logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Rometa Kodzokova [2.B.], B. No: 2020/21825, 11/12/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ROMETA KODZOKOVA BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/21825)

 

Karar Tarihi: 11/12/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Cafiye Ece YALIM

Başvurucu

:

Rometa KODZOKOVA

Vekili

:

Av. Ahmet Bersis KARABULUT

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza kovuşturması sonunda verilen müsadere kararının hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştirilmesiyle birlikte infazı nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Rusya Federasyonu vatandaşı olan başvurucunun olay tarihinde Atatürk Havalimanı (Havalimanı) dış hatlar terminalinden ülkeye giriş yaparken küçük bir paketi çantasına koymaya çalıştığı sırada Havalimanında görev yapan polis memurları tarafından fark edilmesi üzerine yapılan aramada 6.750 gr gümüş ve 4.210 gr altın bulundurduğu tespit edilmiştir. Başvurucu hakkında yapılan soruşturma sonucunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının (Başsavcılık) 25/5/2016 tarihli iddianamesiyle başvurucunun 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 3. maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması, ayrıca 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 54. maddesinin uygulanması talep edilmiştir.

3. Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 27/2/2020 tarihinde başvurucunun kaçakçılık suçunu işlediği gerekçesiyle 5607 sayılı Kanun'un 3. maddesinin birincifıkrası uyarınca 1 yıl 6 ay hapis ve 400 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Ayrıca Mahkeme, başvurucunun sabıkasız olması ve kamu zararının da giderilmiş olmasını dikkate alarak 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına (HAGB), başvurucunun beş yıl süre ile denetime tabi tutulmasına hükmetmiştir. Mahkeme suça konu eşyaların 5607 sayılı Kanun'un 13. maddesinin birinci fıkrası ile 5237 sayılı Kanun'un 54. maddesinin birinci fıkrasına göre müsadere edilmesine de karar vermiştir.

4. Başvurucu 11/5/2020 tarihinde HAGB kararına itirazda bulunmuştur. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) 23/6/2020 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde HAGB kararının usul ve kanuna uygun olduğu, Mahkeme kararında isabetsizlik bulunmadığı belirtilmiştir.

5. Mahkemece 24/6/2020 tarihinde İstanbul Gümrük Ticaret Bölge Müdürlüğüne (Gümrük Müdürlüğü) suça konu eşyaların müsaderesine karar verildiği bildirilerek gereği için müzekkere yazılmıştır.

6. Başvuru 23/7/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Başvurucu, başvuru harç ve giderlerini ödeyecek gelirinin bulunmadığını belirterek adli yardım talebinde bulunmuştur. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak, geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

8. Başvurucu; HAGB kararının itiraz incelemesinin şekli olarak yapılması nedeniyle haksız şekilde verilen müsadere kararının esasının denetlenmediğini, arama el koyma mevzuatının ihlal edildiğini,Mahkemenin karar tarihinden beş gün sonra 3/3/2020 tarihli 31057 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar (Cumhurbaşkanı Kararı) ile en fazla 5 kg ağırlığında standart işlenmemiş altının yolcu beraberinde yurda getirilmesinin mümkün kılındığını, değişiklik kapsamında oluşan yeni hukuki durumun bir hukuka uygunluk sebebi doğurduğunu, lehine getirilen düzenlemeden yararlandırılması gerektiğini, itiraz incelemesi sonunda ise gerekçesiz şekilde itirazın reddine karar verildiğini, müsadere kararına itirazlarının özünün incelenmediğini, müsadere kararının ölçülü olmadığını belirterek adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

9. Adalet Bakanlığı görüşünde mevcut başvuruda başvurucunun adil yargılanma ve mülkiyet hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda inceleme yapılırkenAnayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararları ile somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.

10. Başvurucunun şikâyetlerinin esas itibarıyla mülkiyet hakkını ilgilendirdiği anlaşıldığından, başvurucunun bütün şikâyetlerinin mülkiyet hakkının ihlali iddiası kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

12. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Süleyman Başmeydan ([GK], B. No: 2015/6164, 20/6/2019) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede mülkiyet hakkına müsadere yoluyla yapılan müdahalenin keyfî veya hukuka aykırı olup olmadığının ileri sürülebileceği bir yol olarak öngörülen temyiz kanun yoluna başvuru imkânının askıya alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile müsadere kararının infazına girişilmesinin -yol açılan belirsizlik ve yeterli güvencelerin sağlanmadığı dikkate alındığında- başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklediği gerekçesiyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda başvurucunun Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

13. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

14. Başvurucu, ihlalin tespiti talebinde bulunmuştur.

15. Anayasa Mahkemesi müsadere tedbirine ilişkin yargısal süreç yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği takdirde ortaya çıkan belirsizliğe işaret ederek söz konusu tedbirin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştirilmesiyle birlikte infazına girişilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Dolayısıyla somut başvuruda ihlalin ilgili kanun hükmündeki belirsizlikten kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının niteliği gözetildiğinde yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Zira yukarıda da değinildiği üzere hükmün açıklanması veya davanın düşmesine karar verilmesi durumlarında kanun yoluna başvurulabilecektir. Buna göre müsadere süreci henüz kesinleşmemiştir. Bu durumda müsadere kararının süreç kesinleştiğinde infazı yeterli bir giderim oluşturacaktır (Süleyman Başmeydan, § 72).

16. Diğer taraftan Anayasa Mahkemesinin Atilla Yazar ve diğerleri ([GK], B. No: 2016/1635, 5/7/2022) kararında temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle olağan yasa yolları ile çözüme kavuşturulması için (itiraz yolunun etkinleştirilmesi ya da istinaf/temyiz kanun yollarının açılması gibi) birtakım yasal düzenlemeler yapılması ve böylelikle HAGB kararlarının Anayasa Mahkemesince ilk elden incelenmesi ihtimalinin önüne geçilmesinin gerektiği belirterek bu konuda tespit edilen yapısal sorunun giderilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgi verilmiştir(Atilla Yazar ve diğerleri, § 177).

17. Anayasa Mahkemesi 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin beşinci fıkrasının iptaline ilişkinnorm denetimi kararında ise Atilla Yazar ve diğerleri kararında belirtilen eksikliklerin (Atilla Yazar ve diğerleri, §§ 123-173) bütünüyle giderilmesine yönelik kanun koyucu tarafından gerekli değişikliklerin yapılmadığı, HAGB kurumunun mevcut haliyle -bireysel başvuru kararlarında da işaret edildiği üzere- kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarını önlemekte yetersiz kaldığı ve temel hak ve özgürlükler üzerinde caydırıcı etki doğurduğunu belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi söz konusu kararında müsaderenin HAGB kararı verilmesi durumunda hangi aşamada infaz edileceğine ilişkin olarak ise açık bir kanun hükmünün bulunmadığını belirtmiş, Süleyman Başmeydan kararında kanun koyucunun müsadere kararı için farklı bir usul veya kanun yolu düzenleyebileceği gibi HAGB kararları yönünden de müsadereye ilişkin farklı bir mekanizma da öngörebileceği yönündeki değerlendirmesine de değinmiştir (AYM, E.2022/120, K.2023/107, 01/06/2023).

18. Nitekim 2/3/2024 tarihli 7499 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 15. maddesi ile5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin beşinci fıkrası değiştirilmiştir. Anılan düzenlemedehükmün açıklanmasının geri bırakılmasının, müsadereye ilişkin hükümler hariç, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade edeceği belirtilmiştir. Öte yandan kanun değişikliğinden önceki bir uyuşmazlığı ilgilendiren başvuru yönünden farklı bir değerlendirme yapılmasına gerek bulunmadığısonucuna varılmıştır.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin ÖDENMESİNE,

D. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

E. Kararın bir örneğinin bilgi için Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesine (E.2016/389, K.2020/121) GÖNDERİLMESİNE,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Rometa Kodzokova [2.B.], B. No: 2020/21825, 11/12/2024, § …)
   
Başvuru Adı ROMETA KODZOKOVA
Başvuru No 2020/21825
Başvuru Tarihi 23/7/2020
Karar Tarihi 11/12/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza kovuşturması sonunda verilen müsadere kararının hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştirilmesiyle birlikte infazı nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Müsadere ve Elkoyma İhlal İhlalin tespiti
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi