logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ayşe Yeşil ve diğerleri [1.B.], B. No: 2020/22991, 2/4/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AYŞE YEŞİL VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/22991)

 

Karar Tarihi: 2/4/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Özge ULUKAYA

Başvurucular

:

1. Ayşe YEŞİL

 

 

2. Emine KILINÇ

 

 

3. İsmail UZUN

 

 

4. Meryem KARA

 

 

5. Nurcan UZUN

 

 

6. Nurdan UZUN

 

 

7. Sinan UZUN

Başvurucular Vekili

:

Av. Suat SERT

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, kamulaştırma bedelinin düşük belirlenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucular; İzmir'in Kemalpaşa ilçesi, Ansızca Köyü'nde bulunan 1832 parsel sayılı 1.133,92 m² yüz ölçümüne sahip taşınmazın malikidir. 13/8/2012 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla taşınmazın lojistik merkezi kurulmak üzere acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı (İdare) tarafından Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) acele kamulaştırma kararı nedeniyle dava açılmış, kamulaştırma bedeli bilirkişi raporuyla 21.493,01 TL olarak tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda taşınmazın belediye hizmetlerinden yararlanmadığı, sulu tarım arazisi niteliğinde olduğu; üzerinde meyve ağacı bulunmadığı açıklanarak net gelir yöntemine göre buğday, kavun, sivribiber münavebesiyle taşınmazın değerinin tespit edildiği belirtilmiştir.

3. İdare, uzlaşma sağlanamaması nedeniyle 8/5/2013 tarihinde başvurucular aleyhine kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açmıştır. Mahkeme 15/8/2013 tarihinde yapılan keşif sonucunda alınan bilirkişi raporunda kamulaştırma bedelini 21.996,40 TL olarak belirlemiştir. Bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın kullanım ve imar durumu dikkate alındığında tarım arazisi vasfında olduğu ifade edilmiş, taşınmaz üzerinde zirai bitki ve su kaynağı bulunmadığı açıklanmıştır. Taşınmazın tarımsal niteliği, toprak yapısı, vasfı ve kullanım şekli dikkate alındığında kapitalizasyon faiz oranı %5 olarak belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda acele kamulaştırma dosyasında alınan bilirkişi raporunda taşınmazın sulu tarım arazisi olduğu kabul edilerek sivribiber, kavun, buğday münavebesi üzerinden hesaplama yapıldığı ancak taşınmazın kuru tarım arazisi niteliğinde olduğunun anlaşılması nedeniyle buğday, kavun münavebesi dikkate alınarak kamulaştırma bedelinin tespit edildiği açıklanmıştır.

4. Tarafların itirazı üzerine Mahkeme 20/1/2014 tarihinde keşif yaparak tekrar bilirkişi raporu almıştır. Bilirkişi raporunda kamulaştırma bedeli 11.815,45 TL olarak tespit edilmiştir. Raporda imar durumu, şehir merkezine uzaklığı ve acele kamulaştırma dosyasında yer alan tespitler dikkate alındığında taşınmazın arazi/tarla vasfında olduğu kabul edilmiştir. Taşınmazın kuru tarım arazisi niteliği, ana yollara ve yerleşim yerlerine yakınlığı dikkate alındığında objektif değer artış oranı %45 olarak belirlenmiştir. Son olarak kamulaştırma bedelinin tespitinde buğday, kavun münavebesi ve %6 kapitilizasyon faiz oranının dikkate alındığı belirtilmiştir.

5. Mahkeme 26/5/2014 tarihinde davanın kabulüne karar vermiştir. Kararda taşınmazın başvurucular adına olan tapu kaydının iptaliyle İdare adına tesciline hükmetmiş, kamulaştırma bedeli 11.815,45 TL olarak belirlemiştir. Taraflarca temyiz edilen Mahkeme kararı Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 12/12/2016 tarihli kararıyla bozulmuştur. Bozma kararında iki yılda üç ürün veya üç yılda dört ürün alınabileceği dikkate alınarak yıllık net gelirlerinin tümü üzerinden hesaplama yapılması gerekirken bir yılda iki ürün (buğday, kavun) üzerinden değerlendirme yapıldığı izlenimi uyandıracak şekilde ve ürünlerin net gelirlerine yüzdelik oranla değer biçilerek bedel tespiti yapan bilirkişi kurul raporuna göre karar verilmesinin hatalı olduğu açıklanmıştır. Öte yandan münavebeye alınan buğday ve kavunun 2013 yılı itibarıyla kuru/sulu ayrımı gözetilmeden dekar başına ortalama verimi, dekar başına ayrıntılı üretim gideri ve kilogram başına toptan satış fiyatını gösterir veri cetveli dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiştir. Son olarak taşınmazın bulunduğu yer, konumu ve bilirkişi raporunda belirtilen objektif değer artışına etkileyen hususlar dikkate alındığında %300 oranında objektif değer artışı uygulanması gerektiği ifade edilmiştir. Aynı Daire 27/11/2020 tarihinde hükmedilen kamulaştırma bedelini dikkate alarak tarafların karar düzeltme dilekçelerinin reddine karar vermiştir.

6. Mahkeme, bozma kararına uyarak ek bilirkişi raporu almıştır. Ek bilirkişi raporunda kamulaştırma bedeli 26.193,55 TL olarak belirlenmiştir. Raporda kök bilirkişi raporunda açıklanan tespitlerin bozma kararına göre gözden geçirilerek hesaplandığı ifade edilmiştir.

7. Mahkeme 4/7/2018 tarihinde kamulaştırma bedelini 26.193,55 TL olarak belirleyerek davanın kabulüne ve taşınmazın tapu kaydının iptaliyle İdare adına tesciline karar vermiştir. Taraflarca temyiz edilen Mahkeme kararı Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin (Daire) 13/5/2019 tarihli kararıyla onanmıştır. Daire 27/2/2020 tarihinde hükmedilen kamulaştırma bedelini dikkate alarak tarafların karar düzeltme dilekçelerini reddetmiştir.

8. Nihai karar başvurucular tarafından 29/3/2020 tarihinde öğrenilmiştir. Başvurucular -COVİD-19 salgını nedeniyle yasal sürelerin 13/3/2020 ile 15/6/2020 tarihlerinde durmasına dair düzenlemelerden istifade etmek suretiyle- 14/7/2020 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Komisyon, başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiası yönünden başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna, mülkiyet hakkı yönünden kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Başvurucular, kamulaştırılan taşınmazın arsa vasfında olduğunu ancak gerekçesiz olarak arazi/tarla vasfında kabul edilerek kamulaştırma bedelinin hesaplandığını açıklamıştır. Aynı nitelikte olan komşu taşınmaz hakkında görülen bedel ve tescil davasında taşınmazın m² birim değerinin 262 TL olarak tespit edildiğini kendilerine ait taşınmazın üzerinde ekili ürün bulunmaması nedeniyle buğday, kavun münavebesi uygulanarak m² birim değerinin 23,10 TL olarak belirlendiğini ifade etmiştir. Taşınmazın bulunduğu ilçede en çok kiraz yetiştirildiğini buna rağmen yerleşik Yargıtay içtihadına aykırı olarak taşınmaz üzerinde kiraz ağacı bulunmaması nedeniyle buğday, kavun münavebesi dikkate alınarak hesaplama yapıldığını böylece kamulaştırma bedelinin düşük belirlendiğini iddia etmiştir. Sonuç olarak başvurucular, açıklanan nedenlerle mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

11. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, kamulaştırma bedelinin ödenmiş olması hâlinde başvurucunun mağdur sıfatının devam edip etmediğinin değerlendirilmesi gerektiği, diğer hak ihlali iddialarının ise kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyanlarında başvuru formunda belirtilen iddialarının yanı sıra ayrıca taşınmazın kamulaştırmasına ilişkin işlemde kamu yararının bulunmaması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ifade etmiştir.

12. Başvurucuların başvuru tarihinden sonra Bakanlık görüşüne karşı beyan dilekçelerinde taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin işlemde kamu yararı olmadığından ve kamulaştırmanın üçüncü kişilerin menfaati doğrultusunda yapıldığından yakındığı ancak başvuru formu ve eklerinde bu şikâyetlerine açık bir biçimde yer vermedikleri görülmüştür. Bu durumda başvuru formu ve eklerinde yer almayıp başvuru süresi sona erdikten sonra dile getirilen söz konusu şikâyetlerin değerlendirilebilmesi mümkün görülmemiştir. Başvurucuların diğer iddiaları mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.

13. Kamulaştırılan taşınmaz, başvurucuların mülkiyetinde bulunduğundan mülkün varlığı noktasında tartışma bulunmamaktadır. Ayrıca başvurucuların taşınmazının kamulaştırılmasının mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiği kuşkusuzdur. Anayasa Mahkemesinin çok sayıda kararında da belirtildiği üzere taşınmazın kamulaştırılması mülkten yoksun bırakma niteliği taşımaktadır (Mehmet Akdoğan ve diğerleri, B. No: 2013/817, 19/12/2013, § 32).

14. Uyuşmazlık konusu taşınmaz 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu çerçevesinde kamulaştırılmıştır. Dolayısıyla kamulaştırma yoluyla yapılan müdahalenin kanuni bir dayanağının olduğu kuşkusuzdur. Öte yandan lojistik merkezi kurulması için yapılan kamulaştırma işleminin kamu yararı amacına dayandığı hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Dolayısıyla kamu makamlarınca başvurucuların mülkiyet hakkına yapılan müdahaleyle gerçekleştirilmek istenen amaç ile bu amacı gerçekleştirmek için kullanılan araçlar arasında makul bir ölçülülük ilişkisinin olup olmadığı değerlendirilmelidir.

15. Anayasa Mahkemesi Mehmet Akdoğan ve diğerleri (B. No: 2013/817, 19/12/2013), Mukadder Sağlam ve diğerleri (B. No: 2013/2511, 22/1/2015), Abdülkerim Çakmak ve diğerleri (B. No: 2014/1964, 23/2/2017), Cevat Aydın, (B. No: 2014/13886, 4/10/2017), Kamil Darbaz ve Gmo Yapı Grup End. San. Tic. Ltd. Şti. (B. No: 2015/12563, 24/5/2018) ve Ali Taşgeldi (B. No: 2018/30814, 16/11/2021) kararlarında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu kararlarda, taşınmaz bedelinin tespitinin teknik ve uzmanlık gerektirmesi nedeniyle kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespitinin uzman mahkemelerin ve Yargıtayın bu konudaki uzman dairelerinin yetki ve görevinde olduğu, Anayasa Mahkemesinin görevinin kamulaştırma bedelinin tespiti yönteminin gerçek bedelin ödenmesini temin edip etmediğini incelemekten ibaret olduğu vurgulanmıştır. Öte yandan Anayasa Mahkemesinin bir temyiz mercii olmadığı, inceleme yetkisinin sınırlı olduğu ve bir temyiz mercii gibi hareket ederek derece mahkemesi kararlarını her yönüyle hukuka uygunluk denetimine tabi tutmayacağına dikkat çekilmiştir. Bununla birlikte Anayasa'nın 46. maddesine gerçek değerin kamulaştırma bedeli olarak ödenmesi mülkiyetten yoksun bırakılan malikler için anayasal bir güvencedir. Bu madde ışığında taşınmazın gerçek bedelinin ödenmediği durumlarda somut olayın şartları da gözetilerek müdahalenin orantılı olmadığı sonucuna ulaşılabilir.

16. Bu ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde başvuruculara ait kamulaştırılan taşınmazın arazi/tarla vasfında kabul edilerek net gelir yöntemine göre kamulaştırma bedelinin tespit edildiği anlaşılmıştır. Mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporlarında taşınmazın imar ve kullanım durumu nedeniyle arazi/tarla vasfında kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Sonuç olarak Mahkeme ve Daire tarafından benimsendiği anlaşılan bilirkişi raporlarındaki gerekçenin taşınmazın arazi/tarla olarak nitelendirilmesinin ilgili ve yeterli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

17. Başvurucular, dava konusu taşınmazla aynı bölgede ve aynı nitelikte olduğunu iddia ettikleri başka bir taşınmazın kamulaştırma bedelinin kiraz ürünü dikkate alınmak suretiyle daha yüksek belirlendiğini ileri sürmüştür. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan incelemede başvurucular tarafından emsal olduğu iddia edilen taşınmaza ilişkin görülen kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında taşınmazın kirazlık ve zeytinlik vasfında olduğunun tespit edildiği ve taşınmazın belirtilen nitelikleri dikkate alınarak kamulaştırma bedelinin belirlendiği görülmüştür. Kamulaştırılan taşınmazın ise üzerinde kiraz ağacı bulunmadığı yargılama sürecinde alınan bilirkişi raporlarıyla tespit edilmiş olup başvurucuların kabulündedir (bkz. § 10). Başvurucuların aynı bölgedeki taşınmazları kamulaştırma bedelinin farklı şekilde hesaplandığını öne sürmesi, Mahkemenin ulaştığı kanaatin keyfî olduğunun kabulü için tek başına yeterli değildir. Diğer yandan başvurucular tarafından emsal olarak gösterilen taşınmaz ile dava konusu taşınmazın aynı nitelikte olmadığı görülmüştür. Dolayısıyla dava konusu taşınmazın değerinin emsal taşınmazlardan farklı olarak tespit edildiği yönündeki iddianın temellendirilemediği anlaşılmıştır.

18. Öte yandan başvurucular taşınmazın bulunduğu ilçede kiraz üretimi yapılmasına rağmen buğday, kavun münavebesi dikkate alınarak kamulaştırma bedelinin belirlendiğinden yakınmıştır. Taşınmaz üzerinde kiraz ağacı bulunmadığı ve kiraz üretimi yapılmadığı bilirkişi raporlarıyla tespit edilmiştir (bkz. § 2). Başvurucuların fiili durum dışında taşınmazın bulunduğu bölgede çoğunlukla yetiştirilen ürünlere göre kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi gerektiğini ileri sürdüğü ancak bu iddialarını destekler mahiyette Yargıtay içtihadı sunmadığı görülmüştür. Bu kapsamda başvurucuların söz konusu tarımsal veriler ve münavebeye esas alınacak ürünlere ilişkin şikâyetleri hakkında yargılama makamlarınca 2942 sayılı Kanun'da öngörülen bedel tespiti prensiplerine uygun olarak kamulaştırma bedelinin hesaplandığı anlaşılmıştır.

19. Sonuç olarak; Anayasa Mahkemesinin önceki içtihatlarında ortaya koyduğu ilkeler uyarınca Mahkeme tarafından hükmedilen kamulaştırma bedelinin başvurucuların mülkiyet hakkına yapılan müdahaleyi orantılı kıldığı, müdahalenin taşıdığı kamu yararı ile başvurucuların mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengeyi bozmadığı sonucuna varılmıştır.

20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 2/4/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Ayşe Yeşil ve diğerleri [1.B.], B. No: 2020/22991, 2/4/2024, § …)
   
Başvuru Adı AYŞE YEŞİL VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2020/22991
Başvuru Tarihi 14/7/2020
Karar Tarihi 2/4/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kamulaştırma bedelinin düşük belirlenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Kamulaştırma bedeli, kamu yararı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi