TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
BETOUL FAIKOGLU BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/37084)
Karar Tarihi: 11/12/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Metin KIRATLI
Raportör
Yücel ARSLAN
Başvurucu
Betoul FAIKOGLU
Vekili
Av. Serkan ÜNLÜ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, uzun dönem ikamet izni uzatma başvurusunun reddedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
3. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar şöyledir:
4. Türk soylu Yunanistan uyruklu başvurucu 20/10/2017 tarihinde uzun dönem ikamet izni talebinde bulunmuştur. Başvurucunun talebi İstanbul İl Göç İdaresi Müdürlüğü (İdare) tarafından 14/11/2018 tarihinde reddedilmiştir.
5. Başvurucu işlemin iptali talebiyle İstanbul 1. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) 8/3/2019 tarihinde dava açmıştır. Başvurucu; dava dilekçesinde, 2016 yılında Türk vatandaşı olan babasının 1980 yılında Türkiye'ye göç ettiğini, kendisinin 1992 yılında Türkiye'de doğduğunu, ilk, orta, lise ve üniversite eğitimini Türkiye'de tamamladığını, Türkiye'de doğup büyüyen bir Türk vatandaşı ile aynı sosyal ve kültürel değerleri benimsediğini, vatandaşı olduğu Yunanistan'ın dilini bilmediği gibi kültürüne ve yaşam tarzına da uzak olduğunu belirtmiştir. Başvurucu ayrıca aile bireyleriyle ortak yaşantısının Türkiye'de devam ettiğini, yasal ikamet iznini her yıl yenilediğini, hukuki durumunda herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen ikamet izni talebinin bu defa reddedildiğini, ikamet izni için gerekli olan evraklardan hangilerinin eksik olduğu hususunda idarece kendisine herhangi bir bildirimde bulunulmadığını ve söz konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
6. Mahkeme 25/2/2020 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararda başvurucunun uzun dönem ikamet izni uzatma başvurusunu değerlendiren İdarenin işleminde, Emniyet Genel Müdürlüğünün 31/2/2018 tarihli yazısında başvurucunun Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) finans kaynağı Bank Asyada hesabı bulunduğu istihbari bilgisine istinaden başvuru hakkında 24/8/2016 tarihinde 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 43. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında olumsuz değerlendirmesine dayanıldığı ifadelerine yer verilmiştir.
7. Kararda ayrıca Göç-Net sisteminde yapılan incelemede başvurucu hakkında N-82 giriş yasağı tahdit koduna dair veri girişi olduğu, yapılan araştırma neticesinde başvurucunun FETÖ/PDY'nin finans kaynağı olan Bank Asyada 2013-2014 yıllarında açılmış birden fazla hesabının bulunduğu, bu hesaplara çeşitli tarihlerde 200.000 TL'ye kadar farklı miktarlarda nakit girişlerinin yapıldığı ve hesapların en son 2016 yılında kapatıldığının anlaşıldığı belirtilmiştir. Bu kapsamda 6458 sayılı Kanun'un uzun dönem ikamet izni verilmesi için kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından tehdit oluşturulmaması gerekliliğini kabul ettiği, devletin hükümranlık hakkı kapsamında başvurucunun FETÖ/PDY ile iltisaklı olduğu tespiti ile kamu düzenine ve güvenliğine tehdit oluşturduğu değerlendirildiğinden başvurucu hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir.
8. Başvurucunun bu kararı istinaf etmesi üzerine İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 9. İdare Dava Dairesince (Bölge İdare Mahkemesi) 13/10/2020 tarihinde istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kararda, idare mahkemesi kararında kanunda sayılan kaldırma nedenlerinin bulunmadığı ifade edilmiştir.
9. Başvurucu, nihai hükmü 19/10/2020 tarihinde öğrendikten sonra 16/11/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
10. 6458 sayılı Kanun’un “Uzun dönem ikamet izni” kenar başlıklı 42. maddesi şöyledir:
"(1) Türkiye’de kesintisiz en az sekiz yıl ikamet izniyle kalmış olan ya da Bakanlığın belirlediği şartlara uyan yabancılara, Bakanlığın onayıyla valilikler tarafından süresiz ikamet izni verilir.
(2) Mülteci, şartlı mülteci ve ikincil koruma statüsü sahipleri ile insani ikamet izni sahiplerine ve geçici koruma sağlananlara, uzun dönem ikamet iznine geçiş hakkı tanınmaz."
11. 6458 sayılı Kanun’un “Uzun dönem ikamet izninin şartları” kenar başlıklı 43. maddesi şöyledir:
"(1) Uzun dönem ikamet iznine geçişte aşağıdaki şartlar aranır:
a) Kesintisiz en az sekiz yıl ikamet izniyle Türkiye’de kalmış olmak
b) Son üç yıl içinde sosyal yardım almamış olmak
c) Kendisi veya varsa ailesinin geçimini sağlayacak yeterli ve düzenli gelir kaynağına sahip olmak
ç) Geçerli sağlık sigortasına sahip olmak
d) Kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından tehdit oluşturmamak
(2) Bakanlığın belirlediği şartlara sahip olması nedeniyle uzun dönem ikamet izni verilmesi uygun görülen yabancılar için birinci fıkranın (d) bendi dışındaki şartlar aranmaz."
12. 6458 sayılı Kanun’un “Uzun dönem ikamet izninin sağladığı haklar” kenar başlıklı 44. maddesi şöyledir:
"(1) Uzun dönem ikamet izni bulunan yabancılar;
a) Askerlik yapma yükümlülüğü,
b) Seçme ve seçilme,
c) Kamu görevlerine girme,
ç) Muaf olarak araç ithal etme,
ve özel kanunlardaki düzenlemeler hariç, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili mevzuat hükümlerine tabi olmak şartıyla, Türk vatandaşlarına tanınan haklardan yararlanırlar.
(2) Birinci fıkradaki haklara kısmen veya tamamen kısıtlamalar getirmeye Cumhurbaşkanı yetkilidir."
13. 6458 sayılı Kanun’un “Uzun dönem ikamet izninin iptali” kenar başlıklı 45. maddesi şöyledir:
"(1) Uzun dönem ikamet izinleri;
a) Yabancının, kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından ciddi tehdit oluşturması,
b) Sağlık, eğitim ve ülkesindeki zorunlu kamu hizmeti dışında bir nedenle kesintisiz bir yıldan fazla süreyle Türkiye dışında bulunması,
hâllerinde iptal edilir.
(2) Birinci fıkranın (b) bendi kapsamında uzun dönem ikamet izni iptal edilen yabancıların, bu izni tekrar almak üzere yapacakları başvurular ve bunların sonuçlandırılmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir."
B. Uluslararası Hukuk
14. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) "Özel ve aile hayatına saygı hakkı" kenar başlıklı 8. maddesi şöyledir:
"(1) Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
(2) Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir."
15. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), öncelikle yerleşik uluslararası hukuk çerçevesinde ve Sözleşme'ye dâhil diğer antlaşmalardan doğan yükümlülüklere dayalı olarak Sözleşmeci devletlerin yabancıların ülkeye giriş, ülkede ikamet ve ülkeden sınır dışı edilmelerini denetlemek hakkına sahip olduğunu teyit etmektedir (Vilvarajah ve diğerleri/Birleşik Krallık, B. No: 13163/87, 30/10/1991, § 102; Ahmut/Hollanda, B. No: 21702/93, 28/11/1996, § 67-b).
16. Sözleşme bir yabancının ülkeye giriş yapma veya orada ikamet etme hakkını yahut bir kişinin aile yaşamını belirli bir ülkede kurma şeklindeki bir hakkı güvence altına almamaktadır (Abdulaziz, Cabales and Balkandali/Birleşik Krallık [GK], B. No: 9214/80, 28/5/1985, § 68; Ahmut/Hollanda, § 67-c).
17. Sözleşme yabancıların ülkeye girişi veya orada yerleşmeleri hususundaki bir hakkı güvence altına almamakla birlikte kişinin yakın aile bireylerinin bulunduğu bir ülkeden ayrılmak zorunda olması, belirli koşullar altında aile hayatına saygı hakkının ihlal edilmesine neden olabilir (Boultif/İsviçre, B. No: 54273/00, 2/8/2001, § 39).
18. AİHM tarafından sınır dışı etme ve ülkeye kabul ile Sözleşme'nin 8. maddesi bağlantısı kurularak değerlendirme yapılan davalarda aile kavramının çekirdek aile olarak yani çiftler arasındaki ilişkilerle ebeveyn ve çocuklar arasındaki ilişkileri kapsayacak şekilde ele alındığı, yetişkin çocukların ise aileye bağımlı ve muhtaç olduklarının ispat edilebildiği ölçüde aile kavramına dâhil edildikleri ve bu suretle aile kavramının bu alanda oldukça dar yorumlanmasının tercih edildiği anlaşılmaktadır (Slivenko/Letonya, § 94; A.A/Birleşik Krallık, B. No: 8000/08, 20/9/2011, § 49; Bousarra/Fransa, B. No: 25672/07, 23/9/2010, §§ 38, 39).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Anayasa Mahkemesinin 11/12/2024 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
20. Başvurucu; ailesinin Türk uyruklu Yunan vatandaşı olarak 1980 yılında Türkiye'ye göç ettiğini, kendisinin 1992 yılında Türkiye'de doğduğunu, tüm okul hayatının Türkiye'de geçtiğini, 2015 yılında üniversiteyi bitirdiğini, uzun dönem ikamet izni uzatma başvurusunun reddedilmesi nedeniyle 2018 yılından bu yana Türkiye'de bulunan ailesinden uzakta dilini dahi bilmediği ve benimsemediği bir kültürde yaşamak zorunda kaldığını, üniversite sonrası master programına devam edemediğini belirterek kişi özgürlüğü ve güvenliği, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı, adil yargılanma hakkı ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
21. Bakanlık görüşünde; başvurucunun Türkiye'de yaşamasını zorunlu kılan güçlü ailevi bağlara sahip olduğuna dair bir bilginin başvuru formunda yer almadığı, FETÖ/PDY finans kaynağı Bank Asyadaki hesabına sürekli olarak yüklü miktarda para akışının bulunması karşısında devletin kamu düzenini ve millî güvenliği korumak üzere yabancıların ülkeye girişini ve ikamet etmesini denetleme konusunda takdir yetkisi bulunduğu belirtilmiştir. Bu kapsamda başvurucunun uzun süreli ikamet izni talebinin reddi işleminde başvurucunun aile ve özel hayatı ile kamusal menfaat arasında adil bir denge kurulduğu, başvurucu hakkında tesis edilen idari işlemin yargı mercilerince denetlendiği ve işlemde hukuka aykırılık görülmediği, ayrıca mevcut başvuruda Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir.
B. Değerlendirme
22. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa’nın 20. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.”
23. Devletin kamu düzenini ve millî güvenliği korumak üzere yabancıların ülkeye girişini ve ikamet etmesini denetleme konusundaki takdir yetkisinin daha geniş olduğu kabul edilmelidir. Devletin egemenliğinden kaynaklanan yabancıların ülkeye girişi ve ikametini denetleme yetkisi bu konuyla ilgili konulmuş kanun hükümlerine aykırı davrananlara caydırıcı yaptırımlar uygulanmasını da doğal olarak içermektedir. Kamu düzeni ve millî güvenlik yönünden tehlikeli olduğu tespit edilen yabancılara uzun dönem ikamet izni verilmemesi, bu yaptırımlar arasında gelmektedir. Bununla birlikte ikamet izni uzatılmayan yabancının ülkede güçlü ailevi bağlara sahip olduğu durumlarda aile hayatı ile ikamet izni uzatma talebinin reddedilmesi kararı bağlamında gözetilen kamusal menfaat arasında adil bir denge kurulması gerekmektedir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. A.G. [2. B], B. No: 2018/6143, 16/12/2020 §§ 50, 51; A.A.A.[1. B], B. No: 2018/36516, 15/3/2022 §§ 53, 54).
24. Uzun dönem ikamet izni uzatma başvurusunun reddedilmesi nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddialarını içeren başvuruların incelenmesinde öncelikle uzatma başvurusunun reddedildiği tarihte yabancı kişinin bulunduğu ülkede bir özel ve/veya aile hayatının mevcudiyeti ortaya konulmalıdır (Peri Kırık [2. B], B. No: 2015/19795, 9/1/2019, § 32). Sınır dışı etme ve ülkeye kabul ile ilgili başvurularda aile kavramının çekirdek aile olarak yani çiftler arasındaki ilişkiler ile ebeveyn ve küçük çocuklar arasındaki ilişkileri kapsayacak şekilde ele alınması gerekmektedir. Yetişkin çocukların ise aileye bağımlı ve muhtaç olduklarının ispat edilebildiği ölçüde aile kavramına dâhil edilebilmeleri mümkündür (Sherapat Yagmyrova [2. B], B. No: 2017/11905, 21/7/2020, § 39).
25. İncelenen başvuruda başvurucu; Türkiye'de doğduğunu, ailesiyle birlikte uzun süredir Türkiye'de bulunduğunu, tüm okul hayatının Türkiye'de geçtiğini, uzun dönem ikamet izni uzatma başvurusunun reddedilmesi nedeniyle 2018 yılından bu yana Türkiye'de bulunan ailesinden uzakta dilini dahi bilmediği ve benimsemediği bir kültürde yaşamak zorunda kaldığını ileri sürmüştür.
26. Başvurucunun uzun dönem ikamet izni başvurusunun reddedildiği tarihte, 6458 sayılı Kanun'un 31. maddesi kapsamında o tarihe kadar kısa dönem ikamet izni verilmesi nedeniyle ülkede yasal olarak ikamet eden yabancı statüsünde bir yetişkin olduğu belirtilmelidir.
27. Bu bağlamda,devletin yabancılara uzun dönem ikamet izni vermesinde geniş takdir yetkisi bulunduğundan başvurucunun aile hayatının mevcudiyeti bakımından çekirdek ailesi dışındaki aile bireyleriyle -anne ve babası ile- sürekli yaşama gerekliliğini veya aileye bağımlı ve muhtaç olduğunu ortaya koyması gerekir. Bunu ortaya koyamadığı durumda ise başvurucunun uzun dönem ikamet izni verilmemesinin özel hayatı -mesleği, öğrenimi vb.- üzerindeoluşturduğu katlanılması zor olan külfeti yeterli ve somut bilgilerle ortaya koyması beklenir. Başvurucu tarafından bu hususlar ortaya konulduktan sonra yargı mercilerince ikamet izni uzatma talebinin reddedilmesi kararı bağlamında kişinin özelve aile hayatına saygı hakkı ile gözetilen kamusal menfaat arasında adil bir denge kurulup kurulmadığı gözetilebilecektir.
28. Somut olayda uzun dönem ikamet izni uzatma başvurusunun reddedildiği tarihte başvurucu yirmi altı yaşındadır. Anne babasıyla ortak yaşantısının Türkiye’de devam ettiğini belirten başvurucu uzun dönem ikamet izni talebini, üniversite sonrası master programına devam edemediği ve anne-babasından süresiz uzak kaldığı şeklinde gerekçelendirmiştir. Başvurucunun uzak kaldığını iddia ettiği kişiler eşi ya da çocukları gibi alt soyundan oluşan çekirdek ailesi olmadığından aile hayatının varlığını ortaya koyması gerekir (bkz. § 18, 24).
29. Talep tarihinde yetişkin olan başvurucunun ise Türkiye'de aile hayatının varlığı bakımından anne ve babasıyla hangi nedenlerle sürekli ve birlikte yaşamak zorunda olduğunu veya onlara bağımlı ve muhtaç olduğunu somut bilgi ya da veriye dayalı olarak ortaya koyamadığı görülmektedir. Bu nedenle başvurucunun iddiaları özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenmelidir (Sherapat Yagmyrova, § 39).
30. Özel hayata saygı hakkına ilişkin olarak ise başvurucunun iddiaları Türkiye'de master programına devam edemediğine ilişkindir. Bu hususta başvurucunun uzun dönem ikamet izni verilmemesine bağlı olan hangi zorlayıcı nedenlerle söz konusu programa devam edemediği konusunda herhangi bir bilgi vermediği ve mağduriyetini somutlaştıramadığı görülmektedir (benzer yönde Nodıra Mustafayeva [2. B], B. No: 2020/6545, 7/3/2024, § 35; Peri Kırık, § 51, 52).
31. Ayrıca dosyadaki bilgilerden başvurucu hakkında sınır dışı kararı verildiği ya da Türkiye'ye giremediği yönünde bir iddiası ya da bu konuda bir bilgi bulunmamaktadır. Yine başvurucunun N-82 tahdit kodu işlemine karşı dava açıp açmadığı da bilinmemektedir.
32. Sonuç olarak somut olayın şartları ve başvurucunun talebinin gerekçeleri birlikte değerlendirildiğinde; devletin geniş takdir yetkisi bulunan inceleme konusunda, özel hayata saygı hakkı ile gözetilen kamusal menfaat arasında adil bir denge kurulmadığı, yeterli bir temele sahip olan müdahalenin keyfîlik içerdiği ve ölçülü olmadığı söylenemez. Bu nedenle somut başvuruda açık bir ihlalin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
33. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkına yönelik açık bir ihlal bulunmadığından başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 11/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.