal bir iddiayı ileri sürmemiştir. İddialara konu yargısal sürecin başvurucuların yakınının ölümüyle veya başvurucuların yaralanmasıyla ilgili olması da durumu değiştirmemiştir. Bu nedenle yaşam hakkı kapsamında incelenmesi mümkün görülmeyen başvuru, başvurucuların iddiaları çerçevesinde adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan makul sürede yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.

b. Kabul Edilebilirlik Yönünden

25. Başvurucuların bir kısmının başvuruya konu yargılama sürecine katılan sıfatıyla müdahil olduğu ancak yargılama sürecinde verilen bazı kararlardaki bilgiler ile UYAP kayıtlarının bazı başvurucuların yargılamaya katılıp katılmadığı konusunda birbiriyle uyumlu olmadığı görülmüştür. Bununla birlikte başvuru aşağıda açıklanan nedenle kabul edilemez olduğundan başvurucuların mağdur sıfatları yönünden bir değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiştir.

26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme’ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).

27. Anayasa’da kapsam ve içeriği açıkça düzenlenmediği için adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriğinin belirlenmesinde referans alınması gereken Sözleşme’nin 6. maddesine göre adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkeler, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanmasında geçerlidir. Bu durumda adil yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilmek için başvurucunun ya medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili bir uyuşmazlığın tarafı olması ya da başvurucuya yönelik bir suç isnadı hakkında karar verilmiş olması gerekir. Dolayısıyla bahsedilen hâller dışında adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz (birçok karar arasından bkz. Mustafa Takyan [GK], B. No: 2020/27974, 15/12/2021, §§ 41, 42). Bu kuralın istisnası, ceza davasında medeni hak talebine imkân veren bir sistemin benimsenmiş olması veya ceza davası sonucunda verilen kararın hukuk davası açısından etkili ya da bağlayıcı olmasıdır (Süreyya Kıran ve diğerleri, B. No: 2015/1782, 21/3/2019, § 30).

28. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile ceza muhakemesinde şahsi hak iddiasında bulunma imkânının ortadan kalktığı ve somut olaydaceza yargılaması sonucunda verilen kararın tazminat davası açısından etkili ya da bağlayıcı olması gibi bir durumun söz konusu olmadığı dikkate alındığında başvurucular, başvuruya konu ceza yargılamasına yalnızca sanıkların cezalandırılması içinkatılmıştır. Bu nedenle adil yargılanma hakkına ait bazı güvencelerin başvurucular yönünden ihlal edildiğine yönelik iddialar adil yargılanma hakkının kapsamına girmemektedir [zorunlu askerlik sırasında meydana gelen kasten öldürme olayıyla ilgili ceza soruşturmasının makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle Sözleşme’nin 6. maddesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez bulunduğu başvuru için bkz. Aksu/Türkiye (k.k.), B. No: 25082/08, 20/5/2014, §§ 28-35; tehlikeli bir faaliyetin yürütülmesi sonucu meydana gelen ve etkili yargısal sistem kurma yükümlülüğünün ceza soruşturmasını gerektirdiğinin kabul edildiği ölüm olayı sebebiyle yürütülen ceza yargılamasının makul bir sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle Sözleşme’nin 6. maddesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez bulunduğu başvuru için bkz. Asma/Türkiye, B. No: 47933/09, 20/11/2018, §§ 3, 4, 53; güç kullanımı sonucu meydana gelen ölüm olayı nedeniyle yürütülen ceza yargılamasının uzunluğu nedeniyle Sözleşme’nin 6. maddesinin ihlal edildiğine ilişkin şikâyetin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez bulunduğu başvuru için bkz. Turğay ve diğerleri/Türkiye (k.k.), B. No: 37747/11, 24/9/2019, § 33; bu paragrafta yapılan diğer atıflar; başvurucuyu kasten yaraladıkları iddiasıyla polisleri yargılayan mahkemede görevli hâkimlerin tarafsız olmamaları nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğiyle ilgili şikâyetin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez bulunduğu başvuru için bkz. Kaçar/Türkiye, B. No: 81532/12, 7/7/2020, §§ 19-21].

29. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. İsimleri ekli 4 sayılı listede yer alan başvurucuların adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Başvurucular Dudu Karnabatlı ve Halil İbrahim Taş yönünden başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,

2. Diğer başvurucular yönünden başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetlerine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucuların yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA, diğer başvurucularca yapılan yargılama giderlerinin ise bubaşvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 14/12/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Afra Bal ve diğerleri [2.B.], B. No: 2020/21197, 14/12/2023, § …)
   
Başvuru Adı AFRA BAL VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2020/21197
Başvuru Tarihi 7/7/2020
Karar Tarihi 14/12/2023
Birleşen Başvurular 2020/21205, 2020/23001, 2020/24010, 2020/24619, 2020/27175, 2020/27515, 2020/27537, 2020/27623, 2020/27737, 2020/31097, 2020/31278, 2020/32541, 2020/32711, 2020/34766, 2021/41837, 2021/44985, 2021/45519, 2021/45927, 2021/53996, 2021/60546, 2021/61666, 2021/61670, 2021/63364, 2022/7117, 2022/7674, 2022/18391, 2022/19997, 2022/22612, 2022/29294

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, birçok kişinin ölümüne, pek çok kişinin de yaralanmasına yol açanbir maden kazası hakkında yürütülen ceza yargılamasında makul sürede yargılanma hakkının mağdur/müşteki ya da katılan sıfatıyla yer alan başvurucular yönünden ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Makul sürede yargılanma hakkı (ceza) Başvurunun Reddi
Konu Bakımından Yetkisizlik
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi